Ceaser Yasası Esed rejiminin davranışlarını değiştirebilecek mi?

Suriye Dışişleri Bakanı Velid el-Muallim dün Şam'da bir basın toplantısı düzenledi (AFP)
Suriye Dışişleri Bakanı Velid el-Muallim dün Şam'da bir basın toplantısı düzenledi (AFP)
TT

Ceaser Yasası Esed rejiminin davranışlarını değiştirebilecek mi?

Suriye Dışişleri Bakanı Velid el-Muallim dün Şam'da bir basın toplantısı düzenledi (AFP)
Suriye Dışişleri Bakanı Velid el-Muallim dün Şam'da bir basın toplantısı düzenledi (AFP)

ABD’nin geçtiğimiz hafta Caesar Yasası kapsamında yayınladığı yaptırım uygulanan isimler listesi ‘sadece bir başlangıçtı’. Önümüzdeki haftalarda 100 kadar Suriyeli ismin yer adlığı bir listenin daha yayınlanması bekleniyor. Böylece önümüzdeki yaz ‘Caesar’ın yazı’ olarak adlandırılmayı hak ediyor. Amaç ‘Suriye rejimini değiştirmek değil’ daha ziyade rejimi  ‘iç ve dış jeopolitik konulardaki davranışlarını değiştirmeye’ zorlamak. Bu da Moskova'yı Washington'la ‘ABD’nin koşullarını karşılayan yeni bir anlaşma’ yapılması için müzakerelere girmeye zorluyor. Bu koşullar arasında, ‘ABD'nin Rusların Suriye'deki varlığını meşru’ olarak kabul etmesi karşılığında ‘İran’ın Suriye’deki varlığının sona erdirilmesi’ yer alıyor.
Bu sonuca, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey ve yardımcısı Joel Robben başta olmak üzere ABD’li yetkililerin Caesar Yasası’nın 17 Haziran’da yürürlüğe girmesiyle başta Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve Esma Esed olmak üzere Suriyeli 39 isme yaptırımlar uygulanmasından bu yana yaptıkları açıklamalardan ve brifinglerden ulaşılabilir. Bununla birlikte Caesar Yasası daha önce uygulanan yaptırımların çoğunu kapsıyor. Ancak eski Şam Valisi Bisher es-Sabban ve Esed’in kuzeni Rami Mahluf Caesar Yasası kapsamına dahil olmasa da Mahluf’un bazı şirketleri ‘kara listeye’ alındı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, yaptırımların ‘rejimi savaşı sürdürmek ve Suriye halkına acı çektirmek için kullandığı gelirleri ve desteği kesmek için kalıcı bir ekonomik ve politik baskı kampanyasının başlangıcı olacağını söyledi.

Yedi yeni neden
Suriye ABD’nin yaptırımlarına ve 1970'lerin sonundan bu yana ‘Terörizmi destekleyen devletler’ listesinde olmasına rağmen Caesar Suriye Sivil Koruma Yasası çeşitli nedenlerle yaptırımlara başka bir boyut kazandırdı.

Bu nedenler şunlar:
1- Caesar Yasası, ABD Kongresi’nin her iki alt kanadında (Santo ve Temsilciler Meclisi) hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar tarafından kabul edilmiş bir yasa. Bu da Cumhuriyetçiler Kongre’deki çoğunluklarını kaybetseler dahi yasanın hiç bir değişikliğe uğramayacağı anlamına geliyor.
2- Yasa, Hazine Bakanlığı kararları veya yalnızca yönetim kararlarıyla yayınlanmadığı için yaptırımların uygulama sürecini hızlandırdı.
3- Yasa zayıf delillerle de uygulanabilir. Önceki yaptırımlar çok sayıda kanıt gerektiriyordu, ancak artık kolayca elde edilebilen verilerle de uygulanabilecekler.
4- Yasa yaptırımlara ilişkin bir takım istisnalar verilse dahi rejim kurumlarının hareket özgürlüğünü kısıtlıyor.
5- Yasa, sadece Suriyelileri etkilemekle kalmıyor. Aynı zamanda hükümlerini ihlal eden Suriyeli veya Suriyeli olmayan herhangi bir tarafı da kapsayabiliyor.
6- Yasa rejimle olan ilişkilerin askeri, hukuki ve insani boyutunu kapsamıyor. Daha ziyade mühendislik ve altyapının yeniden inşası boyutunu içeriyor. Bu da Suriye'nin yeniden inşasına katılmayı planlayan Çin, Rusya ve Arap ülkelerinden büyük şirketlerin ABD’nin yaptırımlarına maruz kalacakları ve Batı pazarlarından dışlanacakları anlamına geliyor.
7- Yasanın psiko-politik boyutuna gelince, yasa açıkça Şam ile diplomatik veya siyasi ilişkilerin kesilmesine dair bir talepte bulunmasa da ‘sistemi tek başına’ olarak sınıflandırıyor. Bu da diğer ülkeleri Şam ile ilişki kurma veya ilişkilerini sürdürme konusunda isteksiz hale getiriyor.

