Rusya'dan uluslararası uçuşları durdurma kararı

Rusya'da bir mağazadaki kadın koruyucu maske takıyor (EPA)
Rusya'da bir mağazadaki kadın koruyucu maske takıyor (EPA)
TT

Rusya'dan uluslararası uçuşları durdurma kararı

Rusya'da bir mağazadaki kadın koruyucu maske takıyor (EPA)
Rusya'da bir mağazadaki kadın koruyucu maske takıyor (EPA)

Rusya, korona virüs endişesi nedeniyle 27 Mart tarihinden itibaren tüm uluslararası uçuşların iptal edileceğini duyurdu.
Korona virüs Salgını dünya genelinde yayılmaya devam ederken, salgına karşı alınan önlemler arttırılmaya devam ediyor. Birçok ülkenin uluslarası uçuşları askıya almasının ardından, Rusya da tüm uluslararası uçuşları durdurma kararı aldığını duyurdu. Rus hükümetinin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, korona virüs salgını nedeniyle, 27 Mart tarihinden itibaren tüm uluslararası uçuşların iptal edileceği bildirildi.
Rus havayolları Korona virüs endişesine rağmen, diğer ülkelerde bulunan vatandaşlarının tahliyesi için uçuşlarına devam ediyordu.

Rusya’da vaka sayısı 800’ü geçti
Rusya’nın başkenti Moskova’da koronavirüs salgını nedeniyle tüm restoran ve kafeler 5 Nisan’a kadar kapalı kalacak. Ülkede vaka sayısı ise 800’ü geçti.
Dünyayı saran koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, Moskova’da tüm restoran, kafe ve kantinlerin 28 Mart- 5 Nisan tarihleri arasında kapalı olacağını açıkladı. Açıklamada, restoran, kafe, kantin, büfe, bar ve diğer yemek tedarikçilerinin çalışmalarını geçici olarak askıya aldı. Ülkede korona virüsü ile ilgili tedbirlerin genişletildiğini söyleyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün önümüzdeki tüm hafta boyunca çalışanlara ücretli izin uygulanacağını ifade etmişti.

Bazı park ve müzelere ziyaret yasaklandı
Sobyanin, ayrıca Moskova vatandaşlarına dini tesisleri ziyaret etmekten kaçınmaya çağırarak Tsaritsyno saray müzesi, Rusya Fuar Merkezi, Zaryadye, Kolomenskoye, Sokolniki ve Gorki parklarının aralarında bulunduğu bazı yerleri ziyarete kapattı.
Koronavirüs enfeksiyonunun yayılmasını önlemek amacıyla turizm endüstrisinin de etkilendiğini belirten Sobyanin, “Moskova her zaman çok misafirperver. Ancak bu günlerde seyahat etmekten kaçınmanızı ve kendinizi riske atmamanızı şiddetle tavsiye ederim. Ayrıca, Moskova'daki tüm turizm sektörü duraklatıldı” ifadelerini kullandı.

Vaka sayısı 840’a yükseldi
Rusya’da koronavirüsü tespit edilen kişi sayısı 840’a yükselirken başkent Moskova’da tedavi gören 2 kişi korona virüsü nedeniyle hayatını kaybetti.
Rusya Korona Virüsü ile Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada son 24 saatte Rusya’da korona virüsü teşhisi konulan kişi sayısı 182 kişi daha artarak 840’a yükseldiği belirtildi. Enfekte olan kişilerin Rusya’nın 55 farklı bölgesinde görüldüğü ve bu kişilerin tedavi altına alındığı belirtilirken bu kişilerin temas halinde olduğu kişilerin de tespiti için çalışmaların sürdüğü belirtildi. Korona virüsü tedavisi tamamlanan 38 kişinin hastanelerden taburcu edildiği açıklanırken Moskova’da korona virüsü nedeniyle tedavi gören 77 ve 82 yaşlarındaki 2 yaşlı kişinin öldüğü ve bu kişilerde Korona virüsü tanısı konmadan önce zatürre geçirdiği ifade edildi. Böylelikle ülkede ölü sayısı 3’e yükseldi.



