İsrail, Şam yakınlarına hava saldırısı düzenledi

İsrail, Şam yakınlarına hava saldırısı düzenledi
TT

İsrail, Şam yakınlarına hava saldırısı düzenledi

İsrail, Şam yakınlarına hava saldırısı düzenledi

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) tarafından yayınlanan bir rapora göre, İsrail savaş uçakları salı sabahı Suriye'den İsrail'e atılan roketlere yanıt olarak Şam yakınlarında hava bombardımanı düzenledi.
Suriye Resmi Haber Ajansı (SANA), sabah saatlerinde Şam Uluslararası Havaalanı yakınlarında patlama sesi duyulduğunu bildirdi ancak ayrıntı vermedi.
AFP'ye konuşan Gözlemevi Müdürü Rami Abdurrahman, “İsrail uçakları, Şam'ın güneyinde ve güneybatısında, İsrail'e roket saldırısının başlatıldığı yaklaşık beş noktayı hedef aldı” dedi.
Abdurrahman, “Bu bölgeler rejim güçlerine bağlı gruplara ait. Bu gruplar, Lübnan Hizbullah’ı veya Filistinli gruplar olabilir” dedi.
İsrail ordusu, sabah saatlerinde hava savunma sisteminin Suriye'den İsrail topraklarına atılan dört roketi imha ettiğini belirtti ve roketlerin hiçbirinin İsrail'de bir hedefi vurmadığını açıkladı.
İsrail'den Suriye'de gerçekleştirilen hava bombardımanı hakkında yorum yapılmadı.
Geçtiğmiz salı günü Şam'da gerçekleştirilen bir İsrail bombardımanında, Filistinli İslami Cihad Örgütü Siyasi Büro üyesi Ekrem el-Acuri'nin oğlu da dahil iki kişi hayatını kaybetti. Öte yandan Suriye Resmi Haber Ajansı, İsrail’in Gazze Şeridi’nde Beha Ebu’l Ata’ya suikast düzenlediğini duyurmuştu.
Suriye Resmi Haber Ajansı'na (SANA) göre, “İsrail saldırısında üç füze atıldı. Füzelerden ikisi Acuri'nin El-Mezze bölgesindeki evine isabet etti. Saldırıda Acuri'nin oğlu Muaz’ın yanı sıra bir kişi daha öldü. On kişinin de yaralandığı kaydedildi. Bunun üzerine İslami Cihad Örgütü Siyasi Büro üyesi Ekrem el-Acuri'nin evinin hedef alınması ve oğullarından birinin öldürülmesi üzerine örgüt alarm durumu ilan etti ve bu saldırganlıkla yüzleşeceğini açıkladı.
Son yıllarda, İsrail Suriye'deki bombardımanlarını yoğunlaştırdı. Esas olarak Suriye ordusuna ve İran ve Hizbullah’a ait hedefleri bombalıyor. Öte yandan İsrail, İran'ın Suriye'de askeri bir varlık oluşturma girişimlerine ve Hizbullah’a sofistike silahlar göndermesine karşı koymaya devam edeceğini yineledi. Suriye Gözlemevi, bir İHA’nın pazar akşamı Suriye-Irak sınırına yakın, Deyrizor’un doğusundaki Ebu Kemal kentinin bir mahallesinde rejim kuvvetlerine bağlı Haşdi Şabi’ye ait bir aracı hedef aldığını söyledi. Araç kullanılamaz hale geldi ve aracın içindeki herkes yaşamını yitirdi. Aracı hedef alan uçağın aidiyeti belirlenemedi.
Saldırı, Ebu Kemal kırsalındaki Ramadi köyünde İran yanlısı milislerin mevkilerini hedef aldı yaşanan can kaybına dair herhangi bir ayrıntı verilmedi. Suriye Gözlemevi’nin bazı kaynaklardan edindiği bilgiye göre birkaç gün önce bölgede patlama sesi duyuldu ancak daha fazla ayrıntının bilgisine ulaşılamadı.
Suriye Gözlemevi geçtiğimiz ayın 12’sinde, aidiyeti bilinmeyen İHA’ların, İran kuvvetlerinin ve milislerinin kontrolü altında bulunan Ebu Kemal semaları ile doğudaki Deyrizor şehrinin kırsalı üzerinde uçuş gerçekleştirdiğini İran kuvvetlerinin uçaksavarlar ile İHA’ları hedef aldığını açıkladı.
Tansiyonun yükselmesi, destek güçlerin bölgeye gönderilmesi ve Suriye’den, Golan'daki İsrail ordusunun mevkilerine 4 füze atılması üzerine Celile’de kapsamlı savaş seferberliği ilan edildi. Bu gelişmeler ışığında İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi saldırılara temkinli bir şekilde cevap verilmesi gerektiğine karar verdi. Aviv Kochavi, Netanyahu'nun Başbakanlıktaki konumunu güçlendirmek ve Arap milletvekillerinin oylarına dayalı bir hükümet kurulması olasılığını ortadan kaldırmak için böylesi bir fırsatı yakaladığı sırada, ordusunun savaşı başlatan taraf olmakla suçlanmaması için saldırılara