İsrail’de Arap listesinin feshini kolaylaştıran yasa tasarısı

Arap Knesset üyesi Ahmed et-Tibi için son seçimlerde hazırlanan bir afiş. (AP)
Arap Knesset üyesi Ahmed et-Tibi için son seçimlerde hazırlanan bir afiş. (AP)
TT

İsrail’de Arap listesinin feshini kolaylaştıran yasa tasarısı

Arap Knesset üyesi Ahmed et-Tibi için son seçimlerde hazırlanan bir afiş. (AP)
Arap Knesset üyesi Ahmed et-Tibi için son seçimlerde hazırlanan bir afiş. (AP)

Binyamin Netanyahu’nun elinden Likud Partisi başkanlığını ve başbakanlığı almayı hedefleyen milletvekili Gideon Sa’ar ve Mavi- Beyaz İttifak’tan ayrılan, Parlamento Dışişleri ve Güvenlik Komitesi Başkanı olan Zvi Hauser, Knesset’in çalışma gündemine ‘Arap seçim listesini feshetme sürecini kolaylaştırmayı amaçlayan yeni bir yasa tasarısı’ sundu.
Tasarı, Yüksek Adalet Divanı'nda, aday listelerinin belgelendirilmesiyle ilgili konuları inceleyen hâkimlerin üçte iki çoğunluğuyla kısıtlanmasını öngörüyor. Yasa, her seçimde Merkezi Seçim Komisyonu’nda (parti temsilcilerinden oluşan, ancak bir hakim tarafından yönetiliyor) Arap adayların ve Arap listelerinin feshine olanak tanıyan kararlar alınmasını sağlıyor. Örneğin son çatışmalar sırasında Seçim Komisyonu, Ulusal Meclis listesini ve Milletvekili Heba Yazbak’ınn ‘İsrail karşıtı tutumlar sergilediğini ve terörizmi desteklediğini’ iddia ederken, parlamentodaki varlıklarının düşürülmesini istedi. Ancak mahkeme, söz konusu talebi kabul etmedi ve Yazbak de dahil Knesset’teki üç milletvekiliyle temsil edilen listeye onay verdi.
Sağcı Yahudiler, şu an ise mahkemenin yetkilerini kısıtlamaya çalışıyor. Tasarıya göre söz konusu mesele, 9 hakimi genişletilmiş bir yargı organında tartışmaya ve 3 hakime karşı 6 hakim çoğunluğuyla kararı yayınlanmaya yöneltti. Tasarıda, İsrail’i Yahudi ve demokrat bir devlet olarak niteleyen ve terör örgütlerini ya da teröristleri destekleyen herhangi bir listenin ya da adayın feshedilmesi de yer alıyor.



Hamas-İsrail anlaşması ‘birkaç gün içinde’ gerçekleşebilir

Refah'ta yıkılmış binaların önünden geçen bir Filistinli (AFP)
Refah'ta yıkılmış binaların önünden geçen bir Filistinli (AFP)
TT

Hamas-İsrail anlaşması ‘birkaç gün içinde’ gerçekleşebilir

Refah'ta yıkılmış binaların önünden geçen bir Filistinli (AFP)
Refah'ta yıkılmış binaların önünden geçen bir Filistinli (AFP)

Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes müzakereleri ve esir takası konusunda bilgi sahibi bir kaynak bugün (Salı) yaptığı açıklamada, iki taraf arasında bir anlaşmaya varılmasının yakın olduğunu ve uygulamayı engelleyen bazı sorunların hızla çözülmesi halinde birkaç gün içinde anlaşmaya varılabileceğini belirtti.

Arabuluculara yakın olan kaynak, Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) yaptığı açıklamada, Mısır'ın önerisinin her iki tarafça da kabul edildiğini, ancak sorunun Hamas'ın hangi nitelikteki (yaş, cinsiyet, sağlık durumu vs.) esirleri serbest bırakacağıyla ilgili olduğunu söyledi.

Hamas daha önce aralarında yaşlı, hasta ve kadınların da bulunduğu 20 esir belirleyebildiğini söylerken, İsrail tarafı 35 ila 40 arasında esirin serbest bırakılmasını talep etmişti.

Kaynak, “Bu sorun, üzerinde anlaşmaya varılabilecek ateşkes günlerinin sayısıyla aşılabilir. Zira teklif altı hafta ve Hamas 20'den fazla esiri serbest bırakamazsa ateşkes günleri azaltılabilir” ifadelerini kullandı.

Kaynak, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdiğinin ilan edilmesi yönündeki talebinden henüz vazgeçmediğini, ancak ateşkes dönemi ve anlaşmanın ilk bölümünün uygulanması sırasında bu konuyu görüşmeye hazır olduğunu bildirdi.

Kaynak, Hamas'ın Mısır'ın önerisine yanıtının henüz gelmediğini, ancak bu yanıtın sivillerin kuzey Gazze'ye dönüşü, sayıları ve dönüşlerinin sınırlı olup olmayacağı ve kontroller çerçevesinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konularına açıklık getirilmesi talebini içermesini beklediğini vurguladı.

Bu arada İsrail, anlaşmada ilerleme kaydedilmesi amacıyla Hamas üzerinde daha fazla baskı kurmak için Refah’a kara operasyonu tehdidini sürdürürken, İsrail Yayın Kurumu bugün, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun kara operasyonunu başlatmaktan iki kez geri adım attığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Yayın Kurumu’ndan aktardığı haberde, “İsrail'in Gazze'nin güneyindeki operasyonlarına karşı uluslararası baskı artarken ve arabulucuların esirlerin serbest bırakılması için yeni bir anlaşmaya varma girişimleriyle bağlantılı olarak Netanyahu, operasyonun başlaması için iki tarih belirlendikten sonra Refah'taki operasyonu şimdilik durdurmaya karar verdi. Ancak anlaşmaya varma girişimleri başarısız olursa operasyonun yakın gelecekte başlaması bekleniyor” ifadeleri yer aldı.

İsrail Yayın Kurumu’na göre İsrail, müzakerelerde daha fazla esneklik olarak nitelendirdiği durumun bir parçası olarak güçlerini kuzey ve güney Gazze Şeridi'ni ayıran koridordan çekmeyi kabul etti.

