Yanardağ patlamasının eşsiz anları havadan görüntülendi

Yanardağ patlamasının eşsiz anları havadan görüntülendi
TT

Yanardağ patlamasının eşsiz anları havadan görüntülendi

Yanardağ patlamasının eşsiz anları havadan görüntülendi

Her yıl binlerce turistin eşsiz doğa olayına tanıklık etmek için tırmandığı Volcn de Fuego, Türk gezgin çift tarafından görüntülendi. Turistler görsel şöleni izlemek için 9 kilometrelik yolu atlarla veya yürüyerek gidiyor, gece boyunca çadırlarda konaklayarak muhteşem doğa olayına tanıklık ediyor.
Dünyanın en etkileyici aktif yanardağlarından olan ve Guatemala'da Chimaltenango, Escuintla ile Sacatepéquez bölümlerinin sınırlarında yer alan Volcn de Fuego, her yıl binlerce turiste ev sahipliği yapıyor.

Türk gezgin çift Tansel Açıkalınlı ile eşi Damla Açıkalınlı da, eşsiz doğa olayını seyretmek için harekete geçti. Her yıl onlarca ülke gezerek, dünyanın en ilginç bölgelerini keşfeden çift, Volcn de Fuego’yu izleyebilmek için 15 saatlik uçuş gerçekleştirdi.

Bölge ulaşım atlarla ve yaya olarak sağlanıyor
Guatemala’ya ulaşan çift, Volcn de Fuego’yu izleyebilmek için, en elverişli bölge olan Acatenango dağına tırmandı. Dokuz kilometrelik yolu atlarla ve yaya olarak, bölgenin yerli rehberleriyle kat eden Türk çift, geceyi zirvede yer alan çadırlarda geçirerek eşsiz doğa olayına tanıklık etti. Çift, yanardağ patlamasının oluşturduğu görsel şöleni gece boyunca takip etti. Tansel Açıkalınlı, drone ile yanardağın patlama anlarını havadan da görüntüledi.
Ülkede 30’un üzerinde yanardağ bulunurken, sadece iki tanesi aktif. Volcn de Fuego’nun yanı sıra, Pacaya Dağı da turistlerin ilgisini çekiyor.

Deneyimlerini anlatan Tansel Açıkalınlı, “Volcn de Fuego, hayatımızda bizi en etkileyen deneyimdi. İspanyolca’da volkanın ateşi demek. Ateş bizi çok etkiledi. Gerçekten muhteşem bir görsel şölen var, 5-6 saat süren bir tırmanış var” dedi.
Eşsiz doğa olayına tanıklık eden Damla Açıkalınlı ise, “Bütün gece duyduğumuz sesler, patlamalar ve lavlar inanılmaz etkileyiciydi. Bayılarak tüm gece onları seyrettik. 5-6 saat at üzerinde tırmanmakta çok zor” diye konuştu.



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology