Doğu Akdeniz krizi: Mısır Yunanistan ve Güney Kıbrıs Türkiye’ye karşı birleşti

Üçlü zirvede ‘bölgesel güvenlik’ ele alınırken Türkiye, yeni bir Navtex ilan etti

Mısır Cumhurbaşkanı, GKRY Cumhurbaşkanı ve Yunanistan Başbakanı dün Lefkoşa'daki üçlü zirvede bir araya geldiler (AP)
Mısır Cumhurbaşkanı, GKRY Cumhurbaşkanı ve Yunanistan Başbakanı dün Lefkoşa'daki üçlü zirvede bir araya geldiler (AP)
TT

Doğu Akdeniz krizi: Mısır Yunanistan ve Güney Kıbrıs Türkiye’ye karşı birleşti

Mısır Cumhurbaşkanı, GKRY Cumhurbaşkanı ve Yunanistan Başbakanı dün Lefkoşa'daki üçlü zirvede bir araya geldiler (AP)
Mısır Cumhurbaşkanı, GKRY Cumhurbaşkanı ve Yunanistan Başbakanı dün Lefkoşa'daki üçlü zirvede bir araya geldiler (AP)

Mısır, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) liderleri, Türkiye'nin Doğu Akdeniz’de izlediği ve ‘bölgede istikrarsızlığa neden olan politikalarına karşı mücadele’ için anlaştıklarını açıkladılar. Liderler, Güney Kıbrıs’ın başkenti Güney Lefkoşa’da (Nicosia) düzenlenen Üçlü İşbirliği Zirvesi sonunda yaptıkları açıklamada, ‘bölgesel güvenlikle ilgili ihtiyaçlara cevap vermeye devam etmek için gerekli önlemleri almak üzere uluslararası ortaklarla koordinasyon halinde olacaklarını’ vurguladılar.
Güney Lefkoşa, 2014 yılında başlayan üçlü işbirliği mekanizması çerçevesinde dün Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in bir araya geldiği Üçlü İşbirliği Zirvesi’nin sekizincisine ev sahipliği yaptı.
Üç lider, zirvede özellikle enerji alanında ve Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nda olmak üzere üçlü iş birliği ve Doğu Akdeniz'deki bölgesel siyasi meselelerin yanı sıra uluslararası meseleleri ve özellikle terör ve yasadışı göçle mücadele konularını ele aldılar.
Zirve çalışmalarının bitiminde düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Türkiye'nin adını açıkça belirtmezken, terörle kararlı bir şekilde mücadele etmek için uluslararası çabaların iki katına çıkarılması, terörü silahlanma, finansman ve eğitim alanlarında destekleyen ülke ve oluşumlara hoşgörü gösterilmemesi, terörün tüm köklerini ve terörizme yol açan nedenleri ele almak için kapsamlı bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini vurguladı. Sisi, uluslararası toplumu, “teröre sponsorluk yapan, ona güvenli sığınak ve çeşitli şekillerde destek sağlayanlara karşı sorumluluklarını üstlenmeye” çağırdı. Ayrıca “uluslararası hukuka aykırı, provokatif politikaların izlenmesini, silahlı güç kullanma tehdidinde bulunulmasını, komşu ülkelerin egemenlik haklarının ihlal edilmesini ve radikalizm ile terörizmin desteklenmesini” de kınadı.
Mısırlı bazı makamlar, Ankara'yı “terör örgütü” üyelerini desteklemek, ev sahipliği yapmak, barındırmak, Kahire yönetimine karşı provokatif TV kanalları finanse etmekle suçluyor. Dahası, Mısır Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin Suriye'deki operasyonlarını ve hareketlerini “işgal” ve Türkiye’ye karşı direnmeyi “meşru bir hak” olarak görüyor.
Zirvenin, başta Doğu Akdeniz bölgesi olmak üzere bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş birliğini yansıtan yapıcı tartışmalara sahne olduğunu belirten Sisi, uluslararası hukuk kurallarını ihlal eden provokatif politikalar, silahlı güç kullanma tehditleri, komşu ülkelerin egemenlik haklarına yönelik ihlalleri, radikalizmin ve terörizmin desteklenmesi ve çatışma bölgelerine yabancı savaşçılar taşınması konularının ele alındığını kaydetti.
Öte yandan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Mısır ve GKRY cumhurbaşkanlarını “Türkiye'nin Yunanistan'a yönelik saldırgan hamleleri” konusunda bilgilendirdi. “Ankara’nın saldırgan bir politika izlemeyi tercih ettiğine” işaret eden Miçotakis, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Türkiye'ye silah satmamaları talebinde bulundu. Yunanistan Başbakanı, “Barışı kucaklayan bir tarafın, silah temin etmesi ve bu silahları Avrupa ülkelerine karşı kullanması düşünülemez” ifadelerini kullandı.