Devrim Muhafızları: Birliklerimiz her türlü tehdide karşı en üst düzeyde hazırlık halindedir

İran'a ait bir balistik füze, geçtiğimiz eylül ayında Tahran'daki bir sokakta, Dini Lider Ali Hamaney ve İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Devrim Muhafızları komutanlarının görüntülerinin bulunduğu bir pankartın yanında sergileniyor (Reuters)
İran'a ait bir balistik füze, geçtiğimiz eylül ayında Tahran'daki bir sokakta, Dini Lider Ali Hamaney ve İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Devrim Muhafızları komutanlarının görüntülerinin bulunduğu bir pankartın yanında sergileniyor (Reuters)
TT

Devrim Muhafızları: Birliklerimiz her türlü tehdide karşı en üst düzeyde hazırlık halindedir

İran'a ait bir balistik füze, geçtiğimiz eylül ayında Tahran'daki bir sokakta, Dini Lider Ali Hamaney ve İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Devrim Muhafızları komutanlarının görüntülerinin bulunduğu bir pankartın yanında sergileniyor (Reuters)
İran'a ait bir balistik füze, geçtiğimiz eylül ayında Tahran'daki bir sokakta, Dini Lider Ali Hamaney ve İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Devrim Muhafızları komutanlarının görüntülerinin bulunduğu bir pankartın yanında sergileniyor (Reuters)

Devrim Muhafızları Başkomutanı Muhammed Pakpur, İran parlamentosundaki Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi üyelerine, "12 Gün Savaşı"nın sonuçları hakkında bilgi verdi ve güçlerinin olası bir tehdide yanıt vermek üzere en üst düzeyde hazırlık ve teyakkuzda olduğunu belirtti.

Komite sözcüsü Milletvekili İbrahim Rızai, Pakpur ve İslam Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) İstihbarat Teşkilatı Başkanı Tuğgeneral Mecid Hatemi'nin parlamento komitesiyle kapalı bir toplantı gerçekleştirdiğini bildirdi. Toplantıda, haziran ayında İsrail ile yaşanan 12 günlük savaşın ardından ülkenin güvenlik durumu, mevcut bölgesel durum ve olası tehditler ele alındı.

Pakpur, savaşın sonucunun DMO'nun hazırlık düzeyini benzeri görülmemiş seviyelere taşıdığını belirtti. Rızai, Tahran merkezli Hemşehri gazetesine yaptığı açıklamada, Pakpur'un son birkaç aydaki DMO faaliyetleri ve operasyonları hakkında ayrıntılı bir rapor sunduğunu ifade etti.

Pakpur, İran'ın İsrail'e füze müdahalesini "başarılı" olarak nitelendirerek, operasyonların "düşmanın yenilgiye uğratılması ve saldırgan rejime karşı intikam alınmasıyla sonuçlandığını" söyledi.

Rızai, Pakpur'un "(Devrim Muhafızları) birliklerinin herhangi bir tehdit veya düşmanca eyleme yanıt verme konusunda en üst düzeyde hazır olduğunu" söylediğini aktardı ve hazırlık seviyesinin "12 günlük savaş sırasındaki seviyenin çok üzerinde" olduğunu ve "şu anda savunma ve operasyonel gücünün zirvesinde" bulunduğunu belirtti.

Rızai'ye göre Devrim Muhafızları Ordusu İstihbarat Teşkilatı Başkanı, ülkenin güvenlik durumu hakkında, kurumunun güvenliği artırmak ve dış ve iç tehditlere karşı koymak için aldığı önlemleri de içeren ayrıntılı bir rapor sundu.