temkinli yaklaşmaya karar verdi. İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Yahudi yerleşim yerlerinde yaşayanlar salı günü sabah saatlerinde panik içinde uyandılar. İsrail ordusu bu bölgedeki vatandaşların barınaklara veya diğer güvenli alanlara girmeleri için uyarı sirenleri çaldı. İsrail ordusu, 4 roketin Suriye topraklarından Golan'daki mevkilerine doğru ateşlendiğini açıkladı. İsrail’in hava savunma sistemi “Demir Kubbe” Suriye’den yollanan füzeleri İsrail mevkilerine düşmeden havada imha etti. İsrail, İran’a karşı bir savaş başlatmakla suçlanmamak için bu saldırıya temkinli bir şekilde cevap verdi. İsrail ordusu Hizbullah ve diğer İran milislerinin aktif olduğu Şam'ın güneyindeki ve batısındaki mevkileri bombaladı.
Arap kaynaklarına göre, İsrail bu bölgeleri beş roketle hedef aldı. İsrail, ülkesine yönelik hiçbir saldırının cevapsız bırakılmaması politikasını bir kez daha hayata geçirdi. Ancak orduya yakın kaynaklar, İsrail ordusunun, İran’ın tansiyonu yükseltmesine karşılık daha üst perdeden bir cevap verme niyetinde olmadığını ve temkinli hareket edileceğini belirtti. İsrailli askeri analistler, roketlerin Suriye topraklarından ateşlendiğini belirtti. Dün sabah saatlerinde İsrail’e atfedilen bir operasyon gerçekleşti. İsrail Hava Kuvvetleri, İslami Cihad Örgütü Siyasi Büro üyesi Ekrem el-Acuri'ye yönelik bir suikast girişiminde bulundu. İsrail ordusu Şam'daki Acuri’nin Mezze banliyösündeki evini hedef aldı ancak Acuri bu suikastten kurtuldu. Oğlu Muaz öldürüldü ve karısı yaralandı. Öte yandan İsrail’in geçtiğimiz salı günü Gazze’de düzenlediği hava saldırısında Beha Ebu’l Ata hayatını kaybetmişti.
Analistler, üst düzey askeri kaynaklardan edindikleri bilgilere ışığında, iki suikastten birisinin başarılı diğerinin ise başarısız olduğunu belirttiler. Bu suikastler İran için bir mesaj anlamına geliyor. İsrail’in İran’a yönelik politikasının belirleyicilerinden biri olan Eski İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Yaakov Amidror, “Bölgede olan biten ateş çemberi olarak adlandırılabilir. İran, İsrail Devleti etrafında bir ateş çemberi oluşturmaya çalışıyor. Hamas dahil çevredeki tüm örgütler öyle ya da böyle İran tarafından bir şekilde destekleniyor. Ancak içlerinde yalnızca İslami Cihad İran bütçesinden besleniyor. Doğru, İslami Cihad, İran’ın İsrail Devleti etrafında inşa ettiği savaş mekanizmasının güçlü ya da çok önemli bir parçası olarak görülemez. Ancak bu örgüt İran için ezici bir güçtür, çünkü Gazze'yi ateş çemberinin bir parçası haline getirmeyi başarmıştır” açıklamalarında bulundu. İsrailli askeri analist Roni Daniel, askeri kaynaklardan edindiği bilgiler doğrultusunda İsrail'in Kanal 2 televizyonuna salı günü yaptığı bir açıklamada,” Tel Aviv'deki yetkililer, dün sabah saatlerinde Suriye’den, İsrail topraklarına dört roketin fırlatılmasının İran'ın aylardır sürdürdüğü yeni politikasının bir parçası olduğunu düşünüyor. İran, İsrail’in herhangi bir askeri operasyonunun cevapsız kalmaması anlayışı üzerine benimsediği siyaseti uyguluyor. İsrail’de aynı politikayı benimsiyor. Bu sebeple, herhangi bir gelişme veya saldırı ile karşı karşıya kalınması ihtimaline karşı kuzeyde alarm durumu ilan etti.
Son gelişmeler üzerine, Netanyahu iki büyük parti olan Likud ve Mavi-Beyaz İttifakı arasında bir birlik hükümeti kurulması gerektiğini ilan etti. Netanyahu, böyle bir hükümetin kurulması ihtimalini arttırmak amacıyla Rus kökenli Yahudilerin desteklediği Evimiz İsrail (Yisrael Beiteinu) Partisi lideri Avigdor Liberman ile bir araya geldi. Netanyahu, "İsrail’in karşı karşıya kaldığı zorlu güvenlik durumu, İsrailli yetkililere birtakım çıkarları kenara bırakmalarını gerekli kılıyor. İsrailli yetkililer, zorluklarla güçlü bir şekilde yüzleşebilecek bir acil durum hükümeti kurmalılar" dedi.



