Cebelitarık: İran’a ait Grace 1 gemisi bugün ayrılabilir

İran’a ait Grace 1 tankeri Cebelitarık’ta (Reuters-Arşiv)
İran’a ait Grace 1 tankeri Cebelitarık’ta (Reuters-Arşiv)
TT

Cebelitarık: İran’a ait Grace 1 gemisi bugün ayrılabilir

İran’a ait Grace 1 tankeri Cebelitarık’ta (Reuters-Arşiv)
İran’a ait Grace 1 tankeri Cebelitarık’ta (Reuters-Arşiv)

Cebelitarık Başbakanı Fabian Picardo,  Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırımlarını ihlal ederek Suriye’ye petrol taşıdığı gerekçesiyle 4 Temmuz’da alıkonulan İran’a ait Grace 1 petrol tankerinin bugün Cebelitarık’tan ayrılmasına izin verilebileceğini açıkladı.
Konuya ilişkin BBC’ye açıklamada bulunan Picardo, “Bu büyüklükteki bir gemi bir sonraki varış noktasına gereken lojistiği ayarladıktan sonra gidebilir. Bugün veya yarın olabilir” dedi.
Picardo, ABD’nin Grace 1 tankerine yönelik talebi hakkında gelen bir soruya ise “Yetkililer bunu objektif ve tamamen bağımsız olarak belirleyecek.  Daha sonra tekrar Cebelitarık Yüksek Mahkemesi’ne sunulacak. İş bir kez daha mahkemeye bırakılabilir” ifadeleri ile yanıt verdi.
Cebelitarık, dün söz konusu tankerin serbest bırakılmasına karar verdi ancak ABD'nin Grace 1’i devralma yönündeki talebinden sonra ne zaman yola çıkacağını bildirilmedi.
Diğer yandan, İran devlet televizyonunda yer aldığına göre İran Denizcilik ve Limanlar Kurumu Başkan Yardımcısı Celil İslami, İran'a ait Panama bayraklı Grace 1'in isim ve bayrağının değiştirildiği bilgisini verdi.
İslami, "Sahibinin talebi doğrultusunda Grace 1 petrol tankerine İran bayrağı takılıp, ismi de Adrian Darya olarak değiştirildikten sonra Akdeniz'de yol almaya hazırlanacak. Yakıt ikmali de dahil tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra 25 mürettebat yola çıkacak" şeklinde konuştu.
İran: Petrol gemisinin serbest kalması için taahhütte bulunmadık
Tasnim haber ajansının haberine göre İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi,  "İran, Grace 1 adlı tankerin serbest bırakılması için hiçbir taahhütte bulunmadı. Tankerin Suriye'ye gidip gitmeyeceğiyle ilgili kimseye güvence vermedik" diyerek, Tankerin Suriye'ye gidip gitmemesinin kimseyi ilgilendirmedğini söyledi.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise ABD’nin Cebelitarık’ın alıkoyduğu İran tankerini devralma talebini ‘korsanlık girişimi’ şeklinde niteledi.
İngiltere'ye bağlı Cebelitarık yönetimi, 4 Temmuz'da, AB’nin Suriye'ye yönelik yaptırımlarını ihlal ettiği gerekçesiyle İran’a ait Grace 1 isimli petrol tankerini alıkoymuştu.
İran ise 19 Temmuz'da İngiltere bandıralı Steno Impero isimli petrol tankerini Hürmüz Boğazı'ndan geçişi sırasında denizcilik kurallarına uymadığı gerekçesiyle alıkoymuştu.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.