İşte TDK'ya en çok gelen Türkçe astronot isim önerileri!https://turkish.aawsat.com/home/article/2798626/i%CC%87%C5%9Fte-tdkya-en-%C3%A7ok-gelen-t%C3%BCrk%C3%A7e-astronot-isim-%C3%B6nerileri
İşte TDK'ya en çok gelen Türkçe astronot isim önerileri!
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Gürer Gülsevin (İHA)
Ankara/İHA
TT
TT
İşte TDK'ya en çok gelen Türkçe astronot isim önerileri!
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Gürer Gülsevin (İHA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı çağrının ardından 'astronot' kelimesinin Türkçe karşılığı için gelen isim önerilerini açıklayan Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Gürer Gülsevin, "Gökmen, gökalp, gökderi, yani gök kelimesi ile başlayan, devam eden kelimeler çoğunlukta. Demek ki halkın dil zevki o yönde oluyor. Bir de gelenler arasında şahıs isimleri var. Alpaslan var, Fatih var. Tarihimizdeki önemli şahsiyetlerin isimleri canlandırılmak isteniyor" dedi.
TDK Başkanı Gülsevin, 'astronot' kelimesinin Türkçe karşılığı için gelen isim önerilerini açıkladı. Gülsevin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı çağrının onun Türkçe hassasiyetine bir örnek olduğunu belirterek, "TDK her zaman hazırlıklı bir vaziyette yabancı kelimelere karşılık çalışmalarını yürütüyordu, 2005 yılında da zaten 'astronot' için Türkçe bir karşılık önermişti. O gün için 'gökmen' ve 'uçman' kelimeleri önerildi. TDK, dil hususunda otoritedir, saygın bir kurumdur. İlk bakışta şöyle düşünülmesin, TDK'nın ‘TDK karşılık bulduysa onu kullanalım' şeklinde bir beklentisi olmuyor. Sadece bir bilim kurumu olarak, danışılan bir kurum olarak doğru olduğunu düşündüğü şekilde kelime türeterek öneriler yapıyor. Bunların kullanılıp kullanılmaması halkın zevkine de bağlı kalıyor. Bir kelime türetiyorsunuz, tutulmuyor; başka bir kelime yanlış türetiliyor ama tutuyor. Bazıları tutuyor ve yaşıyor. Doğru türettiklerinizden bile yaşamayan var. Demek ki doğru türetmek, dilin ölçülerine göre ve Türk dilinin kurallarına göre türetmek de kelimenin tutunabilmesinin garantisi değil" diye konuştu.
"'Gökmen' veya 'uçman' yaygınlaşırsa kullanılır, yaygınlaşmazsa kullanılmaz" diyen TDK Başkanı Gülsevin, "TÜBA ülkemizin en saygın kuruluşlarındandır. Onlar mesela Türkçe Bilim Terimleri Sözlüğü'nde astronot için 'gökmen' kelimesini de kullanmışlar. Bu süreç içerisinde Cumhurbaşkanımız özellikle sadece dilcilerle, bilim adamlarıyla değil 83 milyonla anlaşalım, güzel kelime bulalım dediği için her yerde, sosyal medyada da anketler yapılıyor, kelimeler öneriliyor. TDK bunları bir araya topluyor. Öte yandan Türkiye Uzay Ajansı ise bu işin tam merkezi. Onlar bu meselenin bir kanadını oluşturuyor, bunun Türkçeleşmesi de söz konusu olduğu için TDK diğer bir kanadını oluşturuyor. Onlarla randevumuz var, görüşeceğiz. Ne tür kelimeler öneriliyor, onların bakış açısıyla neler bekleniyor, onlarla konuştuktan sonra bir program yapıp kendi üzerimize düşeni, bugüne kadar yaptığımız gibi kendi yöntemlerimizle herkese sunabileceğiz" açıklamasında bulundu.
