Irak Cumhurbaşkanı terörle mücadele için uluslararası iş birliği çağrısında bulundu

Salahaddin ilinde DEAŞ üyelerinin yakalanmasına yönelik operasyon başlatıldı

Dün ülkenin güneyindeki Nasriye şehrinde bulunan el-Hut Cezaevi önünde açılan ve terör suçundan hüküm giyen mahkumların infazlarının talep edildiği bir pankart (AFP)
Dün ülkenin güneyindeki Nasriye şehrinde bulunan el-Hut Cezaevi önünde açılan ve terör suçundan hüküm giyen mahkumların infazlarının talep edildiği bir pankart (AFP)
TT

Irak Cumhurbaşkanı terörle mücadele için uluslararası iş birliği çağrısında bulundu

Dün ülkenin güneyindeki Nasriye şehrinde bulunan el-Hut Cezaevi önünde açılan ve terör suçundan hüküm giyen mahkumların infazlarının talep edildiği bir pankart (AFP)
Dün ülkenin güneyindeki Nasriye şehrinde bulunan el-Hut Cezaevi önünde açılan ve terör suçundan hüküm giyen mahkumların infazlarının talep edildiği bir pankart (AFP)

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, dünyanın ve özellikle bölgenin, terörizm, radikalizm ve dünyadaki gerilimlerin daha da artması gibi bir takım zorluklarla karşı karşıya olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı tarafından yazılı olarak yapılan açıklamaya göre Salih, Pakistan Savunma Üretim Bakanı Zübeyde Celal ve beraberindeki heyet ile yaptığı görüşme sırasında şunları söyledi:
“İki ülke arasında savunma alanındaki iş birliğini güçlendirmek, hem askeri kurumların uzmanlığından yararlanmak hem de Irak Silahlı Kuvvetleri’nin yeteneklerini geliştirmek için önemli.”
Dünyanın ve özellikle bölgenin, terörizm, radikalizm ve dünyanın güveliğini ve istikrarını etkileyen gerilimlerin daha da artması gibi bir takım zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirten Salih, bu zorlukların üstesinden gelmek ve küresel güvenlik ve istikrarı sürdürmek için uluslararası iş birliğine ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Öte yandan Pakistanlı Bakan Celal, ülkesinin Irak’ı destekleme, ikili ilişkileri güçlendirme ve Irak güvenlik güçlerinin geliştirilmesi ve eğitimi alanında askeri iş birliğini destekleme sözünü bir kez daha yineledi.  
Irak, geçtiğimiz hafta DEAŞ’ın iki büyük saldırısına maruz kaldı. Bunlardan biri başkent Bağdat'ın merkezinde onlarca insanın ölümüne, yüzlerce insanın ise yaralanmasına neden olan bir intihar saldırısıydı. İkincisi ise Salahaddin ilinde Haşdi Şabi birliklerinden birine yönelik silahlı saldırıydı. İkinci saldırıda onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden oldu. İki saldırı da Arap ülkelerinin yanı sıra bölgesel ve uluslararası taraflarca kınandı. Başbakan Mustafa el-Kazımi'nin güvenlik ve askeri alanlarda bir dizi büyük değişiklikler yapmasıyla Irak hükümeti, bu yeni zorluğun üstesinden gelmek için planlar yapmaya başladı.
Irak hükümeti de saldırıların ardından Irak’la dayanışma mesajı yayınlayan ülkelere teşekkür etti. Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed es-Sahhaf, dün yaptığı açıklamada, “Irak hükümeti, dost ve kardeş ülkelerin ve uluslararası kuruluşların ülkeyi derinden etkileyen terör eylemlerine ilişkin tutumlarından ötürü teşekkürlerini sundu. Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’e, mevkidaşlarından terör eylemlerini kınayan ve Irak'ın yanında olduklarını vurgulayan çok sayıda telefon edildi” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Irak güvenlik güçleri Salahaddin ilindeki DEAŞ hücrelerine karşı bir güvenlik operasyonu başlattı. Haşdi Şabi Heyeti’nden yapılan açıklamada, “Selahaddin'nin doğusundaki el-Eys bölgesinde düzenlenen hain terör saldırısından günler sonra, Haşdi Şabi’ye bağlı 9. Tugay, bölgede ve komşu köylerde terör hücrelerine yönelik bir güvenlik operasyonu başlattı” denildi.
Opersyon sırasında, DEAŞ’ın uyuyan hücrelerine ait bazı noktaların tespit edilmesidiği ve yollara yerleştirilen bir dizi el yapımı patlayıcı cihazın etkisiz hale getirildiği belirtilen açıklamada, ayrıca teröristler için sığınak görevi gören bir tünelin de ortaya çıkarıldığı kaydedildi.
Öte yandan Enbar İl Meclisi Güvenlik Komitesi Başkanı Naim el-Kuud, bazı tarafların DEAŞ’ın ilde artan eylemleriyle ilgili endişelerini hafife alarak, “Mesele gerçekte bir medya abartmasından başka bir şey değildir. Çünkü Enbar halkı, DEAŞ’ın herhangi bir isim veya bahane altında geri dönmesinin mümkün olmadığını biliyor” ifadelerini kullandı.
Kuud, il sınırları içerisindeki geniş çöl bölgelerinde terör çetelerinin bulunduğunu, ancak güvenlik güçleri ve aşiretlerin onları takip ettiğini belirterek, güvenlik birimlerinin birçok terör eylemini engellediğinin altını çizdi.
Konuya ilişkin Şarku'l Avsat'a değerlendirmelerde bulunan Cumhuriyetçi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Mutaz Muhyiddin, “DEAŞ’la mücadele, yalnızca Irak’ın sorumluluğu değildir. Bu konu uluslararası iş birliğine ihtiyaç duymaktadır. Çünkü bu örgütün dış uzantıları var” şeklinde konuştu.
Örgütün her zaman hafife alınamayacak ciddi bir güvenlik tehdidi olan uyuyan hücrelere sahip olduğunun altını çizen Dr. Muhyiddin, “Sorun şu ki, Irak güvenlik birimleri, DEAŞ’a karşı elde edilen askeri zaferden sonra yaşanan gelişmelere hiç aldırış etmedi. DEAŞ’ın sonunu getirdiğini varsaymaya devam etti. Artık bir tehlike arz edemeyeceğini düşündü. Ancak durum öyle değildi. Biz de - uzmanlar olarak -  DEAŞ tehlikesinin halen var olduğu ve bir takım eylemlerde bulunabileceği konusunda çok kez uyarıda bulunduk” dedi.