Irak: Asaib Ehli’l Hak, ABD’yi Irak'tan çıkarmanın zorluğunun farkında

Asaib Ehli’l Hak lideri Kays el-Hazali (AFP)
Asaib Ehli’l Hak lideri Kays el-Hazali (AFP)
TT

Irak: Asaib Ehli’l Hak, ABD’yi Irak'tan çıkarmanın zorluğunun farkında

Asaib Ehli’l Hak lideri Kays el-Hazali (AFP)
Asaib Ehli’l Hak lideri Kays el-Hazali (AFP)

Asaib Ehli’l Hak lideri Kays el-Hazali, ABD askerlerinin Irak'tan çıkmasının zorluğunu kabul ederek, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin teknik mekanizmalarla çekilmeyi yönetebileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Irak medyasından aktardığı habere göre Hazali dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, “ABD’lilerin Irak’tan çıkışı kolay bir mesele değil” ifadesini kullandı.

Hazali, ‘işgalci gücün halk tarafından ve siyasi olarak reddedilmesi gerektiğini’ belirterek, “Irak'ın güçlü bir pozisyona sahip olduğunu ve iradesini dayatabileceğini” vurguladı.

Hazali, “Başbakan, ABD güçlerinin teknik gerekçelerle ayrılacağı tarihi belirlemek için askeri uzmanların görüşünü bekliyor” şeklinde konuştu.

Direniş gruplarının ve operasyonlarının ‘işgalci güce net mesajlar gönderdiğini’ ifade eden Hazali, ‘ayrılış tarihinin uzun sürmeyeceğini’ belirtti. Hazali, iktidarda bulunan Koordinasyon Çerçevesi’nin liderlerinden biri ve hareketinin hükümette ‘yüksek öğrenim’ portföyünü yöneten bir bakanı var.


Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail saldırıları sürerken Deyr el-Balah'ta iki doktor öldürüldü

İsrail ordusunun Refah'ta verdiği tahliye emrinin ardından Han Yunus'a doğru giden yerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
İsrail ordusunun Refah'ta verdiği tahliye emrinin ardından Han Yunus'a doğru giden yerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
TT

Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail saldırıları sürerken Deyr el-Balah'ta iki doktor öldürüldü

İsrail ordusunun Refah'ta verdiği tahliye emrinin ardından Han Yunus'a doğru giden yerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
İsrail ordusunun Refah'ta verdiği tahliye emrinin ardından Han Yunus'a doğru giden yerinden edilmiş Filistinliler (EPA)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Kurumu bugün (Pazar) yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Deyr el-Balah şehrine düzenlediği hava saldırısında iki doktorun hayatını kaybettiğini duyurdu.

Sivil Savunma Kurumu'ndan yapılan açıklamada, “Dr. Muhammed Nemr Kazaat ve oğlu Dr. Yusuf'un, İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Deyr el-Balah şehrine düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybettiği ve cesetlerinin Aksa Şehitleri Hastanesi'ne nakledildiği” bildirildi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre iki doktor, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Tel el-Hava mahallesindendi. Ancak İsrail ile Hamas arasında başlayan savaşın ardından Deyr el-Balah'a göç etmek zorunda kaldılar.

