Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Trump’a mektup

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Trump’a mektup
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Trump’a mektup

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Trump’a mektup

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'a, gönderdiği mektupta “Bu mütevazi yardımın mücadelenize destek ve hastalığa yakalanan vatandaşlarınızın sağlığına kavuşmasına katkı sağlamasını diliyorum" dedi.
Milli Savunma Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’a yazdığı mektubu ABD’li yetkililere teslim etmek üzere Serdar Kılıç'a teslim edildiğini bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Maske, yüz koruyucu siperlik, N95 maske ve tulumların yanı sıra Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump'a hitaben yazdıkları mektup da ABD'li yetkililere ulaştırılmak üzere Büyükelçimiz Serdar Kılıç'a teslim edildi” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’a Türkiye’nin ABD’ye tıbbi malzeme yardımıyla birlikte bir mektup gönderdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’a gönderdiği mektupta, “Sayın Başkan, Değerli Dostum, Küresel ölçekte bir kriz oluşturmuş olan Covid-19 salgınının ülkelerimizde ve dünyamızda yol açtığı sınamalara karşı sizinle sürdürmekte olduğumuz iş birliğine büyük önem atfettiğimi biliyorsunuz. Covid-19’u müşterek çabalarımızla yeneceğimize güveniyor, bu krizle mücadeleden edindiğimiz dersler ve geliştirdiğimiz yeni imkanlarla kamu sağlığı alanında geleceğe çok daha güçlü ilerleyeceğimize inanıyorum.
Bu çerçevede ABD’deki salgını kontrol altına almak amacıyla verdiğiniz kararlı mücadeleyi takdirle izliyor, aldığınız tedbirler sayesinde vak'a sayılarında aşağı yönlü bir eğilim elde ederek normalleşme yönünde ilk adımları atmaya başlamanızdan büyük memnuniyet duyuyorum. Amerikan halkının bu dönemde de gerekli dirayeti sergileyerek, hepimizi derinden sınayan bu krizi en kısa sürede geride bırakacağından şüphe duymuyoruz.
Bu süreçte, gerek salgınla mücadelenin gerektirdiği temel ihtiyaçların karşılanmasında gerek normalleşme sürecinde, ülkemin, ABD’nin güvenilir ve güçlü bir ortağı olarak, her türlü dayanışmayı sergilemeye devam edeceğine emin olabilirsiniz. Nitekim, daha önce ihracatına izin verdiğimiz malzemelere ilaveten, bu defa da Hava Kuvvetlerimize ait bir uçakla, Amerikan halkının acil ihtiyaç duyduğu tıbbi malzemelerden oluşan bir yardımı bugün ABD’ye gönderiyoruz. Gönderdiğimiz bu mütevazi yardımın salgınla mücadelenize destek olmasını ve hastalığa yakalanan vatandaşlarınızın en kısa sürede sağlığına kavuşmasına katkı sağlamasını diliyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gönderilen mektupta devamla;
“Değerli Dostum, salgın sonrası süreçte de bu iş birliğimizin devam etmesinin ve başta uluslararası ekonominin yeniden sağlığına kavuşturulması olmak üzere, küresel düzenin gerektirdiği reform ve düzenlemelerin hayata geçirilmesinde de yakın eş güdüm ve ortaklık içinde hareket etmemizin son derece önemli ve yararlı olacağına inanıyorum. Bu konudaki fikir ve önerilerimizi en kısa sürede karşılıklı olarak paylaşabilmeyi ümit ediyorum. Aynı şekilde, salgın vesilesiyle daha da güçlenen ve çeşitlenen iş birliğimizin oluşturduğu olumlu ortamdan, Türk-Amerikan ikili ilişkilerini her alanda ilerletmek ve başta 100 milyar dolar ticaret hedefimiz olmak üzere, ülkelerimizin sahip olduğu potansiyeli en etkin şekilde hayata geçirmek için de istifade etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Nitekim, Suriye ve Libya başta olmak üzere, bölgemizdeki son gelişmeler, Türk-ABD ittifakının ve iş birliğinin en güçlü şekilde sürdürülmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Umuyorum ki, önümüzdeki dönemde, Kongre ve ABD basını da, salgın sırasında sergilediğimiz bu dayanışmanın da etkisiyle, ilişkilerimizin stratejik önemini daha iyi kavrayacak ve ortak sorunlarımızla ortak mücadelemizin gerektirdiği anlayış içinde hareket edecektir” ifadeleri yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan mektubun son kısmında ise “Bu vesileyle, ABD’de Covid-19'dan ötürü hayatını kaybeden vatandaşlarınız için başta onların yakınları olmak üzere, dost ve müttefik Amerikan halkına, ülkem ve Milletim adına taziyelerimi yineliyor; birlikte başarıyla sonlandıracağımız bu mücadelede yakın iş birliğimizin devamı dileğiyle içten sevgi ve selamlarımı iletiyorum” dedi.