Gülsevin, bire bir tercüme edildiği zaman 'astronot' kelimesinin ‘yıldız gemicisi' şeklinde, 'kozmonot' kelimesinin ise 'evren gemicisi' şeklinde karşılandığını ifade etti. Farklı öneriler gelebileceğini belirten Gülsevin, "Uzay kelimesiyle oluşturulmuş bir iki öneri var. Geriye kalanlar daha çok 'gökmen', 'gökalp', 'gökeri' gibi gök kelimesi ile başlayan kelimeler. Demek ki halkın dil zevki o yönde. Gelen öneriler arasında şahıs isimleri de var; Alparslan var, Fatih var. Tarihimizdeki önemli şahsiyetlerin isimleri canlandırılmak isteniyor. Sayın Devlet Bahçeli Bey 'Cacabey' olmasını önermiş. Çok özel bir tespit bu. Selçuklu döneminde, 13. yüzyılda Anadolu'da Kırşehir'de (Caca Bey'in) medresesi var. O medresenin olduğu yerde rasat yapıldığı da tahmin ediliyor. Diğer tarihi isimler gibi 'Cacabey' de çok güzel olabilir. Belki bilim tarihinde çok şey borçlu olduğumuz bu şahsiyetin adını bugün böyle bir şeyle canlandırabiliriz" şeklinde konuştu.
En çok önerilen kelimenin 'göktürk' olduğu bilgisini veren Gülsevin, "Bir yandan 'gök' var, bir yandan 'Türk' var. O da halk tarafından yakıştırılıyor. TDK Başkanı olarak fikrimi değil, tespitimi söylüyorum; 'Göktürk' bizim keşif uydumuza verilen isim oldu. Hem bizim keşif uydumuz 'Göktürk' hem de eski adıyla astronot 'göktürk' olur mu? Olmaz da diyemiyorum, olur da diyemiyorum. Bunları önümüzdeki süreç gösterecek" ifadelerini kullandı.
TDK Başkanı Gürer Gülsevin, kuruma gelen isim önerilerini şöyle açıkladı:
"Cacabey, göksu, göksü, gökreis, göktürk, gökay, Türkay, Türkonot, evrenot, gökmen, uzay insanı, Alpaslan, Fatih, akıncı."
PKK kendini feshetti, Türkiye ve bölge için yankıları neler olacak?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5142547-pkk-kendini-feshetti-t%C3%BCrkiye-ve-b%C3%B6lge-i%C3%A7in-yank%C4%B1lar%C4%B1-neler-olacak
PKK kendini feshetti, Türkiye ve bölge için yankıları neler olacak?
PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.
Ömer Önhon
Kırk yıldan fazla bir süredir Türkiye'ye karşı kanlı bir çatışma yürüten silahlı örgüt PKK, pazartesi günü kendini feshetme ve silahlı mücadelesini sonlandırma niyetini teyit ettiği tarihi ve benzeri görülmemiş bir duyuru yaptı.
Geçtiğimiz hafta örgütün konuşlanmış bulunduğu Kuzey Irak'ta düzenlenen kongrenin yayınlanan sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı: “PKK tarihi misyonunu tamamladı ve pratikleşme süreci Önder Apo (örgütün kurucusu Abdullah Öcalan'a atıfta bulunulmaktadır) tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere örgütsel yapısını feshetme kararı almıştır.”
Açıklamada şunlar da eklendi: “PKK'nın mücadelesi, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladı, Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdi.”
Şubat ayında, Türkiye'de 20 yıldan fazla süredir tutuklu bulunan örgütün lideri, örgütün feshedilmesini görüşmek üzere bir kongre toplanması çağrısı yapmıştı.
PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen 12. Kongresi’nin ardından 8 Mayıs'ta kısa bir açıklama yaparak “büyük” bir duyuru yapacağına işaret etti.
Fesih kararının, komşu Irak ve ABD ile müttefik Kürt güçlerinin aktif olduğu Suriye de dahil olmak üzere bölge için geniş siyasi ve güvenlik sonuçlarının olması bekleniyor. Bu duyuru önemine rağmen, kesin bir atılım teşkil etmiyor. Örgüt ile Türk hükümeti arasında devam eden müzakereler hakkında bilgili kaynaklara göre, birçok sorun hâlâ çözülmemiş durumda. Bu kaynaklar, duyuruyu kamuoyu baskısını hafifletmeyi, eleştirileri savuşturmayı ve yavaş da olsa bir ilerleme kaydedildiği mesajı iletmeyi amaçlayan geçici bir adım olarak tanımlıyor.
