BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen, siyasi çözüme başlamaya yönelik ‘olumlu etkenler’ görüyor

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen. (Reuters)
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen. (Reuters)
TT

BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen, siyasi çözüme başlamaya yönelik ‘olumlu etkenler’ görüyor

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen. (Reuters)
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen. (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye hükümeti ve muhalefet temsilcilerinin çalışma planı konusundaki ihtilafların üstesinden gelmeleri halinde 23 Kasım’da, Suriye Anayasa Komitesi’nin dördüncü toplantısını düzenlemeyi umduklarını duyurdu. Pedersen ayrıca bazı çıkar sahiplerinin ‘anlaşmazlığın askeri aşamasının sona erdiğini’ kabul etmesinin ardından ‘daha geniş bir süreç’ başlatma konusunda ‘olumlu etkenler’ bulunduğuna dikkat çekti.
BM Güvenlik Konseyi (BMGK) Suriye’deki insani ve siyasi durumu görüşmek üzere video konferans yoluyla açık bir oturum düzenledi. BM Temsilcisi Pedersen oturuma Lübnan’dan katıldı. Pedersen, umduğu şekilde, Anayasa Komitesi’ndeki küçük grubun üyeleri arasında bu ay dördüncü toplantının düzenlenmemesinde sorumlu olduğunu kabul etti. Pedersen’in açıklamasına göre Suriye hükümet heyetinin başkanı Ahmed el-Kuzberi’nin ‘ulusal ilkelere’ odaklanan mevcut çalışma planın değişmemesini talep ederken, muhalefet heyetinin ise ‘hukukun üstünlüğü, özgürlükler ve anayasa ilkelerine’ odaklanan yeni bir çalışma planının kabul edilmesini istemesi, dördüncü toplantıyı düzenleme girişimlerinin sonuçsuz kalmasına neden oldu. Pedersen, mevcut görüşmelerin, 23 Kasım’da Cenevre’de bir toplantı düzenleme kararının alınmasıyla sonuçlanabileceğini belirtti.
Suriye’deki bazı çıkar sahiplerinin ‘anlaşmazlığın askeri aşamasının sona erdiğini’ kabul etmesi halinde, bunun üzerine ‘daha geniş bir süreç inşa edebilecekleri olumlu etkenlerin’ varlığına işaret eden Pedersen, cephe hatlarının yaklaşık 8 aydır değişmediğini ve 2011’den savaşın başlamasından bu yana sivil ölümlerin en düşük seviyede olduğunu kaydetti. BM Yetkilisi, “2254 sayılı kararın uygulanması için yapılacak siyasi çözüm, Suriye'nin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü yeniden tesis etmenin ve tüm Suriyelilerin meşru isteklerini karşılamanın yoludur” diye konuştu. Pedersen, iki gün önce ülkenin kuzeybatısında Feylak eş-Şam’ın eğitim kampına düzenlenen hava saldırısına ve muhalif silahlı gruplar ile terör örgütü listesinde yer alan Heyetu Tahriru’ş Şam’ın (HTŞ) füzelerle yanıt vermesine işaretle çözüm yolu üzerindeki tehlikelerin ortadan kalktığı anlamına gelmediğini vurguladı. Rusya ve Türkiye’ye ‘durumu kontrol altına almak için birlikte çalışma’ çağrısında bulunan Pedersen, Suriye’de aktif olan yabancı ordular (Rusya, İran, ABD ve İsrail) arasındaki gerilimin sürdüğüne dikkat çekti. BM Temsilcisi, “terörist grupların oluşturduğu önemli ve devam eden tehditlerin, işbirliği içinde ve etkili bir şekilde engelleme ve ulusal düzeyde ateşkes ilan etmek çalışma” çağrısında bulundu. Ayrıca 2254 sayılı karara göre, “siyasi sürecin başarıya ulaşmasının, yeni bir anayasa ile şeffaf, özgür, BM gözetiminde ve uluslararası standartlara uygun seçimlerin düzenlenmesiyle mümkün olabileceğine” işaret ederek, ‘orta yol bulmanın mümkün olduğunu’ söyledi.
Diğer yandan Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, Suriye’de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayısının giderek arttığını ancak savaş sebebiyle objektif istatistikler sunamadıklarını bildirdi.
ABD’li yetkili, BM insani yardım kuruluşlarının yaklaşmakta olan kış mevsiminde Suriye genelinde 3,1 milyon kişiye ulaşmayı planladığı bilgisini verdi.
Lowcock açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Suriye halkı için barışçıl bir gelecek sağlamanın tek meşru yolu, 2254 sayılı karar uyarınca siyasi geçiş için uluslararası alanda üzerinde ittifak sağlanan yol haritasıdır. BMGK’nın Şam’a, Moskova’ya ve Suriye halkına, Suriye anlaşmazlığının alternatif bir çözümü olmadığını açıkça anlatması gerekir.”
ABD hükümetinin “Suriye liderliğinde, Suriye halkının meşru taleplerini karşılayacak kapsamlı bir siyasi süreç” başlatma çağrısı yaptığını belirten Lowcock, Beşşar Esed rejimini ‘Anayasa Komitesi çalışmalarının ilerleme kaydetmesini’ engellemekle suçladı. Komite çalışmalarının BMGK’nin tüm üyeleri tarafından desteklendiğini hatırlatan Lowcock, “Esed rejimine ‘yeter’ demenin zamanının geldiğini düşünüyoruz” ifadesini kullandı.