İsrail Kanal 12 televizyonu, İsrail'deki siyasetçilerin koridordan çekilmeyi kabul etmesine rağmen, İsrail güvenlik çevrelerinin çekincelerini dile getirdiğini bildirdi. Zira İsrail güvenlik birimleri, Hamas militanlarının Gazze Şeridi'nin kuzeyine geri dönmesinden korktukları için Hamas'ın koridorun açılması talebine çekinceyle yaklaşıyor.

El-Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı ise dün gece Hamas heyetinin Mısır'ın başkentinden ayrıldığını ve önerilen ateşkes anlaşmasına yazılı bir yanıtla cevap vereceğini bildirdi.


İsrail'in Refah'a olası kara saldırısına dair notlar

İsrail-Gazze sınırı yakınlarındaki bir yolda kamyonlarla taşınan İsrail zırhlı araçları, 25 Nisan 2024 (AP)
İsrail-Gazze sınırı yakınlarındaki bir yolda kamyonlarla taşınan İsrail zırhlı araçları, 25 Nisan 2024 (AP)
TT

İsrail'in Refah'a olası kara saldırısına dair notlar

İsrail-Gazze sınırı yakınlarındaki bir yolda kamyonlarla taşınan İsrail zırhlı araçları, 25 Nisan 2024 (AP)
İsrail-Gazze sınırı yakınlarındaki bir yolda kamyonlarla taşınan İsrail zırhlı araçları, 25 Nisan 2024 (AP)

Salim er-Reyyis

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savaş Kabinesi bakanlarından Benny Gantz, nisan ayının ikinci yarısında Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan ve Mısır sınırına komşu olan Refah'a kara saldırısının onaylanmasına ilişkin açıklamalarını yoğunlaştırdılar. Hükümet yetkilileri, İsrail basınında yer alan açıklamalarda, kara saldırısının yaklaştığını ima etmeye çalışırken açıklamalarında ABD’nin tam desteğini almak için onayını almayı istedikleri anlaşılıyordu.

İsrailli yetkililerin açıklamaları çerçevesinde İsrail Yayın Kurumu'na (IBA) bağlı Makan televizyon kanalı, İsrail ordusundaki komutanlardan Refah'taki kara saldırısının, ordunun Gazze Şeridi'nin kuzey, orta ve güney kesimlerindeki diğer şehirlerde ve kamplarda yürüttüğü ve yürütmeye devam ettiği kara operasyonlarından farklı olacağını söylediklerini aktardı.

Refah şehri, 1978 yılında Camp David'de İsrail ile barış anlaşması imzalayan Mısır’ın Gazze Şeridi ile sınırında yer alıyor. Mısır ve İsrail, 2005 yılında Mısır ordusunun Gazze Şeridi ile olan 14 kilometrelik sınır boyunca konuşlandırılmasını öngören ve rolünü belirleyen Philadelphia Koridoru (Selahaddin Koridoru) anlaşması imzalanmıştı. Mısır’dan yapılan birçok açıklamada Refah'ta yapılacak bir kara harekatının iki ülke arasındaki ilişkileri istikrarsızlaştırabileceği uyarısı yapıldı.

ABD yönetimi tarafından son dönemde 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden savaş sırasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinden zorla yerinden edilen bir milyondan fazla Gazzeliye ev sahipliği yapan Refah'a olası bir kara saldırısına karşı olduğu yönünde açıklamalar yapılıyor. Sayıları bir milyonu aşan yerinden edilmiş Gazzelinin yanı sıra Refah’ta Filistin Merkezi İstatistik Bürosu'na (PCBS) göre 400 bin olan şehrin kendi nüfusu da yer alıyor.

İsrail ordusuna ait zanana ve quadcopter model keşif uçakları Refah’ta nisan ayı boyunca, gece gündüz alçak irtifada yoğun uçuşlar gerçekleştirdi.

Bugün 200 günü geride bırakan İsrail’in Gazze’deki savaşının başlamasından bu yana Refah şehri İsrail'in karadan, denizden ve havadan gerçekleştirdiği bombardımanlardan nasibini aldı. İsrail ordusu, Refah'ın doğu sınırındaki onlarca evi topçu bombardımanlarıyla vururken savaş uçaklarıyla şehrin merkezinde ve batısında yüzlerce yerleşim birimini ve tarım arazisini hedef aldı. Hem şehrin sakinleri hem de Refah'a yerinden edilenler olmak üzere yüzlerce Gazzeli öldürüldü. Bu makalenin yazıldığı ana kadar da bombardımanlar durmadı.

Ancak nisan ayı boyunca İsrail'den gelen açıklamaların, özellikle de İsrail Başbakanı Netanyahu'nun tarihini açıklamadan Refah’a kara saldırısının onaylandığı yönündeki açıklamalarının artmasıyla birlikte, İsrail ordusuna ait onlarca zanana ve quadcopter model keşif uçakları Refah’ta gece ve gündüz alçak irtifada uçmaya başladı. Uçaklar, gözetleme, fotoğraflı istihbarat toplama ve Filistinlilerin hareketlerini izleme görevlerini yerine getirdiler.

İsrail, Refah'taki binalara, evlere ve hatta yerinden edilenlerin kurdukları çadırlara yönelik hava saldırını yoğunlaştırırken, hem gece hem de gündüz saatlerinde çok sayıda evi hedef aldı. Bazı evler içlerinde insanlar varken habersizce bombalanırken bazıları İsrail tarafından bir bölge sakinine edilen telefonla tüm bölgeyi ya da bloğu boşaltmaları gerektiğinin söylenmesinin ardından bombalandı. Ancak telefonda boşaltılması istenen bölgedeki hedefin neresi olduğu belirtilmedi.

Savaşın son iki ayında Gazze Şeridi'nin merkezinden ve kuzeyinden, hatta Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrinden ve kuzeydeki Refah'a komşu olan bölgeden karadan saldıran İsrail güçlerinin geri çekilmesiyle birlikte bombardımanlar yoğunlaştı. İran'ın 13 Nisan cumartesi akşamı İsrail'e onlarca insansız hava aracı (İHA) ve füzeyle gerçekleştirdiği saldırının ardından ABD'nin Refah’a kara saldırısıyla ilgili açıklamalarındaki ton yumuşadı.