İki doktorun ölümü, İsrail saldırılarının Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde, özellikle de güneydeki Refah'ta devam ettiği ve İsrail ordusunun dün (Cumartesi) şehrin doğusundaki diğer mahallelerin sakinlerinden tahliye edilmelerini istediği bir zamanda gerçekleşti.

AFP muhabirleri, Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerine gece boyunca düzenlenen saldırılarda, sağlık kaynaklarına ve görgü tanıklarına göre 30'dan fazla kişinin öldüğünü bildirdi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, bugün İsrail'in Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerine yönelik bombardımanında beş kişinin öldüğünü ve çok sayıda kişinin de yaralandığını bildirdi. Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre, İsrail savaş uçaklarının kentin güneydoğusundaki Zeytun mahallesinin güney eteklerine açtığı yoğun ateşin ardından Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesi'ne iki ölü ve beş yaralı ulaştırıldı.

İsrail'in gerçekleştirdiği üç hava saldırısı, Gazze'nin güneydoğusundaki Zeytun mahallesindeki evleri hedef aldı. Saldırılar sonucu bir kişi öldü, altı kişi de yaralandı.

Refah'a büyük bir saldırı düzenleneceğine dair uluslararası uyarılara rağmen İsrail ordusu hafta başından bu yana kentin doğusuna saldırılar düzenliyor.

Gazze Şeridi’nde devam eden savaş, 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'in güneyine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı düzenlemesi ve çoğu sivil bin 170’ten fazla kişinin ölümüne yol açmasının ardından patlak verdi.

İsrailli yetkililere göre 250'den fazla kişi esir alındı; bunlardan 128'i halen Gazze'de tutuluyor, 36'sı ise hayatını kaybetti.

Saldırıya yanıt olarak Hamas'ı ‘ortadan kaldırma’ sözü veren İsrail, o zamandan bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil 34 bin 971 kişinin ölümüne neden olan yıkıcı bir bombardıman ve kara operasyonu başlattı.


Hizbullah, İsrail'in kuzeyindeki bir askeri üssü insansız hava araçlarıyla hedef aldığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırı (EPA)
Lübnan-İsrail sınırı (EPA)
TT

Hizbullah, İsrail'in kuzeyindeki bir askeri üssü insansız hava araçlarıyla hedef aldığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırı (EPA)
Lübnan-İsrail sınırı (EPA)

Hizbullah dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, insansız hava araçlarıyla (İHA) İsrail'in Beyt Hilel Askeri Üssü’nü hedef aldığını duyurdu.

Açıklamanın devamında, saldırıda üssün yanı sıra “Demir Kubbe platformlarının da hedef alındığı, bunların doğrudan vurulduğu ve bazılarının tamamen devre dışı bırakıldığı” ifade edildi.

Hizbullah dün şafak vakti İsrail'in kuzeyindeki Metula'da İsrail askerlerinin bulunduğu bir binayı hedef aldığını duyurdu.

Hizbullah, Telegram üzerinden yapılan açıklamada, savaşçılarının binayı ‘doğrudan vurmayı’ başardığını ve operasyonun ‘Gazze Şeridi'ndeki kararlı Filistin halkını desteklemek ve İsrail'in güney köylerine (özellikle de Tayr Harfa) yönelik saldırılarına yanıt vermek için’ gerçekleştirildiğini belirtti.

Diğer yandan İsrail ordusu, Lübnan'dan fırlatılan iki İHA’nın Beyt Hilel bölgesine düştüğünü ve olayda yaralanan olmadığını belirtirken, bölgede sirenlerin çaldığı kaydedildi.

Bir yandan İsrail ordusu, diğer yandan Lübnan'daki Hizbullah ve silahlı Filistinli gruplar arasında 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail saldırılarının başlamasından bu yana neredeyse her gün sınır ötesi bombardıman yaşanıyor.


Sınır savaşı Hizbullah'ı tüketirken İsrail'i endişelendiriyor

İsrail'in Lübnan'ın güneyinde bulunan Mervahin kasabasını hedef alan hava saldırısı sonucu bölgeden dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyinde bulunan Mervahin kasabasını hedef alan hava saldırısı sonucu bölgeden dumanlar yükseliyor. (AFP)
TT

Sınır savaşı Hizbullah'ı tüketirken İsrail'i endişelendiriyor

İsrail'in Lübnan'ın güneyinde bulunan Mervahin kasabasını hedef alan hava saldırısı sonucu bölgeden dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyinde bulunan Mervahin kasabasını hedef alan hava saldırısı sonucu bölgeden dumanlar yükseliyor. (AFP)

Hizbullah'ın Gazze Şeridi'ne destek vermek amacıyla başlattığı Güney Lübnan savaşı birkaç gün önce yedinci ayına girerken, Hizbullah savaşçılarının ‘eylemlerinde değişiklik’ ve askeri stratejilerinde ‘ayarlamalar’ yaptığını açıklamasıyla buradaki operasyonlar da yeni şekiller almaya başladı.

