Yemen: Husiler 6 gündür Hudeyde Anlaşması’nı ihlal ediyor

Hudeyde’de toplanan hükümet yanlısı güçlerin bir kısmı (AP)
Hudeyde’de toplanan hükümet yanlısı güçlerin bir kısmı (AP)
TT

Yemen: Husiler 6 gündür Hudeyde Anlaşması’nı ihlal ediyor

Hudeyde’de toplanan hükümet yanlısı güçlerin bir kısmı (AP)
Hudeyde’de toplanan hükümet yanlısı güçlerin bir kısmı (AP)

İran destekli Husi milisleri, Stockholm Anlaşması kapsamında 2018'in sonlarında imzalanan Birleşmiş Milletler’in (BM) ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi tehdidiyle, Yemen’in batı kıyısındaki Hudeyde’nin çeşitli bölgelerinde artarda altıncı gün saldırılarına devam etti.
Suudi Arabistan öncülüğündeki Koalisyon Güçleri Sözcüsü Albay Turki el-Maliki, dün akşam Yemen hava sahasından gelen ve Suudi Arabistan’daki sivilleri hedef alan SİHA saldırısının ortak koalisyon güçleri tarafından durdurulup imha edildiğini belirtti.
Kızıldeniz kıyısındaki Yemen Ortak Kuvvetleri’ne ait askeri medya kaynaklarına göre Husi bombardımanı, Hudeyde’nin doğusundaki en büyük sanayi komplekslerinden birinin yanmasına neden oldu. Yemen hükümeti yaptığı açıklamada, tırmanıştan Husi darbeci grubunu sorumlu tuttu ve savaşı sona erdirerek kıyı vilayetini özgürleştirebileceklerini belirtti.
Resmi kaynaklara göre söz konusu açıklamalar, geçici hükümetin Dışişleri Bakanı Muhammed el-Hadrami tarafından İngiltere'nin Orta Doğu İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverley ile yaptığı video konferans görüşmesinde geldi.
Kaynaklar, Hadrami'nin İngiltere ile resmi ikili ilişkileri, bunları geliştirme yollarını, Yemen'de barışı sağlamak için gösterilen çabaları ve diğer ilgili dosyaları görüştüğünü bildirdi.
Yemen’in resmi haber ajansı SABA’ya göre Hadrami, hükümetin referanslara dayanarak kalıcı ve kapsamlı barışa olan istekliliğini ve BM elçisinin Yemen'de barışı sağlama çabalarında ilerleme sağlanması için gösterdiği çabaları desteklemeye devam ettiğini belirtti.
Ayrıca Hadrami’nin, "Hudeyde’nin Dureyhimi bölgesinde Husi milislerinin tırmanışını ve orada Ma'rib, el-Cevf ve el-Beyda cephelerinde başarısızlığını örtbas etmek için BM’nin ateşkes anlaşmasını ihlal etmesini kınadığını" kaydetti.
Hadrami yaptığı açıklamalarda, Husi milislerini devam eden ihllalerden ve Hudeyde Anlaşması’nın başarısızlığının sonuçlarından sorumlu tuttu. Ayrıca Hadrami, ülkesindeki meşru güçlerin Yemen’de Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu Ortak Kuvvetleri’ni destekleyerek Hudeyde’den geriye kalanları kurtarmaya hazır olduğunu vurguladı.
Yemenli Bakan aynı şekilde, Husi milislerinin BM ekibinin Safir petrol tankerine erişimini engellemeye devam etmesini kınadı ve sorunu çözmek için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından yeterli önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti.
Hadrami açıklamasında, "Husi milislerinin Hudeyde’deki son tırmanışından sonra bu milislerin meşru hükümete ve uluslararası topluma baskı yapmak için Safir tankını caydırıcı bir silah ve siyasi bir şantaj olarak ahlaksızca ve ağır sonuçlarına kayıtsız kalarak kullandıkları anlaşıldı” diye konuştu.