"Güvenli Bölge"

ABD yönetimi, yerinden edilen bir milyondan fazla Gazzeli için çözüm bulunmadan İsrail'in Refah'a geniş çaplı bir kara saldırısı başlatmasına karşı çıktığı açıklamalarında daha ılımlı ifadeler kullanmaya başladı. İsrail ordusu, daha önce Refah'ın batısındaki el-Mevasi bölgesi ve Han Yunus'un güvenli bölge olarak belirlenmesinin ardından, ‘güvenli bölge’ olduğunu iddia ettiği alanın Gazze Şeridi'nin en güneyindeki el-Mevasi bölgesinden kıyı şeridi boyunca Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na kadar uzanacak şekilde genişletildiğini duyurdu. IBA’nın 23 Nisan'da aktardığı İsrail hükümetinden gelen açıklamalara göre güvenli bölgenin genişletilmesiyle ABD'nin şartı yerine getirilerek yerinden edilen bir milyondan fazla Gazzelinin bölgeye yerleştirilmesinin yanı sıra geçtiğimiz hafta yüzlerce çadır taşıyan 250'den fazla kamyonun Refah Sınır Kapısı’ndan ve Refah'ın güneydoğusundaki Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan geçişine izin verilmesi hedefleniyor.

İsrail, sivillere yönelik katliamlardan kaçınılması konusunda ne ABD yönetimine ne de Avrupa ülkelerine herhangi bir garanti vermez.

Al Majalla’ya konuşan Filistinli siyasi analist Aziz el-Mısri, uluslararası tarafların İsrail'in yaklaşık bir buçuk milyon Gazzeliye ev sahipliği yapan Refah’a kara harekâtı düzenlemesinden duyduğu korkunun nedeninin İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyinde ve Han Yunus’ta olduğu gibi Refah’a saldırması halinde onlarca kanlı katliam yaşanması ihmalinden kaynaklandığını söyledi. Mısri, uluslararası tarafların, özellikle de ABD'nin, İsrail'den sivillerin zarar görmeyeceğine ve katliamlardan kaçınılacağına dair garanti almaya çalıştıklarını ve bunun da uluslararası kamuoyunu harekete geçirebileceğini vurguladı.

İsrail'in Avrupa’daki en yakın müttefiklerinden biri olan Almanya gibi bazı Batı ülkeleri Refah'a kara operasyonuna karşı çıkmaya devam ettiğini söyleyen Mısri, “Birkaç gün önce Netanyahu ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock arasında Gazze'deki kıtlık ve katliamlar konusunda birbirlerine bağırma noktasına varan sert görüşmenin de gösterdiği gibi Almanya Gazze'deki kıtlık konusundaki endişelerini basın karşısında açıkça dile getiriyor” ifadelerini kullandı. Bu olaydan önce Almanya, diğer ülkeler tarafından düşmanca bir diplomatik kampanyaya maruz kalmış, Nikaragua ise İsrail'e silah sattığı ve bu silahları toplu katliamlarda kullandığı gerekçesiyle Almanya aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) dava açmıştı.

Dfgg
Refah'ta İsrail’in düzenlediği bombardıman sonucunda yıkılan bir binanın kalıntıları arasında yürüyen Filistinliler, 25 Nisan 2024 (AFP)

Aziz el-Mısri’ye göre siyasi ve diplomatik açıdan İsrail'in Refah’a olası kara harekâtına ilişkin İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’in tutumları, Almanya’nın tutumuyla benzerlik gösterse de İsrail halen başlangıç olarak ABD yönetiminin desteğini almaya odaklanıyor. Ancak İsrail, özellikle Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in başını çektiği hükümet içindeki aşırı sağın, hükümetin düşmesine ve Başbakan Netanyahu'nun en çok korktuğu şey olan siyaset sahnesinden çekilmesine yol açabilecek hükümetten çekilme tehdidiyle birlikte, Avrupa'nın pozisyonlarını ve muhalefetlerini görmezden gelerek ABD yönetiminin desteğine odaklanmaya devam ediyor. Öte yandan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in başını çektiği İsrail hükümeti içindeki aşırı sağcılar, hükümetin düşmesine ve siyaset sahnesinden silinmesine yol açabilecek şekilde hükümetten çekilme tehdidinde bulunuyor. Başbakan Netanyahu'nun en çok korktuğu şey de bu.

Filistinli siyasi analist, tüm bunlara rağmen İsrail’in ne ABD yönetimine ne de Avrupa ülkelerine Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki, Gazze şehrindeki ve Han Yunus’taki kara harekatı sırasında olduğu gibi sivillere yönelik katliamlardan kaçınma konusunda garanti vermeyeceğinin altını çizdi. Mısri, İsrail’in Refah’a kara saldırısı sırasında halka kaçmaları ve çadırlarını kuracakları güvenli alanlar hazırlamaları için erken uyarı yapılmasını öngören planına rağmen bu konunun İsrail medyasında tartışıldığını ifade etti.

İsrail’in Gazze Şeridi’nde Filistinli direnişçi grupların ve hücrelerin olduğuna dair açıklamalarının ardından, Mısır sınırındaki Refah'a geniş çaplı bir kara saldırısının başlatılması için sıfır saatinin yaklaştığının sinyalini veren bu gelişmelerin yanı sıra Hamas Hareketi’nin ve hareketin askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın liderlerinin Refah'ta saklandığına işaret eden bazı açıklamaların ardından Mısır, Refah’a kara operasyonuna halen karşı çıkıyor. Mısri’ye göre İsrail’in senaryosunda değişikliğe yol açabilir.

Nisan ayının ikinci yarısında tarafların müzakere sürecine ve çözüme ulaşma olasılığına ilişkin açıklamalarında azalma oldu.

En olası ve mantıklı senaryonun, İsrail'in Refah'taki belirli yerleri hedef alan yoğunlaştırılmış ve askeri literatürde ‘cerrahi operasyonlar’ olarak bilinen nokta atışı hassas operasyonların izlendiği bir yönteme başvurması olduğunu söyleyen Mısri, İsrail ordusunun Gazze'nin batısındaki Şifa Hastanesi ve çevresine düzenlediği son operasyonda da bu yöntemi izlediğini belirtti. Zırhlı personel taşıyıcıları ve tanklar, Gazze’nin batı bölgesini ablukaya aldı. Bombardımanlar, çatışmalar ve buldozerle yıkımlar gerçekleşti. Hatta farklı gruplardan ve yaşlardan siviller tutuklandı. Bölgedeki askeri operasyonlar yoğunlaştırıldı. Onlarca Gazzeli sahada infaz edildi ve Şifa Hastanesi’nin bahçesine gömüldü.

