BM, Fas'ın 'Nefret Söylemine Karşı Eylem Planını' onayladı

BM, Fas'ın 'Nefret Söylemine Karşı Eylem Planını' onayladı
TT

BM, Fas'ın 'Nefret Söylemine Karşı Eylem Planını' onayladı

BM, Fas'ın 'Nefret Söylemine Karşı Eylem Planını' onayladı

BMGK, Fas’ın sosyal istikrar ve kültürlerarası diyaloğu sağlayacak “barışın gerçekleşmesi için dinler ve kültürler arası diyalog çabası” önerisini kabul etti.
Barış kültürüyle ilgili çalışma takviminin içinde 73. oturumda kabul edilen karar, ayrımcılığa, düşmanlığa veya şiddete teşvik oluşturan yayın, video, sosyal medya yada herhangi bir aracın kınanmasına çağırıyor.
Fas, BMGK’da kararla ilgili sunumunu yaparken bu çağın içinden geçtiği çalkantılı dönemin en belirgin özelliğinin BM ilkelerine aykırı olarak ifade edilen nefret söylemi olduğu ve fikir özgürlüğünden yararlanılarak dini ve siyasi aşırılığın yaygınlaştığını belirtti. Sözcü son zamanlarda camilere yapılan saldırılara dikkat çekti.
Fas, dünyayı nefret söyleminin tehlikelerine duyarlı hale getirmenin önemine dikkat çekerek devletlerin dini düşünce ve inanca karşı yasal korumayı garanti ederek ayrımcılığı ve şiddete karşı olmaları gerektiğini söyledi. Ayrıca düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanılmasının dini taassuba karşı mücadelede önemine dikkat çekildi.
Üye devletlerce alınan karar, kalıcı barış ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yardımcı olmak için uzlaşmayı kuvvetlendirmeye ve dini şahsiyetlerin iç barışı sağlamaya teşvik edilmesine çağırdı. Kararda ayrıca, her yılın Şubat ayının ilk haftasının, tüm dinleri, mezhepleri ve inançları kapsayan bir küresel dinler arası uyum haftası olarak ilan edilmesi memnuniyetle karşılandı. Ayrıca, 14 Temmuz 2017 tarihinde BM Genel Sekreteri tarafından, dini liderlerin ve aktörlerin şiddete teşvik edilmesini önleyen çalışmalarının yanı sıra Genel Sekreterin 18 Haziran’da Nefret Söylemine Eylemine İlişkin Eylem Planı’nın yaptığı duyuru üzerine yaptığı açıklamada “Fas Eylem Planı” na atıfta bulundu. Plan “Rabat Planı” olarak biliniyor.



Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

TT

Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

Almanya'nın Tel Aviv Büyükelçisi Steffen Seibert, Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukayı kırmaya çalışırken Akdeniz'de İsrail askerleri tarafından alkonulan aktivistlerin İsrail'e götürüldüğünü bildirdi.

Seibert X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Tüm yolcular donanma tarafından İsrail'e nakledildi ve donanma bize hepsinin güvende olduğunu teyit etti. İsrailli yetkililer, aktivistlerden ülkeyi terk etmelerini istedi. Bir Alman vatandaşı için konsolosluk yardımı teklif ettik” ifadelerini kullandı.

Madleen, günler süren yolculuğun ardından gece saatlerinde, varış noktası olan Gazze Şeridi'ne ulaşmadan kısa bir süre önce İsrail güçleri tarafından durduruldu.

Özgürlük Filosu Koalisyonu, uzun süredir İsrail ablukası altında olan Gazze Şeridi’ne yardım ulaştırmayı amaçlıyordu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Madleen'in durdurulmasının, 2007 yılından bu yana Gazze Şeridi'ne uygulanan ve izinsiz gemilerin girişini engelleyen deniz ablukasına dayandığını belirtti.

Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından geminin durdurulmasının ardından yapılan açıklamada, “Madleen gemisindeki on iki aktivistin ve diğer tüm Filistinli tutukluların derhal serbest bırakılmasını, acımasız işgale ve ablukaya son verilmesini ve Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılması için tüm sınır kapılarının derhal açılmasını talep ediyoruz” denildi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun yardım gemisi Madleen'in ‘güvenli bir şekilde İsrail kıyılarına doğru yol aldığını’ bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın X platformundaki hesabı üzerinden yapılan paylaşımda, “Yolcuların kendi ülkelerine dönmeleri bekleniyor” ifadesi yer aldı.

Özgürlük Filosu Koalisyonu yaptığı açıklamada, Madleen'in uluslararası sularda ‘İsrail ordusu tarafından saldırıya uğradığını ve engellendiğini’ belirtti.

Açıklamada, “Gemiye yasadışı bir şekilde çıkıldı, silahsız sivillerden oluşan mürettebatı kaçırıldı ve bebek maması, gıda ve tıbbi malzemeler de dahil olmak üzere hayat kurtarıcı temel yardım malzemelerine el konuldu” denildi.

Özgürlük Filosu Koalisyonu Koordinatörü Huveyda Araf, İsrail'in gemide bulunanları gözaltına almak için yasal yetkisi olmadığını söyledi.

Araf, “Gemideki gönüllüler İsrail'in yargı yetkisi altında değildir, yardım sağladıkları ya da yasadışı ablukayı kırdıkları için suçlanamazlar… Keyfi ve hukuksuz gözaltlarına derhal son verilmelidir” ifadelerini kullandı.

Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Hiçbir şey bizi caydıramaz. Tekrar yelken açacağız. Kuşatma sona erene ve Filistin özgürleşene kadar durmayacağız. Bu el koyma uluslararası hukuku açıkça ihlal ediyor ve Gazze Şeridi'ne engelsiz insani erişim gerektiren Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) bağlayıcı kararlarına meydan okuyor.”

Aktivistler, İsrail'in Gazze Şeridi’ne engelsiz insani erişim sağlaması gerektiğini vurguluyor.

Ancak İsrail Dışişleri Bakanlığı, Gazze Şeridi açıklarındaki bölgenin 2007'den bu yana uygulanan deniz ablukası kapsamında izinsiz gemilere kapalı olduğunu ve Madleen'in bu nedenle durdurulduğunu belirtti.

Aktivistlerin İsrail kıyılarına ne zaman ulaşacakları ve ne zaman ülkelerine geri gönderilecekleri ise belirsizliğini koruyor.