UNIFIL: İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik saldırıları 1701 Sayılı Karar'ın "açık ihlali"dir

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)
Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)
TT

UNIFIL: İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik saldırıları 1701 Sayılı Karar'ın "açık ihlali"dir

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)
Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), dün yaptığı açıklamada, İsrail'in güney Lübnan'daki bölgeleri hedef alan hava saldırılarının BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı Kararı'nın "açık ihlali" olduğunu ve siyasi ve diplomatik çözüme doğru ilerlemeyi baltaladığını belirtti.

UNIFIL açıklamasında, İsrail saldırılarının Lübnan Silahlı Kuvvetleri'nin Litani Nehri'nin güneyinde izinsiz silah ve altyapıyı ele geçirmek için operasyonlar yürüttüğü sırada gerçekleştiğini belirterek, "özellikle bu kadar yıkıcı ölçekteki herhangi bir askeri eylemin sivillerin güvenliğini tehdit ettiğini, siyasi ve diplomatik çözüme doğru ilerlemeyi baltaladığını" ifade etti.

İsrail, Hizbullah'a ait askeri tesisleri hedef aldığını iddia ederek bölge sakinlerine tahliye uyarısı yayınladıktan sonra Sur, Taybe ve Ayta el-Cebel'e hava saldırıları düzenledi. İsrail daha sonra iki bölge için daha tahliye uyarısı yayınladı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail'in güney Lübnan'daki Sur kasabasını hedef alan hava saldırılarında bir kişinin öldüğünü, sekiz kişinin de yaralandığını duyurdu.

UNIFIL, Lübnan ordusunun elindeki silahlar hariç olmak üzere güney Lübnan'ın silahsızlandırılmasını ve güneye yaklaşık 15 bin askerin konuşlandırılmasını öngören 1701 sayılı Karar'ın uygulanmasında hem Lübnan hem de İsrail'e verdiği desteği sürdürdü. UNIFIL, Lübnan ordusuyla birlikte "istikrarı yeniden sağlamak" için sahada çalıştığını da ifade etti.

BM barış gücü, İsrail'i "bu saldırılara ve 1701 sayılı Karar'ın tüm ihlallerine derhal son vermeye" çağırdı. Ayrıca, Lübnanlı tarafları "durumu daha da alevlendirebilecek herhangi bir tepkiden kaçınmaya" çağırarak, her iki tarafın da "zor kazanılmış ilerlemeyi baltalamaktan kaçınmak için" BM kararına ve bir yıl önce varılan ateşkes anlaşmasına uyması gerektiğini vurguladı.


Gazze’de yüzlerce Hamas militanı tünellerde mahsur kaldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Gazze’de yüzlerce Hamas militanı tünellerde mahsur kaldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Gazze Şeridi'nde İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde yer alan tünellerde yüzlerce Hamas savaşçısının mahsur kaldığı aktarılıyor. 

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde 10 Ekim'de devreye konan barış planı kapsamında İsrail ordusu, "sarı hat" olarak belirlenen bölgeye kadar geri çekildi. 

Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, İsrail askerlerinin mayıstan beri Gazze'deki tünelleri kapatma ya da yeraltı yollarının birbiriyle bağlantısını kesme çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor. 

Öte yandan ateşkesin devreye girmesiyle çalışmaların yarım kaldığı, İsrail'in kontrolündeki bölgede yer alan tünellerde silahlı Hamas militanlarının saklandığı ifade ediliyor. 