Mevcut savaş, Hizbullah'ın 2006'da İsrail'e karşı verdiği son savaşa kıyasla coğrafi olarak sınırlı kalıyor. Ancak uzmanlar, aylar süren çatışmaların ardından savaşın Hizbullah'a karşı bir ‘yıpratma savaşına’ dönüştüğünü ve Hizbullah'ın kayıp sayısının Temmuz 2006'daki savaşa yaklaştığını söylüyor. Her ne kadar 18 yıl önceki savaş 350 Hizbullah savaşçısının ölümüyle sonuçlanmış olsa da, mevcut savaşta kayıp sayısı 300'e yaklaşmış durumda.

Hizbullah'ın yıpranma süreci devam ederken İsrail, son olarak dün (cumartesi) bir askeri üsse iki insansız hava aracının (İHA) fırlatılmasıyla Lübnan'dan gelecek saldırılardan endişe etmeye devam ediyor. Ülkenin güneyindeki çatışmalar önceki günlere kıyasla daha hafif bir tempoda devam ederken Cuma günü Beyrut'ta düzenlenen bir törende konuşan Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım şu soruyu yöneltti: “Güney cephesindeki performansın nasıl değiştiğini, Mücahid kardeşlerin aldıkları derslerden, derslerden ve son dönemde kullanılan konulardan yararlanarak bunların bir kısmını tedavi edip belli kabiliyetleri ortaya çıkardıklarını fark etmediniz mi?!”

Kasım, “Dünyadaki tüm savaşlarda, savaş sona erdiğinde artıları ve eksileri üzerinde çalışılır ve bir sonraki savaş için olumsuzluklar ele alınır. Biz ilk iki aydan bu yana artı ve eksileri inceledik ve önemli bir başarı elde etmek için gerekli düzenlemeleri yaptık, mücahitler de bunu yaptı” ifadelerini kullandı.


Borrell, sivillerin Refah'ı boşaltmaya ve güvenli olmayan bölgelere zorlanmasını kınadı

Filistinli bir aile Han Yunus'a doğru giderken arabanın kaputunda oturan bir çocuk (AFP)
Filistinli bir aile Han Yunus'a doğru giderken arabanın kaputunda oturan bir çocuk (AFP)
TT

Borrell, sivillerin Refah'ı boşaltmaya ve güvenli olmayan bölgelere zorlanmasını kınadı

Filistinli bir aile Han Yunus'a doğru giderken arabanın kaputunda oturan bir çocuk (AFP)
Filistinli bir aile Han Yunus'a doğru giderken arabanın kaputunda oturan bir çocuk (AFP)

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, sivillerin güney Gazze Şeridi'ndeki Refah'ı güvenli olmayan bölgelere tahliye etmeye zorlanmasının "tolere edilemeyeceğini" söyledi.

Borrell, "X" platformunda yaptığı açıklamada "İsrail'in uluslararası hukuka göre sivillere koruma sağlamakla yükümlü olduğunu" belirtti.

Josep Borrell, "İsrail'i Refah'ta zaten ciddi boyutlarda olan insani krizi daha da kötüleştirecek bir kara operasyonuna girişmemeye çağırmaya devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.


BM Sudan'ın el-Faşir şehrinde “ağır silahların” kullanılmasından endişeli

Kuzey Darfur'un başkenti el-Faşir’de savaşın neden olduğu yıkım (AFP)
Kuzey Darfur'un başkenti el-Faşir’de savaşın neden olduğu yıkım (AFP)
TT

BM Sudan'ın el-Faşir şehrinde “ağır silahların” kullanılmasından endişeli

Kuzey Darfur'un başkenti el-Faşir’de savaşın neden olduğu yıkım (AFP)
Kuzey Darfur'un başkenti el-Faşir’de savaşın neden olduğu yıkım (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Sudan Özel Temsilci Yardımcısı ve Sudan İnsani Yardım Koordinatörü Clementine Nkweta-Salami bu sabah (Pazar) yaptığı açıklamada, Sudan’ın el-Faşir şehrinde yaşanan çatışmalarda ‘ağır silahların’ kullanıldığına dair gelen haberlerden duydukları endişeyi ifade etti.

