Lübnan Başbakanı Diyab tek başına hükümetini savunuyor

Lübnan Başbakanı Hassan Diyab ve Lübnan Müftüsü Abdullatif Daryan (Dalati&Nohra)
Lübnan Başbakanı Hassan Diyab ve Lübnan Müftüsü Abdullatif Daryan (Dalati&Nohra)
TT

Lübnan Başbakanı Diyab tek başına hükümetini savunuyor

Lübnan Başbakanı Hassan Diyab ve Lübnan Müftüsü Abdullatif Daryan (Dalati&Nohra)
Lübnan Başbakanı Hassan Diyab ve Lübnan Müftüsü Abdullatif Daryan (Dalati&Nohra)

Lübnan'da Hassan Diyab başkanlığındaki ‘zorluklarla yüzleşme hükümeti’, 83 milletvekilinden 63'ünün oyuyla dün parlamentodan güvenoyu aldı. Diyab yaptığı açıklama kabinenin bağımsızlığına vurgu yaptı.
Hizbullah'ın parlamento bloğu Direnişe Sadakat'in Başkanı Muhammed Raad, yeni hükümette üyelerinin bulunmamasına rağmen hükümetin kurulmasını memnuniyet karşıladıklarını ifade etti. Raad, yeni hükümetin Hizbullah hükümeti olmadığının altını çizdi.
Başbakan Diyab ise, “Hükümetim, bağımsız bir uzmanlar hükümetidir. Bakanların temsili meşruiyetleri, konumları ve rolleri vardır ve seçmenlerin güvenini elde etmişlerdir” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’a konuşan meclis kaynakları, Diyab’ın hükümetinin bağımsızlığına vurgu yaparak, bunun Hizbullah hükümeti olduğu ya da tek renkten oluştuğuna ilişkin iddiaları yalanlamak istediğine dikkat çekti.
Yeni hükümetin, mecliste ‘Ehl-i Beyt’ ile sınırlı şekilde güven kazanması, hükümetin bakanlık açıklamasında vaat ettiği gibi ekonomik ve mali çöküşü 100 gün içinde durdurmak için acil durum planı hazırlama yeteneği hakkındaki soruları akıllara getirdi.
Söz konusu kaynaklar, bu soruların cevabının güçlü Arap ülkeleri ve uluslararası toplumun devlete finansal destek sağlamasına bağlı olduğunu belirtti.
Kaynaklara göre Başbakan Diyab, bu konuda kendisine yardım edecek kimse olmadığı için Lübnan-Arap ilişkilerini düzeltmek için sadece kendisine güvenmek zorunda kalacak. Başka bir deyişle, beklenen desteği almak için Başbakan çoğu Arap ülkesi ve uluslararası topluma, yeni hükümetin farklı olduğunu göstermeye çalışacak.



Amerikan istihbaratı: İsrail çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planlıyordu

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
TT

Amerikan istihbaratı: İsrail çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planlıyordu

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)

Amerikan istihbarat yetkilileri, İsrail'in Lübnan Hizbullahı'na yönelik düzenlediği çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planladığını bildiriyor. 

Amerikan medya kuruluşu ABC News'ün görüştüğü ve kimlikleri gizli tutulan istihbarat yetkilileri, İsrail'in çağrı cihazlarını paravan şirketler aracılığıyla Lübnan'a soktuğunu belirterek, bunun riskli bir operasyon olduğuna dikkat çekiyor.

İstihbarat kaynakları, CIA'in de bir dönem bu taktiği kullanmayı düşündüğünü fakat sivillere yönelik risk nedeniyle böyle bir adım atılmadığını belirtiyor.

Yetkililer, İsrail istihbaratının saldırıyı paravan şirketler kullanarak planladığını ve bu firmalardaki görevlilerin bir kısmının "kime bağlı çalıştığından habersiz olduğunu" öne sürüyor. 

Mossad'ın paravan firmalar kullanarak çağrı cihazlarına patlayıcı yerleştirip Lübnan'a soktuğuna dair ilk iddia, Amerikan gazetesi New York Times'ın (NYT) 18 Eylül'deki haberinde paylaşılmıştı. 

NYT'ye konuşan kaynaklar, Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket aracılığıyla çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğunu iddia etmişti. Macaristan merkezli bu paravan şirketin, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı ürettiği savunulmuştu. 

İsrailli istihbarat yetkilileri, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini belirtmişti. 

ABC News, konuştuğu istihbarat kaynaklarının bu bilgileri doğruladığını aktarırken, BAC ve Gold Apollo'yla iletişime geçildiğini fakat firmalardan yanıt alınamadığını bildiriyor.
İsrail Başbakanlık Ofisi'ne bağlı Ulusal Siber Direktörlük'ün eski genel müdür yardımcısı Refael Franco, Times of Israel'e verdiği söyleşide, saldırıların ardından Hizbullah'ın yeniden bir iletişim sistemi kurmasının zor olacağını savunuyor ve ekliyor: 

İletişim kurmanın bir yolu olmadığında binlerce savaşçıyı ve birimi kontrol etmek zor, bu onları birkaç yıl geri götürecek.

Franco da İsrail'in çağrı cihazlarını "paravan şirketler aracılığıyla almış olabileceğine" dikkat çekiyor. Eski istihbarat yetkilisi, Hizbullah'ın yıllarca bu patlayıcı dolu çağrı cihazlarından şüphelenmediğini belirtirken, Tel Aviv'in yeni hedefinin Hizbullah'ın bütün tedarik zincirinin akışını çözmek olduğunu söylüyor.

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmıştı. Ertesi gün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşmişti. Olaylarda en az 37 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 931 kişi de yaralanmıştı. Tel Aviv saldırıyı resmi olarak üstlenmedi. Reuters'ın Lübnanlı güvenlik yetkililerine dayanarak aktardığına göre, saldırıdan birkaç saat önce bile Hizbullah çağrı cihazı dağıtıyordu. 

İsrail'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Danny Danon, dünkü açıklamasında Hizbullah'a yönelik saldırıların devam edebileceği sinyalini vererek şunları söyledi: 

Hizbullah'ın provokasyonlarına devam etmesine izin vermeyeceğiz. Bu eylemler uluslararası hukuku ihlal etmektedir ve İsrail kendini savunacaktır.

Independent Türkçe, Times of Israel, ABC News, Haaretz