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Hamas militanlarının teslim olması gerektiğini yoksa öldürüleceklerini bildirmişti. Gazze'yi yöneten örgütse savaşçılara bölgeden güvenli çıkış hakkı tanınmasını talep ediyor. 

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Arap yetkililer, savaşçıların akıbetinin ateşkes anlaşmasını zora soktuğunu belirtiyor. İsrailli ve Arap kaynaklara göre IDF kontrolündeki bölgede yer alan tünellerde 200 ila 300 savaşçı var. Hamas ise bu sayının 100'e yakın olduğunu savunuyor. Kaynaklar, gıda ve erzak kıtlığı nedeniyle bazı militanların öldüğünü aktarıyor.

Tünellerde saklanan Hamas militanları, geçen ay düzenledikleri saldırıda üç İsrailli askeri öldürmüştü. Gazze'yi yöneten örgüt, saldırı emri verilmediğini ve militanlarla marttan bu yana iletişim kurulamadığını bildirmişti. IDF ise buna karşılık düzenlediği karşı saldırıda 145 Filistinliyi öldürmüştü. 

Arap yetkililer, pazar itibarıyla Hamas'ın tünellerde mahsur kalan bazı savaşçılarla iletişime geçebildiğini söylüyor. Ayrıca Hamas'ın ateşkes görüşmelerinde böyle bir sorun yaşanabileceğine dair baştan uyarıda bulunduğunu da belirtiyor. 

ABD'li yetkililer, Hamas savaşçılarına güvenli geçiş hakkı tanınıp tanınmayacağına dair yorum yapmayı reddediyor. 

Trump'ın planı kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve bölgenin yönetiminde söz sahibi olmaması talep ediliyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği ve eski Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair'in de yer alacağı "Barış Kurulu" da bu komitenin faaliyetlerini denetleyecek.

Ayrıca bölgeye yaklaşık 5 bin kişilik bir uluslararası güvenlik gücünün gönderilmesi de öngörülüyor. WSJ'nin haberinde, Washington'ın "bir an evvel bu ikinci aşamaya geçmek istediği" belirtiliyor. 

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren savaş, iki yıl süren çatışmaların ardından Gazze Şeridi'ni harabeye çevirdi. 

Bölgeye giden BBC muhabirlerinin aktardığına göre İsrail askerleriyle Hamas savaşçıları arasında "sarı hat" boyunca neredeyse her gün çatışma yaşanıyor. Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısının haberinde şu ifadelere yer veriliyor:

İsrail'in büyük ölçüde yerle bir ettiği ve Trump'ın yatırım fırsatı olarak gördüğü bu bölgede asıl soru çatışmaları kimin durdurabileceği değil, Gazzelilerin kendi topluluklarının ve topraklarının geleceğinde ne kadar söz sahibi olabileceğidir.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC 


Hamas heyeti, MİT Başkanı’yla Gazze anlaşmasının uygulanmasına ilişkin gelişmeleri görüştü

Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
TT

Hamas heyeti, MİT Başkanı’yla Gazze anlaşmasının uygulanmasına ilişkin gelişmeleri görüştü

Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)

Hamas, Halil el-Hayye liderliğindeki bir heyetin dün İstanbul'da Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile bir araya gelerek Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının uygulanmasındaki gelişmeleri görüştüğünü duyurdu.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, toplantıda İsrail'in Gazze anlaşmasını ‘ihlal’ ettiği konuların ele alındığı belirtildi. Bu ihlaller arasında İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelere yönelik bombardıman ve ateş açma, Refah Sınır Kapısı dahil geçişlerin kapatılması ve yardım, tıbbi malzeme ve altyapı yeniden inşa ihtiyaçlarının girişinin engellenmesi yer alıyor.

Açıklamada, el-Hayye'nin Kalın’a Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen Filistinli grupların son toplantıları hakkında bilgi verdiği ve ‘arabuluculara ve ilgili tüm uluslararası taraflara, İsrail'in Filistinli mahkûmlara yönelik korkunç ihlallerini durdurmaları için baskı yapma’ gereğini vurguladığı belirtildi.

Geçtiğimiz ay Kahire'de bir araya gelen Filistinli gruplar, Gazze'nin yönetimini Gazze Şeridi'nden bağımsız uzmanlardan oluşan geçici bir Filistin komitesine devretme ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşasının finansmanı ve uygulanmasını denetlemek üzere uluslararası bir komite kurma konusunda anlaşmaya vardıklarını açıklarken, ‘Filistin siyasi sisteminin birliği ve bağımsız ulusal karar alma mekanizmasının’ önemini vurguladılar.

Gazze Şeridi'nde güvenlik ve istikrarı sağlamak için gerekli tüm önlemleri almayı kabul eden gruplar ayrıca, ateşkesi izlemek üzere kurulacak geçici uluslararası güç hakkında bir Birleşmiş Milletler (BM) kararı alınmasının önemini vurguladı.