Libya’daki saha gelişmeleri Hafter’e mi hizmet ediyor?

​BM Genel Sekreterinin Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame (Reuters)
​BM Genel Sekreterinin Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame (Reuters)
TT

Libya’daki saha gelişmeleri Hafter’e mi hizmet ediyor?

​BM Genel Sekreterinin Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame (Reuters)
​BM Genel Sekreterinin Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame (Reuters)

Mustafa el-Arabi
Libya’daki saha ve siyasi gelişmeler, General Halife Hafter’in önderlik ettiği ve başkent Trablus’un çevresinde savaşan Ulusal Ordu (LUO) lehine sonlanacak yeni bir aşamaya yöneldi. Aynı şekilde Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı güçler, hükümet liderliklerindeki boşluklarla eş zamanlı olarak bir çöküşe tanık oluyor.
Bu çerçevede LUO Genel Komutanlığı sözcüsü Tuğgeneral Ahmed el-Mismari, hava kuvvetlerinin Misrata şehrindeki milislere ait mevziilere 6 saldırı düzenlediğini açıkladı. Mismari, bu saldırıların belirli olduğunu ve mühimmat depolarının, operasyon odalarının ve uçakların havalandığı alanların bulunduğu askeri mevziileri hedef aldıklarını vurguladı.
Tuğgeneral Ahmed el-Mismari, geçen cuma günü gazetecilere yaptığı açıklamada, 6 saldırıdan üçünün oldukça sert olduğuna ve Grad füzeleri depolarını hedef aldığına dikkati çekti. Saldırıların, son derece güçlü patlamalara yol açtığını söyleyen Mismari, diğer bir saldırının da Giryan şehrindeki bir mühimmat deposuna yönelik olduğunu vurguladı.
LUO liderliğinin stratejisinin, UMH’nin arka mevziilerini, Misrata, Trablus ve Sirte’deki üsleri vurmaya yöneldiği belirtilirken, bu durumun da UMH’nin gücünü zayıflattığı ve LUO’nun başkentin güneyinde önemli bir ilerleme kaydetmesini sağladığı aktarıldı.
“Başarılı strateji”
Libyalı askeri bir uzman olan Naci Harişa, Independent Arabia’dan Mustafa el-Arabi’ye yaptığı açıklamada, ordunun yeni askeri stratejisinin başarısına değindi. Savaşçıların, kayıp verme oranını azalttığını söyleyen Harişa, bu stratejinin milislere savaşa atılan siviller olarak yaklaştığını söyledi. Naci Harişa, “LUO liderliği, sessiz şekilde mücadele ediyor. Özellikle de ordunun ilerlemesine karşı olan güçlerin bel kemiği sayılan Misrata olmak üzere önemli operasyon odalarını ve kampları vurmayı başardı” dedi.
Milis liderlerin, hükümet ve politikalarına yönelik ifadelerinde açıkça görünen öfkenin, hükümet güçlerinin saflarında yaşanan zayıflığı ve çöküşü yansıttığını vurgulayan Harişa, uluslararası açıdan yaşanan gelişmeler çerçevesinde Katar ve Türkiye gibi ülkelerin hükümete silah sağlama hususundaki verimliliğinin büyük ölçüde azaldığına dikkati çekti. Harişa, Türkiye ve Katar desteğinin zayıflamasının da hükümetteki saha komutanlarını utanç verici bir duruma soktuğunu vurguladı.
“Yeni hükümet”
Trablus’ta milis liderlerinin konumlarına dair son gelişmeler çerçevesinde İslami eğilimli gruplara yakın Libya müftüsü Sadık el-Giryani, isyancıları “desteklememekle” suçladığı, hatta son pozisyonlarını “şüpheli” olarak nitelediği UMH’ye sözlü saldırıda bulunarak, isyancılar içerisinden savaş hükümeti olarak adlandırılan yeni bir hükümet kurma çağrısı yaptı.
Öte yandan Trablus’taki bazı milis liderleri, LUO’ya bağlı hava kuvvetlerinin silah depolarını içeren arka pozisyonlarını bombaladıktan sonra kuvvetlerin silahlanma kabiliyetinin zayıfladığını vurguladı.
(Libyalı taraflar ve Faiz es-Serrac başkanlığındaki UMH arasında Fas’ta imzalanan) Suheyrat Anlaşması’yla doğmuş bir danışma heyeti olan Yüksek Devlet Konseyi, UMH’ye Trablus’a saldıran güçlere karşı caydırıcı bir tavır alma çağrısında bulundu.
Siyasi düzeyde ise Kasım ayında Libya meselesiyle ilgili uluslararası tarafları bir araya getirecek olan Berlin konferansının ilk sızıntıları, Libya’ya silah akışını engellemek için Libya kıyıları üzerindeki kontrolün güçlendirilmesi de dahil olmak üzere UMH’nin aleyhine kararlara yönelme yaşandığını gösteriyor.
Ordu, geçen cuma günü yaptığı açıklamada, Berlin konferansına yönelik tutumunu yinelerken, “Terörizm ortadan kaldırılmadan ve silahlı örgütler dağıtılmadan herhangi bir siyasi süreç olmayacak” dedi. LUO sözcüsü Ahmed el-Mismari de teröristlerin ve suç çetelerinin çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığını vurguladı.
Terörizmin ortadan kaldırılması
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre, Berlin’de bir araya gelen liderler, “siyasi süreci ilerletmek için engellerin aşılması” çağrısında bulundu. Askeri operasyonun amacının, yalnızca Libya’nın değil, tüm dünyanın savaştığı terörizmi ortadan kaldırmak olduğu ifade edildi.
Libya Politika Çalışmaları Birliği’nden araştırması Mansur Selame, yaklaşan siyasi gelişmelerin şeklinin “bu alanda ordu tarafından yapılacak yakın değişikliklerle” bağlantılı olduğunu söyleyerek, “Milislerin hükümeti sömürmesini engellemek için dışarıdan bir müdahale beklemenin boşuna olduğunu düşünüyorum. Roma ve Paris toplantıları hala akıllarda. Bu nedenle Berlin görüşmelerini de alandaki sonuçlar belirleyecektir” dedi.
Independent Arabia’ya mevcut gelişmelerle ilgili olarak açıklama yapan Selame, “Hükümetin sesi çıkmıyor. Kendisini destekleyen bölgesel taraflara güvendiği karmaşık bir durumda yaşıyor. Bu durum, medya organlarına göre Katar ve Türkiye’nin bu toplantılara katılmayacağının ilan edilmesi sonrasında Serrac’ın ‘Libya meselesinde yer alan herkesin Berlin konferansına dahil edilmesi’ yönünde ortaya koyduğu taleplerden de açıkça anlaşılıyor” ifadelerini kullandı. Uluslararası durumun hükümeti destekleyen terör hücrelerin bulunduğuna dair bazı göstergelerle şekillendiğini söyleyen Mansur Selame, “Fakat tüm bunlar yeterli değil. Liderlik ve Temsilciler Meclisi, terörizm, yasadışı göç ve enerji gibi uluslararası aktörler açısından önemli sorunları ele alan açık bir çözüm programı için kapsamlı bir siyasi vizyon sağlamalıdır” dedi.



