Arap Parlamentosu Başkanı'ndan Suudi Arabistan'a övgü

Dr. Meşal bin Fehm es- Sulemi
Dr. Meşal bin Fehm es- Sulemi
TT

Arap Parlamentosu Başkanı'ndan Suudi Arabistan'a övgü

Dr. Meşal bin Fehm es- Sulemi
Dr. Meşal bin Fehm es- Sulemi

Suudi Arabistan Şura Konseyi üyesi ve Arap Parlamentosu Başkanı Dr. Meşal bin Fehm es- Sulemi, Arap dünyasının karşılaştığı tehlike ve zorlukların farkında olan Suudi Arabistan liderliğinin güçlü ve kararlı duruşuna övgüde bulundu. 
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Arap dayanışma ve birliğini pekiştirmenin yanında ihtilafları reddetmek için yürüttüğü büyük çabaları takdir eden Dr. Meşal, Suudi Arabistan'ın öncü ve önemli rolünün bazı önemli girişimlere, özellikle de Araplar ve Müslümanların önceliği olan Filistin meselesine yansıdığını belirtti.
Söz konusu girişimlerden ilki, Zahran’da 2018 yılında gerçekleştirilen Kudüs Zirvesi oldu ve burada Filistin meselesi ana gündem maddesiydi.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA) en büyük bağışçılarından olan Suudi Arabistan, 2000-2019 yılları arasındaki programlar kapsamında ajansa yaklaşık 900 milyon dolar destek verdi.
Suudi Arabistan tarafından aynı dönemde Filistin’e sağlanan toplam yardım 7 milyar doları buldu ve Eylül 2019’da UNRWA’ya 50 milyon dolar bağış yaptı.
Radikalizm ve terörle mücadele öncü bir rol oynayan Suudi Arabistan, Uluslararası Radikal Düşünceyle Mücadele Merkezi’ni (İtidal) kurdu ve 41 İslam ülkesinin katılımıyla Terörizmle Mücadele İslam Askeri Koalisyonu’nu oluşturdu.
Bunlarla birlikte, Yemen’de meşru hükümeti desteklemek için Arap Koalisyonu’nun kurulmasının yanı sıra Yemen halkına Mayıs 2015'ten bu yana 16 milyar dolar tutarında yardım sağladı. Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’ni (KSRelief) de kurdu.
Suudi Arabistan tüm bunlarla birlikte bölgede istikrarı artırmak ve Arap ulusal güvenliğini desteklemek için Etiyopya ve Eritre ile Cibuti ve Eritre arasındaki tarihi barış ve uzlaşmayı sağladı.



Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
TT

Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, dün akşam yaptığı açıklamada, partinin gücünden vazgeçmeyeceğini ve İsrail'in silahlarını teslim almayacağını belirtti. Kasım, Amerika'nın istediği yeni anlaşmanın, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme karşılığında silahların teslim edilmesini talep etmekle başladığını ifade etti.

Kasım televizyonda yaptığı konuşmada, “(Hizbullah) Litani Nehri'nin güneyinde ateşkes anlaşmasını tamamen uyguladı ve Lübnan devleti elinden geldiğince orduyu konuşlandırdı” dedi ve “Bütün dünya İsrail'in 3 bin 800 ihlalde bulunduğunu söylüyor ve 8 aydır Siyonist saldırılar devam ediyor” diye vurguladı.

Kasım şöyle devam etti: “Biz, Lübnan devleti, (Hizbullah) ve tüm direnişçiler, anlaşmada üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik, İsrail ise hiçbir şeyi yerine getirmedi.”

Ve şöyle sürdürdü: “İsrail'in saldırılarını durdurmayı başaramadık, ancak Lübnan devletinin bu varlıkla imzaladığı anlaşma sayesinde onu bir sınırda durdurmayı başardık. İsrail'in geri çekilmesi ve saldırılarını durdurması zorunlu hale geldi. Bu anlaşma devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir.”

Ve ekledi: “Bugün Amerika yeni bir anlaşma ortaya koyuyor, yani 8 ay boyunca yaşanan tüm ihlaller yokmuş gibi, İsrail'i önceki tüm saldırılarından aklıyor. Bu saldırının tek gerekçesi (Hizbullah'ın) silahsızlandırılması, çünkü İsrail'i güvence altına almak istiyorlar.”

Kasım, ABD'nin yeni önerisinin “kısmi çekilme karşılığında silahsızlanma talebini” içerdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın basında çıkan haberlerden aktardığına göre ABD, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'da işgal ettikleri mevzilerden çekilmesi ve geçen yıl İsrail tarafından tahrip edilen bölgelerin yeniden inşası için ayrılan fonların serbest bırakılması karşılığında, Hizbullah'ın silahlarını bırakmasını talep ediyor.

Biz, Hizbullah ve Emel Hareketi olarak, direnişe, çevresine ve tüm mezhepleriyle Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz.

“Lübnan gerçek tehlikelerle karşı karşıya; güneyde İsrail, doğu sınırında (DEAŞ) araçları ve Lübnan'ı kontrol eden Amerikan zulmü” diyen Kasım “İsrail'in tehlikesi ve tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra savunma stratejisini tartışmaya hazırız, ancak bugün gücümüzden vazgeçmeyeceğiz ve savunma için tam hazırız” vurgusunda bulundu.