Bilim insanları yarısı erkek yarısı dişi bir kuş buldu

Araştırma ekibi gövdesinin yarısından itibaren farklı renklerde tüyleri olan kuşun fotoğraflarını paylaştı (Annie Lindsay)
Araştırma ekibi gövdesinin yarısından itibaren farklı renklerde tüyleri olan kuşun fotoğraflarını paylaştı (Annie Lindsay)
TT

Bilim insanları yarısı erkek yarısı dişi bir kuş buldu

Araştırma ekibi gövdesinin yarısından itibaren farklı renklerde tüyleri olan kuşun fotoğraflarını paylaştı (Annie Lindsay)
Araştırma ekibi gövdesinin yarısından itibaren farklı renklerde tüyleri olan kuşun fotoğraflarını paylaştı (Annie Lindsay)

ABD'nin Pensilvanya eyaletinde araştırma yürüten bilim adamları hem erkek hem de dişi tüyleri bulunan ender bir kuş keşfetmenin heyecanını yaşıyor.
Araştırmacılar gövdesinin bir yanında sarı, diğer yarısında pembe renkte tüyler olan ötücü kuşun eşine çok nadir rastlandığını vurguladı.
Science Alert'in haberine göre araştırma ekibi, bu al göğüslükocabaş kuşunun muhtemelen genetik bir anomali nedeniyle çift cinsiyetli olduğunu ifade etti.
Bu kuşun bir tarafının genetik olarak dişi görünürken, diğer tarafın genetik olarak bir erkeğin tüm özelliklerini gösterdiği belirtilirken, kanatlarının ve kuyruğunun arkasında da cinsiyete dair önemli farklılıklar görüldüğü, sol tarafın daha kahverengi, sağ tarafınsa daha siyah olduğu aktarıldı.
Programın başında yer alan Annie Lindsay, bunun hayatta bir kez yaşanacak türden bir deneyim olduğunu ifade ederek "Tüm ekip, böylesine ender görülen bir duruma yakından şahit oldukları için çok heyecanlı" dedi.
 
Independent Türkçe, Science Alert



Elon Musk uyumak için medeniyetin çöküşünü dinliyormuş

Elon Musk geceleri medeniyetin çöküşüyle ilgili podcast'ler dinlediğini itiraf etti (Reuters)
Elon Musk geceleri medeniyetin çöküşüyle ilgili podcast'ler dinlediğini itiraf etti (Reuters)
TT

Elon Musk uyumak için medeniyetin çöküşünü dinliyormuş

Elon Musk geceleri medeniyetin çöküşüyle ilgili podcast'ler dinlediğini itiraf etti (Reuters)
Elon Musk geceleri medeniyetin çöküşüyle ilgili podcast'ler dinlediğini itiraf etti (Reuters)

Elon Musk, en büyük endişelerinden biri olmasına rağmen geceleri uyumak için medeniyetin çöküşüyle ilgili podcast'ler dinlediğini itiraf etti.

Tesla'nın milyarder patronu pazartesi Los Angeles'ta düzenlenen Milken Küresel Konferansı'nda "Uykuya dalmak için medeniyetlerin çöküşüyle ilgili podcast'ler dinliyorum" dedi.

Musk'a geceleri kendisini neyin uyutmadığı sorulduğunda, "Medeniyete risk oluşturan her şey" yanıtını verdi; buna düşen doğum oranları ve "Amerika ya da başka bir yerde demokrasinin temellerini sarsan her şey" ve "bizi liyakate dayalı bir sistemden uzaklaştıran her şey" de dahil.

Güney Afrika doğumlu girişimci, yapay zeka, azalan doğum oranları ya da "tek dünya hükümetinin" medeniyetin çöküşüne yol açabileceği teorisini uzun zamandır dile getirdiğini söyledi.

Bunun dijital zekanın biyolojik beyinlerin yerini almasıyla gerçekleşebileceğini söyleyen teknoloji devi, medeniyetin ayakta kalabilmesi için insanların önemsiz hale gelmemek adına makinelerle birleşmek zorunda kalacağını da sözlerine ekledi.

2017'de Dubai'de düzenlenen bir zirvede Musk, "Zaman içinde biyolojik zekayla dijital zekanın daha derinden birleştiğini göreceğimizi düşünüyorum" demişti.

Bu daha çok bant genişliğiyle, beyninizle dijital versiyonunuz arasındaki bağlantının hızıyla, özellikle de çıktılarla ilgili.

Bilgisayarların "saniyede 1 trilyon bit"le, insanlarınsa bir mobil cihazda yazarken saniyede sadece yaklaşık 10 bitle iletişim kurabildiğini sözlerine eklemişti.

Musk teorisini hayata geçirmeye başladı bile. Neuralink şirketinin ilk kez bir insan beynine implant yerleştirdiğini ocak ayında duyurmuştu.

Neuralink'e göre cihaz, "kişinin sinirsel aktivitesini yorumlamak için tasarlandı, böylece kablo veya fiziksel hareket gerekmezsizin sadece hareket etmeye niyetlenerek bilgisayar veya akıllı telefonu kullanmak mümkün".

Neuralink, "insan kapasitesinin sınırlarını yeniden tanımlamayı" hedeflediğini belirtiyor ve katılımcı adaylarına "sadece sizin için değil, sayısız başkaları için de etkileşim ve bağımsızlığın geleceğini önemli ölçüde şekillendirebileceklerini" söylüyor.

Ocak ayında Musk, beynimiz ve sinir sistemimiz arasındaki hücresel aktiviteye atıfta bulunarak "İlk sonuçlar nöronlarda umut verici ve hızlı bir artış tespit edildiğini gösteriyor" demişti.