Suriye Kürt Konseyi: Şam hükümetiyle ciddi diyalog gerekli

Suriye Demokratik Güçleri mensupları (Arşiv- Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri mensupları (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Kürt Konseyi: Şam hükümetiyle ciddi diyalog gerekli

Suriye Demokratik Güçleri mensupları (Arşiv- Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri mensupları (Arşiv- Reuters)

Suriye Kürt Ulusal Konseyi dün yaptığı açıklamada, Kürt sorununa adil ve kapsamlı bir çözüm sağlamak ve Suriye devletinin gelecekteki şeklini belirlemek için hükümetle ciddi diyaloğun gerekliliğini vurguladı.

Konsey açıklamasında, "Suriye halkının tüm unsurları arasında sürekli iş birliği ve ortak eylemin gerekliliğini, Suriye'nin tüm unsurlarını kapsayan demokratik, çoğulcu bir devlete yönelik herkesin özlemlerinin yerine getirilmesinin sağlanmasının önemini" yineledi.

Açıklamada, geleceğin şekillendirilmesinde Suriye toplumunun tüm bileşenlerinin aktif ve kapsayıcı katılımını gerektiren yeni Suriye devletinin inşa aşamasına odaklanılması çağrısında bulunuldu. Ayrıca, Kürt halkının "maruz kaldıkları ulusal hakların reddedilmesine ve dışlanmasına rağmen" Suriye'deki siyasi yaşamın geliştirilmesindeki rolü vurgulandı.


ABD Senatörü Sanders: İsrail çocukları aç bırakıyor ve Gazze Şehrini yok ediyor

ABD Senatörü Bernie Sanders (AFP)
ABD Senatörü Bernie Sanders (AFP)
TT

ABD Senatörü Sanders: İsrail çocukları aç bırakıyor ve Gazze Şehrini yok ediyor

ABD Senatörü Bernie Sanders (AFP)
ABD Senatörü Bernie Sanders (AFP)

Önde gelen ABD'li Demokrat Senatör Bernie Sanders bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını eleştirerek, İsrail'in çocukları sistematik olarak aç bıraktığını ve Gazze Şehrini bombalar ve buldozerlerle yok ettiğini söyledi.