Şartlar sağlanabilir mi?
ABD’li yetkililer, “Amaç, rejimi değiştirmek değil, rejimin davranışını değiştirmek” cümlesini sık sık yinelemekten vazgeçmediler. Bu ayrımın yapılmasındaki en büyük etkenlerden biri, ABD’nin 2003’te Irak işgalinin ardından ve 2011 yılında yaşanan Libya deneyiminden ‘çıkarılan dersler’ oldu.
ABD’nin ‘rejim değişikliği’ ilkesi sadece başarısız olmakla kalmadı. Özellikle dünyadaki yeni krizler ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının gölgesinde ne kendi iç kamuoyunda ne Birleşmiş Milletler'de (BM) ne de Batı ülkelerinde destek bulamadı. Bu yüzden alternatif olarak ‘davranış değişikliği’ ilkesi benimsendi. Bu ilke, 2003'te Saddam Hüseyin'in düşmesinden ve ardından 2005 yılında Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin öldürülmesinden sonra Suriye için önerildi. Peki, Şam yönetiminde değiştirilmesi gereken ‘davranış’ hangisi?
ABD’li yetkililerin açıklamalarına ve yorumlarına göre ABD Kongresi tarafından kabul edilmesi ve Başkan Trump tarafından imzalanması uzun süren Caesar Yasası, ‘Esed rejimini değiştiremedi’, fakat ‘Suriye hükümetinin bir takım koşullara bağlı kalmasını’ şart koştu.
Söz konusu koşullar ise; “İran’ın Suriye’deki varlığının sona erdirilmesi, teröre verilen desteğin durması, kimyasal silah kullanılmaması, komşu ülkelerin tehdit edilmemesi, yerinden edilmiş insanların ve mültecilerin geri dönüşü için uygun şartların sağlanması, savaş suçu işleyenlerin hesap vermesi ve BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararının uygulanmasına çalışılması” olarak sıralandı. Bununla birlikte ABD’nin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın yeni kitabında belirttiği üzere Suriye'de tutuklu Amerikalıların serbest bırakılmasıyla ilgili adım atılması da bu şartlar arasında yer alıyor.
Sıralanan bu ‘koşullar’ mevcut Suriye hükümeti ve gelecekteki herhangi bir hükümetin yerine getirmek zorunda olduğu koşullar olarak bağlayıcılığa sahip. Çünkü Caesar Yasası'nın yürürlükten kaldırılması, ABD Kongresi'nde karmaşık bir sürece ihtiyaç duyuyor. Şam’ın yurt içi veya yurtdışındaki jeopolitik konularla ilgili bu koşulları yerine getirmekte isteksiz olduğu veya karşılayamadığı düşünülüyor. Çünkü Şam’a göre bu koşulların sağlanması ‘rejim değişikliği’ anlamına geliyor.
Washington, bu koşullar ve yaptırımlar çerçevesinde şimdi Moskova ile müzakere etmek için elinde bir kart olduğuna inanıyor. ABD, Caesar Yasası’nın ekonomik krizin derinleşmesine ve Suriye paraminin ABD doları karşısında değer kaybetmesine katkıda bulunacağına bahis oynuyor. Çünkü tüm bu faktörler, özellikle Lübnan ve İran’da devam eden ekonomik krizlerle ve Arap iş insanlarının Suriye'ye yatırım yapma konusundaki isteksizliğiyle birlikte Rusya’nın omuzlarındaki Suriye maliyetini artırıyor. Washington da böylece Moskova’yı müzakere masasına oturtabileceğini ve ciddi bir anlaşma yapmaya zorlayabileceğini düşünüyor.

Batan gemi ve kurtuluş
Caesar Yasası’nın yürürlüğe girmesinden bu yana Rusya bunun ‘yasa dışı olduğunu’ vurgulayarak hem siyasi düzeyde hem de medya üzerinden yoğun bir eleştiri kampanyası sürdürdü. Ancak en yoğun kampanya İran'dan geldi. İranlı yetkililer yasayı kınayan açıklamalarda bulunurken ve Suriyeli mevkidaşlarıyla yoğun temaslarda bulundular. Hem Rusya hem de İran ABD’nin yaptırımlar gemisine birlikte binmişlerdi. Bu yüzden yaptırımların üstesinden gelmek için gölge ağlarda dolaşmaları, Çin'e ve diğer ülkelere gitmeleri gerektiğine inanıyorlar. İranlı yetkililer Suriye rejimin ve ordusunu desteklemek için milyonlarca dolar bağışta bulundu. ABD’nin Caesar Yasası, Suriye'yi şuana kadar Rusya’dan uzaklaştırıp İran'ın kucağına itti. Suriye Dışişleri Bakanı Velid el-Muallim yaptığı açıklamada, İran’a işaret ederek, “ABD, yürürlüğe koyduğu yasa ve diğer birkaç uygulamayla ittifaklarımızı bozmak istiyor. Ancak müttefiklerimiz bizi yalnız bırakmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Libya'da Mısır’ın yanında Türkiye'ye karşı durmaya hazır olduklarını söyleyen Muallim, ‘son Amerikan silahı’ olarak nitelediği yasanın amacının 2021'de yapılması planlanan devlet başkanlığı seçimlerini etkilemek olduğunu söyledi. Esed’in, Suriye halkı istediği sürece devlet başkanı olarak kalmaya devam edeceğini vurgulayan Muallim, bununla birlikte seçimler yaklaşırken batılı bazı ülkelerin Suriye muhalefetini başkan adaylarının isimlerini belirlemeye teşvik ederken, Washington’ın bu seçimle ilgilenmediği yorumunda bulundu.
Öte yandan Bununla birlikte BM temsilcisi, görevlerinin seçimler değil, BMGK’nın 2254 sayılı kararı uyarınca anayasa reformunun ve BM gözetiminde başkanlık ve genel seçim prosedürlerinin uygulanmasını takip etmek olduğunu söyledi.



