Şempanzelerin erken yaşlanmalarının gizemi çözüldü

Şempanzelerin erken yaşlanmalarının gizemi çözüldü
TT

Şempanzelerin erken yaşlanmalarının gizemi çözüldü

Şempanzelerin erken yaşlanmalarının gizemi çözüldü

Yapılan istatistiklere göre ortalama insan ömrü 70 ila 80 yıl. Elbette ömrünü 100'lü yaşlarına kadar sürdürenler de var.  Şempanzeler için ise hayat daha kısa. Şempanzelerin genetik kodları her ne kadar insanlarınkiyle yüzde 99 oranında aynı olsa da nadiren 50 yıldan uzun yaşıyorlar.
Son iki yüzyıl içinde sağlık ve gıda alanlarındaki gelişmeler insan ömrüne yıllar eklerken yeni bir araştırma, insanların uzun ömürlü primatlarken şempanzelerin daha kısa ömürlü olmalarının nedenlerine ilişkin bir açıklamanın bulunmuş olabileceğine işaret ediyor.
Philosophical Transactions of the Royal Society B. dergisinde dün yayınlanan araştırmada ABD’li uzmanlar, insanların uzun ömürlü olmasının sırrının bir kısımının yaşlanma hızını yavaşlatan, hücrelerin içindeki DNA’ların uzun ömürlü olmasını sağlayan kimyasal değişiklikler olabileceği sonucuna ulaştılar.
Araştırmacılar son on yılda insan genomundaki kimyasal bağların yaşın ilerlemesi ile değişikliklere -birincil DNA dizisini değiştirmeden gen aktivitesini etkileyebilecek değişiklikler- uğradığını keşfettiler.
Araştırmalar DNA’mızdaki bazı bölgelere, bir metronom gibi bir zamanı işaretleyen ve metil grupları adı verilen kimyasal bağların eklendiğini veya kaybedildiğini gösterdi. DNA’daki bu değişikliklere bakılarak bir kişinin yaşı 4 yıldan az bir hata payı ile bilinebiliyor.
Duke Üniversitesi’nde evrimsel antropoloji alanında çalışmalar yürüten, söz konusu araştırmanın başyazarı Elaine Guevara’nın üniversitenin web sitesinde dün yayınladığı bir raporda, Duke Üniversitesi ve George Washington Üniversitesi ortakllığında yürütülen çalışmada şempanzelerde yaşa bağlı bu tür DNA değişiklerinin ilk defa analiz edildiğine işaret ediliyor.
Guevara ve meslektaşları, yaşları 1 ila 59 arasında değişen 83 şempanzenin kanında söz konusu noktaların yaklaşık 850 binini analiz ettiler.
Araştırmacılar yaşlanma sürecinin insanda olduğu gibi şempanze genomunda da parmak izleri bıraktığını keşfettiler. Bilim adamlarının incelediği DNA bölgelerinin 65 binden fazlası yaşı gösteren bir saate benzeyen bir yolla değişime uğradığı ve genomlarda yaşa bağlı bir model oluştuğu ortaya çıkarıldı.
Araştırmacılar şempanzelerde buldukları değişim oranlarını insanlardaki veriler ile karşılaştırdıklarında genetik yaşlanma saatinin şempanzeler için daha hızlı ilerlediğini keşfettiler.
Guevara araştırma ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Bu değişikliklerin sadece yaşlanma sürecini mi izlediği yoksa bu sürece etkili bir şekilde katkı mı sağladığı bilinmiyor. Ancak bu çalışmanın çoğu zaman yaşlanmaya eşlik eden fiziksel ve bilişsel çöküşün arkasındaki genleri düzenleyici mekanizmalara ilişkin bir kanıt oluşturmasını ve yaşlanmaya bağlı hastalıklarla mücadelede yeni yollar açmasını umut ediyoruz.”



Bilim insanlarından küresel ısınma uyarısı: Uyku apnesi vakaları iki katına çıkacak

 (Pexels)
(Pexels)
TT

Bilim insanlarından küresel ısınma uyarısı: Uyku apnesi vakaları iki katına çıkacak

 (Pexels)
(Pexels)

Stuti Mishra Asya İklim Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, iklim krizinin yol açtığı daha sıcak geceler, yüzyılın sonuna gelindiğinde uyku apnesini çok daha yaygın ve tehlikeli hale getirebilir.

Araştırmacılar artan sıcaklıkların, dünya çapında yaklaşık 1 milyar kişiyi etkileyen ve kalp hastalığı, demans ve erken ölümle bağlantılı bir uyku bozukluğu olan obstrüktif uyku apnesini (OUA) kötüleştirebileceğini söylüyor.