Öte yandan Musk, "dünyadaki en zeki insandan daha zeki" olan "derin yapay zeka" korkusundan da bahsetmiş ve bunu "tehlikeli" bir durum diye nitelemişti.

2017'de "Beyne giden bazı yüksek bant genişlikli arayüzler, insan ve makine zekası arasında bir simbiyoz elde etmeyi sağlayacak ve belki de kontrol sorununu ve kullanışlılık sorununu çözecek bir şey olacak" demişti.

xAI girişiminin sahibi Musk, pazartesi günü 2017'deki yorumlarını yineleyerek, yapay zekayı "insanlığa fayda sağlayacak şekilde" geliştirmemizin "çok önemli" olduğunu savundu.

"Yapay zekaya yalan söylemek öğretilmemeli, doğru olmayan şeyler söylemesi öğretilmemeli. Bu şeyler siyaseten yanlış olsa bile, yine de doğru olduğuna inandığı şeyleri söylemeli" dedi.

Independent Türkçe


Amerikan devi, Tesla'dan kovulanların peşine düştü

Tesla'daki işten çıkarmaların ardından, General Motors stajyer programları için Tesla tarafından teklifleri geri çekilen kişileri kapmaya çalışıyor (AFP)
Tesla'daki işten çıkarmaların ardından, General Motors stajyer programları için Tesla tarafından teklifleri geri çekilen kişileri kapmaya çalışıyor (AFP)
TT

Amerikan devi, Tesla'dan kovulanların peşine düştü

Tesla'daki işten çıkarmaların ardından, General Motors stajyer programları için Tesla tarafından teklifleri geri çekilen kişileri kapmaya çalışıyor (AFP)
Tesla'daki işten çıkarmaların ardından, General Motors stajyer programları için Tesla tarafından teklifleri geri çekilen kişileri kapmaya çalışıyor (AFP)

Tesla'nın geçen ay içinde üst düzey birçok çalışanını işten çıkarmasının ardından General Motors (GM) bu durumdan faydalanmak istiyor.

Tesla'nın patronu Elon Musk, nisanda elektrikli araç devinin 140 bin kişilik küresel işgücünün yüzde 10'unu işten çıkaracağını duyurmuştu.

Tesla ayrıca yaz stajlarını iptal etti. GM de halihazırda bu iptalden yararlanmaya çalışıyor. 

General Motors'un yetenek kazanımı stratejisti Laura del Amo, şirketin, Tesla'nın yaklaşan yaz stajı grubuna dahil olacakken pozisyonları iptal edilen yazılım öğrencilerini işe almakla ilgilendiğini LinkedIn'de yazdı.

Del Amo, "Otomotiv topluluğumuzun gücüne inanıyoruz ve farklı yetenekleri ekibimize dahil etmeye hevesliyiz" diye yazdı.

 Eğer şu an yeni bir staj fırsatı arıyorsanız, gelin iletişime geçelim.

Geçen hafta birkaç öğrenci, Tesla'daki stajlarının başlamasına sadece haftalar kala şirketin teklifleri geri çektiğini duyurdu.

Tesla'nın CEO'su Elon Musk son zamanlarda bir dizi işten çıkarma kararı aldı ve sonuncusu da bu hafta gerçekleşti. Bu son işten çıkarma şirketin yazılım, servis ve mühendislik departmanlarını etkiledi.

Elektrikli araçların şarj istasyonu ağından sorumlu ekip de dahil şirketin diğer birimlerinde de işten çıkarmalar yaşandı. Şarj istasyonu ağından sorumlu ekipten en az 500 kişinin işini kaybettiği düşünülüyor.

Geçen ay Musk, Tesla'nın elektrikli araç şarj istasyonu ağı başkanı Rebecca Tinucci ve yeni araçlar programı başkanı Daniel Ho'nun şirketten ayrıldığını duyurmuştu.

İşten çıkarmaları açıklayan Musk, geçen ay çalışanlara gönderdiği bir notta her 5 yılda bir gerçekleştiğini belirttiği bir hamleyle şirketin "yeniden organize olma zamanının geldiğini" söylemişti. Şirketin işgücünün yüzde 10'unu çıkarmayı planladığını açıklamıştı. 

The Independent'a konuşan yeni işe başlayan Tesla çalışanları, işten çıkarmaların düzensiz bir şekilde gerçekleştiğini, defalarca kınama alan bazı kişilerin otomotiv şirketinde kalmaya devam ettiğini, sicili temiz çalışanlarınsa işlerini kaybettiğini belirtti. 

İşe alım duyurusuyla ilgili açıklama yapan General Motors sözcüsü, "Özellikle mühendislik, yazılım geliştirme ve elektrifikasyon gibi alanlarda her zaman yeni yetenekler arıyoruz ve popüler stajyer programlarımıza başvuranları memnuniyetle karşılıyoruz. GM bir kariyere başlamak için harika bir yer" dedi.

GM'in geçmişte eski Tesla çalışanlarını işe almışlığı var. Şubatta Detroit merkezli şirket, Tesla'nın eski yöneticisi Kurt Kelty'yi batarya teknolojisinden sorumlu başkan yardımcısı olarak işe almıştı.

Bir ay sonra da Tesla'nın Austin Gigafactory'sinin eski başkan yardımcısı J.P. Clausen'ı işe almıştı. 

Independent Türkçe


Elon Musk: Starship, Gize Piramitleri'nden de büyük olacak

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Elon Musk: Starship, Gize Piramitleri'nden de büyük olacak

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Elon Musk, SpaceX'in yeni nesil Starship roketlerinin Büyük Gize Piramitleri'nden daha uzun olacağını söyledi.