Nkweta-Salami, Kuzey Darfur bölgesinin el-Faşir şehrinde yaralanan iki sivilin hastaneye kaldırıldığını, birçok sivilin de şehirden kaçmaya çalışırken ağır çatışmaların ortasında kaldıklarını söyledi.

Tüm tarafları şehri çatışmalardan uzak tutmaya çağıran BM’nin üst düzey yetkilisi, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, “el-Faşir şehrinin merkezinde ve çevresinde nüfusun yoğun olduğu bölgelerde ağır silahların kullanılması ve saldırılar çok sayıda can kaybına neden oluyor” ifadelerini kullandı.

Nkweta-Salami, şiddet olaylarının şehirde yaşayan 800 binden fazla insanın hayatını tehdit ettiğini vurguladı.

Sudan’daki savaş, 15 Nisan 2023 tarihinde Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında patlak verdi.

Kuzey Darfur'un yönetim şehri olan el-Faşir, ülkedeki 48 milyon insanın dörtte birine ev sahipliği yapan Batı Sudan bölgesinde önemli bir yardım merkezi.

Çok sayıda mülteciyi barındıran şehir, şimdiye kadar çatışmalardan çok az etkilense de çevre köyleri nisan ayı ortalarından bu yana çatışmalara sahne oluyor.

Bunun yanında el-Faşir, Darfur'da HDK tarafından kontrol edilmeyen tek yönetim şehri.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), perşembe günü yaptığı açıklamada, HDK’yı, Batı Darfur eyaletinin yönetim şehri el-Cenine’deki Afrikalı topluluklardan Masalitlere karşı ‘etnik temizlik yapmakla ve soykırımın gerçekleştiğini veya gerçekleşmekte olduğunu gösterebilecek cinayetler işlemekle’ suçladı.


UNRWA Komiseri: Refah'ta güvenli bölge iddiası "yanlış ve yanıltıcı"

Refah'tan ayrıldıktan sonra Han Yunus'a giden yerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
Refah'tan ayrıldıktan sonra Han Yunus'a giden yerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
TT

UNRWA Komiseri: Refah'ta güvenli bölge iddiası "yanlış ve yanıltıcı"

Refah'tan ayrıldıktan sonra Han Yunus'a giden yerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
Refah'tan ayrıldıktan sonra Han Yunus'a giden yerinden edilmiş Filistinliler (EPA)

Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail makamları tarafından çıkarılan tahliye emirlerinin, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan insanları herhangi bir yere kaçmaya zorladığını söyledi.

Lazzarini, X platformunda yaptığı açıklamada: "Savaşın başlamasından bu yana Gazze'deki insanların çoğu, ortalama ayda bir kez olmak üzere, birkaç kez yerlerinden edildi" ifadelerini kullandı.

"Bazı Gazzelilerin UNRWA'nın bombalanan barınaklarında kalmaktan başka çaresi yok" diyen Lazzarini, "güvenli bölgeler olduğu iddiası yanlış ve yanıltıcı, Gazze'de güvenli bir yer yok" dedi.


Türkiye-Irak-Katar-BAE Kalkınma Yolu’nun artıları ve eksileri

 Anlaşma, BAE’den başlayarak Türkiye'ye kadar uzun bir kara, deniz ve hava ticaret rotası oluşturmayı amaçlıyor (AFP)
Anlaşma, BAE’den başlayarak Türkiye'ye kadar uzun bir kara, deniz ve hava ticaret rotası oluşturmayı amaçlıyor (AFP)
TT

Türkiye-Irak-Katar-BAE Kalkınma Yolu’nun artıları ve eksileri

 Anlaşma, BAE’den başlayarak Türkiye'ye kadar uzun bir kara, deniz ve hava ticaret rotası oluşturmayı amaçlıyor (AFP)
Anlaşma, BAE’den başlayarak Türkiye'ye kadar uzun bir kara, deniz ve hava ticaret rotası oluşturmayı amaçlıyor (AFP)

Saad bin Tifle el-Acmi / Kuveyt eski Enformasyon Bakanı 

Türkiye, Irak, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri, 22 Nisan'da Bağdat'ta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ve dört ülkenin ulaştırma bakanlarının katılımıyla “Kalkınma Yolu” adını verdikleri bir anlaşma için bir mutabakat zaptı imzaladılar. Irak Başbakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Stratejik Kalkınma Yolu Projesi, Doğu ile Batı arasında ekonomik entegrasyonu sağlayarak ve sürdürülebilir bir ekonomiye yönelik çaba göstererek ekonomik büyümenin teşvik edilmesine, bölgesel ve uluslararası iş birliği ilişkilerinin güçlendirilmesine katkıda bulunacaktır. Aynı zamanda uluslararası ticareti artıracak, taşımayı ve ticareti kolaylaştıracak, yeni ve rekabetçi bir ulaşım rotası temin edecek ve bölgesel ekonomik refahı artıracaktır."

