Yemen’deki sel felaketinde en az 100 kişi yaşamını yitirdi

Sana’da çok sayıda ev yağmur sularından etkilendi. (AFP)
Sana’da çok sayıda ev yağmur sularından etkilendi. (AFP)
TT

Yemen’deki sel felaketinde en az 100 kişi yaşamını yitirdi

Sana’da çok sayıda ev yağmur sularından etkilendi. (AFP)
Sana’da çok sayıda ev yağmur sularından etkilendi. (AFP)

Yemenli resmi kaynaklar, Marib, Sanaa, Rayima, İbb, Amran ve Hudeyde illerinde kaydedilen sel ve sağanak yağışlar nedeniyle bir hafta içerisinde yaşamını yitirenlerin sayısının 100’ü geçtiğini aktardılar. Husi milisleri, sel felaketinin kendi kontrolünde bulunan alanlarındaki boyutunu görmezden gelirken meşru hükümet ise yardım ve barınmaya yönelik operasyonlarına hız verdi.
Rayima’daki yerel kaynakların Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalara göre devam eden sağanaklar el-Cebin ve el-Caferiye ilçesinde iki evin yıkılmasına ve çoğu kadın ve çocuk 11 kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Kurtarma operasyonlarının gerçekleştirilemediği kaydedildi.
Kaynaklar, dağlık yapıya sahip il genelinde meydana gelen sellerin geniş tarım alanlarını yok ettiğini aktardılar. Yolların çökmesi ve nüfusun temel gıda maddelerine ulaşamaması dolayısıyla sellerin insani bir drama yol açmasından korkuluyor. Husi milislerin kontrolündeki Sana’dan yerel kaynaklar sel nedeniyle şehrin doğusundaki Nukum’un es-Set mahallesinde 3 kişinin boğulduğunu bildirdi.
Husi grubuna bağlı kaynaklar da tarihi şehirde evlerin yıkılmaya devam ettiğini doğruladı. Husilerin söz konusu trajediye aldırış etmemesi ise bölge sakinleri ve aktivistleri öfkelendirdi.
Ararlında Husi grubuna aktivistlerin de olduğu birçok kişi sosyal medyada ana caddeleri ve mahalleleri etkisi altına alan sellerin neden olduğu yıkımın boyutunu gözler önüne seren görüntüler yayınladı. Husiler ise kendi deyimleriyle ‘vilayet günü’nü yaşatmak için başkentin farklı yerlerinden insan toplamaya devam ediyor.
Resmi ve sivil kaynaklar, çeşitli illerde kaydedilen sel ve sağanak yağışlar dolayısıyla yalnızca bir hafta içerisinde 100’ün üzerinde vatandaşın yaşamını yitirdiği tahmininde bulundu. Uluslararası kuruluşlar da özellikle Hudeyde ve Hacca illerinde, yerinden edilenlerin kaldığı kamplar ve derme çatma kulübeleri vuran sellerden en az 30 bin ailenin etkilendiğini aktardılar. Dünya Gıda Programı (WFP), Facebook üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Yemen’in birçok yerinde binlerce aile, birçok ev ve geçim kaynağını tahrip eden şiddetli yağmurlar ve sel felaketlerinden etkilendi. Çatışmalardan dolayı yerlerinden edilen ve derme çatma barınaklarda yaşayan birçok aile de sel nedeniyle yerlerini tekrar bırakmak zorunda kaldı. Zarar gören ailelerin ihtiyaç duyduğu desteği hızlı bir şekilde alabilmelerini sağlamak için insani yardım kuruluşları ile yakın koordinasyon içinde çalışan WFP, Marib'deki ailelere acilen yardımda bulunmak için gıda dağıtımında bulundu. Yardımlar önümüzdeki günlerde daha fazla bölgeye ulaşacak. Selden en çok etkilenen bölgelere gıda yardımı dağıtılmasına öncelik veriliyor.”
WFP, özellikle daha fazla yağmur beklendiği bir dönemde “acil durum müdahalesine yanıt vermeye ve durumu yakından takip etmeye” hazır olduğunu duyurdu.
Marib’deki hükümet kaynakları, sel ve yağmurlar dolayısıyla yaşamını yitirenlerin sayısının 21’e çıktığını, felaketten 17 bin ailenin etkilendiğini, 3 bin 666 kişinin ise evsiz kaldığını doğruladı.
Hükümet istatistiklerine göre asfalt yolun 8 kilometresini kullanılmaz hale getiren sel aynı zamanda 43 kuyu, 3 elektrik trafosu ve düzinelerce çiftliği yok ederek kanalizasyon şebekesine de zarar verdi. Müdürlükleri de birbirinden ayırdı.
Yerel Yönetim Bakanı ve Yüksek Yardım Komitesi Başkanı Abdurrakıb Feth, hükümetin tüm illerde sellerden etkilenenlere acil insani yardım sağlamak, aynı zamanda bağışçı ve yardım kuruluşları arasındaki koordinasyon kurmak için mevcut tüm çabaların gösterildiğini söyledi. Feth konuya dair şu açıklamada bundu:
“Sel ve yağmurlardan etkilenen illere acil insani müdahale için Yüksek Yardım Komitesi’nin temsil ettiği hükümet ile Birleşmiş Milletler (BM) insani işler birimleri arasındaki koordinasyon kesintisiz sürüyor. Marib’deki bir BM ajansı, farklı illerde 3 bin 500 kişiyi tehdit eden sel riskini azaltmak için Cefine’de iki kilometrelik bir duvar inşa etti. Sirvah ve el-Vadi ilçelerinde durum değerlendirilmesi yapıldı. Marib’deki Ragvan ilçesinde sellerden etkilenenlere barınak ve gıda desteği sağlandı.”
Abyan ilinde zarar görenlere temel ihtiyaç maddelerinin dağıtıldığını ve 60 aileye gıda yardımı yapıldığı belirten Feth, selden etkilenen 780 aileye de dağıtım yapılacağını, ed-Dali ilinde zarar gören çadırların da yeniden onarılacağını bildirdi.
Hudeyde’nin ez-Zehra ve el-Kanavis ilçelerinde yerinden edilen 822 aileye de temel ihtiyaç maddeleri ve barınak dağıtıldığını söyleyen Feth, Kanavis ve el-Munira’dan bin 12 aileye daha yardımda bulunulduğunu kaydetti. Zehra ilçesinde yerinden edilmiş 122 aileye daha gıda yardımı yapılacağını vurguladı.
BM ajansları tarafından sağlanan yardım kapsamında Hacca ilindeki Beni Kays ilçesinde sel nedeniyle yerinden olan 53 aileye gıda harici ve barınma malzemeleri dağıtıldı. Aynı zamanda Abes ve Eslem ilçelerinde yağmur sularından zarar gören bölgelerin ihtiyaçlarını karşılamak için de yardım başlatıldı.
Fetih, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin (KSRelief) sel felaketinin vurduğu ilk gün itibariyle Marib, Hacca ve Hudeyde’de acil insani yardım dağıttığını bildirdi. Ayrıca Hudeyde, Amran, Marib, Abyan, Dali, Hacca ve el-Mehvit’de selden etkilenen ailelere acil destek sağlamak için KSRelief ile BM kuruluşları arasında koordinasyon kurulduğunu kaydetti.
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik de selin beraberinde getirdiği risklere yönelik acil çözümler uygulanması, zarar görenlere yardım çabalarının yoğunlaştırılması, yerinden edilenlerin içinde bulunduğu duruma önem verilmesi ve tüm çabaların seferber edilmesine odaklandı.
Resmi kaynaklara göre Hacca Valisi Abdulkerim es-Sinini ile telefon görüşmesinde bulunan Abdulmelik şiddetli yağmurlar nedeniyle zarara uğrayan kamu ve özel mülkler ile vatandaşlar hakkında b,lg, aldı.
Saba’nın haberine göre Yemen Başbakanı, saha çalışmalarının yoğunlaştırılması, başta insani dram olmak üzere acil ihtiyaçların zamanında kayıt altına alınması, yerinden edilenlere ve evleri zarar görenlere barınak sağlanması, ana ve tali yolların açılması, yağmur suyunun çekilmesi ve atıkların kaldırılması gerektiğini vurguladı.



İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 24 saat içinde 99 Filistinli öldürüldü

Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 24 saat içinde 99 Filistinli öldürüldü

Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)

Filistin Haber Ajansı (WAFA), tıbbi kaynaklara dayandırdığı haberinde, İsrail güçlerinin son 24 saatte Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 99 Filistinlinin hayatını kaybettiğini bildirdi. WAFA’nın haberine göre ölenlerden 77'si Gazze Şeridi'nin kuzeyinde hayatını kaybetti.

Hastanelere ulaşan ölü sayısı şöyle: "Şifa Hastanesi'nde 48, Ehli Arap (Baptist) Hastanesi'nde 20, Kudüs Hastanesi'nde 6, Saraya Hastanesi'nde 3, Avda Hastanesi'nde 3, Mescid-i Aksa Şehitleri Hastanesi'nde 1, Nasır Hastanesi'nde ise 18 ölü” bulunmakta.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, İsrail'in Gazze Şeridi'nde çeşitli bölgeleri hedef aldığını, bunlar arasında yerinden edilmiş kişilerin çadırları, evleri ve konut kulelerinin yanı sıra sivillerin toplanma alanları ve yardım bekleyen insanların da bulunduğunu bildirdi.


İsrail'in çağrı cihazlarını patlatmasının üzerinden bir yıl geçti… Lübnanlılar iyileşme yolculuklarına devam ediyor

Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
TT

İsrail'in çağrı cihazlarını patlatmasının üzerinden bir yıl geçti… Lübnanlılar iyileşme yolculuklarına devam ediyor

Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)

Zeyneb Mustarah, Beyrut'ta bir etkinlik planlama şirketi işletiyordu. Ancak geçen yıl İsrail'in Lübnan'da bubi tuzaklı çağrı cihazlarını patlatması sonucu yüzünden ve sağ elinden yaralandı. Zeyneb, eli ve gözlerinin sağlığına kavuşması için çok sayıda ameliyat geçirdi.

17 Eylül 2024'te, Hizbullah'ın üyeleri tarafından taşınan binlerce çağrı cihazı aynı anda patladı, bir gün sonra da diğer kablosuz cihazlar (telsizler) patladı.

Patlamalarda 39 kişi öldü ve 3 bin 400'den fazla kişi yaralandı. Yaralananlar arasında patlama anında cihazların yakınında bulunan ve İran destekli örgütün mensubu olmayan çocuklar ve siviller de vardı.

Şu anda 27 yaşında olan Zeyneb de yaralananlar arasındaydı.

Zeyneb, Reuters'a verdiği demeçte, evden çalışırken akrabalarından birine ait çağrı cihazının mesaj almış gibi bip sesi çıkardığını, ardından dokunmadan patladığını söyledi. Bilincini kaybetmemiş olsa da yüzünde ve elinde ağır yaralanmalar meydana geldi.

Şok edici bir saldırı

Zeyneb geçtiğimiz yıl 14 ameliyat geçirdi ve önünde halen yedi estetik ameliyatı var. Zeyneb, sağ el parmaklarını ve görme yetisinin yüzde 90'ını kaybetti.

Zeyneb, “Görme yetim sadece yüzde 10 olduğu için artık iç mimarlık okuyamam. Allah izin verirse, gelecek yıl kendime uygun üniversite bölümlerine bakacağız, böylece okula devam edebileceğim. Ama kesinlikle oturup hiçbir şey yapmadan durmayacağım” ifadelerini kullandı.

Çağrı cihazları ve telsizlerin patlaması, İsrail ile Hizbullah arasında yıkıcı bir savaşı tetikledi ve bu da Lübnan'ın geniş alanlarının tahrip olmasına yol açtı.

Patlamalardan iki ay sonra, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü, başbakanın saldırıya yeşil ışık yaktığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre İsrail, Hizbullah tarafından satın alınan binlerce çağrı cihazının içine, küçük ama yüksek patlayıcılı fünyeler sakladı.

Bu cihazlar, Hizbullah mensupları tarafından taşınıyordu.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, patlamaları ‘şok edici’ olarak nitelendirerek, siviller üzerindeki etkisinin ‘kabul edilemez’ olduğunu vurguladı.

