Suriye ile ilgili hazırlanan bir insan hakları raporu, DEAŞ’ın ülkenin çöl bölgesinde ve Fırat’ın doğusunda operasyon yürüten uyuyan hücreleri aracılığıyla Suriye’nin doğusunda halen saldırı başlatma yeteneğine sahip olduğunu ortaya koydu. Rapor, operasyonların bir yandan Washington liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçlerinin, diğer yandan da Rusya’nın desteklediği rejim güçlerinin hava saldırılarına karşı yürütüldüğünü ortaya koydu. Raporda, DEAŞ’a mensup ailelerin ve yerinden edilenlerin olduğu el-Hul Mülteci Kampı’nın temsil ettiği saatli bombanın etkisiz hale getirilmesi çağrısı yapıldı. Aynı şekilde Humus’un doğu kırsalında eski bir DEAŞ güvenlik görevlisi tarafından yönetilen ve yaklaşık 50 unsuru olan paralı bir taburun Libya’daki savaşa yöneldiği belirtildi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 29 Mayıs’ta ‘Uluslararası Koalisyon liderlerinin geçen yıl mart ayında DEAŞ’ın hezimete uğradığı yönündeki açıklamasına rağmen teröristlerin zeminde varlığını sürdürdüğünü’ bildirdi. SOHR, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile SDG’nin kontrolündeki farklı bölgelerdeki iş birliği dahilinde, Uluslararası Koalisyon güçlerinin güvenlik hamleleriyle eş zamanlı olarak örgüt hücrelerinin operasyonlarını ve saldırılarını sürdürdüğünü ve DEAŞ’ın tam bir yenilgiden uzak olduğunu vurguladı.
SOHR’un açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“ ‘Suriye’nin çöl bölgesi hariç kontrol altındaki birçok alanın kontrol altına alındığı, DEAŞ lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin bir ABD hava saldırısında öldürüldüğü ve çok sayıda örgüt liderinin tutuklandığı’ büyük darbelere rağmen DEAŞ hücreleri, kaos yaratmak ve suikast operasyonları yürütmek için her fırsattan yararlanıyorlar. Bu sayede örgütün ayakta kalacağına dair bir mesaj gönderiyorlar.”
Terör hücreleri, geçen dönem boyunca kontrol altındaki farklı bölgelerde oluşan güvenlik boşluğu nedeniyle eylemlerine hız verdi. SDG’nin kontrolündeki bölgeler de ‘suikastlar, gasp, ölüm tehditleri ve vatandaşların ödeme yapmaya zorlanması yoluyla fidye talep etmek için’ artan kaçırma vakalarına tanık oluyor.
Hücreler
DEAŞ, geçen nisan ve mayıs ayları arasında sözde ‘hilafet devletinden’ ‘uyuyan hücrelere’ geçiş yaparak faaliyetlerini devam ettirmeye başladı. Uluslararası Koalisyon güçleri bazı bölgeleri kuşatmak amacıyla geçen ay hava saldırıları gerçekleştirdi. Farklı milletlerden çok sayıda DEAŞ mensubunu gözaltına aldı. Kaynaklar 28 Mayıs günü yaptıkları açıklamada, Uluslararası Koalisyon’un Deyrizor’un doğu kırsalındaki Cedid Ekedat köyünde operasyon gerçekleştirdiğini aktardı. Kaynaklara göre köyün bir bölgesi SDG ile çevriliydi ve güçler, ailelere evlerini terk etmeme çağrıları yapıyordu.
Aynı ayın 17’sinde Uluslararası Koalisyon kapsamında faaliyet gösteren ABD kuvvetleri, Deyrizor’un doğu kırsalındaki el-Basireh kentinin bir mahallesinde uçuşlar gerçekleştirdi. Operasyon, mahalle halkından ve sakinlerinden evlerini terk etmemelerini ve arananları kendilerine teslim etmeleri çağrılarıyla başladı. SDG’ye bağlı terörle mücadele güçlerinin eşlik ettiği ABD kuvvetleri Ebu Kemal’de de iki evi hedef aldı.
SOHR’a göre ilk evden dışarı çıkan iki adam teslim olmayı kabul etmezken kadınlar ve çocuklar evi terk etmeleri sonrasında ABD’liler tarafından gözaltına alındılar. Daha sonra operasyon, evdeki yerel bir sakinin de ölmesine yol açan şiddetli bir çatışmaya dönüştü. Ev, ABD kuvvetleri tarafından bombalanırken içerisindeki DEAŞ unsurları da öldürüldü.
ABD kuvvetleri, diğer eve de baskın düzenleyerek arama operasyonu gerçekleştirdi. Evde yaşayan yaşlı adam ve ailesi, ABD güçleri tarafından dışarı çıkarıldı ve ev havaya uçuruldu. Aktarılana göre evdeki genç bir adam da ABD kuvvetleri tarafından gözaltına alındı. Daha sonra 3 ABD helikopteri, operasyona katılan kuvvetleri başka bir alana transfer etmek için bölgeye indi.
Çöl
DEAŞ, halen Suriye’nin 185 bin kilometrelik toplam yüz ölçümünün yüzde 1,8’lik, yani 3 bin 283 kilometrelik alanını kontrol ediyor. Fırat’ın batısındaki Suriye’nin çöl bölgesinde, rejim güçlerinin ve (Suriyeli olan ya da olmayan) yandaş milislerin kontrolündeki bölgelerde Suveyda, Rakka, Deyrizor ve Humus’daki saldırılar aracılığıyla faaliyetlerini sürdürüyor. SOHR’a göre DEAŞ, şu anda Palmira’nın kuzey doğusundaki Cebel Ebu Rucmayn’dan başlayan bölgeyi kontrol ediyor. Örgüt ayrıca es-Sokna’daki çöl bölgesinde ve es-Suveyda’nın idari sınırlarının kuzeyinde de mevcudiyetini sürdürüyor.