Rızai, komite üyelerinin parlamentonun Devrim Muhafızları Ordusu'nun misyonuna "tam desteğini" ve parlamentonun "İslam Muhafızları Ordusu'nun istikrar ve savunmayı güçlendirme çabalarını desteklemek için tüm yasal yetkilerini kullanacağını" vurguladıklarını açıkladı.

Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Milletvekili İbrahim Azizi, ülkenin stratejik caydırıcılık kapasitesinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu.

Hem Pakpur hem de Hatemi, Devrim Muhafızları'nın üst düzey komutanlarının karargahlarını hedef alan ani saldırılarla başlayan savaş sırasında göreve getirildi. Bu saldırılar, Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, DMO Komutanı Hüseyin Selami, Harekât Komutanı Gulam Ali Raşid, İstihbarat Şefi Muhammed Kazımi ve iki yardımcısının yanı sıra, General Emir Ali Hacızade de dahil olmak üzere Devrim Muhafızları füze birliği komutanları ve Devrim Muhafızları'nın dış operasyon kolu olan Kudüs Gücü'nün saha komutanlarının ölümüne yol açtı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail saldırıları, nükleer tesislerin yanı sıra İran'ın 31 vilayetinden 18'indeki Devrim Muhafızları füze üslerini ve radar sistemlerini hedef aldı. ABD ise savaşın son gününde saldırılara katıldı.

Yeni bir savaş olasılığı göz önüne alındığında, füze kabiliyetlerini yeniden canlandırmak Tahran için önceliktir; özellikle de füzeler Tahran'ın başlıca caydırıcı unsurlarından biri olduğundan. Katı yakıtlı füzeler, fırlatılmadan hemen önce doldurulması gereken sıvı yakıtlı füzelerden çok daha hızlı fırlatılabilir. Bu hız hayati önem taşır çünkü İsrail ile savaşta olduğu gibi, bir füzeyi fırlatmak ile fırlatma rampasında imha etmek arasındaki farkı belirleyebilir.

İran, Tahran'ın yakınlarında bulunan Hocir ve Parchin'de ve başkentin yaklaşık 350 kilometre kuzeydoğusundaki Şahrud'da katı yakıtlı füze üretim tesislerine sahiptir. Son savaştan önce bile tüm bu tesisler, iki ülke arasındaki gerginlik sırasında Ekim 2014'te İsrail tarafından hedef alınmıştı. Yeniden yapılanmanın hızlı temposu, Tahran'ın füze programına verdiği önemi yansıtmaktadır. Ancak İran'da bombalanan nükleer tesislerde aynı düzeyde yeniden yapılanma faaliyeti görülmedi.

Washington'daki Yahudi Ulusal Güvenlik İşleri Enstitüsü'nün (JINSA) tahminlerine göre, İran savaş sırasında İsrail'e 574 balistik füze fırlattı. JINSA'nın İsrail ordusuyla yakın bağları bulunuyor. Aynı araştırma merkezine göre, İran savaştan önceki iki çatışmada da 330 füze fırlatmıştı.

İsrail ordusu, İran'ın toplam füze cephaneliğinin yaklaşık 2 bin 500 füze olduğunu tahmin ediyor; bu da füzelerinin üçte birinden fazlasının bu dönemde fırlatıldığı anlamına geliyor.

İlgili bir gelişmede, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) sözcüsü Ali Muhammed Naeyni, güçlerinin ve ülkenin İsrail tarafından "sürpriz" saldırılara maruz kaldığı iddialarını bir kez daha yalanladı.

Naeyni, "ne diplomasi, ne askeri manevralar, ne de caydırıcı güç gösterileri İsrail'i savaş açma kararından vazgeçiremez" dedi.

Naeyni, İran kamuoyuna seslenmek ve savaşın resmi anlatısını güçlendirmek amacıyla üst düzey güvenlik yetkilileriyle röportajlar yapma kampanyası kapsamında Channel One'da yayınlanan, DMO tarafından desteklenen "Savaşın Hikayesi" adlı bir podcaste konuştu.