Volker Türk, cihazları kimin taşıdığını veya nerede bulunduğunu kesin olarak bilmeden binlerce kişiyi aynı anda hedef almanın, ‘uluslararası insan hakları hukukunu ihlal ettiğini’ bildirdi.

Yaralanan sağlık çalışanları

Hizbullah'ın er-Resulu’l A'zam Hastanesi'nin mühendislik ve tıbbi ekipman müdürü 34 yaşındaki Muhammed Nasıruddin, çağrı cihazları patladığı sırada kendi cihazını cebinde taşıyordu. Nasıruddin, bu cihazı, hastanede gerekli olan bakım işlerine erişimi kolaylaştırmak için kullandığını söyledi.

17 Eylül'de, oğlunun okulunun ilk günü olduğu için eşiyle telefonda konuştu. Birkaç dakika sonra, taşıdığı çağrı cihazı patladı.

Patlama sonucu sol gözünü ve sol el parmaklarını kaybetti, kafatasına şarapnel parçaları saplandı. İki hafta komada kaldı. Nasıruddin halen yüz ameliyatları geçiriyor.

Uyandığında, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail'in düzenlediği saldırılarda öldürüldüğünü öğrendi. Bu olay, Hizbullah ve destekçileri için bir dönüm noktası oldu.

Ancak Nasıruddin, oğlu onu bu halde görene kadar tek bir damla gözyaşı dökmedi.

O şöyle dedi: “Gözümü ve parmaklarımı kaybettim ama ağlamadım... Hissettiğim tek üzüntü, oğlumun babasının durumunun böyle olmasını nasıl kabullenebildiğiydi.”

Lübnan Meclisi Milletvekili ve göz cerrahı Elias Jradi, çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarına onlarca ameliyat yaptı ve bazı vakaların ömür boyu tedavi gerektireceğini söyledi.

Reuters'a konuşan Jradi şu ifadeleri kullandı: “Çoğu bu yıl birkaç ameliyat daha geçirmeli. Çoğu ömür boyu takip gerektiriyor… Tedavinin belirli bir noktada sona ereceğini sanmıyorum; devam edecek. Her vaka insani bir vakaydı, özellikle de size ‘Bize ne oldu?’ diye soran çocuklar veya kadınlarla karşı karşıya kaldığımızda... Onlara cevap veremiyorsunuz.”


Suveyda'da güvenliği yeniden tesis etmeyi amaçlayan “yol haritası”

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın dün Şam’da bir araya gelerek Suveyda ilinde sükunetin yeniden sağlanması için bir anlaşma imzaladıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdiler (AFP)
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın dün Şam’da bir araya gelerek Suveyda ilinde sükunetin yeniden sağlanması için bir anlaşma imzaladıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdiler (AFP)
TT

Suveyda'da güvenliği yeniden tesis etmeyi amaçlayan “yol haritası”

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın dün Şam’da bir araya gelerek Suveyda ilinde sükunetin yeniden sağlanması için bir anlaşma imzaladıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdiler (AFP)
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın dün Şam’da bir araya gelerek Suveyda ilinde sükunetin yeniden sağlanması için bir anlaşma imzaladıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdiler (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani dün, hükümetinin ülkenin güneyindeki Dürzi nüfusun çoğunlukta olduğu Suveyda ilinde meydana gelen kanlı şiddet olaylarının etkilerini gidermek ve bölgede güvenliği yeniden tesis etmek için bir ‘yol haritası’ hazırladığını duyurdu.

Şeybani dün Şam'da Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile düzenlediği ortak basın toplantısında, planın Ürdün ve ABD tarafından desteklenen pratik adımlara dayandığını açıkladı. Şeybani’nin açıklamasına göre bu adımların başında ‘Birleşmiş Milletler (BM) soruşturma ve inceleme sistemi ile tam koordinasyon içinde, sivillere ve onların mülklerine saldırıda bulunanların tümünün hesap vermesi’ geliyor.

Şeybani, planın ‘ABD’nin Suriye hükümeti ile istişare halinde, Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü teyit ederken hem Suriye'nin hem de İsrail'in meşru güvenlik endişelerini ele alan, Suriye’nin güneyi ile ilgili İsrail ile güvenlik anlaşmaları yapılması için çalışması gerektiğini’ öngördüğünü belirtti.