Tüm bunların yanı sıra İsrail'in açıklamaları, Katar, Mısır, ABD ve diğer ülkeler tarafından desteklenen İsrail ile Hamas arasında bir esir takası ve ateşkes anlaşmasına varılmasının yanı sıra İsrail ordusunun Gazze’den çekilmesinden sonra yerinden edilenlerin yıkılan evlerine dönmelerine izin verilmesi için aylardır sürdürülen müzakerelerin neredeyse çıkmaza girdiği bir döneme denk geldi. Nisan ayının ikinci yarısında tarafların müzakere sürecine ve tüm tarafları tatmin edecek bir çözüm ve sonuca ulaşma ihtimaline dair açıklamalarında azalma oldu. Bu durum, İsrail’in özelde Refah’ta ve genel olarak ise Gazze Şeridi’ndeki operasyonlarını tamamlayıp genişletebileceğinin en güçlü göstergelerinden biri olabilir.

Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.


Washington: Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail'e yönelik soruşturmasını desteklemiyoruz

Washington DC'deki Beyaz Saray (Reuters)
Washington DC'deki Beyaz Saray (Reuters)
TT

Washington: Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail'e yönelik soruşturmasını desteklemiyoruz

Washington DC'deki Beyaz Saray (Reuters)
Washington DC'deki Beyaz Saray (Reuters)

ABD, İsrailli yetkililerin Lahey merkezli Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) kendileri hakkında tutuklama emri çıkarmasından korktukları yönündeki haberlerin ortasında, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki eylemlerine yönelik bir UCM soruşturmasına karşı olduğunu dile getirdi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin tutumunun ‘UCM soruşturmasıyla ilgili olarak çok net olduğunu, bunu desteklemediklerini ve bunun UCM'nin yetki alanına girdiğine inanmadıklarını’ söyledi.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze'de ateşkes ve Hamas tarafından tutulan bazı esirlerin serbest bırakılmasını amaçlayan anlaşmaya varma çabalarının bir parçası olarak dün (Pazartesi) Katar Emiri ve Mısır Cumhurbaşkanı ile görüştüğü bildirildi.

Jean-Pierre gazetecilere yaptığı açıklamada, son birkaç gün içinde esir değişimi anlaşmasının sağlanması yönünde ilerleme kaydedildiğini ve İsrail'in son teklifini kabul etme sorumluluğunun Hamas'a ait olduğunu ifade etti.

Biden ve Mısırlı mevkidaşı yaptıkları telefon görüşmesinde, Filistin'in Refah kentinde yaşanan askeri gerilimin ciddiyetini vurguladılar.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmed Fehmi, Sisi'nin dün akşam Biden ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini bildirdi. Fehmi, görüşmede Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir takası için devam eden müzakereler ve Mısır'ın çabalarıyla ilgili son gelişmelerin ele alındığını ve Filistin'in Refah kentinde artan askeri gerilimin, Gazze Şeridi'nde kötüleşen insani krizin yanı sıra, bölgenin güvenlik ve istikrarı üzerindeki etkilerinin de felaket boyutlarına ulaşacağı tehlikesinin vurgulandığını söyledi.

Sisi, insani yardıma tam ve yeterli erişimin gerekliliğini vurgulayarak, Mısır'ın bu konudaki yoğun çabalarını özetledi.

İki cumhurbaşkanı ayrıca çatışmanın genişlemesinin önlenmesi gerektiğini vurgulayarak bölgede güvenlik, barış ve istikrarın sağlanmasının yolu olarak iki devletli çözümün önemini yineledi.

Görüşme sırasında Mısır ve ABD arasındaki stratejik ortaklığın ve ikili iş birliği ilişkilerinin çeşitli düzeylerde geliştirilmesi için ortak çalışmaların sürdürülmesinin de altı çizildi.


7 ay süren savaşın ardından Gazze'de ateşkes sağlanmasına yönelik umutlar artıyor

Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus kentinde İsrail bombardımanı sonucu meydana gelen yıkımdan (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus kentinde İsrail bombardımanı sonucu meydana gelen yıkımdan (Reuters)
TT

7 ay süren savaşın ardından Gazze'de ateşkes sağlanmasına yönelik umutlar artıyor

Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus kentinde İsrail bombardımanı sonucu meydana gelen yıkımdan (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus kentinde İsrail bombardımanı sonucu meydana gelen yıkımdan (Reuters)

İsrail ile Hamas arasında yaklaşık yedi ay süren savaşın ardından dün (Pazartesi) Gazze Şeridi'nde ateşkes ve takas anlaşmasına varılması yönünde umutlar yükseldi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Hamas'ın ‘çok cömert’ olarak nitelendirdiği son ateşkes ve takas önerisini kabul edeceği yönündeki umudunu dile getirdi.

Kahire'de dün, ABD ile arabuluculuk yapan Mısır ve Katar temsilcileri ile İsrail ve Mısır arasında müzakere edilen ve aylar süren sonuçsuz tartışmaların ardından teklife yanıt vermesi beklenen Hamas heyeti arasında bir toplantı yapıldı.

AFP'ye konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir Hamas kaynağı, Hamas heyetinin Mısır'dan ayrılarak ‘fikir alışverişinde bulunmak ve mümkün olan en kısa sürede yanıt vermek üzere’ Katar'a döndüğünü söyledi.

El-Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı, Hamas heyetinin Kahire'den ayrıldığını ve Gazze Şeridi'ndeki son ateşkes önerisine yazılı bir yanıt ile cevap vereceğini bildirdi.

Cömert teklif

İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) özel oturumunda yaptığı konuşmada, Gazze'deki İsrailli esirlerin serbest bırakılması karşılığında ‘40 günlük ateşkes ve binlerce Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasını içeren çok cömert bir teklif’ sunulduğunu söyledi.