SpaceX'in patronu halihazırda bu ay gerçekleşecek sıradaki Starship test uçuşuna hazırlanıyor. Aynı zamanda da bir gün insanları Mars'a taşıyacağını umduğu aracın gelecekteki versiyonlarını şimdiden planlıyor. 

SpaceX martta ilk kez mürettebatsız bir Starship roketini yörüngeye göndermiş ancak araç Dünya atmosferine yeniden girerken parçalanmıştı. 

120 metre uzunluğundaki Starship, 7,5 milyon kilogram itiş gücü üretme kapasitesiyle şimdiye kadar yapılmış en büyük ve en güçlü roket. İtiş gücü, NASA'ya ait dünyanın en güçlü ikinci roketi Uzay Fırlatma Sistemi'nin (SLS) yaklaşık iki katı.

Görsel kaldırıldı.

Pazar günü X'te (eski adıyla Twitter) yayımlanan bir gönderiye yanıt veren Musk, Starship'in "zaman içinde muhtemelen ~140 metreye (şu anda ~120 metre) yaklaşacağını" yazdı.

Karşılaştırma yapmak gerekirse, Mısır'ın en büyük piramidi Büyük Gize Piramidi 137 metre yüksekliğinde. Bu ölçü aynı zamanda kısa süre önce kırılan dünyanın en uzun bageti rekoruyla da aynı.

SpaceX, Artemis programı kapsamında Starship'le Ay'a mürettebat ve kargo taşınması için Amerikan uzay ajansı NASA'yla milyarlarca dolarlık anlaşmalar yaptı ancak Musk'ın bu roket için daha da büyük hedefleri var.

Teknoloji milyarderi, 2050'den önce gerçekleştirmeyi umduğu Mars'ta kalıcı bir insan kolonisi kurma arzusundan sık sık bahsediyor. 

Bunu başarmak için Musk, her biri fırlatıldıktan sonra hızla yeniden kullanılabilecek yüzlerce Starship roketinden oluşan bir filo inşa etmeyi planlıyor.

Görsel kaldırıldı.

SpaceX'e göre Starship mevcut boyutuyla yaklaşık 150 tonluk bir yük taşıyabiliyor ayrıca iç hacmi de yaklaşık 100 yolcu için yeterli alan sağlıyor.

Musk, ekstra yüksekliğin Super Heavy güçlendiricisine mi yoksa ikinci kademe aracına mı ekleneceğiyle ilgili ayrıntı vermedi ancak 20 metrelik ekstra yükseklik muhtemelen ek yük kapasitesi ve daha uzak mesafelere gidebilme yeteneği sağlayacaktır.

Görsel kaldırıldı.
Fırlatılmaya hazır hale gelmiş bir Starship, şimdiye kadar yapılmış en büyük roket sistemidir. Bu görsel, SpaceX'in ABD'nin Teksas eyaletindeki Boca Chica'daki Starbase tesisinde 10 Mart 2024'te çekilmişti (Ekran Görüntüsü/WAI/X)

Musk, Starship için geriye kalan en önemli engelin roketi kaplayan ısı kalkanları olduğunu açıkladı. Son yörünge uçuş testi sırasında yerleşik kameralar, Dünya atmosferine yeniden giriş sırasında ısı kalkanlarının araçtan düştüğünü göstermişti. 

Pazar günü X'te "Süper güvenilir, hafif, yeniden kullanılabilir bir ısı kalkanı Starship için geriye kalan en büyük teknik zorluktur" diye yazdı.

Isıya dayanıklı olması gerekiyor.

Independent Türkçe


"Düşmanımın düşmanı dostumdur" sözünü fizikçiler doğruladı

İnsanların sosyal çevrelerinde uyum arayışı içinde olduğu yıllardır doğrulanmaya çalışılıyordu (Unsplash)
İnsanların sosyal çevrelerinde uyum arayışı içinde olduğu yıllardır doğrulanmaya çalışılıyordu (Unsplash)
TT

"Düşmanımın düşmanı dostumdur" sözünü fizikçiler doğruladı

İnsanların sosyal çevrelerinde uyum arayışı içinde olduğu yıllardır doğrulanmaya çalışılıyordu (Unsplash)
İnsanların sosyal çevrelerinde uyum arayışı içinde olduğu yıllardır doğrulanmaya çalışılıyordu (Unsplash)

Bilim insanları "Düşmanımın düşmanı dostumdur" sözünün doğru olduğunu istatistik fizik kullanarak ortaya koydu. Yeni çalışmanın sosyal ilişkileri anlamanın ötesinde etkiler yaratması bekleniyor.

Avusturyalı psikolog Fritz Heider'ın 1940'larda ortaya attığı sosyal denge teorisine göre insanlar toplumsal ilişkilerinde uyum arayışı içinde. Bu sebeple bilişsel düzeyde tutarlılık aranırken, dengeli ilişkiler 4 kuraldan geçiyor: Düşmanın düşmanı dosttur, dostun dostu dosttur, düşmanın dostu düşmandır ve dostun düşmanı düşmandır.

Pek çok kişi ağ bilimi ve matematiği kullanarak yıllardır bu teoriyi doğrulamaya çalışmasına karşın toplumsal ilişkilerin karmaşıklığı ve çalışmalarda kurulan ağların basitliği nedeniyle bugüne kadar yapılan araştırmalarda tutarsız sonuçlar elde ediliyordu. 

Northwestern Üniversitesi'ndeki araştırma ekibiyse Heider'ın teorisinin iki temel öğesini bir araya getirerek bu engeli aştı: Gerçek hayatta herkes birbirini tanımıyor ve bazı insanlar diğerlerine göre daha pozitif olduğundan daha az olumsuz etkileşime giriyor.