Sanders, ABD Başkanı Donald Trump ve Kongre'yi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Amerika'daki İsrail yanlısı lobi gruplarından biri olan Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi'ne (AIPAC) karşı durmaya çağırdı.

 Gazze Şehri'ndeki bir binayı bugün hedef alan İsrail bombardımanının ardından yangın ve duman (AP)Gazze Şehri'ndeki bir binayı bugün hedef alan İsrail bombardımanının ardından yangın ve duman (AP)

Sanders, İsrail'in Gazze'deki zulmünün bedelini büyük ölçüde Amerikan vergi mükelleflerinin ödediğini vurgulayarak, İsrail'e askeri yardımın kesilmesini ve Gazze Şeridi'ndeki “etnik temizlik”in sona erdirilmesini talep etti.


Nur Adamları, kıyı bölgesinde çatışmaları yeniden alevlendiren Suriyeli grup

Nur Adamları grubu, Genel Güvenlik araçlarına ve hükümet güçlerine pusu kurmaya odaklanıyor (Independent Arabia)
Nur Adamları grubu, Genel Güvenlik araçlarına ve hükümet güçlerine pusu kurmaya odaklanıyor (Independent Arabia)
TT

Nur Adamları, kıyı bölgesinde çatışmaları yeniden alevlendiren Suriyeli grup

Nur Adamları grubu, Genel Güvenlik araçlarına ve hükümet güçlerine pusu kurmaya odaklanıyor (Independent Arabia)
Nur Adamları grubu, Genel Güvenlik araçlarına ve hükümet güçlerine pusu kurmaya odaklanıyor (Independent Arabia)

Mustafa Rüstem

Bu yıl mart ayında Suriye’de kıyı bölgesinde yaşanan olaylar, arkalarında kanlı çatışmalar bıraktı. Kendisine eşlik eden ve yeni otoritenin “bireysel” olarak nitelendirdiği ihlaller de ardında sivillerin ruhlarında derin yaralar açtı. Söz konusu olaylar, Genel Güvenlik güçlerine yönelik tekrarlanan suikast ve saldırıların ardından, güvenlik güçlerinin yanıt olarak eski rejimin kalıntılarıyla bağlantılı grupların peşine düşmesinden sonra çatışmaların alevlenmesiyle başlamıştı. Bugün ise çatışmayı yeniden alevlendiren yeni bir silahlı grup ortaya çıktı.

Cevad Tugayları

Suriye'nin batısında bulunan ve Lazkiye ile Tartus vilayetlerini kapsayan kıyı bölgesindeki karmaşık durumu daha da karmaşıklaştıran bir gelişme yaşandı ve kendisine Ricalu'n Nur (Nur Adamları) adını veren, Cevad Tugayları lakaplı yeni bir silahlı grup ortaya çıktı. Grup, hükümet güçlerini hedef alan faaliyetlerini duyurdu ve ilk operasyonunu bir video ile belgeledi.

Nur Adamları grubu, 2 Ağustos'ta kendi açıklamalarını ve konuşmalarını içeren resmi bir sayfa oluşturdu. Bunlardan ikisi ayrı açıklamalardı. İlk açıklama, 14 Ağustos'ta bir Genel Güvenlik aracının hedef alınmasının ardından video olarak yayınlandı. İkinci video açıklaması ise 1 Eylül'de yayınlandı ve bir hükümet tesisine yönelik saldırıyı belgeliyordu. Güvenlik ve askeri işler uzmanı Albay Muhsin Hamdan, “bu askeri örgütün medyada bir yankı oluşturmanın ötesine geçmediğini ve sahada bir etkiden, haritaları yeniden çizme gücünden yoksun olduğunu” kesin bir biçimde belirtti. Nur Adamları grubu ve eylemleri, kendi kuluçka merkezine yönelik ve Genel Güvenlik veya yeni otorite ile iş birliği yapılmaması yönünde uyarıda bulunan bir bildirgeden başka bir şey değil” diye ekledi.

