Ürdün’de vaka sayılarında yeni bir rekor kaydedildi

Ürdün’ün başkenti Amman’da dün koronavirüs önlemleri kapsamında bir park kapatıldı (Reuters)
Ürdün’ün başkenti Amman’da dün koronavirüs önlemleri kapsamında bir park kapatıldı (Reuters)
TT

Ürdün’de vaka sayılarında yeni bir rekor kaydedildi

Ürdün’ün başkenti Amman’da dün koronavirüs önlemleri kapsamında bir park kapatıldı (Reuters)
Ürdün’ün başkenti Amman’da dün koronavirüs önlemleri kapsamında bir park kapatıldı (Reuters)

Ürdün Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan verilere göre, son 24 saatte 5 bin 877 yeni koronavirüs vakası tespit edilirken, 47 kişi daha virüs sebebiyle hayatını kaybetti. Bu veriler ışığında Ürdün’de günlük vaka sayılarında yeni bir rekor kayıtlara geçmiş oldu.
Ürdün’de kaydedilen koronavirüs vaka sayıları son birkaç hafta içerisinde ciddi bir artış gösterdi. Toplam vaka sayısı 81 bin 743’e yükselirken, virüs sebebiyle kaydedilen ölüm sayısı 913 kişiye ulaştı.
Sağlık yetkilileri pazartesi günü test sayılarını önemli ölçüde artırarak 33 bin 846 test gerçekleştirdi.
Vaka sayıları açısından ilk sıralarda yer alan şehirler, 3 bin 361 vaka ile başkent Amman, 623 vaka ile İrbid, 884 vaka ile Zerka oldu. Kaydedilen diğer vakalar ise ülke genelinde diğer şehirlerde tespit edildi.
Ürdünlü doktorlar, cumartesi günü 9 doktorun koronavirüs sebebiyle hayatlarını kaybettiğini duyurduktan sonra, her gün çok sayıda vaka ile doğrudan temas kurmaları sebebiyle salgının tehlikelerine karşı “Beyaz Ordu”nun korunması için gerekliliklerin yerine getirilmesi çağrısında bulundular.
Hastalığa yakalanan doktor ve hemşirelerin sayılarına ilişkin herhangi bir veri bulunmuyor ancak tıbbi kaynaklar onlarca doktorun yoğun bakım odalarına girdiğini gösteriyor. Doktorlar sendikası, koronavirüs vakalarının tedavisi için tahsis edilen hastanelerde sağlık personellerinin sayısının eksik olduğundan şikayetçi olarak, bunun, sağlık sektörünün aşırı çalışmasına ve hastalığın doktor ve hemşireler arasında önemli bir oranda yayılmasına neden olduğunu belirtti.
Ürdünlü doktorlar, hastalığa yakalandığından şüphelenen veya hastalığa yakalandığı doğrulanan vakaların hastanelere müracaatlarının artması ile hastanelerden ayrılamayan personelin sağlıklarının korunmasının sağlanması talebinde bulundular.
Doktorlar, sektörün üzerindeki yükün boyutuna dikkat çekmek için sosyal medya üzerinde gruplar oluşturdu. 
 



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24