ABD Dışişleri Bakanı'nın Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Yardımcısı David Schenker, Beyrut Limanı felaketinin Lübnan hükümetlerinin onlarca yıldır halkın çıkarlarını ihmalinin bir sonucu olduğuna işaret ederek bu felaketin ciddi değişim gerektiren bir uyandırma çağrısı anlamına geldiğini söyledi. Schenker, Şarku'l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajda Lübnan hükümetinin reforma güvenmesi gerektiğini, halka ve taleplerine önem veren, sorumlu, şeffaf ve siyasi-ekonomik reformları gerçekleştirecek bir hükümete ihtiyaç olduğunu belirtti. İşlerin bugünden sonra alışılageldiği gibi yürümeyeceğini vurguladı.
Schenker, sivil toplum gruplarıyla görüşmek, hükümetten beklentileri, talepleri ve düşünceleriyle ilgili daha fazla detay almak için Lübnan’a doğru hareket etti. Schenker, Lübnan hükümetinin halkına kulak vermesi gerektiğini, ABD hükümetinin Lübnan halkının ne istediğinden emin olmak istediğini kaydetti.
Schenker amonyum nitrat kargosuyla ilgili uluslararası soruşturma hakkında ise soruşturmada ısrarlı olduklarını ve bu alanda çalışan bir ABD ekibinin bulunduğu bilgisini verdiği açıklamasında şunları söyledi:
“Uluslararası bir mahkemeden bahsedecek olursak; böyle bir soruşturma uzun zaman alır ve tarafları tatmin etmeyebilir. Ama Lübnan hükümetinin soruşturmaya yardımcı olan birtakım uluslararası gruplara karşı şeffaf olmasını bekliyoruz. Yaşanan suçun sorumlularını bulmayı ve elde edilen sonuçları ilan etmeyi umuyoruz. Özellikle birçok kişi uzun zamandır bu maddenin (limanda) bulunduğunu biliyordu. Soruşturma bitene kadar gizli kalacak. Bu 5 günde biten bir soruşturma değil. Patlama büyük bir şok oluşturdu. Fakat Lübnan hükümetinin davranışlarına bakılırsa bu patlama bir sürpriz değildi” ifadesini kullandı.
Schenker, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajda Beyrut Limanı'ndaki patlamadan Lübnan ile IMF arasındaki sürece kadar birçok başlıkta soruları yanıtladı:
- Fransa’nın rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Lübnan konusunda Fransızlarla ile sürekli temas halindeyiz. ABD ve Fransa Lübnan’a çok önem veriyor. Bu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ikinci (Lübnan) ziyareti. Aynı şekilde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Hale de oradaydı. Beyrut’a hareket etmeden önce Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile birlikte çok zaman geçirdim. Pompeo çok ilgili ve Lübnan’daki gelişmelere de olduka odaklanıyor. Çünkü Lübnan, ABD’nin çok eski dostu ve ortağı.”
- Mustafa Edib’in Lübnan Başbakanı olarak seçildiğini ilk öğrendiğinizde nasıl bir tepki verdiniz?
Kişiler bizi ilgilendirmiyor. Biz ilkelerle, şeffaflıkla ve hesap verebilirlikle ilgileniyoruz. Lübnan, Beyrut’ta olanlar sebebiyle şu an bir krizin içinde. 300 bin kişi evsiz kaldı. Ancak bundan (patlamadan) önce Lübnan, liranın 7 ay önceki değerinin yüzde 80'ini kaybetmesi nedeniyle insanların yüzde 80'inin yoksullaştığı ve halkın yüzde 20'sinden fazlasının yoksulluk sınırının altında yaşadığı bir ekonomik krizin doruğundaydı. Bu yüzden Lübnan halkına yardım etmek istiyoruz. İnsani yardımda bulunmak için çalışıyoruz. ABD Lübnan'ın en büyük bağışçısı oldu. Geçen yıl Lübnan’a 750 milyon dolar yardım yaptık. Eylül’de 400 milyon dolar sunduk ve koronavirüs salgınıyla mücadele için de 18 milyon dolar gönderdik. Patlamayla birlikte 18 milyon dolar sağladık. Yakında 12 milyon dolar daha göndereceğiz. Lübnanlı ihtiyaç sahipleri için Dünya Gıda Programı ve Dünya Bankası’nı destekliyoruz.”
- ABD, Lübnan’ı ekonomik açıdan kurtarmaya çalışır mı? Bu kapsamda Lübnan’a Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakerelerinde yardımcı olur mu?
Lübnan IMF ile müzakerelere başlamadı. Yaklaşık 200 gün boyunca yönetimde olan Hassan Diyab hükümeti IMF ile müzakere noktasına ulaşmadı. Halen IMF ile ilgili meseleler hakkında konuşuyor ama Diyab hükümeti Lübnan’ın borcu ve ekonomik durumu konusunda bir karara varamadı. Bu nedenle Lübnan hükümetinin halkın acılarını hissettiğini gösteren herhangi bir acil durum sürecinde olmadığını düşünüyorum.
- Çok sayıda Lübnanlı, Mustafa Edib’in böyle bir zaman için uygun isim olmadığını ve onu yönetimin başına getiren tarafların Lübnanlıların ihtiyacı olan reform ve değişiklikleri yapmasını engelleyeceğini düşünüyor. Sizce, Hassan Diyab ile Mustafa Edib arasındaki farklar neler?