Yemen askeri kaynakları, salı akşamı milislerin Hudeyde’ye bağlı 7 Temmuz bölgesinde bulunan İhvan Sabit Ticari ve Sanayi Kompleksi’ni üç top mermisiyle yeniden bombaladıklarını ve kompleksin depolarından birinin tamamen yanmasına yol açtığını bildirdi.
Kaynaklar, fabrikanın hammaddelerinin depolandığı depoda çıkan yangını  komplekse ait itfaiye ekibinin söndürmekte zorlandığını ve yangının ardından fabrikadaki üretimin durdurulduğunu belirtti.
Yemen’deki Ortak Kuvvetler’e bağlı askeri kaynaklar, ortak güçlerin Çarşamba sabahı Hudeyde’ye bağlı Dureyhimi bölgesinin doğusunda Husi milislerinin başlattığı saldırıda, Husi gruplarıyla saatlerce süren ve silah ve füzelerin kullanıldığı şiddetli çatışmaların ardından Husi saldırılarını kırmayı başardıklarını bildirdi.
Kaynaklar, üst üste altıncı gün devam eden Husi saldırıları nedeniyle ortak güçlerin kayıplarına değinmedi. Ancak ortak güçlerin darbe milislerinin zayiat verdiğini, geri kalanın kaçtığını doğruladı.
Askeri kaynaklar, Hudeyde'nin güneyindeki el-Hays ilçesi saha komutanı Şeyhuddin Ebu en-Nur'un ve beraberindeki 5 kişinin ortak güçler tarafından öldürüldüğünü bildirdi.
Aynı kaynaklar, Husi liderinin Beni Megari köyünün kuzeyindeki vadiye yönelerek Amalika Tugayları kuvvetlerinin mevzilerine sızmaya çalışan silahlı gruplara liderlik ettiğini belirtti.  Ardından Amalika Tugayları güçlerinin onu ve beraberindekileri bir topçu saldırısı ile hedef aldığı kaydedildi.
Kaynaklara göre Husi saha komutanı Ebu en-Nur’un, selefi Husi lideri Ebu Hüseyin el-Kibsi’nin Hudeyde’nin güneydoğusundaki Hays cephesindeki saldırılarda aynı yerde öldürülmesinin ardından kuzey Hays cephesinin başına geçmesinin üzerinden sadece üç gün geçmişti.
Husilerin batı kıyısı cephelerinde tırmanışının ardından Ortak Kuvvetler Çarşamba günü batı kıyısındaki Muha şehrinin kuzeyindeki bir Husi seyir uçağını düşürdüklerini bildirdi.
Amalika Tugayları güçlerine bağlı Medya Merkezi’nden bir askeri kaynağın aktardığına göre, "Askeri polis birimleri, Muha'nın kuzeyindeki Yahtul şehri semalarında bir Husi insansız hava aracını tespit etti ve grubun Hudeyde'de başarısız olması üzerine hızlıca müdahale edip onu düşürdü.”
Öte yandan ortak güçler, Husilerin  işlediği suçlar ve BM ateşkesini ihlal ederek tehlikeli tırmanışının bir parçası olarak, Hudeyde'nin el-Manzar Mahallesi'ndeki bir sağlık merkezini havan mermisiyle bombalayarak maddi kayıplara neden olmakla suçladı.
Yerel askeri medya kaynakları, "Husi milislerinin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Yardım Kuruluşu tarafından kısa süre önce yeniden inşa edilerek restore edilen sağlık merkezini iki havan mermisiyle bombaladığını" aktardı.
Husi grubu ile Batı kıyısındaki Yemen ortak güçleri arasındaki çatışmanın artmasıyla birlikte, Birleşmiş Milletler Hudeyde Anlaşmasını Destekleme Misyonu (UNMHA) yaptığı açıklamada derin endişe duyulduğunu ifade etti. Açıklamada, Hudeyde'deki tüm taraflara can kaybına, yıkıma ve daha fazla insani drama neden olan çatışmaları durdurma çağrısı yapıldı.
BM misyonu, "Halkı ve insani yardım dağıtımını tehlikeye atmamak için son iki yılda kurulan ortak mekanizmalara acil geri dönüş ve ateşkes" çağrısında bulundu.



