Sudan, İbrahim Anlaşması’na katıldı

ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Sudan’ın Dünya Bankası'na olan borçlarını ödemesine yardımcı olmak amacıyla bir ekonomi anlaşması imzaladı.

Sudan Başbakanı Hamduk dün Hartum'da ABD Hazine Bakanı Mnuchin ile bir araya geldi. (AP)
Sudan Başbakanı Hamduk dün Hartum'da ABD Hazine Bakanı Mnuchin ile bir araya geldi. (AP)
TT

Sudan, İbrahim Anlaşması’na katıldı

Sudan Başbakanı Hamduk dün Hartum'da ABD Hazine Bakanı Mnuchin ile bir araya geldi. (AP)
Sudan Başbakanı Hamduk dün Hartum'da ABD Hazine Bakanı Mnuchin ile bir araya geldi. (AP)

Sudan, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesine ilişkin İbrahim Anlaşması’nı imzalayarak Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn'e katıldı. ABD Hazine Bakanı’nın Sudan’a ilk ziyaretinde de ülkenin Dünya Bankası'na olan borçlarını ödemesini ve yılda en az 1 milyar dolar ekonomik yardım elde etmesini sağlayacak bir köprü kredisi anlaşması imzalandı.
Mısır, Sudan ve son olarak İsrail'i kapsayan Ortadoğu turu kapsamında dün günübirlik Hartum'a gelen ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk ve birçok üst düzey yetkiliyle görüştü. İbrahim Anlaşması’nı ABD tarafından Mnuchin, Sudan tarafından ise Adalet Bakanı Nureddin Abdulbari imzaladı. Yine Mnuchin ve Sudan Maliye Bakanı Hiba Muhammed Ali de söz konusu köprü kredi anlaşmasına imza attılar.
Hamduk ile Mnuchin’in bir araya gelmesinin ardından Başbakanlık tarafından bir basın açıklaması yayınlandı. Sudan'ın Ortadoğu, dünya halkları ve dinleri arasında hoşgörü, diyalog ve bir arada yaşamanın pekiştirilmesini sağlayacak, aynı zamanda ülkeler arasında ortak iş birliği ve diyalog yoluyla bölge ve dünyada sürdürülebilir barışa ulaşmanın en iyi yolu olan İbrahim Anlaşmaları’na imza attığı duyuruldu.
Sudan yönetimi, terörizme destek veren ülkeler listesinden çıkarılmasının ardından ABD Hazine Bakanlığı ile imzalanan anlaşmaları, uluslararası finans kuruluşlarından fon alımını ve Sudan'ın 60 milyar doları aşan dış borçlarından muaf tutulmasını sağlayacak tarihi ve önemli bir adım olarak nitelendirdi.
Adalet Bakanı Nureddin Abdulbari söz konusu anlaşmaların ABD ve bölgedeki diğer ülkelerin bölge halkları arasında barış, hoşgörü ve saygıyı teşvik etmek için sunduğu bir girişim olduğunu kaydetti.
Abdulbari’nin açıklamalarına göre, İbrahimî dinlerin mensupları arasında karşılıklı saygıyı artırma yönündeki ortak niyetlerini dile getiren Sudan ve ABD tarafları, bu önemli adımın Sudan'ın barışın insanlar arasındaki yakınlaşmayı artırdığına inandığını doğruladığını belirtti. Bölge halkları ile Semavi dinler ve kültürlere mensuplar arasında diplomatik ilişkiler kurulması ve daha iyi bir gelecek yönünde güvence verdiğini vurguladı.
Sudan hükümetinin ‘İsrail ile bölgedeki komşuları arasındaki büyük yakınlaşmayı’ memnuniyetle karşıladığını belirten Abdulbari, yakın gelecekte İsrail ile diplomatik ilişkileri sağlamlaştırma, Sudan ve diğer bölge ülkeleri çıkarlarını sağlama yolunda çalışma sözü verdi.
ABD Hazine Bakanı da imzaların ardından yaptığı kısa konuşmada, anlaşmanın Sudan ve İsrail halklarına ekonomik ve kültürel iş birliği konusunda büyük fırsatlar sunan tarihi bir olay olduğunu söyledi.
ABD’nin özellikle ekonomi alanlarında ikili ilişkiler geliştirme ve ortak iş birliğini artırma yönündeki arzusunu vurgulayan Mnuchin başkanlığındaki ABD heyeti, Sudanlı yetkililerle yaptığı görüşmede Sudan, Mısır ve Etiyopya'nın Nahda Barajı'nın dolum ve işletimi konusunda bir anlaşmaya varması gerektiğini kaydetti.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Mnuchin ve beraberindeki heyet ile yaptığı görüşmenin ardından, Sudan'ın ABD ile başta ekonomi olmak üzere her alanda stratejik ilişkiler geliştirmeye istekli olduğunu söyledi. Mnuchin ile görüşmesinde Etiyopya ile sınır gerilimlerine dair son gelişmelerin ve Sudan’ın kuvvetlerini sınırlar dahilinde yeniden konuşlandırmasının gündeme geldiğini belirten Burhan, ülkesinin anlaşmazlıkları müzakere ve diyalog yoluyla ele alma isteğini vurguladı.