Savaşın son gününe ve ateşkes ilan edilmeden önce iki tarafça gerçekleştirilen tartışmalı saldırılara işaret eden Naeyni, "İsrail, tıpkı ABD'nin nükleer tesisleri bombaladığı gibi, gücünü göstermek için boş binaları hedef alıyordu" dedi.

Cuma günü saat 04:00'te bir İHA saldırısı planlanmıştı. Savaşın ilk gecesinde birkaç üst düzey Devrim Muhafızı komutanının hayatını kaybetmesine rağmen, güçlerinin hızlı bir şekilde karşılık verdiğini açıkladı.

Yeni bir çatışma olasılığı hakkındaki soruya yanıt olarak Naeyni, "Bugünkü İsrail düşmanı, yeni bir savaş yürütecek kapasiteye ve hedeflere sahip değil" dedi. "Düşman (İsrail) teknolojik sorunlardan muzdarip ve şu anda savaş yürütecek kaynaklardan yoksun" diyerek, "Düşmanın sorunları sadece mühimmat eksikliğiyle sınırlı değil, aynı zamanda askeri teknolojisindeki yapısal kusura da uzanıyor" değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in "ülkeyi parçalamak ve rejimi devirmek amacıyla İran'a saldırdığını", ancak "savunma sanayisinin tüm unsurlarına ve Batı desteğine sahip olmasına rağmen kendini savunamadığını" ifade etti.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Tahran'daki ABD büyükelçiliğine düzenlenen baskının 46. yıldönümünü kutlayan resmi bir açıklamada, "Belgeler casusluk yuvasını ve diplomasi alanının Amerikan bakış açısından, sızma ve aldatmaca için bir örtü olduğunu ortaya koyuyor" ifadeleri yer aldı.


İsrail'in anlaşmazlıkları Hamas üyelerinin tahliyesini engelliyor

Pazar günü Gazze Şeridi'nin doğusunda İsrailli rehinelerin cesetlerini arama çalışmaları devam ederken görülen Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları üyesi (EPA)
Pazar günü Gazze Şeridi'nin doğusunda İsrailli rehinelerin cesetlerini arama çalışmaları devam ederken görülen Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları üyesi (EPA)
TT

İsrail'in anlaşmazlıkları Hamas üyelerinin tahliyesini engelliyor

Pazar günü Gazze Şeridi'nin doğusunda İsrailli rehinelerin cesetlerini arama çalışmaları devam ederken görülen Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları üyesi (EPA)
Pazar günü Gazze Şeridi'nin doğusunda İsrailli rehinelerin cesetlerini arama çalışmaları devam ederken görülen Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları üyesi (EPA)

İsrail'in iç anlaşmazlıkları, işgal altındaki ‘Sarı Hat’ bölgesindeki Refah'ta tünellerde mahsur kalan silahlı Hamas üyelerinin tahliyesini engelliyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail'in tahminlerine göre yaklaşık 200 kişinin Gazze Şeridi'nden çıkarılması şartıyla güvenli bir şekilde ayrılmasına izin vermeyi kabul etmişti. Bu karar, İsrail’in bakanları ve iktidar koalisyonu ile muhalefet tarafından oybirliğiyle reddedildi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, böyle bir kararı ‘güvenlik açısından aptallık’ olarak değerlendirdi.

Öte yandan arabulucular ABD, Mısır ve Katar Netanyahu’yu geri adım atmaktan vazgeçirmeye çalışıyor ve Hamas üyelerinin serbest bırakılmasının ABD Başkanı Donald Trump’ın ateşkes planının başarısı için önemli bir adım olacağını vurguluyorlar.

Diğer bir gelişmede dün İstanbul'da bir araya gelen Arap ve İslam ülkelerinin dışişleri bakanları, Gazze Şeridi’ndeki ateşkesin sürdürülmesi ve insani yardımın Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerine ulaştırılması için gerekli tüm çabaların gösterilmesi çağrısında bulundu.

Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen Gazze konulu bakanlar düzeyindeki koordinasyon toplantısına Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’ın yanı sıra Ürdün, Endonezya, Pakistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) de bakanlar katıldı.

Suudi Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, “Toplantıda Gazze Şeridi'ndeki durum ve bölgeye barış getirme çabaları ele alındı” denildi.


Peru, eski başbakana sığınma hakkı vermesi nedeniyle Meksika ile ilişkilerini kesti

Geçtiğimiz haziran ayında eski Başbakan Betsy Chavez yargılanmak üzere götürülüyor (Arşiv - AFP)
Geçtiğimiz haziran ayında eski Başbakan Betsy Chavez yargılanmak üzere götürülüyor (Arşiv - AFP)
TT

Peru, eski başbakana sığınma hakkı vermesi nedeniyle Meksika ile ilişkilerini kesti

Geçtiğimiz haziran ayında eski Başbakan Betsy Chavez yargılanmak üzere götürülüyor (Arşiv - AFP)
Geçtiğimiz haziran ayında eski Başbakan Betsy Chavez yargılanmak üzere götürülüyor (Arşiv - AFP)

Peru hükümeti dün, Meksika'nın 2012'de dönemin Devlet Başkanı Pedro Castillo liderliğindeki darbe girişimiyle ilgili soruşturma altındaki eski bir başbakana sığınma hakkı vermesinin ardından Meksika ile diplomatik ilişkilerini kestiğini duyurdu.

Peru Dışişleri Bakanı Hugo de Zela düzenlediği basın toplantısında, "Bugün, eski Devlet Başkanı Pedro Castillo liderliğindeki darbe girişimine karıştığından şüphelenilen eski Başbakan Betsy Chávez'e Peru'daki Meksika büyükelçiliğinde sığınma hakkı verildiğini şaşkınlık ve derin bir üzüntüyle öğrendik." dedi.

Açıklamada, "Bu dostça olmayan eylem ve ülkenin mevcut ve eski cumhurbaşkanlarının Peru'nun içişlerine tekrar tekrar müdahaleleri göz önüne alındığında, Peru hükümeti bugün Meksika ile diplomatik ilişkilerini kesmeye karar vermiştir" ifadesi yer aldı. Kongre, aylarca süren bir çıkmazın ardından sendikayı dağıtmaya çalışan eski öğretmen ve sendika lideri Castillo'yu Aralık 2022'de görevden aldı.

Lima ve Meksiko arasındaki ilişkiler, Castillo'nun görevden alınmasının ardından önemli ölçüde kötüleşti. Meksika, Castillo'nun eşine ve çocuklarına sığınma hakkı verdikten sonra Peru, Meksika büyükelçisini sınır dışı etti. Castillo'nun halefi eski Cumhurbaşkanı Dina Boluarte de Peru'nun Meksiko büyükelçisini geçici olarak geri çağırdı ve dönemin sol görüşlü Cumhurbaşkanı Andrés Manuel López Obrador'u Castillo'ya verdiği destek nedeniyle ülkesinin işlerine karışmakla suçladı.

Castillo, ailesiyle birlikte Lima'daki Meksika büyükelçiliğine sığınma başvurusunda bulunmak üzere giderken, isyan ve görevi kötüye kullanma suçlamasıyla tutuklandı. Chávez de isyan suçlamasıyla yargılandı ve davaları mart ayında başladı. Castillo, yargılanmasından bu yana tutukluluk hali devam ederken, Chávez kefaletle serbest bırakıldı.

Savcılar, Chávez'in Castillo'nun Kongre'yi feshetme planına karıştığı iddiasıyla 25 yıl, görevden alınan Başkan Chávez için ise 34 yıl hapis cezası talep etti. Castillo ise kendisine yöneltilen suçlamaları reddediyor.