Araştırmacılar hem pozitif hem negatif ilişkileri hesaba katan ağları içeren, daha önceden oluşturulmuş 4 kapsamlı veri setinden yararlandı: sosyal haber sitesi Slashdot'taki kullanıcıların puanladığı yorumlar, ABD Kongresi üyelerinin meclis kürsüsünden girdiği etkileşimler, Bitcoin yatırımcıları arasındaki etkileşimler ve tüketicilerin yorumlarını içeren internet sitesi Epinions'taki ürün incelemeleri.

Bilim insanları kurdukları ağdaki kişiler arasındaki pozitif ve negatif ilişkileri tamamen rasgele bir şekilde dağıtmadı. Rasgelelik için herkesin birbiriyle karşılaşma ihtimalinin eşit olması gerektiğini belirten araştırmacılar, gerçek hayattaki sosyal ağlarda bazı kişilerin diğerlerini tanımadığının altını çiziyor. Örneğin bir kişi, bir arkadaşının başka bir dostuyla hiç tanışmadan ondan haberdar olabilir. 

Bunun yerine fizikçiler, kişilerin birbiriyle tanışma ihtimaline dayanarak ağdaki ilişkilere pozitif veya negatif değerler tahsis edecek istatistiksel bir model geliştirdi. Bazı kişilerin daha dost canlısı olduğu sınırlamasını da modele dahil eden bilim insanları, değerlerin bu iki sınırlama içinde rasgele dağıtılmasını sağladı. 

Science Advances adlı bilimsel dergide dün yayımlanan araştırma kapsamında oluşturulan bu model, geniş çaplı toplumsal ağların Heider'ın sosyal denge teorisiyle tutarlı bir şekilde uyumlu olduğunu gösterdi. Northwestern Üniversitesi Fizik ve Astronomi bölümünde öğretim üyesi olan István Kovács, yazarları arasında yer aldığı çalışma hakkında şöyle diyor: 

Onlarca yıl boyunca yanlış yapmaya devam ettik. Bunun nedeni gerçek hayatın karmaşık olmasıydı. Kimin kimi tanıdığı ve bazı insanların diğerlerinden daha dost canlısı olduğu gibi iki kısıtlamayı aynı anda hesaba katmamız gerektiğini fark ettik.

Araştırmacılar elde ettikleri sonuçların çeşitli alanlarda kullanılabileceğini umuyor. Toplumsal kutuplaşmayı azaltma yolundaki çabalara katkı sunmanın yanı sıra bulguların insan ilişkileri dışındaki alanlarda da fayda sağlayabileceği düşünülüyor. Kovács "Beyindeki nöronlar arasındaki uyarıcı ve engelleyici bağlantılara veya bir hastalığın tedavisinde kullanılan farklı ilaç kombinasyonları arasındaki etkileşimlere bakabiliriz" ifadesini kullanıp ekliyor: 

Sosyal ağ çalışması keşif için ideal bir oyun alanıydı fakat asıl ilgi alanımız arkadaşlar arasındaki etkileşimleri araştırmanın ötesine geçip diğer karmaşık ağları incelemek.

Independent Türkçe, Science Daily, Interesting Engineering, Science Advances


İnsanların sincaplarla artık niye aynı çatı altında yaşamadığı ortaya çıktı

Ortaçağ'da İngilizlerin evcil hayvan olarak beslediği sincaplar, cüzzamı yaymış olabilir (Bodleian Kütüphanesi/Oxford Üniversitesi)
Ortaçağ'da İngilizlerin evcil hayvan olarak beslediği sincaplar, cüzzamı yaymış olabilir (Bodleian Kütüphanesi/Oxford Üniversitesi)
TT

İnsanların sincaplarla artık niye aynı çatı altında yaşamadığı ortaya çıktı

Ortaçağ'da İngilizlerin evcil hayvan olarak beslediği sincaplar, cüzzamı yaymış olabilir (Bodleian Kütüphanesi/Oxford Üniversitesi)
Ortaçağ'da İngilizlerin evcil hayvan olarak beslediği sincaplar, cüzzamı yaymış olabilir (Bodleian Kütüphanesi/Oxford Üniversitesi)

Eskiden evlerde yaşayacak kadar insanlara yakın olan sincaplarla araya konan mesafenin nedeni anlaşıldı. Yeni bir araştırmada Ortaçağ İngiltere'sinde kızıl sincaplarla insanların birbirlerine cüzzam bulaştırıp yaydığı bulundu. Araştırmacılar hastalığın bulaşmasında kürk ticaretinin rol oynadığını düşünüyor. 

Daha önce yapılan araştırmalarda Ortaçağ'da İngiltere, Danimarka ve İsveç'teki insanlarda cüzzama yol açan bakteri varyantının bugün Birleşik Krallık'taki sincaplarda görülene yakın olduğu tespit edilmişti. Bu bulgu hastalığın İngiltere'de kürk ticaretiyle yayıldığı teorisine yol açsa da bunu destekleyecek daha güçlü bir kanıt bulunamamıştı.

Current Biology adlı hakemli dergide dün yayımlanan araştırmada 600 ila 900 yıl önce İngiltere'de yaşayan insanlarla kızıl sincapların, cüzzama neden olan Mycobacterium leprae bakterisinin çok yakın bir varyantını taşıdığı ortaya kondu. Leicester Üniversitesi'nden Dr. Sarah Inskip, ortak yazarı olduğu araştırma hakkında "Arkeolojik kayıtlarda ilk kez cüzzam hastalığının bir hayvanda görüldüğünü tespit ettik ve bu gerçekten heyecan verici" diyor.