ABD, Suriye'de merkeziliğe verdiği destekten geri adım attı

Fotoğraf: ABD Özel Temsilcisi, Şam'da Suriye Devlet Başkanı ile el sıkışıyor (Sosyal medya)
Fotoğraf: ABD Özel Temsilcisi, Şam'da Suriye Devlet Başkanı ile el sıkışıyor (Sosyal medya)
TT

ABD, Suriye'de merkeziliğe verdiği destekten geri adım attı

Fotoğraf: ABD Özel Temsilcisi, Şam'da Suriye Devlet Başkanı ile el sıkışıyor (Sosyal medya)
Fotoğraf: ABD Özel Temsilcisi, Şam'da Suriye Devlet Başkanı ile el sıkışıyor (Sosyal medya)

Baha el-Avam

Washington Post, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın, Şam hükümetinin, Ahmed eş-Şara'nın cumhurbaşkanlığına gelmesinin ardından Washington'ın desteklediği “merkezilik” yerine ülke için yeni bir yönetim sistemi düşünmesi gerekebileceğini söylediğini belirtti.

Amerikan gazetesine göre Barrack'ın açıklamaları, Süveyda olaylarının ve Suriye güvenlik güçleriyle bağlantılı olduğu bildirilen kişiler tarafından işlenen suçların ardından geldi. Şam ise bir soruşturma yürütüyor ve bu kişilerin kendilerini gizlemek için resmi üniforma giydiklerine veya bireysel olarak hareket ettiklerine inanıyor.

Küçük güney şehrinde yaşananların gerçekliğinden bağımsız olarak, Süveyda'daki olaylar ve kıyı kentlerinde işlenen suçlar, ABD'yi Suriye'nin her düzeyde yönetimini üstlenecek Şam'daki merkezi bir hükümeti destekleme fikrinden geri adım atmaya yöneltti.

Barrack, merkezi sisteme net ve belirgin bir alternatif önermedi. Bunun yerine “Bu bir federasyon değil, herkesin radikallerin tehdidi olmadan onurunu, kültürünü ve dilini korumasına olanak tanıyan, ona yakın bir sistem. Herkes Suriye'yi yönetmek için daha rasyonel bir yol bulmak istiyor” ifadelerini kullandı.

Suriye hükümeti yakın zamanda, bölgeler ve kurumları üzerindeki kontrolünü korurken, şehirlerdeki yerel yönetimlere sınırlı yetkiler verecek, dolayısıyla devletin yapısına, bakanlıkların ve yasaların yetkisine herhangi müdahaleyi önleyecek bir seçenek olarak idari ademi merkeziyetçilikten bahsetti.

Demokratik Suriye Konseyi Eş Başkanlığı Danışmanı Riyad Darar'a göre sorun, Şam'ın mevcut aşamada ülkeyi yönetmenin en uygun yolunu müzakere etmek istememesi. Federalizmi reddediyor, siyasi ademi merkeziyetçilikten korkuyor ve diğer alternatifleri tartışmak istemiyor.

Siyasi ademi merkeziyetçilik, idari çerçevenin ötesine geçerek, şehirlere kendi kaderini tayin etme ve yerel siyasi, ekonomik ve güvenlik işlerini yönetme konusunda daha geniş yetkiler veriyor. Bu, Şam'ın artık dış ilişkilerde ve çeşitli egemenlik meselelerinde otorite olmaktan çıkması anlamına geliyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre Darar verdiği röportajda, ülkenin onlarca yıldır benimsediği “merkeziliğin” sorunları, bu sorunları tespit edip çözümler bulmak, daha iyi bir geleceğe doğru bunları yeni devletin yönetiminde uygulamanın en iyi yoluna ulaşmak üzerine bir diyalog başlatmayı önerdi.