Burkina Faso cuntası eşcinselliği yasakladı

Dünyanın en genç liderlerinden birine sahip Burkina Faso, tıpkı müttefikleri Nijer ve Mali gibi, eski sömürgecileri Fransa'yla ilişkileri keserek Rusya'yla yakınlaşıyor (AFP)
Dünyanın en genç liderlerinden birine sahip Burkina Faso, tıpkı müttefikleri Nijer ve Mali gibi, eski sömürgecileri Fransa'yla ilişkileri keserek Rusya'yla yakınlaşıyor (AFP)
TT

Burkina Faso cuntası eşcinselliği yasakladı

Dünyanın en genç liderlerinden birine sahip Burkina Faso, tıpkı müttefikleri Nijer ve Mali gibi, eski sömürgecileri Fransa'yla ilişkileri keserek Rusya'yla yakınlaşıyor (AFP)
Dünyanın en genç liderlerinden birine sahip Burkina Faso, tıpkı müttefikleri Nijer ve Mali gibi, eski sömürgecileri Fransa'yla ilişkileri keserek Rusya'yla yakınlaşıyor (AFP)

Batı Afrika ülkesi Burkina Faso'daki askeri yönetim, eşcinselliği yasaklayan bir kanuna imza attı.

Eşcinsellere 5 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngören yasa taslağı, geçiş parlamentosunun seçilmemiş 71 üyesinin tamamı tarafından kabul edildi. 

Adalet Bakanı Edasso Rodrigue Bayala, devlet televizyonu RTB'ye şöyle konuştu:

Bu yasa, 2 ila 5 yıllık hapis cezasının yanı sıra para cezası da öngörüyor. Bir kişi eşcinsellik ya da benzer eylemlerde bulunursa tüm bu tuhaf davranışların sonucu hakimin önüne çıkmak olacak.

Bayala, yabancı ülke yurttaşlarının bu kanunu çiğnemeleri halinde sınır dışı edileceğini aktardı. 

Afrika'da eşcinsellik karşıtı kanunların son örneği bu oldu. 30 civarındaki ülkede benzer adımlar atılmış durumda. 

Burkina Faso'nun müttefiki Mali'deki cunta yönetimi Kasım 2024'te eşcinselliği yasadışı ilan eden bir kanun çıkarmıştı.

Gana ve Uganda'daki eşcinsellik karşıtı kanunlar son yıllarda sertleştirildi.

Uganda'da yapılan değişikliğe göre "ağırlaştırılmış eşcinselliğin" cezası, müebbet hapis ve ölüme varabiliyor.

Mevcut askeri yönetimin Cumhurbaşkanı Yüzbaşı İbrahim Traore, Eylül 2022'de yaptığı darbeyle, Ocak 2022'de yine darbeyle başa geçen Yarbay Paul-Henri Sandaogo Damiba'yı devirmişti.

O dönem 34 yaşında olan Traore, dünyanın en genç lideri unvanını almıştı.

Traore, cumhurbaşkanı olarak yemin ettiğinde ülkedeki güvenlik durumunu iki-üç ay içinde düzeltme sözü vermiş ve seçimlerin Temmuz 2024'te düzenleneceğini duyurmuştu.

Ancak Mayıs 2024'te askeri cunta, 5 yıl daha ülkeyi yöneteceğini belirterek sivil yönetime geçişi ertelemişti.

Burkina Faso'daki askeri yönetim, 2018'de kaldırılan idam cezasını geri getirmek istediğini beyan ederek Kasım 2024'te bir kez daha dünya gündemine girmişti.

Ülkedeki son idam infazlarıysa 19 Eylül 1989'da yapılmıştı.

Independent Türkçe, France 24, AFP


Woody Allen, yeni filminde Donald Trump'ı oynatmak istiyor

Fotoğraf: Reuters/AFP
Fotoğraf: Reuters/AFP
TT

Woody Allen, yeni filminde Donald Trump'ı oynatmak istiyor

Fotoğraf: Reuters/AFP
Fotoğraf: Reuters/AFP

Donald Trump'ı "çok iyi" bir oyuncu diye tanımlayan Woody Allen, ABD Başkanı'nı yeni bir filmde yönetmek istediğini söyledi.

İkili, Allen'ın 1998 yapımı filmi Şöhret'te (Celebrity) birlikte çalışmıştı. Trump, Manhattan'ın ikonik Aziz Patrick Katedrali'ni yıkarak yerine "güzel" bir ofis bloğu inşa etme planlarını anlattığı bir sahnede kendisini oynamıştı.