Sudan’daki barış sürecini desteklemede ve silahlı hareketlerle Cuba’da imzalanan barış anlaşmasının uygulanmasında geçiş otoritesine yardım edileceği sözü veren Mnuchin, anlaşmaya taraf olmayanların da barış sürecine katılması yönündeki dileğini ifade etti. ABD heyeti aynı zamanda siviller ile ordu arasındaki ortaklık ve geçiş dönemine öncülük eden Sudan modelini ‘olumlu” bulduklarını dile getirdi.
Bir ABD Hazine Bakanı’nın Sudan’a ilk ziyareti olması dolayısıyla temasları ‘tarihi’ olarak nitelendiren Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk, bunun Hartum ile Washington arasındaki ikili ilişkilerin daha iyiye gittiği bir dönemde geldiğini belirtti. “Bugün ikili ilişkilerimizi başlatmak için somut adımlar atmayı planlıyoruz” dedi.
Bakanlar kurulu tarafından yapılan açıklamada, ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkilerin kalkınma hedeflerine, ülke halkları çıkarına hizmet edecek şekilde yeni bir iş birliği ve ortak koordinasyon dönemine girdiğinin güçlü bir göstergesi olduğu vurgulandı. Ayrıca Hamduk ile Mnuchin'in ikili ilişkilerin geliştirilmesi ile ekonomi, ticaret ve yatırım alanlarında iş birliğini görüştüğü belirtildi. Nitekim Hamduk, ABD yönetiminin Sudan'ın terörizme destek veren ülkeler listesinden çıkarılmasına ve ABD yargısında hesaba çekilebileceği olası davalardan dokunulmazlığının yeniden sağlanmasına imkan veren çabalarına da övgüde bulundu.
Mısır, Sudan ve Etiyopya arasındaki müzakerelerin yeniden başlatılması yönünde anlaşmaya varmakta güçlük çektiği bir zamanda, Mnuchin ve Sudan Sulama ve Su Kaynakları Bakanı Yasir Abbas’ın Nahda Barajı’na dair son gelişmeleri görüştüğü bildirildi.
Sulama Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, iki tarafın barajın dolum ve işletimine dair üç ülkenin de çıkarlarını koruyacak şekilde adil anlaşmaya varmanın önemini vurguladığı bildirildi.
Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Mnuchin ile Sudan Maliye Bakanı’nın Sudan’ın Dünya Bankası'na olan borçlarının kapatılmasına ilişkin anlaşmanın geçiş hükümetinin başarısı sayıldığı kaydedildi. Bu önemli adımın aynı zamanda uluslararası finans kuruluşlarından fon sağlamaya, borçlardan muaf tutulmaya ve büyük altyapı projelerinin finanse edilmesi için Uluslararası Kalkınma Birliği’nden (IDA) fon alınmasına yardımcı olacağı ifade edildi.
Bakanlık, söz konusu imzanın ekonomik istikrarı destekleme yönünde uluslararası kaynak sağlayacağını, ekonomideki yapısal bozulmaları ele almak, büyümeyi hızlandırmak ve yatırımı teşvik etmek için geçiş hükümeti tarafından uygulanacak reformların önünü açacağını belirtti.
Açıklamada ayrıca söz konusu adımın ABD’nin Sudan ekonomisinin istikrarını destekleme taahhüdünün, aynı zamanda geçiş döneminde, adil barışın ve demokratik dönüşümün sağlanmasında başarılı olunduğunun bir teyidi sayıldığı bildirildi.
Mnuchin’in söz konusu ziyareti, Sudan’ın 14 Aralık’ta terörizme destek veren ülkeler listesinden çıkarılması ve terörle ilgili herhangi bir iddiaya karşı egemen dokunulmazlık elde etmesinin ardından geldi.
ABD Kongresi, ocak ayı başlarında demokratik geçişi destekleyen bir yasa tasarısını onaylamıştı. Söz konusu tasarı, ABD’nin Sudan'da sivil liderliğin öncülük ettiği bir hükümete geçiş desteğini sağlamak için ekonominin büyümesine katkı verecek programların destekleneceği bir strateji sunulmasını gerektiriyor.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.