Yunanistan ile Mısır arasında, deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının imzalanmasının ardından duyduğu mutluluğu ifade eden Miçotakis, “Bu anlaşma, ülkelerimiz arasında münhasır ekonomik bölge için tarihi bir anlaşmadır. Bununla birlikte bir ay önce Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nun kuruluş belgesini de imzaladığımızı unutmamalıyız” dedi.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis şöyle devam etti:
“Üçlü zirvede, Türkiye’nin provokatif uygulamalarının sonuçları gözden geçirildi. Ankara ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) arasında imzalanan ve var olmayan deniz sınırlarına dayanan yasadışı muhtıranın pek çok sonucu olabilir.”
GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ise konuşmasında bu üçlü zirvenin “kimseye karşı yapılmadığını, Doğu Akdeniz'de istikrar ve güvenliği hedeflediğini” iddia etti. Anastasiadis, “Herkesin Doğu Akdeniz bölgesinde güvenlik ve istikrarın sağlanması için çalıştığı bir dönemde Türkiye, bölgesel istikrarı baltalayan hukuksuz uygulamalarda bulunuyor” şeklinde konuştu. Ankara'nın “Suriye, Libya ve Azerbaycan'a paralı asker göndermeye devam etmesinin istikrarı baltalayan bu uygulamalar arasında” olduğunu düşünen Anastasiadis’e göre Türkiye ayrıca Akdeniz'de siyasi sınırları da ihlal ediyor.
Türkiye ile UMH arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’nın “uluslararası hukuka aykırı” olduğu konusunda Mısır ve Yunanistan liderleriyle hemfikir olduğunu belirtti.
Buna karşın Türkiye dün, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'nde yeni bir NAVTEX ilan etti. Semadirek (Samothraki) Adası’nın karasularında yeni bir keşif duyurusu gelirken, dün yapılan NAVTEX ilanında Yunanistan'a ait Samothraki, Limni ve Bozbaba adalarında sondaj ve keşif çalışmalarına başlandığı bildirildi.
Yayımlanan Navtex ile Türkiye’ye ait Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi, Yunanistan sahiline 18 mil yaklaşırken Meis adasına çok yaklaşmış olması, Doğu Akdeniz'deki çatışmayı körükleyecek bir adım olarak görüldü.
Öte yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı bir konuşmada “Bin yıldır vatanımız olarak gerektiğinde canımız pahasına sahip çıktığımız bu coğrafyadan bizi tasfiye etme hayallerinden vazgeçmeyenlere daha çok kâbuslar yaşatacağız” ifadelerini kullanarak, Yunanistan ve GKRY’e ‘üstü kapalı’ mesaj gönderdi.
Salı günü başkanlığını yaptığı Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin istikrar yolunda ilerlemeye devam ettiğini ve Türkiye’nin ‘krizleri üzerine yıkmak amacıyla yapılan tüm saldırıları engellemeyi başardığını’ belirtti.
Bu arada Almanya, Yunanistan'ın “Ankara'nın bölgedeki saldırgan politikaları” nedeniyle Türkiye'ye askeri mühimmat ihracatının askıya alınması talebine yanıt verdi.
Atina merkezli Kathimerini’nin haberine göre Almanya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Federal hükümet, kısıtlayıcı ve sorumlu bir silah ihracatı politikası izliyor. Türkiye'ye silah satma izinleri, dikkatli bir değerlendirmeden sonra ve dış ve güvenlik politikası standartları çerçevesinde verilmektedir” ifadeleri yer aldı. Bakanlık açıklamasında ayrıca, Türkiye'ye silah ihracatı izinlerinin sayısının ‘çok az’ olduğu vurgulandı.
Diğer yandan Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Salı günü, Almanya, İspanya ve İtalya'daki meslektaşlarına yazdığı mektuplarda, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'de askeri yollarla ‘oldu-bittiler’ yaratmak amacıyla gerçekleştirdiği ‘son provokatif eylemler’ nedeniyle Türkiye'ye silah ve askeri teçhizat ihracatının durdurulması çağrısında bulundu.