Diğer taraftan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, “Herhangi bir ateşkesin geçici değil kalıcı olması gerekli. Tüm esirlerin serbest bırakılmasından yanayız” ifadelerini kullandı.

Faysal bin Ferhan’ın açıklamasından önce Blinken Riyad'da, “Hamas'ın İsrail'den çok cömert bir teklifi var. Karar vermek zorundalar ve hızlı karar vermeleri gerekiyor. Umarım doğru kararı verirler” şeklinde konuştu.

Blinken'ın Suudi Arabistan'ın ardından, büyük bir insani krizin yaşandığı kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanması için bastırmayı amaçlayan yeni Ortadoğu turunun bir parçası olarak bugün (Salı) İsrail'e gitmesi bekleniyor.

Kalıcı ateşkes

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Gazze'deki yeni ateşkes önerisi konusunda ‘iyimser’ olduğunu ifade ederek, önerinin ‘her iki tarafın pozisyonlarını dikkate aldığını ve ılımlılık sağlamaya çalıştığını’ kaydetti.

Hamas'ın siyasi büro ve müzakere ekibi üyesi Zahir Cebbarin ise “Müzakerelerde olumlu bir atmosferden bahsetmek için henüz çok erken” dedi.

“Hamas İsrail'in yanıtını aldı ve buna yanıt vermek için istişare sürecinde” diyen Cebbarin, Hamas'ın koşullarını yineledi: “Kalıcı ateşkes, Gazze Şeridi'nden çekilme, yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşü, yeniden inşanın başlaması için net bir takvim ve başta Gazzeli mahkumlar olmak üzere Filistin halkının mahkumlarına yönelik adaletsizliği ortadan kaldıracak gerçek bir takas anlaşmasına varılması.”

Serbest bırakılacak esir sayısı

Basında yer alan haberlere göre İsrail Savaş Kabinesi savaşın başlangıcından bu yana Gazze Şeridi'nde tutulan 40 esirin serbest bırakılmasını talep etti, ancak daha sonra müzakerecilerin bu sayıyı azaltmasına izin verdi.

Amerikan haber sitesi Axios, İsrail'in insani nedenlerle sivil ve asker kadınlar ile 50 yaş üstü ya da sağlık durumu kötü olan erkeklerin serbest bırakılmasını talep ettiğini belirtti.

Siteye göre Hamas sadece 20 esirin bu kriterlere uyduğunu söylüyor. Ayrıca ateşkesin gün sayısının serbest bırakılan esir sayısına eşit olacağı ifade ediliyor.

Diğer yandan Hamas tarafından Cumartesi günü yayınlanan videoda yer alan iki İsrailli esirin yakınları dün, esirlerin derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Hamas tarafından 7 Ekim'de kaçırılan 64 yaşındaki Keith Siegel'in kızı Ilan Siegel, “İsrail, Mısır, Katar ve ABD'yi sevdiklerimizi hemen eve getirmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağırıyoruz” dedi.


ABD UCM’yi İsrailli yetkililere tutuklama emri çıkarması halinde "Amerika'nın tepkisi" konusunda uyardı

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Lahey'deki) genel merkezi. (AP)
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Lahey'deki) genel merkezi. (AP)
TT

ABD UCM’yi İsrailli yetkililere tutuklama emri çıkarması halinde "Amerika'nın tepkisi" konusunda uyardı

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Lahey'deki) genel merkezi. (AP)
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Lahey'deki) genel merkezi. (AP)

Axios internet sitesi bugün (Salı) kaynaklarına atıfta bulunarak, Kongre üyelerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni üst düzey İsrailli yetkililer için tutuklama emri çıkarmasının Amerika'nın tepkisiyle karşılanacağı konusunda uyardığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı'ndan aktardığı habere göre Kongre, bu adımı atması halinde Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yanıt verecek yasayı hazırlıyor.

Axios, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Joe Biden'ı üst düzey İsrailli yetkililere karşı tutuklama emri çıkarılmasını önlemek için müdahale etmeye çağırdığını bildirdi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi hem İsrail ordusu hem de Filistinli gruplara karşı 2014 yılından beri savaş suçları işledikleri konusundaki iddiaları araştırıyor.

Beyaz Saray, Netanyahu'nun Biden'a ilettiği talebine ilişkin haberler hakkında yorum yapmaktan kaçındı, ancak "Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bu konuda yetkisi yok ve soruşturmasını desteklemiyoruz" açıklamasında bulundu.


İsrail: Üst düzey askeri görevleri Dini Siyonizm Partisi’ne ve yerleşimcilere yakın generaller üstlenecek

Yahudi yerleşimcilerin hükümetin sağ görüşlü bakanlarının katılımıyla Batı Şeria'nın kuzeyindeki Evyatar karakoluna düzenledikleri yürüyüşten, Nisan 2023 (AP)
Yahudi yerleşimcilerin hükümetin sağ görüşlü bakanlarının katılımıyla Batı Şeria'nın kuzeyindeki Evyatar karakoluna düzenledikleri yürüyüşten, Nisan 2023 (AP)
TT

İsrail: Üst düzey askeri görevleri Dini Siyonizm Partisi’ne ve yerleşimcilere yakın generaller üstlenecek

Yahudi yerleşimcilerin hükümetin sağ görüşlü bakanlarının katılımıyla Batı Şeria'nın kuzeyindeki Evyatar karakoluna düzenledikleri yürüyüşten, Nisan 2023 (AP)
Yahudi yerleşimcilerin hükümetin sağ görüşlü bakanlarının katılımıyla Batı Şeria'nın kuzeyindeki Evyatar karakoluna düzenledikleri yürüyüşten, Nisan 2023 (AP)

İsrail'deki askeri yetkililer Başbakan Binyamin Netanyahu’nun aşırı sağcı Dini Siyonizm Partisi’nin üyesi ve Batı Şeria'daki yerleşimci liderlere yakın bazı subayları atama çabalarından duydukları endişeyi dile getirdiler. İsrail basınının sızdırdığı haberlere göre güvenlik teşkilatlarını siyasileştirme girişimleri söz konusu ve bu durum tek başına tehlike arz ediyor. Buna karşın İsrail'e siyasi ve stratejik zarar verecek aşırılık yanlısı bir ideolojinin yayılmaya çalışıldığının anlaşılması durumu daha da tehlikeli hale getirdi.