Flinders Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ve hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışma, iklim değişikliğinin OUA'nın şiddetini ve sağlık üzerindeki etkisini nasıl artırabileceğini modelleyen ilk araştırma.

Flinders Üniversitesi FHMRI Uyku Sağlığı'ndan çalışmanın başyazarı Dr. Bastien Lechat, "Bu çalışma, ortam sıcaklıklarının OUA'nın şiddetini etkileyip etkilemediğini araştırarak iklim gibi çevresel faktörlerin sağlığı nasıl etkileyebileceğini anlamamıza katkı sağlıyor" diyor.

Araştırmacılar uyku sırasında solunum düzensizliklerini izleyen bir yatak altı sensörü aracılığıyla, 29 ülkeden en az 116 bin kişiden elde edilen 58 milyondan fazla gece uykusu verisini kaydetti.

Birkaç yılda toplanan veriler, küresel iklim modellerinden elde edilen saatlik iklim verileriyle eşleştirilerek farklı ısınma senaryoları altında OUA şiddetindeki değişikliklerinin simülasyonu oluşturuldu.

Dr. Lechat, "Genel olarak ortam sıcaklığıyla OUA şiddeti arasındaki ilişkinin büyüklüğü bizi şaşırttı" diyor.

Yüksek sıcaklıklar, kişinin belirli bir gece OUA yaşama olasılığının yüzde 45 artmasıyla ilişkiliydi.

Görsel kaldırıldı.Grafik, çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından ölçülen, endüstri çağından itibaren küresel ortalama sıcaklık artışını gösteriyor (WMO)


Çalışma, OUA şiddetindeki sıcaklıkla ilişkili artışın, Avustralya veya ABD'ye kıyasla Avrupa ülkelerinde bilhassa belirgin olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar bunun, klimaya erişimdeki farklılıklardan kaynaklanabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar engelliliğe ayarlanmış yaşam yılı (disability-adjusted life years / DALY) kullanarak iklimin şiddetlendirdiği uyku apnesinin sağlık ve ekonomi üzerindeki yükünü tahmin etti. Sadece 2023'te, sıcaklık artışının araştırmadaki 29 ülkede yaklaşık 800 bin sağlıklı yaşam yılının kaybıyla bağlantılı olduğunu saptadılar.

Dr. Lechat, "Bu rakam, bipolar bozukluk, Parkinson hastalığı veya kronik böbrek hastalıkları gibi diğer tıbbi durumlardakine yakın" ifadelerini kullanıyor.

Toplam ekonomik kayıp yaklaşık 98 milyar dolar olarak tahmin edilirken bunun 68 milyar doları sağlığın bozulmasından, 30 milyar dolarıysa işyerindeki verimlilik düşüşünden kaynaklanıyor.

Kıdemli araştırmacı Profesör Danny Eckert, veriler çoğunlukla soğutma ve sağlık hizmetlerine erişimi daha iyi olan yüksek gelirli bölgelerdeki bireylerden elde edildiğinden, örneklemin düşük gelirli ülkelerde OUA'nın gerçek dünyadaki yükünü yeterince yansıtmayabileceğini söylüyor.

Profesör Eckert "Bu, tahminlerimizi yanıltarak sağlık ve ekonomi üzerindeki gerçek maliyetin düşük tahmin edilmesine yol açmış olabilir" diyor.

Sadece Avustralya'da, OUA dahil uykuyla ilgili sağlık sorunlarının maliyeti daha önce yılda 66 milyar Avustralya doları (yaklaşık 1 trilyon 700 milyar TL) olarak tahmin edilmişti.

Ekip halihazırda soğutmaya erişimin veya davranışsal değişikliklerin, ısınan hava koşullarında uyku apnesinin şiddetini nasıl azaltabileceği gibi olası müdahaleleri araştırmayı planlıyor.

Profesör Eckert, "İleride, ortam sıcaklığının uyku apnesinin şiddetine etkisini azaltacak stratejiler araştıran ve altta yatan fizyolojik mekanizmaları inceleyen müdahale çalışmaları tasarlamak istiyoruz" diye belirtiyor.

Çalışma, daha güçlü küresel iklim eylemleri olmadan uyku apnesinin yükünün muhtemelen keskin bir şekilde artacağı ve bunun da halk sağlığı sorunlarını şiddetlendirerek ekonomileri zorlayacağı uyarısında bulunuyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/climate-change