Rus savaş uçakları rejim ve Rusya’nın DEAŞ operasyonlarına tepkisi kapsamında 27 Mayıs sabahı örgütün Suriye’nin çöl bölgelerindeki mevziilerine hava saldırıları düzenledi. Rakka çölünde de saldırılar yoğunlaşırken DEAŞ, Rakka vilayetinin güneyindeki rejim güçlerine ve yandaş gruplara saldırılar gerçekleştirdi. Daha sonra taraflar arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi. SOHR, rejim güçleri ve gruplara mensup 8 unsurun ve 11 DEAŞ unsurunun öldüğünü bildirdi.
Örgüt 18 Mayıs’ta Kobacceb’teki Şam- Deyrizor yolunu kestikten birkaç saat sonra Deyrizor’un çöl bölgesinde rejim güçlerinden 7 kişiyi idam etti.
DEAŞ, 14 aydır İran milislerinin ve Lübnan ile Irak Hizbullah’ının önderliğindeki Suriye rejim güçlerine ve (Suriyeli olan ya da olmayan) yandaş milislere karşı operasyonlarını sürdürüyor.
SOHR, 24 Mart 2019 tarihinden bugüne kadar Fırat’ın batısı, Deyrizor, Rakka, Humus ve Suveyda çöllerinde örgüt tarafından düzenlenen saldırılar ve patlamalar neticesinde Suriyeli olmayan İran yanlısı 127 milis ve en az 2 Rus da dahil olmak üzere rejim güçlerinden ve (Suriyeli olan ya da olmayan) yandaş silahlı unsurlardan toplam 533 kişinin öldüğünü belgeledi.
Rakka Sivil Konseyi’ne bağlı ‘Birinci Müdahale Ekibi’ geçen Nnisan ayında Rakka’nın doğu kırsalındaki el-Hamarak köyünde yaklaşık 200 cesedin bulunduğu yeni bir toplu mezar tespit etti. DEAŞ’ın söz konusu bölgeye sivilleri ve savaşçıları gömdüğü tahmin ediliyor. SOHR’a göre cesetlerin çoğunluğu, rejim güçlerine bağlı 17’inci Bölük mensubu.
El-Hul Kampı
Suriye’de DEAŞ’ın yarattığı kaosun eski tanıklarından olan el-Hul Kampı’na ilişkin kriz halen devam ediyor. Mülteciler ve yerinden edilenlere ev sahipliği yapan El-Hul Kampı, DEAŞ mensubu unsurların aileleri için küçük bir devlet haline dönüşmüştü. Kampa halen güvensizlik ve kaos atmosferi hakim. Bu durum da kampı DEAŞ’ın veya daha tehlikeli bir örgütün yeniden ortaya çıkması tehdidi nedeniyle saatli bir bombaya çevirdi. SOHR’un istatistiklerine göre el-Hul Kampı’nda en az 68 bin 607 kişi yaşıyor. Söz konusu kişiler 30 bin 765’i Iraklı, olan 8 bin 450 Iraklı aileden, 28 bin 69’ı Suriye uyruklu 7 bin 809 Suriyeli aileden ve 9 bin 773’ü de başta Avrupa, Asya ve Afrika olmak üzere birçok farklı bölgeden gelenlerden oluşuyor.
28 Mayıs tarihinde kamptaki bir çadırın önünde Iraklı bir mülteci ölü bulundu. Cesedin kafasında keskin bir nesneyle delik açıldığı görülürken oklar DEAŞ mensuplarının ailelerindeki kadınlara yöneltildi. 23 Mayıs’ta da 3 çadırda yangın çıktı ve bir Iraklı mülteci bir çadırın önünde ölü bulundu. Sağlık kaynaklarına göre Iraklı mülteci, kafasına aldığı sert bir darbe sonucunda ölmüştü.
El-Hul Kampı, bölgede tekrar kaosa yol açabilecek saatli bir bombaya dönüşürken SOHR ise uluslararası topluma kapma dair krize çözüm bulma’ çağrısı yaptı.
Libya’daki çatışma
SOHR’a göre Humus’un doğu kırsalında bulunan DEAŞ örgütünde eski bir güvenlik görevlisinin başkanlığındaki 50 paralı askerlerden oluşan bir tabur 28 Mayıs’ta Libya’daki savaş cephelerine yöneldi. Güvenilir bilgilere göre söz konusu güvenlik görevlisi, Humus vilayetinde önemli bir pozisyona sahipti ve DEAŞ’ın hezimeti sonrasında Nusra Cephesi’ne bağlılık yemini ederek Afrin’e yönelmişti. Daha sonra bu yılın başlarında DEAŞ’a mensup 49 eski savaşçıyla birlikle paralı askerler olarak Libya’ya doğru yol aldı.
DEAŞ’ın Fırat Nehri’nin doğusunda ortadan kaldırıldığını duyuran Uluslararası Koalisyon’un açıklamasının üzerinden yaklaşık 14 ay geçmesine ve son dönemde çeşitli gelişmeler yaşanmasına rağmen örgütün kaçırdığı vatandaşların akıbetlerine ilişkin sessizlik ise halen devam ediyor.