Anlaşma, BAE’den başlayarak Türkiye'ye kadar uzun bir kara, deniz ve hava ticaret rotası oluşturmayı amaçlıyor. Malları Avrupa'ya taşıyacak bu rota, Babu’l Mendeb'de Husilerin ticari gemilere yönelik saldırıları nedeniyle kesintiye uğrayan, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden yapılan deniz ticaret hattına paralel bir yol oluşturuyor. Türkiye üzerinden 4 ülke ile Avrupa arasındaki karşılıklı ticareti artırmayı hedefliyor.

Bölgenin istikrar ve barış içinde bir arada yaşamasından yana olan herkes, bölge ülkeleri arasındaki ekonomik iş birliğinin mevcut gerçekliği anlayıp geleceğe bakmak yerine, insanları geçmişte yaşamaya iten siyasi anlaşmazlıklar ile tarihi birikimleri aşmanın, mantıklı bir kapısı olduğuna inanıyor. Bu nedenle, herhangi bir anlaşma veya mutabakat zaptı herkes tarafından memnuniyetle karşılanmalı, ancak bahsi geçen anlaşma, imzası sırasında önemini öven açıklamalara rağmen, görünüşte güzel ama özünde başarılması zor görünüyor. Aşağıdaki endişeler, bu mutabakatın kapsamlı bir ticaret anlaşmasına dönüşmesini engelleyebilecek olası senaryolar olarak karşımıza çıkıyor:

- İran, kendisini dışlayan bölgesel anlaşmalara izin vermeyecektir ve Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmaları sabote ediyormuş gibi görünmemek için Irak'taki yandaşları aracılığıyla dolaylı da olsa bunları engellemeye çalışacaktır.

- Ev sahibi ülke daha önce de İran'a sadık Iraklı tarafların çok geçmeden vazgeçtiği anlaşmalar imzalamıştı. Örneğin, Irak Yüksek Mahkemesi ve İran'a sadık milletvekilleri, Irak ile Kuveyt arasındaki deniz seyrüseferinin düzenlenmesini öngören Hor Abdullah Sınır Anlaşması’nı geçersiz kılarak uygulanmasını engellemişlerdi.

-Mutabakat, Kalkınma Yolu adı verilen güzergâh üzerinde bulunan Bahreyn, Suudi Arabistan ve Kuveyt'i göz ardı ediyor. Her ne kadar Kuveyt kendi iç çatışmalarıyla meşgul olduğu için diplomatik olarak kendisine kayıtsız kalsa da gözlemciler hem Bahreyn'i hem de Suudi Arabistan'ı kapsamayan bir anlaşma için lojistik gerekçe görmüyorlar.

-Mutabakatın taraflarından olan Katar ve BAE, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi olan iki Körfez ülkesidirler, ancak yakın zamana kadar siyasi olarak ilişkileri kopuktu ve aralarında bir rekabet hali vardı. Bu kopukluk, yalnızca iki ülke arasında değil, genel olarak altı KİK ülkesi arasında da tekrarlanmaması için teminatlar verilmeden sona erdi. Bu ise planlanan anlaşmanın iptal olmasına ve doğmadan ölmesine neden olabilir.

- Irak'ın başkenti Bağdat'ta Erdoğan'ın katılımı ile Sudani tarafından imzalanan anlaşmada Türkiye’nin stratejik hedefi, Kuzey Irak'taki Türk işgaline meşruiyet kazandırmak. Zira pratikte anlaşma, Irak'ın Peşmergeleri eğitme ve PKK’ya karşı mücadele bahanesiyle Musul'un kuzeyinde Başika'daki Türk askeri varlığını resmi olarak kabul etmesi anlamına geliyor.