Az önce de ifade ettiğim gibi, ABD olarak kişilerle ilgilenmiyoruz. Biz ilkelerle ilgileniyoruz. Bu hükümetin reformları uygulaması gerekiyor. Diyab hükümeti hiçbir reform yapmadı. Belki de bunun sebebi etkili siyasilerin muhalefetidir ancak bunun değişmesi gerekiyor.
-Lübnan ile İsrail arasında deniz sınırı çizilmesiyle ilgili Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüşmeyi düşünüyor musunuz?
Lübnan tarafından bir girişim olursa bunu yapacağım. Ancak bunun dışında hiçbir siyasetçiyle görüşme niyetim yok.
-David Hale, ABD’nin Hizbullah’ın hükümete katılmasına itiraz etmediğini söyledi. Bu konudaki fikriniz nedir?
Hizbullah çok sayıda hükümete katıldı. Hizbullah, Lübnan’daki birçok siyasi grup gibi reformı önemsemiyor, sadece mevcut durumu korumayı tercih ediyor ve İranlıları savunmaya devam etmekle ilgileniyor. Devlete gelir sağlayan gümrük maliyetlerini ödememeye devam etmek istiyor. Hizbullah sorunun büyük bir parçası. Bu yüzden reforma karşı duruyor. Fakat bir kez daha söylüyorum; hükümetlerin kurulmasında bizi ilgilendiren konu ilkelerdir.
-David Hale’nin yaptığı gibi; hükümetleri kuran bu siyasetçilerle konuşmaya devam ettiğinizde onlara meşruiyet kazandırıyorsunuz. Peki, bu durum söz konusu siyasetçilerden kurtulmak isteyen halkın isteğine aykırı değil mi?
Halk ile bunu yapmaları için nasıl bir yol izleyecekleri hakkında konuşacağım. Çok sayıda yol var. Ancak bunların hepsi Lübnan halkına bağlı.
- Fransa’da yayınlanan Le Figaro gazetesi pazartesi günkü nüshasında Fransa ve ABD’nin Hizbullah ile iş birliği yapan kiişilere yaptırım uygulamayı düşündüğünü yazdı. ABD’nin halen böyle bir gündemi var mı? Bu yöne doğru mu gidiyoruz?
Evet, bunun üzerinde çalışıyoruz. Bazı isimlere yaptırım uygulamak için incelemeler yapılacak.
- Lübnan halkı gasp edilen mallarını geri alacak mı?
Bu konu, reform gündeminin bir parçası olmalı. Bu işi yapmakta olan ve Kuveyt’te Saddam Hüseyin savaşı sonrasında yapan şirketler biliyoruz. Bu şirketler bazı malların geri getirilmesine yardımcı oldu. Bunu hükümetten istemenin Lübnan halkının hakkı olduğunu düşünüyorum.
- ABD, Lübnan’ın tarafsızlaşmasına yardımcı oluyor mu? Bu konuda başarılı olması için Lübnan halkına yardım etmeye hazır mı?
Rusya ve Çin'i İran'a askeri ambargoyu uzatmaya ikna edemedik. Ancak ABD bu durum üzerinde çalışıyor. Yani Lübnan’ın tarafsızlaştırılması.
- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Lübnan’ın silahsızlandırılmasını öngören 1559 sayılı kararının uygulanması hakkında ne düşünüyorsunuz?
BMGK’nın tüm kararları uygulanmalıdır. Bunu uygulama konusunda elinden geleni yaptığı için Lübnan hükümetine saygı duyuyoruz. Lübnan hükümetinin ayrıca adaletin sağlanması için Refik Hariri’yi öldürmekten suçlu bulunan Selim Ayyaş’ı teslim etmesi gerekir.
- Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Lübnan’ın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. ABD de böyle düşünüyor mu?
Lübnan’ın önünde büyük zorluklar var. Aynı zamanda Lübnan potansiyel yeteneklere sahip bir ülkedir. Lübnan halkı ve yönetimi de zorlukların üstesinden gelebilecek konumda olmalıdır. Lübnan ekonomik bir yıkımla karşı karşıya. Bunu engellemek için adımlar atmalılar. Bunu siyaseten yapmak zor olacak.
Schenker, bugün başlayacağı Lübnan ziyareti sırasında Şii grupların da yer aldığı bir dizi sivil toplum kuruluşu, iş insanları, Ketaib Partisi Başkanı Sami el-Cemil, Nimet Efram ve Mervan Hamade gibi bağımsız vekiller ve büyük “devrim” grupları ile bir araya gelecek. Schenker görüşmelerde söz konusu çevrelerin değişim stratejilerini dinleyecek.
Önlerinde uzun bir yol olduğunu ve Lübnanlıların ümitsizliğini anladığını belirten Schenker sözlerinin sonunda “Değişim içerden başlamalıdır” vugusunu yaptı.
Yolun uzunluğu bilinmiyor. Zira mevcut statükoda direten çok sayıda siyasi grup var. Bu durum zor olabilir fakat Schenker Lübnan halkının değişime ulaşmak için sabredeceğinden emin. Çünkü ülkenin geleceği halka dayanıyor. ABD’nin Beyrut Büyükelçiliği, Schenker için gençlerle ve üniversite mezunlarıyla bir araya geleceği bir görüşme de tertip etti. Muhtemelen programında bazı subaylarla görüşmeler de bulunuyor. Ancak Schenker siyasetçilerden uzak duracak.