Uluslararası araştırma ekibi, bulaşıcı hastalığın geçmişini aydınlatmak adına 11 ila 15. yüzyıllarda bir cüzzam hastanesine ev sahipliği yapan ve sincap kürkü ticaretiyle bilinen Winchester'daki kalıntıları inceledi. Bilim insanları 600 ila 900 yıl öncesine ait 25 insan ve 900 ila bin yıl öncesinden 12 sincap kemiğini analiz etti.

DNA analizleri kemiklerde çok yakın varyantların bulunduğunu gösterirken araştırmacılar bu bulgunun, cüzzamın iki tür arasında bulaştığına işaret ettiğini söylüyor. Öte yandan hastalığı hangi türün diğerine bulaştırdığı belirsizliğini koruyor. Inskip bulguları şöyle açıklıyor: 

"Winchester'daki arkeolojik kazılarda sincap ve insanlarda bulunan varyantlar arasında, Ortaçağ ve günümüzdeki sincaplarda görülen varyantlar arasındakinden daha yakın bir ilişki var."

Makalelerinde, İngiltere'ye sadece 1384'te 377 bin 200 sincap derisinin İskandinavya ve diğer ülkelerden ithal edildiğini kaydeden araştırmacılar, hastalığın bu yolla bulaşmış olabileceğini düşünüyor. 

Öte yandan sincapların bu dönemde evcil hayvan olarak beslenmesi de rol oynamış olabilir. Inskip "Her iki mekanizma da mümkün ve birbirlerini elemiyorlar" diye belirtiyor.

Araştırmacılar yeni bulguların cüzzamın ortadan kaldırılmasına katkı sağlayacağını umuyor. Çalışmanın ortak yazarı Verena Schünemann şöyle diyor:

"Eski hayvan ve insan türleri arasında doğrudan bir karşılaştırma yapmak, zaman içindeki muhtemel bulaşma olaylarını yeniden yapılandırarak hastalığın uzun vadeli zoonotik potansiyeli hakkında sonuçlar çıkarmamızı sağlıyor."

Independent Türkçe


Apple, iPhone'daki bir hatanın alarm sesini bozuyor olabileceğini açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Apple, iPhone'daki bir hatanın alarm sesini bozuyor olabileceğini açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Apple, iPhone'un alarmının her zamanki gibi çalmayabileceği anlamına gelen bir hata üzerinde çalıştığını duyurdu.

Bu açıklama, bazı kullanıcıların alarmlarının her zamanki gibi çalmadığı ve bu nedenle onları uyandıramadığı yönündeki haberlerin ardından geldi.

Apple, Today programına yaptığı açıklamada sorunun farkında olduğunu ve hatayı düzeltmek için çalıştığını ifade etti. Sorunun nasıl oluştuğu ya da bu süre zarfında geçiçi olarak çözmenin bir yolu olup olmadığı hakkında herhangi bir bilgi verilmedi.

Ancak bu durumla karşılaşan bir dizi kullanıcı, hatadan etkilense de etkilenmese de alarmı daha güvenilir hale getirecek ipuçları önerdi.

Son günlerde kullanıcılar alarmlarının normal sesi çıkarmadığını ya da hiç ses çıkarmadığını bildirmeye başladı. Sorunun ne kadar yaygın olduğu belli değil ve kesinlikle tüm kullanıcıları etkilemiyor gibi görünüyor. Ancak bu hata, TikTok ve diğer sosyal uygulamalarda bir şikayet yağmuruna yol açtı.

Bazıları, sorunun Ayarlar kısmına girip alarm ve zil sesinin ne kadar yüksek olacağını ayarlamayı içeren "Ses ve Dokunuş" bölümünü seçerek çözülebileceğini bildirdi. Eğer bu ayar sıfır veya çok kısık olarak ayarlanmışsa, alarm duyulmayabiliyor.

Ses seviyesi, telefonun yan tarafındaki düğmelerin kullanılmasıyla yanlışlıkla değiştirilebiliyor. Gelecekte aynı hatanın yaşanmasını önlemek için bu seçenek de aynı ayarlar sayfasından kapatılabiliyor.

Bazı kullanıcılar, sorunların Apple'ın dikkat gerektiren özelliklerinden kaynaklanabileceğini öne sürdü. Bu özellik, iPhone'un yüz taramasını kullanarak cihaza ne zaman bakıldığını anlıyor ve sahibinin gördüğünü algıladığında alarmın sesini kısıyor. 

Ancak bu özellik, örneğin sahibi iPhone'u kendisine dönük halde uyuyorsa alarmın sesinin yanlışlıkla kısılmasına neden olabiliyor. Bu özellik ayarlar kısmından "Face ID ve Parola" seçeneği altından kapatılabiliyor.

Ancak bu işlemin kapatılması, telefonun kilidi açılana kadar bildirimlerin içeriğini gizleme ve siz bakarken cihazın otomatik olarak kararmamasını sağlama gibi diğer yararlı dikkat gerektiren özellikleri iPhone'dan kaldırıyor. Bu nedenle, uzun vadeli bir çözümden ziyade sorunu teşhis etmek için daha faydalı olabilir.
Independent Türkçe


İnsan genlerini düzenleyen yapay zeka aracı geliştirildi

Şirket OpenCRISPR-1 adlı gen düzenleyicinin testlerden başarıyla geçtiğini ifade ediyor (Profluent)
Şirket OpenCRISPR-1 adlı gen düzenleyicinin testlerden başarıyla geçtiğini ifade ediyor (Profluent)
TT

İnsan genlerini düzenleyen yapay zeka aracı geliştirildi

Şirket OpenCRISPR-1 adlı gen düzenleyicinin testlerden başarıyla geçtiğini ifade ediyor (Profluent)
Şirket OpenCRISPR-1 adlı gen düzenleyicinin testlerden başarıyla geçtiğini ifade ediyor (Profluent)

İnsan genlerini düzenleyebilen yapay zeka aracı üretildi. Yeni buluş hastalıkların tedavisinde hem daha hızlı hem de daha kesin sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir.