Yeni grubun duyurusu, kıyıda bir bölgesel yönetim kurma çağrısıyla eş zamanlı olarak geldi (Independent Arabia)Yeni grubun duyurusu, kıyıda bir bölgesel yönetim kurma çağrısıyla eş zamanlı olarak geldi (Independent Arabia)

Kimliği bilinmiyor

Silahlı grubun kıyı bölgesinde yaşayan Suriyelilere hükümet ile iş birliği yapmamaları konusunda uyarılarda bulunma konusundaki istekliliği ve gayreti belirgin. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre gözlemciler bunu, “Sahil Kalkanı” olarak bilinen grupların körüklediği mart ayındaki kanlı olaylardan bu yana var olan anlaşmazlığı derinleştirme girişimi olarak değerlendiriyor. Bahsi geçen kanlı olaylar, Sahil Kalkanı gruplarının, isyan eden ve silahlanıp yeni otoriteye direnmeyi tercih eden rejim kalıntılarını takip ederken, Cebele'de bir güvenlik güçleri konvoyunu hedef alarak 16 askeri öldürmelerinin ardından yaşanmıştı. Lazkiye'den yerel bir kaynak, Nur Adamları grubunun, Mikdad Fatiha liderliğindeki Sahil Kalkanı grubunun aksine hala bilinmediğine inanıyor. “Kimliği bilinmeyen herhangi bir gruba şüpheyle yaklaşılması gerektiğini, amaçları muhtemelen halk ile hükümet arasındaki uçurumu derinleştirmek, hatta son kıyı çatışmalarından beri var olan uçurumun kapanmamasını sağlamak olduğunu” belirtiyor.

Nur Adamları ve Lazkiye ilindeki diğer aktif grupların rolünü araştıran bir saha kaynağı, bazı silahlı grupların hükümet güçlerine yaklaşmamaları veya onlarla iş birliği yapmamaları için sivilleri korkuttuğunu ortaya koydu. Bu arada, bir videoda, silahlı bir gruba katılmadığı için kıyı bölgesinin kırsalında bir adamın aşağılandığı görülüyordu. Yeni otoriteye karşı çıkan askeri grubun doğuşu, Suriye genelinde sahada görülen karmaşık bir gerçekliğin ortasında geldi. Suriye Demokratik Güçleri (SDG), merkezi olmayan yönetim seçeneğine bağlı kalmaya devam ederken, kendisine bir de güney Suriye'de Süveyda'daki Dürzi toplumu eklendi. İsrail'in hava saldırıları ve çatışma hatlarına yönelik baskınları da devam ediyor.

Meyhub ve kafa kesme

Bu arada, silahlı grup gerilla savaşı prensibiyle faaliyet gösteriyor ve sınırlı sayıda kişiyle pusular kuruyor. Askeri gözlemciler, üyelerinin “eski askeri ve güvenlik kurumlarının mensupları olabileceğine ve onların saflarında görev yapmış olabileceğine” inanıyor. Zira ordu personeli ve gönüllüler çeşitli uzmanlık alanlarında eğitim aldı ve birçoğu geçen yıl aralık ayında rejimin devrilmesinin akabinde işten çıkarıldıktan sonra artık görevde değil. Nur Adamları grubu, ağustos ortasında Lazkiye kırsalında Genel Güvenlik Kuvvetleri'ne ait bir aracın hedef alındığı eylemin videosunu Facebook'ta paylaşmıştı. Operasyona beş kişi katılmış, gözetleme, izleme, patlatma ve belgeleme faaliyetlerinde bulunmuşlardı. Bu yeni kurulan milis grupların net bir talep açıklamaması, eylemlerinin kıyı şeridinde meydana gelen ihlallere “misilleme” olarak nitelendirilmesine neden oldu. Şeyh Salih el-Mansur'un yeni otorite tarafından yargılanmadan gözaltına alınmasına misilleme olarak yapılan eylemlerden bahseden açıklamalar yapıldı. Nur Adamları yayınladığı açıklamada, tutuklamayı keyfi olarak nitelendirdi ve Şeyh Mansur'un sağlığının kötüleşmesi nedeniyle yetkilileri sağlığından sorumlu tutarak, derhal serbest bırakılmasını talep etti. Grup ayrıca videoya eşlik eden kayda göre, “Beşşar Meyhub ve arkadaşları” için düzenlenen eylem hakkında da bir duyuruda bulundu. Beşşar Meyhub adlı gencin, yabancı bir savaşçı tarafından öldürüldüğü, kafasının kesilip bir arabanın kaputuna yerleştirildiği ve mahallede dolaştırıldığı aktarılmıştı. İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada bunu yalanlayarak bir “iddia” olarak nitelendirmişti. Bakanlık açıklamasına, üyeleri arasında genç Meyhub'un da bulunduğu bir terör hücresinin görüntülerini de ilave etti. Böylece Meyhub'un hayatta olduğu ve İç Güvenlik Bakanlığı'nın onu bir hapishaneye naklettiği ortaya çıktı.

Nur Adamları’nın eylemleri, Suriye Sahili Ulusal Buluşması’nın kıyıda bir yönetim kurma projesini duyurmasıyla aynı zamana denk geldi ve bu durum, Beşşar Esed sonrası dönemde bölünme veya ademi merkeziyetçiliğe yönelik milliyetçi söylemin artışına işaret ediyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.