Danışman, il yönetimlerinin rolünün yerel bakanlıklar haline gelecek şekilde güçlendirilmesinin uygun olabileceğine dikkat çekti. Bunun formülü ve sınırları, devletin çatısı altında Şam'da düzenlenecek ve çeşitli bölgelerden bakanlar ve temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilecek ulusal bir diyalog yoluyla kararlaştırılabilir.

Darar'a göre Suriye hükümeti bu konuda kabul ettiklerini, ki bu bugüne kadar tam olarak net değil, Amerikan baskısıyla kabul etti. Ancak bu baskı istenilen seviyeye ulaşmıyor ve Şam bu konuda kasıtlı olarak oyalanıyor ve bunun için her türlü bahaneyi kullanıyor.

Bu bağlamda Danışman, devletin anayasal ilkelerini görüşmek üzere 25 Ağustos'ta (bugün) yapılması planlanan Rakka konferansının, SDG ile Şam arasında 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanması için yapılan müzakerelerin başarılı olması amacıyla ABD'nin talebi üzerine ertelendiğini vurguladı.

Süveyda son zamanlarda kendi kaderini tayin hakkı talep eden gösterilere sahne oldu (Getty)Süveyda son zamanlarda kendi kaderini tayin hakkı talep eden gösterilere sahne oldu (Getty)

ABD'nin tutumunda bir dönüm noktası olan Süveyda'da Avukat Eymen Şihabeddin, kendi deyimiyle temmuz ayında şehrin maruz kaldığı “soykırım”ın ardından adem-i merkeziyetçiliğin de artık geçmişte kaldığını söylüyor.

Şihabeddin verdiği röportajda, şehirdeki dini mercilerin yanı sıra, siyasi ve sivil toplum gruplarının da “soykırım” öncesinde ademi merkeziyetçilik talep ettiğini belirtti. Ancak bugün bu, Süveyda halkı için genel olarak ne popüler bir talep ne de kabul edilebilir bir çözüm.

Şihabeddin'e göre kendisi ve şehirden 14 avukat, BM'ye Süveyda için kendi kaderini tayin etme hakkı talebinde bulundu. Bu, “şehir halkının yaşadıkları saldırı, katliam ve yakma olaylarının yanı sıra kendilerine yönelik medya ve siyasi kampanyaların ardından tek alternatif olarak gördüğü, etrafında kenetlendiği taleptir” ifadelerini kullandı.

Suriye Gözlemevi'ne göre 13 Temmuz'dan bu yana Süveyda olaylarında hayatını kaybedenlerin sayısı bin 709 kişiye ulaştı. Bunların çoğu Dürzi ve aralarında çok sayıda kadın, çocuk ve Bedevi aşiretlerinin evlatları var. İldeki çatışmalarda hayatını kaybedenler arasında iki gazeteci de bulunuyor.

Süveyda'dan önce, mart ayında Suriye’nin kıyı şehirlerinde de benzer suçlar işlendi. BM’ye bağlı soruşturma komitesi, ağustos ortasında olayla ilgili bir rapor yayınlayarak, burada işlenen eylemlerin savaş suçu teşkil edebileceğini belirtti.

Reuters'ın yaptığı bir araştırma, intikam cinayetlerine, güvenlik kaosuna ve Beşşar Esed yönetimiyle uzun süredir bağlantılı bir dini azınlığı hedef alan yağmalara sahne olan kıyı olayları sırasında, 40 farklı noktada Alevi mezhebinden bin 479 Suriyelinin öldürüldüğünü ve onlarcası kayboldu.

Bölgede işlenen suçların ardından, Suriye ve Diaspora Alevileri Yüksek İslam Konseyi Başkanı Gazal Gazal, uluslararası topluma “Suriye’nin kıyı bölgelerinde uluslararası koruma sağlama veya özyönetim ya da federalizmi uygulamaya dayalı radikal siyasi çözümleri” destekleme çağrısı yaptı.