Bill Maher'in Club Random podcast'indeki röportajda Maher, Allen'a "iptal kültürünün" 89 yaşındaki sinemacıyı Trump destekçisi olmaya itip itmediğini sordu.

Allen şöyle yanıt verdi:

Hayır, Trumpçı değilim. Trump'ı yönettiğini söyleyebilecek birkaç kişiden biriyim. Trump'ı Şöhret'te yönetmiştim. Onunla çalışmak bir zevkti ve çok iyi bir aktördü. Çok nazikti, görevini eksiksiz yerine getirdi, her şeyi doğru yaptı ve gösteri dünyasına doğuştan yatkın biriydi.

"Keşke şimdi onu yönetebilseydim. Şimdi başkan olduğu için onu yönetmeme izin verseydi, sanırım harikalar yaratabilirdim" diye devam eden Allen, Maher'ın kahkaha atmasına neden oldu. 

Ama onunla çalışmak çok kolaydı.

Maher'ın Trump'ı "kişisel olarak farklı" diye tanımlamasının ardından Allen konuya açıklık getirdi:

Ben bir Demokratım. Kamala Harris'e oy verdim. Onunla çoğu konuda, belki yüzde 95, hatta yüzde 99 oranında aynı fikirde değilim ama bir oyuncu olarak çok iyiydi. Son derece ikna ediciydi ve karizmatik bir havası vardı. Politikaya atılmak istemesine şaşırdım.

Geçen ay Allen'ın Jeffrey Epstein'a 63. doğum günü münasebetiyle bir mektup gönderdiği ve bu mektupta gözden düşmüş finansçının akşam yemeği partilerini şaka yollu Drakula'nın şatosuna benzettiği ortaya çıkmıştı.

Notta, yazar ve eşi Soon Yi'nin "birçok kez" akşam yemeğine davet edildiği belirtiliyor.

Mektupta, "her zaman kabul ettikleri" çünkü orada bulmayı umdukları çeşitli ve seçkin bir topluluk nedeniyle "her zaman ilginç" geldiği, yemeğin her zaman "görkemli ve bol" olduğu ve "iyi servis edildiği" belirtiliyor.

Mektupta, 1931 yapımı filmde bu rolü oynayan Macar asıllı Amerikalı aktöre atıfta bulunularak, "İyi hizmet diyorum, çoğu zaman profesyonel bir hizmetli tarafından, çoğu zaman da [Bela] Lugosi'nin üç genç kadın vampirle hizmet verdiği Drakula Şatosu'nu hatırlatan birkaç genç kadın tarafından" deniyor.

Buna Jeffrey'nin büyük bir evde tek başına yaşadığı da eklendiğinde, insan onu nemli toprakta uyurken hayal edebiliyor.

Trump, Epstein'e doğum günü mektubu gönderdiği yönündeki haberler nedeniyle Wall Street Journal'a hakaret davası açıyor.

Independent Türkçe


Putin: Rusya kimseye saldırmak istemiyor… Ukrayna'nın NATO üyeliği kabul edilemez

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
TT

Putin: Rusya kimseye saldırmak istemiyor… Ukrayna'nın NATO üyeliği kabul edilemez

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün yaptığı açıklamada, ülkesinin Ukrayna'daki tek amacının kendi çıkarlarını korumak olduğunu belirterek, Rusya'nın hiçbir zaman kimseye saldırma niyetinde olmadığını ve olmayacağını vurguladı.

Putin, eski ABD Başkanı Donald Trump ile önceki görüşmelerin, yeni yönetimin Rusya'yı dinlediğini gösterdiğini belirterek, Washington ile yapıcı diyaloğun devam etmesini umduğunu ifade etti.

Moskova'nın Zaporijya Nükleer Santrali’nde ABD temsilcileriyle iş birliği yapmaya hazır olduğunu vurgulayan Putin, santral konusunda ABD ve Ukrayna ile üçlü iş birliği olasılığını da dışlamadı.

Slovakya Başbakanı ile yaptığı görüşmede Putin, “Ukrayna'ya gaz arzını kesin. Böylece onlar da başkalarının çıkarlarını ihlal etmenin sınırları olduğunu hemen anlayacaklar” ifadelerini kullandı.

Ukrayna'nın Rusya'ya zarar vermeye çalıştığını, ancak bu zararın ortaklarına da yayıldığını ifade eden Putin, Moskova'nın Kiev'in NATO üyeliğini kabul edilemez bulduğunu vurguladı.

Putin ayrıca, Ukrayna'ya güvenlik garantisi verilmesi konusunda uzlaşma sağlanmasının mümkün olduğunu söyledi.