ABD merkezli Profluent adlı girişimin geliştirdiği araç, doğada bulunmayan moleküller üreterek DNA'yı düzenliyor. Henüz hakem değerlendirmesinden geçmeyen ve bioRxiv'de ön baskı versiyonu yayımlanan araştırmada bu teknolojinin, CRISPR adlı gen düzenleme yöntemine dayandığı açıklanıyor.

Emanuelle Charpentier ve Jennifer Doudna'ya 2020'de Nobel Kimya Ödülü'nü kazandıran CRISPR-Cas9, genetik kodun düzenlenmesine olanak tanıyarak DNA'da hassas değişiklikler yapılmasını sağlıyor. Bakterilerin virüslerle savaşırken kullandığı mekanizmadan alınan ilhamla oluşturulan bu sistemin, tedavi amaçlı kullanılmasına ilk kez geçen yıl izin verilmişti. 

Bu teknikten farklı olarak yeni yapay zeka aracı doğada bulunmayan gen düzenleyicileri üreterek çalışıyor. Kaliforniya San Francisco Üniversitesi Biyomühendislik ve Terapötik Bilimler Bölüm Başkanı James Fraser, yer almadığı araştırma hakkında "Bunlar dünya üzerinde hiç var olmamış mekanizmalar" diyor.

Sistem bunları yaratmayı doğadan öğrense de yeniler.

Profluent'ın teknolojisi, yapay zeka sohbet botu ChatGPT'ye benzer şekilde çalışıyor. ChatGPT'nin kitap ve internetteki diğer metinlerle eğitilmesi gibi yeni yapay zeka aracı da muazzam miktarda biyolojik veriyi analiz ederek yeni gen düzenleyicileri yaratıyor.

Daily Mail'a konuşan Profluent CEO'su Ali Madani, yapay zekanın ürettiği gen düzenleyicilerin insan hücrelerinde test edildiğini ve DNA'da istenmeyen bölgeleri düzenlemeden yüksek düzeyde başarı sağladığını söylüyor.

CRISPR ilişkili (Cas) 5,1 milyon protein içeren bir veritabanıyla eğitilen sistem, OpenCRISPR-1 adı verilen bir gen düzenleyici üretti. Şirket, OpenCRISPR-1'in Cas proteinleri kadar iyi performans gösterdiğini ve hedeflenmeyen bölgeler üzerindeki etkiyi yüzde 95 oranında azalttığını öne sürüyor. 

Şirket başka araştırmacılar da kendi testlerini yürütebilsin diye bu gen düzenleyiciyi açık kaynak olarak yayımladığını duyurdu. Öte yandan bunları üreten yapay zeka teknolojisi kullanıma açılmadı.

CRISPR yöntemi, orak hücre anemisi ve körlük gibi kalıtsal hastalıklara yol açan genleri değiştirme yolu sunmasıyla sağlık alanında büyük ümit vaat ediyor. Bu teknik ayrıca Neandertal beyinlerini incelemek ve hastalıklara karşı dayanıklı bitkiler üretmek için de kullanılıyor.

Profluent'ın araştırmayı mayısta düzenlenecek Amerikan Gen ve Hücre Terapisi Derneği'nin yıllık toplantısında sunması bekleniyor.

Independent Türkçe, New York Times, Daily Mail, bioRxiv


Japonya, Ay yarışında Çin'i geçiyor mu?

Fotoğraf: NASA
Fotoğraf: NASA
TT

Japonya, Ay yarışında Çin'i geçiyor mu?

Fotoğraf: NASA
Fotoğraf: NASA

NASA'nın yeni bir "uzay yarışı" diye adlandırdığı ortamda Japonya, Çin'den önce Ay'a ayak basabilir. ABD Başkanı Joe Biden, Ay yüzeyine inip de Amerikalı olmayan ilk kişinin bir Japon astronot olacağı sözünü vermişti.

10 Nisan'da Biden ve Japonya Başbakanı Fumiyo Kişida tarafından özetlenen plana göre Japonya, NASA'nın Artemis misyonlarının bir parçası olarak önce 2028'de ve ardından 2032'de astronotlarından birini Ay'a göndermek üzere ABD'yle yakın işbirliği içinde çalışacak.

Bu durum, daha önce 2030'a kadar Ay'a astronot göndermeyi planladığını açıklayan Çin'le Japonya'yı rekabete soktu.

NASA Başkanı Bill Nelson'ın defalarca yeni bir "uzay yarışı" diye adlandırdığı bir ortamda Çin, 2035'e kadar Rusya'yla ortak bir Ay üssü inşa etmeyi de planlıyor.

Nelson, önceki haftalarda Çin'e atıfta bulunarak, "Sivil uzay programı dedikleri pek çok şeyin askeri bir program olduğuna inanıyoruz. Aslında bir yarış içinde olduğumuzu düşünüyorum" demişti. 

South China Morning Post'a konuşan analistler; Japonya'nın Çin'den önce Ay'a inme isteğinin, Pekin'i kendi planlarını hızlandırmaya itebileceğini belirtti. 

Çin, uzay istasyonunu başarıyla inşa ederek ve önümüzdeki günlerde Ay'ın Dünya'dan hiç görünmeyen öbür yüzüne bir sonda indirmeyi planlayarak uzay programını şimdiden hızlandırdı.