Netanyahu, Refah'taki patlamada bir subayın yaralanmasının ardından Hamas'ı tehdit etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu, Refah'taki patlamada bir subayın yaralanmasının ardından Hamas'ı tehdit etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün yaptığı açıklamada, Refah'ta bir İsrail ordu subayının patlayıcı cihazla yaralanmasının ardından Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini söyledi.

Netanyahu, Hamas'ın "iktidardan uzaklaştırılması, silahsızlandırılması ve aşırıcılığın ortadan kaldırılması"nı içeren ateşkes anlaşmasına uyması gerektiğini belirterek, hareketin silahsızlanmayı açıkça ve sürekli olarak reddetmesinin "açık ve devam eden bir ihlal" olduğunu vurguladı.

Netanyahu açıklamasında, "İsrail, askerin yaralanmasına neden olan hareketin ihlallerine karşılık verilecektir" uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması geçen ekim ayında yürürlüğe girmişti ve ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Hamas'ın silahsızlandırılmasını da içermesi beklenen anlaşmanın ikinci aşamasına geçmeyi hedefliyor.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail'in Gazze'nin bazı bölgelerinden daha fazla çekilmesini, uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump liderliğindeki "barış konseyini" içeren yeni bir yönetim yapısının uygulanmasını içeriyor.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre planlanan uluslararası gücün, şu anda İsrail askeri kontrolü altında bulunan Gazze Şeridi'nin bir bölümüne konuşlandırılması bekleniyor.


Hamas, Ankara'ya Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmek için gereken şartları yerine getirdiğini bildirdi

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici bir kampta bir kadın çadırının yanında oturuyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici bir kampta bir kadın çadırının yanında oturuyor (AP)
TT

Hamas, Ankara'ya Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmek için gereken şartları yerine getirdiğini bildirdi

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici bir kampta bir kadın çadırının yanında oturuyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici bir kampta bir kadın çadırının yanında oturuyor (AP)

Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak Reuters'e verdiği demeçte, Bakan Hakan Fidan'ın bugün Ankara'da Hamas'ın siyasi büro yetkilileriyle bir araya gelerek Gazze Şeridi'nde ateşkesi görüştüğünü ve anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesini ele aldığını söyledi.

Kaynak, Hamas yetkililerinin Fidan'a anlaşmanın şartlarını yerine getirdiklerini bildirdiğini, ancak İsrail'in anlaşmanın bir sonraki aşamasına geçişi engellemek için Gazze'yi hedef almaya devam ettiğini ifade etti.

Kaynak, Hamas yetkililerinin Gazze Şeridi'ne giren insani yardımın yetersiz olduğunu ve ilaç, barınma ekipmanı ve yakıt gibi hayati öneme sahip mallara acil ihtiyaç duyulduğunu söylediklerini de belirtti.


Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani: Suriye-Rusya ilişkileri yeni bir döneme giriyor

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da daha önce gerçekleştirilen görüşmeden bir kare (AP)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da daha önce gerçekleştirilen görüşmeden bir kare (AP)
TT

Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani: Suriye-Rusya ilişkileri yeni bir döneme giriyor

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da daha önce gerçekleştirilen görüşmeden bir kare (AP)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da daha önce gerçekleştirilen görüşmeden bir kare (AP)

Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Esad Şeybani, Suriye-Rusya ilişkilerinin karşılıklı saygıya dayalı yeni bir döneme girdiğini belirtti.

Şeybani, Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmede, “Suriye’nin yeniden imarını tamamen ulusal bir iradeyle sürdürmeye kararlıyız ve tüm taraflarla dengeli ilişkiler kurmayı hedefliyoruz” dedi. Şeybani ayrıca, “Ekonomik durumu iyileştirmek için Suriye’ye yatırımlar çekmek üzere çalışıyoruz” ifadesini kullandı.

efrty7u
Geçtiğimiz temmuz ayında Moskova’da, Rusya Dışişleri Bakanlığı binasında Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Rus mevkidaşı Sergey Lavrov arasında yapılan müzakere oturumundan bir kare (DPA)

Lavrov ise görüşmede çeşitli başlıkların ele alındığını belirterek, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasının önemine vurgu yaparak iki ülke arasındaki ikili iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.