Trump, Putin'e Dünya Kupası kapısını araladı: Gelebilir de gelmeyebilir de

Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisine hediye ettiğini söylediği fotoğrafı gösterdi (Reuters)
Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisine hediye ettiğini söylediği fotoğrafı gösterdi (Reuters)
TT

Trump, Putin'e Dünya Kupası kapısını araladı: Gelebilir de gelmeyebilir de

Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisine hediye ettiğini söylediği fotoğrafı gösterdi (Reuters)
Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisine hediye ettiğini söylediği fotoğrafı gösterdi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, gelecek yıl Kuzey Amerika'da düzenlenecek Dünya Kupası'na Rus lider Vladimir Putin'i davet etme ihtimalini dile getirdi.

Cuma günü 2026'daki turnuvanın tarihini ve kura çekimini açıklayan basın toplantısında konuşan Trump, gazetecilere Alaska'daki son zirvelerinden bir fotoğraf göstererek Putin'in orada olmayı "çok" arzuladığını söyledi.

Gazetecilere fotoğrafı gösterirken, "Bu kişi Vladimir Putin. Yaşanacaklara bağlı olarak geleceğine inanıyorum" dedi.

Gelebilir de gelmeyebilir de.

Dünya Kupası'na ABD, Kanada ve Meksika ev sahipliği yapacak.

Rusya, 2018 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmış ancak Ukrayna'daki savaş nedeniyle Katar'daki son Dünya Kupası da dahil tüm FIFA ve UEFA müsabakalarından men edilmişti.

Ancak Trump, Putin'e bir davette bulunmuş gibi göründü ve ekledi:

Bana ve ülkeme çok saygılı davrandı.

İki lider en son 15 Ağustos'ta Ukrayna'daki durumla ilgili son derece önemli bir zirvede bir araya gelmiş ancak konferans net bir çözüme varılamadan sona ermişti. Ancak cuma günü bir nükleer araştırma merkezine yaptığı ziyarette Putin, Trump'ın liderlik vasıflarının ABD-Rusya ilişkilerinin yeniden canlanmasına yardımcı olacağını söyledi.

Rus lider, "Başkan Trump'ın gelişiyle birlikte tünelin ucundaki ışığın nihayet belirdiğini düşünüyorum. Ve şimdi Alaska'da çok iyi, anlamlı ve samimi bir görüşme gerçekleştirdik" dedi.

Dünya Kupası duyurusunda gazetecilerin, Putin'in barış görüşmeleri için masaya oturmayı reddetmesi durumunda hiçbir şey yapmaya istekli olup olmadığı sorusuna Trump, bölgede barış için bir anlaşmaya varmak üzere daha fazla çaba göstermeden önce "kimin hatası" olduğunu bekleyip göreceğini söyledi.

"Yaklaşık iki hafta içinde" ya Rusya'ya yaptırım uygulayacağını ya da "bu senin savaşın" diyerek geri çekileceğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.
Trump, duyuru sırasında Dünya Kupası kupasını elinde tutuyordu (AP)

Beyaz Saray'da gazetecilere, bu hafta Rusya'nın Ukrayna'daki bir fabrikaya düzenlediği ölümcül saldırı sorulduğunda, "Bundan memnun değilim ve bu savaşla ilgili hiçbir şeyden memnun değilim" dedi.

FIFA Başkanı Gianni Infantino'nun da eşlik ettiği Trump, 2026 Dünya Kupası kura çekiminin 5 Aralık'ta Washington'daki Kennedy Center'da yapılacağını duyurdu.

ABD Başkanı, Infantino'nun kupayı tutma fırsatı vermesinden memnun görünüyordu. "Bu çok güzel bir altın parçası" dedi ve "Bende kalabilir mi?" diye espri yaptı.