Çin ayrıca 2026 ve 2028 için planlanan mürettebatsız görevlerle Ay'ın güney kutbunda su aramaya başlayabilir.

Çin'in, Ay'daki su kaynaklarının kendisine ait olduğunu iddia edebileceği uyarısını defalarca yapan Nelson, "Çin özellikle son 10 yılda olağanüstü ilerleme kaydetti ancak çok ama çok gizli tutuyor" demişti. 

NASA Başkanı "Çin bu işe gerçekten çok para yatırdı ve bütçelerinin fazlasıyla büyüme potansiyeli var. Bence tedbiri elden bırakmamalıyız" diye eklemişti.

Öte yandan Beyaz Saray'a göre; ABD ve Japonya'nın önerdiği ortak görev, Ay'da basınçlı bir gezici aracı kullanmak üzere Japon uzmanlığına güvenirken, ABD de uçuş ve astronot eğitimini sağlayacak ve "Ay yüzeyindeki bu zorlu ve ilham verici görevlerin risklerini yönetecek".

Tokyo Üniversitesi'nde bilim ve teknoloji politikası profesörü Kazuto Suzuki, "Ay keşfinde Çin'le rekabet halinde olduklarının farkındalar, dolayısıyla bu Apollo programının güçlendirilmiş hali olacak" dedi.

Independent Türkçe


İnsan beyninin en net görüntüsünden ses klonlayabilen yapay zekaya nisandaki bilimsel gelişmeler

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İnsan beyninin en net görüntüsünden ses klonlayabilen yapay zekaya nisandaki bilimsel gelişmeler

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

OpenAI, "Voice Engine" teknolojisinin yalnızca yazılı metin ve 15 saniyelik konuşma örneğinden konuşmacının orijinaline çok benzeyen doğal sesini taklit edebildiğini duyurdu.
Fransa'da dünyanın en güçlü manyetik rezonans görüntüleme (MRI) cihazıyla insan beyninin en net görüntüsünün elde edilmesinden yapay zeka sohbet robotu ChatGPT'nin geliştiricisi OpenAI'ın yeni "Voice Engine" teknolojisinin ses klonlayabilmesine kadar birçok bilimsel ve teknolojik gelişme, nisan ayında gündemde yer buldu.

Bilim ve teknoloji dünyasındaki her keşif, yenilik ve deney, bilinmeyen taraflarını açığa çıkarmayı sağlayarak evren anlayışını şekillendirip ufuk açmaya devam ediyor.

AA muhabiri, nisan ayında öne çıkan bilimsel gelişme ve keşifleri derledi.

Bu ayın ilk günlerinde Güney Kore'de "Yapay Güneş" olarak adlandırılan KSTAR nükleer reaktörü, 100 milyon santigrat derecede 48 saniye boyunca çalışarak dünya rekoru kırdı.

Kore Füzyon Enerjisi Enstitüsündeki (KFE) bilim insanları, karbon kirliliğine yol açmayan temiz enerji kaynağı nükleer füzyon teknolojisini geliştirmek için KSTAR nükleer reaktörünü 100 milyon santigrat derecede mümkün olduğunca uzun sürede çalıştırmayı hedefliyor, çalışmalarda Güneş ve diğer yıldızların parlamasını sağlayan reaksiyonlar taklit ediliyor ve olağanüstü yüksek sıcaklıklar oluşturuluyor.

Bilim insanları, Güneş'in çekirdeğinden 7 kat daha sıcak plazmayı 48 saniye boyunca çalıştırmayı başardı.

"Voice Engine" teknolojisi ses klonlayabiliyor
OpenAI, "Voice Engine" teknolojisinin yalnızca yazılı metin ve 15 saniyelik konuşma örneğinden konuşmacının orijinaline çok benzeyen doğal sesini taklit edebildiğini duyurdu.

Güvenlik endişelerine ilişkin, "Voice Engine"in test aşamasındaki kullanıcı partnerlerine kişi veya kuruluşların kimliğini kullanmanın yasaklandığı, orijinal konuşmacının rızasının gerektiği ve seslerin yapay zeka tarafından üretildiğinin izleyicilere açıkça bildirilmesinin zorunlu kılındığı açıklandı.

Voice Engine, orijinal konuşmacının sesini koruyarak çeviri yapabilecek.

Fransa'da insan beyninin en net görüntüsü elde edildi
Fransa Atom Enerjisi ve Alternatif Enerjiler Kurumu (CEA), insan beyninin dünyanın en güçlü manyetik rezonans görüntüleme (MRI) cihazıyla elde edilen en net görüntüsünü yayımladı.

Beynin "Iseult" adlı MRI cihazıyla çekilen görüntüsü, 20 yıldan uzun süren çalışma sonucu elde edildi. MRI cihazı, son birkaç ayda yaklaşık 20 sağlıklı gönüllü üzerinde test edildi ve neredeyse 4 dakikada beynin en net görüntüsüne ulaşıldı.

"Iseult MRI" cihazıyla elde edilen ultra detaylı anatomik bilgilerin, Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların teşhisinde yardımcı olması bekleniyor.

"Kriyoablasyon", meme kanseri tedavisinde etkili
Bilim insanları, kanserli dokuların buz yardımıyla dondurularak yok edildiği "kriyoablasyon" yönteminin, tümör boyutları büyük ve ameliyat olamayan meme kanseri hastalarının tedavisinde etki sağladığını belirledi.

Araştırmacılar, kardiyak sorunları bulunan, hipertansiyon hastası veya başka kanser türleri için kemoterapi alan ve bu nedenle ameliyat olamayan meme kanserinden muzdarip 60 kişinin "kriyoablasyon" uygulandıktan sonraki sonuçlarını inceledi.

