Hafter’e 8 savaş uçağı gönderdiği iddia edilen Rusya’nın Libya'daki hedefi ne?

Arşiv-İHA
Arşiv-İHA
TT

Hafter’e 8 savaş uçağı gönderdiği iddia edilen Rusya’nın Libya'daki hedefi ne?

Arşiv-İHA
Arşiv-İHA

Libya’da bir süredir Hafter’in elinde olan stratejik Watiye Üssü'nün Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerince ele geçirilmesi savaşın dengesi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirildi.
Bu gelişmenin ardından UMH İçişleri Bakanı Fethi Başağa, kritik bir açıklamada bulunarak Suriye’nin  Lazkiye şehrinde Rus üssü Hmeymim'den 2 Su-35 eskortluğunda 6 adet MiG 29 ve 2 adet Su-24 savaş uçağının Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’na (LUO) teslim edildiğini iddia etti.
Ardından LUO Hava Kuvvetleri Komutanı Sakr Curuşi’nin Libya’daki Türk noktalarını da hedef alan geniş kapsamlı hava operasyonu başlatacakları iddia etti.
Bu açıklamaya sert tepki veren Ankara, Türk noktalarını hedef alınması durumunda, Hafter güçlerinin meşru hedef haline geleceği açıklandı.
Söz konusu uçakların Birleşik Arap Emirlikleri'nce Belarus'tan satın alındığı ve Belaruslu, Sırp ya da Suriyeli pilotlarca uçurulacağı da iddialar arasında. 
Son gelişmelerin ne anlama geldiğini hem Rusya uzmanı medyagunlugu.com yazarı Aydın Sezer ile Alman Dış Politika ve Güvenlik Enstitüsü’nde misafir araştırmacı olarak çalışan Libya Uzmanı Nebahat Tanrıverdi Yaşar’a sorduk.

“Bazı uçaklar Cufra üssüne konuşlandırıldı”
Yeni savaş uçakların bir kısmının Watiyye Üssü'ne yakın sayılabilecek bir noktada olan Hafter’in kontrolünde bulunan Cufra Hava Üssü'ne konuşlandığının iddia edildiğini kaydeden Yaşar, bu üssün geçen yıl da benzer hava saldırılarında kullanıldığını söyledi.

Çatışma dinamiklerini tırmandırabilir
Independent Türkçe'nin haberine göre, Yaşar, söz konusu gelişmenin UMH’nin son başarılarının ardından Hafter'in dış müttefikleri BAE ve Mısır'ın Hafter’siz bir  çözüm arayışına girdiğine yönelik haberlerin ardından yaşandığına dikkat çekerek şu iddiada bulundu:
"Ancak Rusya'nın Suriye'den çok sayıda savaş uçağını Libya'ya göndermesi, çatışma dinamiklerinin tırmanabileceği ve daha yoğunluklu hava operasyonlarının gerçekleşebileceği ihtimallerini beraberinde getiriyor."

Asıl hedef Watiyye üssü
Rusya  tarafından gönderilen uçakların, 'caydırıcı bir güç unsuru olarak kullanmak için mi', yoksa 'Hafter aleyhine gerçekleşen hızlı saha değişimini engellemek amacıyla çatışmayı tırmandırmak için mi' kullanılacağının merak konusu olduğunu söyleyen Yaşar şöyle konuştu:
"Bu uçakların  kapsamlı bir hava operasyonu ile Trablus'un ele geçirilmesi için kullanılması düşük bir ihtimal. Öte yandan yeni ele geçirilen Vatiyye üssünün UMH tarafında aktif bir sekilde kullanılan bir üsse dönüstürülmesini engelleme hedefi oldukça yüksek."