Independent Türkçe


Trump'ın el makyajı soru işaretleri yarattı

Başkan Donald Trump, Cuma günü Washington DC'deki Halk Evi Müzesi'nde konuşurken, elindeki yoğun makyaj görülüyordu (AP)
Başkan Donald Trump, Cuma günü Washington DC'deki Halk Evi Müzesi'nde konuşurken, elindeki yoğun makyaj görülüyordu (AP)
TT

Trump'ın el makyajı soru işaretleri yarattı

Başkan Donald Trump, Cuma günü Washington DC'deki Halk Evi Müzesi'nde konuşurken, elindeki yoğun makyaj görülüyordu (AP)
Başkan Donald Trump, Cuma günü Washington DC'deki Halk Evi Müzesi'nde konuşurken, elindeki yoğun makyaj görülüyordu (AP)

Donald Trump'ın sağlığıyla ilgili soruların yakın zamanda gündeme gelmesinin ardından 79 yaşındaki başkan, cuma günü Washington DC'de elinde yine makyajla görüldü.

ABD Başkanı Trump'ın People’s House Müzesi'ndeki sergiyi ziyareti sırasında, cildinden daha açık tonda ve fondöteni andıran büyük bir leke net biçimde fark edildi.

Günün ilerleyen saatlerinde, Oval Ofis'te düzenlenen Dünya Kupası etkinliğinde Trump, konuşurken sol elini sağ elinin üzerine koydu ancak ayağa kalktığında makyaj yeniden göze çarptı.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, cumartesi günü yaptığı açıklamada makyaja değinmese de Trump'ın sık sık el sıkışmasına atıfta bulundu.

Leavitt, The Independent'a, "Başkan Trump halkın adamıdır ve tarihteki diğer tüm başkanlardan daha fazla Amerikalıyla görüşüp her gün onlarla tokalaşıyor. Kararlılığı sarsılmaz ve bunu her gün kanıtlıyor" diye konuştu.

dfghy
Başkan Donald Trump, cuma günü Washington DC'deki People's House Müzesi'nde konuşurken, elindeki yoğun makyaj görülüyordu (AP)

Başkanın ellerinde daha önce de makyaj yapılmıştı. 24 Şubat'ta Beyaz Saray'da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la yaptığı görüşmenin ardından Leavitt, The Independent ve diğer haber kuruluşlarına cumartesi günkü açıklamanın aynısını sunmuştu.

Temmuz sonlarında İskoçya'da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'le ve Birleşik Krallık Başbakanı Sör Keir Starmer'la yaptığı görüşmede de başkanın eli makyajlıydı.

Trump'ın bacaklarının geçen ay FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nı izlerken çekilmiş fotoğrafları, sosyal medyada sağlığıyla ilgili endişelere yol açmıştı. Beyaz Saray daha sonra Trump'a kronik venöz yetmezlik teşhisi konduğunu duyurmuştu. Leavitt, başkanın rahatsızlığının kendisine sıkıntı çıkarmadığını söylemiş ancak tedavi detayları hakkında bilgi vermemişti.

Cleveland Clinic'e göre kronik venöz yetmezlik, bacaklardaki damar kapakçıklarının işlevini yitirmesi sonucu kanın birikmesi ve basınç artışıyla ortaya çıkıyor ve tedavi edilmezse genellikle rahatsızlığa yol açıyor. Trump'ın yaşındaki kişilerde yaygın olmakla birlikte, genellikle uzun süre ayakta duran veya oturan kişileri, yaşlı yetişkinleri, kilolu kişileri veya çoklu gebelik geçirenleri etkiliyor.

Başkanın nisandaki sağlık kontrolünden sonra, Beyaz Saray doktoru Yüzbaşı Sean Barbabella, Trump'ın "mükemmel bilişsel ve fiziksel sağlıkta" olduğunu açıklamıştı.

Trump'ın elindeki morlukların, kardiyovasküler hastalıkları önlemek için aldığı aspirinden kaynaklanabileceğini de sözlerine eklemişti.