Hastanın uygunluğuna ve tercihine bağlı lokal anestezi veya minimum düzeyde yatıştırıcıyla gerçekleştirilen "kriyoablasyon" tedavisinin 5 ila 10 dakikalık dondurma ve ardından 5 ila 8 dakikalık pasif çözülme işlemlerinden oluştuğunu kaydeden bilim insanları, tedavi kapsamında tümörlerin yerini belirlemek için ultrason veya bilgisayarlı tomografi taramasından yararlanıldığını bildirdi.

Araştırmacılar, tedavi sonucu boyutları 0,3 ile 9 santimetre aralığında değişen, tümörü 1,4 santimetreden büyük hastalarda tedaviyi izleyen 16 aylık süreçte kanserin nüks etme oranının sadece yüzde 10 olduğunu açıkladı.

Avustralya'da nesli tükenmiş 3 yeni kanguru türü bulundu
Avustralya'daki Flinders Üniversitesinden araştırmacılar, 5 milyon ila 40 bin yıl önce Avustralya'da yaşadıkları tahmin edilen 3 yeni kanguru türü keşfettiklerini duyurdu.

Araştırmacılar, çeşitli müzelerden elde ettikleri bulguları, Güney Avustralya'daki Callabonna Gölü'nün çevresinde keşfedilen fosillerle karşılaştırdıklarında yeni keşfedilen türlerin, nesli tükenmiş "protemnodon" cinsine dahil olduğu sonucuna vardı.

Yeni türlere "protemnodon viator", "protemnodon mamakurra" ve "protemnodon dawsonae" isimleri verildi, ağırlığı 170 kilogramı bulan "viator" adlı türün, birbirinden oldukça farklı 3 türün en büyüğü olduğu düşünülüyor.

Fiziksel temas, acı, anksiyete ve depresyona iyi gelebilir
Almanya ve Hollanda'dan araştırmacılar, fiziksel temasın acı, anksiyete ve depresyona iyi gelebileceğini ortaya koydu.

Araştırmacılar, sarılma gibi fiziksel temasta bulunmanın insanlardaki etkisini anlamak için yaklaşık 10 bin katılımcıyla 200'den fazla çalışmayı analiz etti.

Bilim insanları, süresi ve sıklığından ziyade "ufak" ve "kibar" dokunuşların bile yaş grubu fark etmeksizin acı, anksiyete ve depresyona karşı olumlu etkilerinin bulunduğunu belirledi.

Araştırmada insanların yanı sıra hayvanlarla fiziksel temasın da zihin sağlığı açısından kilit rol oynadığı tespit edildi.


WhatsApp'taki küçük renk değişikliği kullanıcıları öfkeden kudurttu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

WhatsApp'taki küçük renk değişikliği kullanıcıları öfkeden kudurttu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

WhatsApp kullanıcılarının uygulamanın tasarımında aylar önce başlayan değişikliğe yönelik rahatsızlığı sürüyor.

X/Twitter'da bir kişi, o zamandan beri 5 bin kez paylaşılan bir gönderide "WhatsApp'takinden daha çirkin bir yeşil tonu görmedim" diye yazdı. Bir başkası da "WhatsApp benim için fazla yeşil [şu anda]" dedi.

Değişim aylardır devam ediyor ancak halihazırda sadece bazı kişilere sunuluyor. Ve renk değişikliğini daha önemli hissettirebilecek bir dizi başka küçük tasarım değişikliğinin ortasında geliyor.

WhatsApp "yeni, güncellenmiş görünüm" diye adlandırdığı tasarımını kısa süre önce kullanıma sunmaya başladı.

Uygulamadan yapılan açıklamada, "Aralıklar, renkler, simgeler ve daha fazlası dahil WhatsApp'ın nasıl göründüğü ve hissettirdiğine ilişkin bazı değişiklikler yaptık" dendi. 

Bu değişiklikler WhatsApp'a modern ve yeni bir deneyim getiriyor. Onu daha erişilebilir ve kullanımını daha kolay kılıyor.

Renkler dışında pek çok şey değiştirildi. WhatsApp bir karanlık mod sundu ve aydınlık moda daha fazla beyaz ekledi; simge ve butonlarının görüntülerini güncelledi; uygulamanın bölümleri arasındaki boşluğu artırdı; Sohbetler sekmesinde bir WhatsApp logosu yerleştirdi ve Android navigasyonuna güncellemeler getirdi.

Ancak kullanıcıları rahatsız eden, yeni renklerin kullanılması oldu. Özellikle de mesajlaşma için mavi yerine yeşilin kullanılmaya başlaması.

Whatsapp ayrıca "marka rengine" uyması için yeşilin tonunu da değiştirdi. Daha genel olarak, farklı yerlerde farklı renkler kullanacağını ve bunu "ekranda en önemli şeylere odaklanılabilmesi için daha bilinçli" yapacağını belirtti.

Bununla birlikte, çok sayıda küçük ayarın bir anda yapılması renk değişikliğini daha önemli gösterebilir çünkü diğer düzenlemeler de aynı anda kullanıma sunuldu.

Değişim bir süredir devam ediyor. Ancak WhatsApp bunun kademeli ve yavaş bir şekilde uygulanacağı uyarısını yapmıştı. Bu da birçok kişinin hayal kırıklığına yeni uğramasını açıklayabilir.

Sorun giderme sayfasında "WhatsApp kullanan herkes eninde sonunda bu güncellemeyi alacak, dolayısıyla bu sizin katılmamayı tercih edebileceğiniz bir şey değil" uyarısı mevcut. 

Bu değişiklikleri henüz göremiyorsanız, herkese ulaşması için kısa süre beklemek gerekebilir.

Independent Türkçe