Şüphesiz her samimi insan, yukarıdaki korkuların yersiz olmasını ve Mutabakat Zaptı’nın taraflar arasındaki ticareti geliştirmeye yönelik kapsamlı ve etkili bir anlaşmaya dönüşmesini istemektedir. Bir gün, iyi komşuluğa bağlı ve kaotik sloganlar yerine, halkın çıkarlarını ön planda tutan bir ülke olarak davranışını değiştirmesi halinde, İran da dahil olmak üzere herkese açık olmasını, bölge halkları arasında, ülkelerinin kalkınmasına yol açacak ekonomik ilişkileri güçlendirilmesini ummaktadır. Böylece bölgemizi ve halklarımızı yoran çatışma ve savaşlar yerine bir arada yaşamaya ve karşılıklı çıkarlara odaklanabiliriz.

*Kuveyt eski Enformasyon Bakanı Saad bin Tifle el-Acmi tarafından yazılan bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.


"El Kassam Tugayları, İsrail bombardımanında yaralanan bir İngiliz tutuklunun öldüğünü duyurdu

El Kassam sözcüsü Ebu Ubeyde
El Kassam sözcüsü Ebu Ubeyde
TT

"El Kassam Tugayları, İsrail bombardımanında yaralanan bir İngiliz tutuklunun öldüğünü duyurdu

El Kassam sözcüsü Ebu Ubeyde
El Kassam sözcüsü Ebu Ubeyde

Hamas'ın askeri kolu Kassam Tugayları bugün (Cumartesi) günü açıklamada, Gazze'de tutuklu bulunan İngiliz vatandaşı bir tutuklunun aldığı yaralar nedeniyle öldüğünü bildirdi.

Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, 51 yaşındaki İngiliz vatandaşı Nadav Bublabil adlı tutuklunun, İsrail hava kuvvetlerinin bir aydan uzun bir süre önce gözaltına alındığı yeri hedef almasının ardından aldığı yaralar nedeniyle öldüğünü duyurdu.

Ebu Ubeyde, Bublabil’in "Gazze Şeridi'ndeki hastanelerin yıkılması ve hizmet dışı kalması nedeniyle yoğun tıbbi bakım alamaması nedeniyle sağlık durumunun kötüleştiğini ve hayatını kaybettiğini" belirtti.

İsrailli yetkililere göre Filistinli gruplar 250'den fazla kişiyi gözaltına aldı, 128'i halen Gazze'de tutuluyor, 37'si ise hayatını kaybetti.


İsrail ordusu: Refah'tan Kerem Şalom bölgesine 4 roket atıldı

İsrail'in Gazze yakınlarındaki “Demir Kubbe” sisteminden bir batarya (arşiv- AFP)
İsrail'in Gazze yakınlarındaki “Demir Kubbe” sisteminden bir batarya (arşiv- AFP)
TT

İsrail ordusu: Refah'tan Kerem Şalom bölgesine 4 roket atıldı

İsrail'in Gazze yakınlarındaki “Demir Kubbe” sisteminden bir batarya (arşiv- AFP)
İsrail'in Gazze yakınlarındaki “Demir Kubbe” sisteminden bir batarya (arşiv- AFP)

İsrail ordusu bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'tan Kerem Şalom bölgesine dört roket atıldığını duyurdu.

Alman haber ajansı DPA'ya göre ordu, roketlerden birinin Demir Kubbe sistemi tarafından engellendiğini, diğer üçünün ise açık alanlara düştüğünü ve herhangi bir can kaybı olmadığını açıkladı.

İsrail ordu sözcüsü Avichai Adrai, Refah'ın doğusundaki askeri operasyonun kapsamını genişletmek için daha fazla mahallenin boşaltılması çağrısında bulundu

İsrail ordusu, kentte askeri bir operasyon başlatılmasının etkilerine ilişkin bölgesel ve uluslararası uyarıların ardından geçen pazartesi günü doğudaki Refah kentinde bir operasyon başlattı. Refah, Hamas'ın 7 Ekim’de İsrail'e yönelik başlattığı "Mescid-i Aksa Tufanı" saldırısına tepki olarak İsrail askeri operasyonları sonucu Gazze Şeridi'nin dört bir yanından yerinden edilen yaklaşık 1,5 milyon Filistinliye ev sahipliği yapıyor.

Hamas hareketinin askeri kanadı El Kassam Tugayları, dün ve bugün (Cumartesi) Refah şehrinin doğusuna giren İsrail güçlerine karşı, ölüm ve yaralanmalara neden olan bir dizi askeri operasyon düzenlediğini duyurdu.