The Economist/YouGov'un mayıstaki anketi, katılımcıların yüzde 45'inin Trump'ın sağlığı konusunda şeffaf olmadığına inandığını ortaya koymuştu.

Geçen hafta Leavitt'e Trump'ın sağlığı hakkında tekrar soru sorulduğunda, "gizlenecek bir şey olmadığı" için doktoruyla konuşulabileceği söylemişti. Ayrıca, şişmiş ayak bilekleri için de dahil herhangi bir tedavi planı veya yaşam tarzı değişikliği yapılmadığını da sözlerine eklemişti.

Independent Türkçe


Trump yönetimi, El Salvadorlu bir göçmeni Uganda'ya sınır dışı etmeyi planlıyor

El Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia (Reuters)
El Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia (Reuters)
TT

Trump yönetimi, El Salvadorlu bir göçmeni Uganda'ya sınır dışı etmeyi planlıyor

El Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia (Reuters)
El Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia (Reuters)

ABD yönetimi, El Salvadorlu bir göçmeni Uganda'ya sınır dışı etmek istiyor. Göçmen şahsın avukatları dün yaptıkları açıklamada, bu davanın Başkan Donald Trump'ın yasadışı göçmenlere karşı savaşının bir sınaması haline geldiğini belirtti.

El Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia'nın avukatları, müvekkillerine karşı açılan davanın misilleme niteliğinde olduğunu ve daha önce El Salvador'a sınır dışı edilmesine ilişkin verilen karara itiraz ettiği için cezalandırıldığını iddia ederek, davanın reddedilmesi için ABD mahkemelerine başvurdu.

Medya kuruluşları, Abrego Garcia'nın serbest bırakılıp Maryland'deki evine dönmesine izin verildikten bir gün sonra, onu Doğu Afrika'nın uzak bir ülkesi olan Uganda'ya sınır dışı etmek için yeni bir girişimde bulunulduğunu bildirdi.

Bu olay, Abrego Garcia'nın yanlışlıkla El Salvador'a sınır dışı edilmesinin ardından, mahkeme kararıyla ABD'ye geri gönderilmesine rağmen, yetkililerin onu beklediği ve göçmen kaçakçılığı suçlamasıyla hapse attığı karmaşık bir hikâyenin ardından gerçekleşti.

Bir yargıç cuma günü onun serbest bırakılmasını emretti, ancak medya raporları, Trump yönetiminin yasadışı göçmenleri tanıdıkları kimsenin olmadığı uzak ülkelere gönderme planı kapsamında onun tekrar sınır dışı edilebileceğini öne sürüyor.

Abrego Garcia herhangi bir suç işlediğini reddediyor, ancak yönetim onun Washington'un terör örgütü olarak sınıflandırdığı şiddet yanlısı MS-13 çetesinin üyesi olduğunu iddia ediyor.

Abrego Garcia'nın avukatları dilekçelerinde, hükümet yetkililerinin müvekkillerine tahliye edilmeden önceki gün olan perşembe günü, suçunu kabul etmesi, gözaltında kalması ve insan kaçakçılığı suçlamalarını itiraf etmesi karşılığında Kosta Rika'ya sınır dışı edilmesi teklifinde bulunduklarını, ancak müvekkillerinin bunu reddettiğini açıkladılar.

ABD hükümeti, onun yanlışlıkla El Salvador'daki bir hapishaneye sınır dışı edildiğini kabul etti ve Yüksek Mahkeme daha sonra Trump yönetimine Abrego Garcia'nın dönüşünü ‘kolaylaştırmasını’ emretti.

Haziran ayında geri dönmesine izin verildikten sonra, yeniden tutuklandı ve yasadışı göçmen kaçakçılığıyla suçlandı. Cuma günü, mahkeme kararıyla Tennessee'deki hapishaneden serbest bırakıldı.

Bu dava, Trump'ın yasadışı göçmenlere yönelik sert önlemlerine karşı muhalefetin sembolü haline geldi. Sağcı destekçileri Cumhuriyetçi başkanın politikasını övüyor, ancak hukuk uzmanları ve insan hakları savunucuları, ABD yasalarını açıkça ihlal ederek mahkeme duruşması yapılmadan insanları sınır dışı etme tavrını eleştiriyor.