Trump "Gazze gücünü" çok yakın görürken, İsrail tünellerle mücadele ediyor

İşgal altındaki Batı Şeria'da, Nablus'un doğusunda yerleşimcilerin topraklarına el koymasını protesto eden Filistinliler, dün İsrail ordusunun attığı gaz bombalarından kaçıyor (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da, Nablus'un doğusunda yerleşimcilerin topraklarına el koymasını protesto eden Filistinliler, dün İsrail ordusunun attığı gaz bombalarından kaçıyor (AFP)
TT

Trump "Gazze gücünü" çok yakın görürken, İsrail tünellerle mücadele ediyor

İşgal altındaki Batı Şeria'da, Nablus'un doğusunda yerleşimcilerin topraklarına el koymasını protesto eden Filistinliler, dün İsrail ordusunun attığı gaz bombalarından kaçıyor (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da, Nablus'un doğusunda yerleşimcilerin topraklarına el koymasını protesto eden Filistinliler, dün İsrail ordusunun attığı gaz bombalarından kaçıyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın uluslararası güçlerin çok yakında Gazze'ye konuşlandırılacağını açıklamasından birkaç saat sonra, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya Gazze Şeridi'ndeki Hamas'ın tüm tünellerini "son tünele kadar" imha etme ve yok etme emri verdiğini duyurdu.

İsrail'in bu hamlesi, Tel Aviv'in, Hamas'ı silahsızlandırılmasını da içeren beklenen askeri güç yerine, Hamas ile doğrudan etkileşimi tercih ettiği yönündeki Filistinli ve bölgesel değerlendirmeleri pekiştirdi. Katz, "Tüneller yoksa, Hamas da yok" diye tweet attı.  

İsrail, Hamas'ı silahsızlandırarak ve tünel ağını yok ederek yenmeyi hedefliyor; ancak bu, iki yıllık yıkıcı savaş boyunca başaramadığı bir görev.

Maariv gazetesinin askeri yorumcusu Avi Aşkenazi, "Katz'ın bu kararlı açıklaması, İsrail ordusunun anlaşmanın ikinci aşaması başlamadan önce daha fazla başarı elde etmek için sektördeki çalışma temposunu artırmaya karar verdiği bir zamanda geldi" değerlendirmesinde bulundu.


Azerbaycan, çatışmalar tamamen durmadığı sürece Gazze'ye barış gücü göndermeyecek

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de enkazın ortasında Filistinli çocuklar (Reuters)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de enkazın ortasında Filistinli çocuklar (Reuters)
TT

Azerbaycan, çatışmalar tamamen durmadığı sürece Gazze'ye barış gücü göndermeyecek

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de enkazın ortasında Filistinli çocuklar (Reuters)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de enkazın ortasında Filistinli çocuklar (Reuters)

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak dün Reuters'a yaptığı açıklamada, Azerbaycan'ın İsrail ile Filistin Hamas hareketi arasındaki çatışmalar tamamen durmadığı sürece Gazze Şeridi'ne barış gücü göndermeyi düşünmediğini söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze savaşını sona erdirme planı kapsamında, yaklaşık 20 bin askerden oluşan uluslararası bir istikrar gücü kurulması için Azerbaycan, Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Katar ve Türkiye ile olası katkıları konusunda görüşmeler yürütüyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre kaynak, "Güçlerimizi riske atmak istemiyoruz. Bu ancak askeri operasyonlar tamamen durursa gerçekleşebilir" dedi.

Kaynak, böyle bir kararın parlamento onayı gerektireceğini belirtti. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Parlamento Güvenlik Komitesi Başkanı yaptığı açıklamada, komiteye henüz konuyla ilgili bir yasa tasarısı ulaşmadığını söyledi.

ABD tarafından Birleşmiş Milletler'de kaleme alınan taslak karar, istikrar gücüne, Gazze'de güvenlik ve istikrarı sağlama görevini yerine getirmek için gerektiğinde güç de dahil olmak üzere "gerekli tüm önlemleri kullanma" yetkisi veriyor.

Hamas, daha önce reddettiği Gazze'yi silahsızlandırma ve silah bırakmayı kabul edip etmeyeceğini henüz açıklamadı.


İsrailli bakan: Trump'ın reddetmesine rağmen Batı Şeria'nın "fiili ilhakına" devam ediyoruz

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (EPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (EPA)
TT

İsrailli bakan: Trump'ın reddetmesine rağmen Batı Şeria'nın "fiili ilhakına" devam ediyoruz

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (EPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (EPA)

İsrail Ulaştırma Bakanı Miri Regev, ABD Başkanı Donald Trump'ın sağcı İsrail hükümetinin Batı Şeria'yı resmen ilhak etme planını engellemesine rağmen, bakanlığının Batı Şeria'yı "fiili olarak ilhak etme" yönünde adımlar atmaya devam ettiğini söyledi.

İsrail'in 12. Kanalına verdiği röportajda Regev, "Sonuçta Batı Şeria'da İsrail egemenliğinin olacağına inanıyorum" dedi ve Trump'ın Batı Şeria'nın ilhakına karşı olduğunu defalarca dile getirmesine rağmen, Amerikan yönetiminin "başka bir yol olmadığını anladığını" belirtti.

Regev, "Maalesef şu an doğru zaman değil ama olacak. Her halükarda, Ulaştırma Bakanlığı olarak Batı Şeria'da fiili egemenliğimizi kullanıyoruz. Oraya bakarsanız, (yerleşimciler için) inşa ettiğimiz yol ve aydınlatma sayısını görürsünüz" ifadelerini kullandı.