“Rusya’nın bu adımı Hafter’in  geri plana itilen rolüne öne çıkardı”
“Hafter'in ülkediki toplumsal ve siyasal ittifaklarında yaşanan kırılmaların derinleştiği ve uluslararası müttefiklerinin pozisyonlarını yeniden değerlendirdikleri bu kritik zamanda Rusya'nın bu adımı Libya krizinde geri plana itilen rolünü yeniden on plana çıkardı” diyen Yaşar sözlerini şöyle tamamladı:
"Libya'daki büyük kayıplarının ardından önümüzdeki birkaç gün içinde çatışmaların Terhune- beni Valid bölgesine yoğunlaşacağının sinyalleri bulunuyor. Bu çatısmalar sırasında LUO ve Rusya dahil Hafter'in uluslararası müttefiklerinin nasıl bir politika izleyecekleri daha çok fikir verecektir."

“Resmi anlamda taraflar arasında eşitlikçi bir yaklaşım izliyor”
Rusya uzmanı ve medyagunlugu.com yazarı Aydın Sezer ise Rusya’nın Libya’da resmi anlamda taraflar arasında eşitlikçi bir yaklaşım izlediğini belirterek şöyle konuştu:
"Her iki tarafla da temas halinde ve görüşüyor. Böyle olmasa Ocak 2020’de Hafter ile Serrac’ı Moskova’da bir araya getirip, dolaylı da olsa temas sağlayamazdı. Bu süreçte elbette Türkiye’de Serraç’ın ikna edilmesinde önemli bir rol oynadı. Yine 19 Ocak’ta Berlin Konferansının toplanmasında da Rusya’nın ciddi katkısı oldu ve tavrını ateşkesten yana koydu."

“Resmen olmasa da Wagner üzerinden Hafter’e destek veriyor”
Buna karşın bir de sahadaki gerçekliğin olduğunu söyleyen Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rusya’nın kendi ifadesiyle resmen olmasa da, Wagner üzerinden Hafter’e destek verdiği görülüyor. Gerçi, Rusya resmi bir açıklamada bulunarak Wagner’in Libya’da üçüncü ülkeler tarafından kiralanan bir güç olarak sahada olduğunu ve Rusya’nın Hafter’e doğrudan destek vermediğini deklere etmiş olsa da, dediğim gibi sahada Wagner savaşıyor."

“Putin, gelişmelerden duyduğu rahatsızlığı Erdoğan’a iletti”
Rusya’nın Berlin Konferansı'ndan sonra sahada Türkiye’nin önünü kestiğini ve barışın sağlanacağını düşündüğünü öne süren Sezer,  şunları söyledi:
"Ancak, Türkiye, BAE ve Mısır’ın savaşan tarafları desteklemesi sonucu çatışmalar devam etti hatta yoğunlaştı. Hafter’in Ramazan’daki ateşkes çağrısına rağmen çatışmalar sürdü ve Serrac güçleri sahada Hafter’i geriletti. Bu süreçte, Fransa, Hafter’in arkasında daha net tavır almaya başladı. ABD ve Rusya tarafsız görünüyor ancak, ABD biraz daha Serrac, Rusya ise biraz daha Hafter’e destek veriyor gibi görünüyor. Bu arada, Putin önceki gün Erdoğan’a Libya’daki gelişmelerden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi."

“Libya’da bozulan hava dengesini dengelemek isteyebilir”
Teyid edilemeyen bilgilere göre 6 veya 8 Rus savaş uçağının Libya’ya gönderildiğini  belirten Sezer sözlerini şöyle tamamladı:
"Mısır, kendi savaş uçaklarıyla doğrudan müdahale bulunmak istemiyor, bu biliniyor. Ancak bu uçaklar için gereken zemini hazırlayabilir. Rusya, Libya’da Bayraktar’lar üzerinden bozulan hava dengesini, BEA eliyle dengelemek için bu yolla Hafter’i müzakere masasına daha güçlü oturmak isteyebilir. Ramazan ayından sonra Libya sahasında yeni ve daha farklı gelişmeler olacağını düşünüyorum."



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.