Sızıntılara göre önümüzdeki iki ay içinde üst düzey askeri görevlere atamalar yapılması ve Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlediği ani saldırının önünü açan güvenlik zafiyetlerinin sorumluluğunu üstlenen subayların istifa etmeleri bekleniyor.

İsrail Askeri İstihbarat Dairesi (AMAN) Başkanı Aharon Haliva, AMAN'ın Hamas'ın saldırı hazırlıklarını öngörememesi ve izleyememesi nedeniyle yerine biri atanır atanmaz ordudan istifa ettiğini açıkladı. İsrail Kanal 12 televizyonu pazartesi günü Başbakan Netanyahu'nun Güvenlik Kabinesi'nden General Eliezer Toledano'yu AMAN'ın başına getirilmesini istediğini bildirdi.

AMAN Başkanı Aharon Haliva, geçtiğimiz aralık ayı sonlarında Gazze'deki İsrail askerlerini ziyaret ederken (İsrail ordusu internet sitesi)

Kanal 12, Netanyahu'nun bu tutumunun İsrail ordusunda şaşkınlık yarattığına dikkat çekti. Çünkü General Toledano, İsrail'de Hamas Hareketi’nin Gazze Şeridi'ndeki ekonomik durumu iyileştirmekle ilgilendiği ve caydırıldığı düşüncesini destekleyenlerden biri olarak biliniyor. General Toledano, İsrail ordusunda Gazze Tümeni’nin ve ardından Güney Bölgesi Komutanı olarak görev yapmıştı. Yani İsrail ordusunun başarısızlıklarına tamamen bulaşmış durumda.

Netanyahu, AMAN'ın Hamas'ın saldırı hazırlıklarını öngörememesi ve izleyememesinden kısmen sorumlu tutularak iki hafta önce istifa eden AMAN Başkanı Aharon Haliva'nın yerine General Eliezer Toledano'yu atamayı planlıyor.

Başbakan Binyamin Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich (Reuters)

Kanal 12'nin dün aktardığına göre Netanyahu'nun bu konudaki tutumu İsrail ordusunda kuşku uyandırıyor. Zira General Toledano'nun üç yıl boyunca Gazze Şeridi'nden de sorumlu olan Güney Bölgesi Komutanlığı görevini yaptığı ve Hamas saldırısından birkaç ay öncesine kadar bu görevde kaldığı biliniyor. General Toledano, aynı zamanda İsrail'de Hamas'ın itidalli davrandığı, Gazze Şeridi'ndeki ekonomik durumu iyileştirmekle ilgilendiği ve bu nedenle savaşmaya niyeti olmadığı düşüncesini savunanlardan biri. İsrail ordusu Güney Tugayı'ndaki Gazze Tümeni'nin komutanlığını yapan General Toledano, bu sebeple İsrail'de Gazze'yi en iyi bilen ve son altı yıldır Gazze'yle ilgilenen bir isim. Eğer bir başarısızlık olursa bu Toledano’nun başarısızlığı olacaktır. Bununla birlikte Toledano'ya Netanyahu döneminde başbakanın askeri sekreterliği görevinin de verilmiş olması, onu büyük işlere aday yapıyor.

Kanal 12, Netanyahu’nun geçtiğimiz ağustos ayında görevinden istifa edeceğini açıklayan General Yehuda Fox'un yerine ise eski Genelkurmay Başkanı General David Zinni'yi ya da Batı Şeria'dan sorumlu Merkez Komutanlığı Komutanı Tuğgeneral Ofer Winter'i atamak istediğini ima etti.

Kanal 12’ye göre Zinni ve Winter, Yahudi yerleşimcilere komuta etmek için diğer subaylardan daha elverişli görülen iki subay. Winter, 2014 yılındaki Gazze saldırısı öncesinde askerlerine yaptığı ve Tanrı'ya hitaben "Senin adından nefret eden bir düşmana karşı halkın İsrail için savaşacağız” dediği dini söylemlerle harmanlanmış konuşmasıyla tanınmıştı.

Gazze'deki çatışmalar sırasında bir keşif uçağı tarafından sağlanan görüntüleri izleyen İsrail askerleri (Arşiv – İsrail ordusu)

Öte yandan siyasi kaynaklar, 7 Ekim başarısızlığının sorumlularından biri olarak görev süresi dolmadan istifa etmesi beklenen ve sırası gelen Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin yerine ise üç adayın olduğunu belirttiler.

Şarku'l Avsat'ın İsrail Yedioth Ahronoth gazetesinin internet sitesinden aktardığına göre aday isimler arasında Kuzey Komutanlığı Komutanı General Ori Gordin, daha önce Netanyahu'nun askeri danışmanı olarak görev yapan mevcut Güvenlik Bakanlığı Genel Müdürü Yedek General Eyal Zamir ve daha önce Kuzey Komutanlığı görevini üstlenen ve şu an Genelkurmay Başkan Yardımcılığı görevini yapan General Amir Baraam yer alıyor.

Genelkurmay Başkanlığı için General Zamir’in ismi öne çıkıyor. İsrail haber sitelerinden Ynet, Güvenlik Bakanlığı'ndan bir genel müdürün en son İkinci Lübnan Savaşı'nın sonunda, bir güvenlik başarısızlığının ardından Dan Halutz'un istifası sonrası Genelkurmay Başkanı olarak atandığını ve bu kişinin de Gabi Aşkenazi olduğunu hatırlattı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi ziyaret etti

Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar / TCCB
Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar / TCCB
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi ziyaret etti

Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar / TCCB
Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar / TCCB

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, saat 15.50'de, Bahçeli'nin Beytepe'deki konutuna geldi. Devlet Bahçeli, Erdoğan'ı konutun kapısında karşıladı.

Basına kapalı yapılan görüşme 45 dakika sürdü.

Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, konutun kapısından aracına kadar uğurladı.