Gazal, “Konseyin Alevilerin kendi kaderlerini tayin etme ve mahremiyetlerine saygı hakkını teyit ederken, Alevilerin haklarını korumaya, dışlanma ve ötekileştirilmeden korunmaya yönelik barışçıl ve demokratik çözümlere olan bağlılıklarını vurguladı. Bu talepler onlar için meşru ve adil seçeneklerdir” dedi.

Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.


Saddam Hafter görevine Türk heyetiyle görüşerek başladı

Hafter dün Bingazi'de bir Türk askeri heyetini kabul etti (Libya Ulusal Ordusu)
Hafter dün Bingazi'de bir Türk askeri heyetini kabul etti (Libya Ulusal Ordusu)
TT

Saddam Hafter görevine Türk heyetiyle görüşerek başladı

Hafter dün Bingazi'de bir Türk askeri heyetini kabul etti (Libya Ulusal Ordusu)
Hafter dün Bingazi'de bir Türk askeri heyetini kabul etti (Libya Ulusal Ordusu)

Saddam Hafter, babası Mareşal Halife Hafter'ın yerine Libya'nın doğusunda konuşlanmış “Ulusal Ordu”nun komutanı olarak yemin ettikten sonra ilk görevine başladı. Hafter, Bingazi limanında Türk askeri heyetiyle bir araya geldi ve iki taraf arasında deniz ve askeri iş birliğinin güçlendirileceği teyit edildi.

Saddam Hafter, Türk Deniz Kuvvetleri'nin Libya limanlarına yaptığı ziyaret kapsamında dün Türk savaş gemisi "Kınalıada"da Türk heyetini kabul etti.

Genel Komuta Ofisi yaptığı açıklamada, Başkomutan Yardımcısı'nın Türk heyeti ile askeri ve donanma iş birliğini geliştirme ve teknik uzmanlık alışverişinde bulunma konularını görüştüğünü belirtti. Şarku'l Avsat'ın açıklamadan aktardığına göre Ofis ziyaretin, "Libya ve Türk deniz kuvvetleri arasındaki tarihi ilişkilerin derinliğini ve bunları bölgesel güvenlik ve istikrara hizmet edecek şekilde geliştirme konusundaki ortak kararlılığı" vurguladığını belirtti.


Yoğun bombardıman Gazze şehrini vurdu... Kıtlık giderek kötüleşiyor

İsrail'in dün Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (AP)
İsrail'in dün Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (AP)
TT

Yoğun bombardıman Gazze şehrini vurdu... Kıtlık giderek kötüleşiyor

İsrail'in dün Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (AP)
İsrail'in dün Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseldi (AP)

İsrail, Gazze'nin doğu ve kuzey bölgelerine yönelik bombardımanını yoğunlaştırarak bölge sakinlerini yerinden etmek ve işgal için saldırılarını sürdürürken, Birleşmiş Milletler'in Gazze'nin bazı bölgelerinde resmi olarak ilan ettiği kıtlık daha da şiddetlendi. Dün, aralarında bir çocuğun da bulunduğu 8 kişi hayatını kaybetti. Böylece, savaşın başlangıcından bu yana açlıktan ölenlerin sayısı, 115’i çocuk olmak üzere 289 kişiye yükseldi.

Şarku’l Avsat’ın förüştüğü Gazze Şeridi sakinleri, İsrail hava saldırılarının Gazze Şehri'ndeki birçok bölgeyi hedef aldığını, görgü tanıklarının cumartesi gecesi ve pazar sabahının erken saatlerine kadar aralıksız patlama sesleri duyduklarını bildirdi.

Öte yandan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışişleri bakanları, İsrail'in Filistin halkına yönelik devam eden saldırganlığını görüşmek üzere bugün Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde olağanüstü bir toplantı gerçekleştiriyor.

Bu arada Avrupa Birliği dün ABD'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde görevli dört kişiye yaptırım uygulama kararını üzüntüyle karşıladığını belirterek, kararın mahkemenin çalışmalarını etkileyebileceğini vurguladı.