Kuzey Kore liderinin ölmesi halinde iktidara kim gelecek?

Kuzey Kore lideri Kim Kong-un (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Kong-un (AP)
TT

Kuzey Kore liderinin ölmesi halinde iktidara kim gelecek?

Kuzey Kore lideri Kim Kong-un (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Kong-un (AP)

ABD merkezli CNN’in, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un geçirdiği ameliyatın ardından durumunun ciddi olduğunu iddia etmesinin ardından liderin sağlık durumu en çok merak edilen konular arasında yer aldı.
Kim Jong-un’un 8 yıllık iktidarından sonra Kuzey Kore lideri olarak ondan sonra kimin geleceği konusunda belirsizlik var.
Kim ailesi,  yaklaşık 70 senedir iktidarı ‘babadan oğula’ devrederken, 36 yaşındaki Kim halefi olarak herhangi bir kimseyi atamadı ve çocukları da henüz çok küçük.
İktidar ailesindeki yetişkinler de, iktidara yükselişlerinin önünde potansiyel engellerle karşı karşıya.
Bloomberg’in derlediği bilgilere göre Kim Jong-un’un potansiyel varisleri şunlar:

Kızkardeşi Kim Yo-Jong
Kim Jong-un’un kişisel asistanı ve en yakın danışmanı.
Kuzey Kore lideri, kız kardeşi Kim Yo-Jong’u, iki hafta önce İşçi Partisi Merkez Komitesi Politbürosu’na üye olarak atadı. Bu da, Kim Yo-Jong’u, Kim ailesinin ‘gerçek güce’ yakın olan tek üyesi yaptı.
Medya, resmi ziyaretler ve ulusal günlerde lider Kim Jong’un’un yanında görülen, zaman zaman da Kuzey Kore siyasi sahnesinde yer alan Kim Yo-Jung’u önemsedi.
2018 Kış Olimpiyatları’na katılan üst düzey delegasyonun bir parçası olarak Güney Kore'yi ziyaret ederek, Kuzey Kore iktidar ailesinden Seul'e ayak basan ilk kişi oldu.
Lider abisinin, ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı zirvelerde ona eşlik etti ancak Kuzey Koreli ataerkil yöneticilerin, ülkenin bir sonraki ‘yüce lideri’ olarak 32 yaşında genç bir kadını destekleyip desteklemeyeceği belirsiz.

Kim Jong’un’un oğlu
Hiç şüphe yok ki, bir erkek varis, daha önce Kim'in büyükbabası Kim İl-sung tarafından kurulan ve ardından babası Kim Jong-il tarafından yönetilen bir hanedandaki geleneksel varis çizgisini sağlayacak. 
Güney Kore istihbaratına göre Kim, 2009 yılında eski bir şarkıcıyla evlendi ve 3 çocuğu olduğuna inanılıyor.
Sorun şu ki, çocuklar resmi medyada hiç yer almadı ve yaşları bilinmiyor. Ancak en büyük oğlunun 2010 yılında doğduğuna inanılıyor.
Bu çözüm uygulanırsa, Kim Jong’un’un oğlu reşit olana kadar bir naipin (hükümdarın çocukluğu sırasında onun adına devleti yöneten kimse) himayesinde iktidara gelmesi muhtemel.

Yeğeni Kim Han Sol
1995 doğumlu Kim Han Sol, rejimi ilk eleştirenlerden, üvey kardeşi Kim Jong-un ile ihtilafa düşen, Çin’e sürgüne gönderilen ve 2017 yılında Kuala Lumpur Havalimanı'nda öldürülen Kim Jong-nam’ın oğlu.
Güney Kore medyasına göre Çin polisi, Kim Han Sol'u öldürmeyi planladıkları şüphesiyle Pekin'e gönderilen birkaç Kuzey Koreliyi tutukladı. 
Kuzey Kore liderinin yeğeni Kim Han Sol’un nerede olduğu hala bilinmiyor.

Kardeşi Kim Jong-chul
Kuzey Kore liderinin erkek kardeşi olan Kim Jong-chul, sanat ve müziğe siyasetten daha fazla ilgi gösterdiğinden iktidara yakın olarak görülmüyor.
Dört yıl önce Güney Kore'ye kaçan Kuzey Koreli eski diplomat Thae Yong Ho’ya göre Kim'in erkek kardeşi sadece gerçekten yetenekli bir gitarist ve herhangi bir resmi unvanı yok.
Abisi Kim gibi Amerikan basketbolunun hayranı olan Kim Jong-chul’un İsviçre'de eğitim gördüğü biliniyor.

Hayati tehlikesi var
CNN'in ABD’li istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberinde, kalp ameliyatı olan Kuzey Kore liderinin durumunun ciddi olduğunu ve hayati tehlikesi olduğu iddia edildi.
Güney Kore merkezli Daily NK sitesi de, Kim’in 12 Nisan’da bir kalp ameliyatı geçirdiğini ve ülkenin doğusundaki evinde dinlendiğini öne sürdü.
Güney Kore merkezli Yonhap haber ajansı, Güney Koreli bir hükümet yetkilisine dayandırdığı haberinde Kuzey Kore liderinin çok hasta olmadığını ve ülkesinin kırsal kesiminde yardımcılarının yardımıyla ‘normal faaliyetler’ yürüttüğünü ifade etti.
Çin Komünist Partisi Uluslararası İletişim Departmanı'ndan bir yetkili Reuters’a verdiği demeçte, Kim'in kritik bir durumda olduğuna inanmadığını söyledi.
Kuzey Kore'den konu hakkında resmi bir yorum yapılmadı.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.