Erdoğan'ı uğurladıktan sonra basın mensuplarının yanına gelen MHP Lideri Devlet Bahçeli, gazetecilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Gazetecilerin, sağlık durumunu sorması üzerine Bahçeli, "İyiyim" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel'i 2 Mayıs'ta kabul edecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel'i 2 Mayıs'ta kabul edecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i 2 Mayıs'ta kabul edecek.
Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Özel görüşmesi, 2 Mayıs Perşembe günü yapılacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de düzenlenen 23 Nisan Resepsiyon sonrası, aralarında Özgür Özel'in de bulunduğu siyasi partilerin temsilcileriyle bir araya gelmişti. Özel'in görüşme talebiyle ilgili sorular üzerine Erdoğan, "CHP Genel Başkanı Özel ile önümüzdeki hafta bir araya geleceğiz." açıklamasını yapmıştı.


ABD’deki üniversite protestolarına kimler ve hangi gruplar katıldı?

Columbia Üniversitesi Rektörü Nimet Minuşe Şefik (AP)
Columbia Üniversitesi Rektörü Nimet Minuşe Şefik (AP)
TT

ABD’deki üniversite protestolarına kimler ve hangi gruplar katıldı?

Columbia Üniversitesi Rektörü Nimet Minuşe Şefik (AP)
Columbia Üniversitesi Rektörü Nimet Minuşe Şefik (AP)

ABD'nin New York şehrinde Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan'da Filistin’i destekleyen 100’den fazla protestocunun polis tarafından gözaltına alınmasından sonraki günlerde, üniversite kampüsünde protestolar yeniden başladı. Kampüste protesto amacıyla çadırlardan oluşan bir dayanışma kampı kuruldu. Bu süre zarfında ise Kaliforniya'dan Massachusetts'e kadar birçok üniversitede yüzlerce protestocu daha gözaltına alındı.

Reuters’ın haberine göre İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin protestolar ve üniversite yöneticileri, öğretim üyeleri, öğrenciler ve siyasetçilerden gelen tepkiler, kampüsleri karıştırırken Amerikan halkını da ikiye böldü.

İşte Filistin yanlısı protestolara katılan bazı önemli isimler ve gruplar:

Öğrenci grupları

Kolombiya Üniversitesi’ndeki protestolar, kendisini 100'den fazla öğrenci grubunun tek çatı altında toplandığı bir ittifak olarak tanımlayan Columbia University Apartheid Divest (CUAD) tarafından organize edildi. 2016 yılında kurulan CUAD, Columbia Üniversitesi'nin silah üreticilerine ve İsrail'in Filistin topraklarını işgalini destekleyen diğer şirketlere yaptığı yatırımların sona ermesi için çeşitli girişimlerde bulunmuş, ancak bu girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Aralarında Yahudilerin, Müslümanların ve Filistinlilerin de bulunduğu öğrenciler, Hamas Hareketi’nin 7 Ekim'de İsrail'e saldırması ve İsrail'in bu saldırıya Hamas’ın kontrolündeki Gazze Şeridi'ne savaş açarak karşılık vermesinin ardından CUAD’ı harekete geçirirken üniversitenin söz konusu şirketlere yönelik yatırımlarının sonlandırılması taleplerini yinelediler.

Öğrencilerin kampüste kurdukları Gazze Dayanışma Kampı’nda Müslüman ve Yahudi öğrenciler bir arada ibadetlerini gerçekleştirirken öğrencilerden bazıları, İsrail’i ve Siyonizmi kınayan ve silahlı Filistin direnişini öven konuşmalar yaptı.

CUAD'ın baş müzakerecisi Columbia Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Okulu’nda yüksek lisans ikinci sınıf öğrencisi olan Filistinli Mahmud Halil, protesto amaçlı kurulan Gazze Dayanışma Kampı’na insanlarla ve gazetecilerle konuşmak için sık sık uğrasa da kampta kalmıyor. CUAD’ın önde gelen öğrenci grupları arasında Filistin'de Adalet için Öğrenciler (SJP) ve Barış için Yahudilerin Sesi (JVP) adlı kuruluşların Columbia Üniversitesi’ndeki şubeleri de yer alıyor. Yirmi yıl önce Siyonizm ve İsrail işgaline karşı kurulan ABD genelinde şubeleri bulunan bu gruplar, diğer üniversitelerde de protestoların düzenlenmesinde önemli roller üstleniyorlar.

Columbia Üniversitesi, SJP ve JVP’yi kasım ayında üniversitede protesto gösterisi düzenleme kurallarını ihlal eden bir protestonun düzenlenmesine yardımcı oldukları gerekçesiyle üniversiteden uzaklaştırdı. Bunun üzerine öğrenciler, kar amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu olan New York Sivil Özgürlükler Birliği'nin (New York Civil Liberties Union/NYCLU) yardımıyla, üniversitenin gerekli prosedürleri takip etmediği ve cezanın orantısız olduğunu gerekçesiyle üniversite yönetimine dava açtı.

Nimet Minuşe Şefik (Nemat Minouche Shafik)

Mısır asıllı Uluslararası İlişkiler ve Kamu İşleri profesörü Nimet Minuşe Şefik, geçtiğimiz temmuz ayında Columbia Üniversitesi'nin rektörlüğüne getirilmişti. Şefik, kampüste antisemitizm iddialarıyla ilgili olarak 17 Nisan'da ABD Temsilciler Meclisi Eğitim ve İşgücü Komitesi önünde ifade vermek üzere çağrıldı. Şefik, ifadesi sırasında ABD’li temsilcilere “Toplumumuzdaki bazı kişilerin değerlerimizle bağdaşmayacak şekilde davranması üzücü” dedi.

sdvfe
Columbia Üniversitesi kampüsünde İsrail'in Gazze'deki savaşını protesto amacıyla kurulan Gazze Dayanışma Kampı’dan bir kare (AFP)

Üniversite rektörü, Temsilciler Meclisi’nde ifade verdikten sonraki gün protesto kampını boşaltmak üzere New York polisinin kampüse girmesine izin verdi. Filistin destekçisi Amerikalı bir grup, söz konusu tutumu nedeniyle üniversite hakkında şikayette bulundu.

ABD Temsilciler Meclisi Eğitim ve İşgücü Komitesi

ABD Temsilciler Meclisi’ndeki Eğitim ve İşgücü Komitesi ve diğer komiteler, Gazze’deki savaşı karşıtı öğrenci protestolarıyla ilgili olarak Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen üyelerinden biri olan Temsilci Elise Stefanik'in kilit rol oynadığı en az dört oturum düzenlediler.

Pennsylvania Üniversitesi Rektörü Liz Magill ve Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay, geçtiğimiz yılın sonlarında Temsilciler Meclisi Eğitim ve İşgücü Komitesi önünde verdikleri ifadeler nedeniyle eleştiri oklarının hedefi olduktan sonra istifa etmişlerdi.

Stefanik'in kampüslerde ‘antisemitizm’ (Yahudi karşıtlığı) olarak nitelendirdiği protesto gösterilerinin, yönettikleri üniversitelerin zorbalık ve tacizle ilgili davranış kurallarını ihlal edip etmediği sorusuna "evet" ya da "hayır" diye yanıt vermeyi reddeden Magill ve Gay, ifade özgürlüğünü koruyarak bir denge kurmak zorunda olduklarını söylediler.

dfvb
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, Columbia Üniversitesi'ni ziyaretinde konuşurken, 24 Nisan 2024 (EPA)

Komite Başkanı Virginia Foxx, Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Başkanı Mike Johnson'a 24 Nisan'da Columbia Üniversitesi’ne yaptığı ziyarette eşlik etti. Foxx, kampüste gazetecilere yaptığı açıklamada, “Columbia Üniversitesi serbest düşüşte” ifadelerini kullandı.

Asna Tabassum

Güney Kaliforniya Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğrencisi olan ve soykırıma karşı direniş alanında da çalışmalar yapan Asna Tabassum, okul birincisi seçilmişti ve mezuniyet töreninde geleneksel olan okul birincisi konuşmasını yapması gerekiyordu. Güney Asyalı bir aileden gelen Müslüman bir genç kız olan Tabassum, Instagram’daki hesabından Filistin yanlısı bir sayfanın linkini paylaştı.

Bunun üzerinde Güney Kaliforniya Üniversitesi 15 Nisan'da güvenlik risklerini gerekçe göstererek Tabassum’un birincilik konuşmasını yapmasına izin vermeyeceğini açıkladı.

zxsdverg
Güney Kaliforniya Üniversitesi'nin Asna Tabassum'un birincilik konuşmasını yapmasını engellemesini protesto etmek için Tabassum'un resmini taşıyan göstericiler (Reuters)

Tabassum ise yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bu karar beni derinden sarstı, hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü üniversite beni susturmak için bir nefret kampanyası yürütüyor.”

Güney Kaliforniya Üniversitesi, kampüsteki öğrenci protestolarının ardından 25 Nisan'da mezuniyet törenini tamamen iptal etme kararı aldığını duyurdu.


İskoçya Bölgesel Başbakanı Yusuf istifa etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İskoçya Bölgesel Başbakanı Yusuf istifa etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İskoçya Bölgesel Başbakanı ve İskoçya Ulusal Partisinin (SNP) lideri Hamza Yusuf görevlerinden istifa etti.
Yusuf, İskoçya'nın başkenti Edinburgh'ta başbakanlık resmi konutu Bute House'da düzenlediği basın toplantısında, başbakanlık görevini ve parti liderliğini bırakacağını duyurdu.

Partisi SNP ile koalisyon ortağı İskoçya Yeşiller Partisi arasındaki güç paylaşımı anlaşmasını geçen hafta bitirdiklerini hatırlatan Yusuf, iptalin, Yeşiller Partisinde sebep olduğu üzüntü ve hayal kırıklığını tahmin edemediğini söyledi.

Yusuf, sadece iktidarı elinde tutmak için ilkelerinden vazgeçmeyeceğini belirterek, bir anlaşma yaparak güven oylamasını kazanmasının mümkün olduğunu, ancak hafta sonu pozisyonu üzerine düşündükten sonra devam etmemeyi tercih ettiğini bildirdi.

"Siyasi uçurumun ötesindeki ilişkiyi onarmanın ancak başka birinin görevde olmasıyla mümkün olabileceği sonucuna vardım" diyen Yusuf, halefi seçilene kadar görevini sürdüreceğini kaydetti.

İskoçya Bölgesel Başbakanlığı görevinin kendisi için büyük bir onur olduğunu dile getiren Yusuf, İskoçya'nın İngiltere'den bağımsızlığının yakın hissedildiği bir zamanda istifa ettiğini vurguladı.

Birleşik Krallık'ta İngiltere Başbakanının Hindu, Londra Belediye Başkanının Müslüman, Galler Bölgesel Başbakanının ise Afrika kökenli olduğunu anımsatan Yusuf, ülkede çok kültürlülüğün başarısız olduğunu söyleyenlerin tezinin bu durum ile çürüdüğüne dikkati çekti.

"Sesini her zaman duyuramayanların sesi olmaya devam edeceğim"
Parlamento üyesi olarak çalışmalarını sürdüreceğini kaydeden Yusuf, "Dünyanın gözü önünde en korkunç insani felaketi yaşayan ve yaşamaya devam eden Gazze gibi ülke içinde ve dışında sesini her zaman duyuramayanların sesi olmaya devam edeceğim." dedi.

Partisinin çalışmalarına da destek vermeyi sürdüreceğini anlatan Yusuf, özellikle İskoçya'nın bağımsızlığının önemine işaret etti.

SNP ile İskoçya Yeşiller Partisi, koalisyonu bozma kararı almıştı
Hamza Yusuf'un istifa kararı, partisi SNP ile İskoçya Yeşiller Partisinin, aralarındaki güç paylaşımı anlaşmasını geçen hafta perşembe günü bitirdikleri açıklamasının ardından geldi.

SNP ile İskoçya Yeşiller Partisi, emisyon hedeflerindeki anlaşmazlık sonrası 3 yıldır süren koalisyonu bozma kararı almıştı.

Hamza Yusuf, İskoçya'nın ilk Müslüman başbakanı olmuştu
Eski İskoçya Bölgesel Başbakanı ve SNP lideri Nicola Sturgeon'ın istifası sonrası başlayan liderlik yarışını 27 Mart 2023'te kazanan Yusuf, iki gün sonra yemin ederek 29 Mart'ta resmen görevine başlamış ve "İskoçya'nın ilk Müslüman başbakanı" olmuştu.

Babası Pakistan kökenli olan ve 1960'larda İskoçya'ya göç eden Hamza Yusuf'un annesi ise Kenya'da Güney Asyalı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.