PKK, 52 yıl önce Abdullah Öcalan tarafından kuruldu ve 40 binden fazla insanın hayatına mal olan silahlı bir mücadele yürüttü. Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanımlanıyor
Görünüşe göre var olan engeller ortadan kaldırıldı ve örgüt sonunda uzun zamandır beklenen duyuruyu yayınladı. Uygulanıp uygulanmayacağı ve duyurunun Türkiye içinde istenen etkiyi yaratıp yaratmayacağı henüz belli değil.
Terör örgütü olarak tanımlanan örgüt
PKK, 52 yıl önce Abdullah Öcalan tarafından kuruldu ve 40 binden fazla insanın hayatına mal olan silahlı bir mücadele yürüttü. Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği (AB) tarafından terör örgütü olarak tanımlanıyor. Öcalan, 1999'dan beri Marmara Denizi'ndeki İmralı Adası'nda bulunan bir cezaevinde mutlak tecrit altında tutuluyor.
Terörsüz Türkiye olarak adlandırılan süreç, aşırı sağcı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli'nin geçen yıl 22 Ekim'de Öcalan'ı PKK ve faaliyetlerini sonlandırma çağrısı yapmaya davet etmesiyle başladı. Hükümet, örgütün resmi bir kongre düzenleyerek kendisini feshetme yönünde bir iç karar alacağından hareketle, süreci sıkı bir şekilde kontrol altında tuttu, seçici ve dikkatli bir bilgilendirme yapmakla yetindi.
Kongreye yaklaşık 15 kişi katılırken haberler, Öcalan ve örgütün elebaşlarının video konferans yoluyla katıldığına işaret ediyorlar. Paralel olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) üçüncü büyük parti olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) temsilcileri ile hükümet yetkilileri arasında haftalarca gizli görüşmeler yapıldı.
Her iki taraf da bu görüşmeleri müzakere olarak tanımlamaktan çekinse de aslında öyleler. Bu sürecin bir parçası olarak, DEM Parti heyetleri Öcalan'ı cezaevinde ziyaret etti, Kuzey Irak'taki örgütün lider kadrosuyla istişarelerde bulundu ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Irak'taki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Suriye'deki Halk Koruma Birlikleri (YPG) dahil olmak üzere Kürt siyasi gruplarla görüştü.
Duyurunun detayları henüz belirsizliğini koruyor. Örgütün silahlarını ne zaman ve nerede bırakacağı henüz belirsiz bir konu. Kararın uygulandığı nasıl doğrulanacak? Genel af çıkacak mı? Terör ve kasten öldürme suçundan aranan militanların kaderi ne olacak?
Talepler listesi
Siyasi cephede, PKK'nın bir talepler listesi sunduğu ve Türk hükümetinin karşılığında vaatlerde bulunduğu düşünülüyor. Bununla birlikte henüz hiçbir ayrıntı yayınlanmadı. Hükümet, hiçbir taviz verilmediğinde ısrar ediyor ve bu inanılması zor bir iddia. DEM Partisi heyetinin önde gelen üyelerinden Pervin Buldan, şimdi demokratikleşme alanında adımlar atmak için sıranın Türkiye'de olduğunu söyledi. DEM Partisi'nin Merkez Yürütme Kurulu’nun önümüzdeki hafta başında net bir yol haritası ve belirli bir talepler listesi açıklamak üzere toplanması bekleniyor.
PKK'nın duyurusunda, bu kararların pratikleşmesinin Abdullah Öcalan'ın sürece liderlik etmesini ve yönlendirmesini, demokratik siyasi faaliyet hakkının tanınmasını ve sağlam yasal güvencelerin sunulmasını gerektirdiği belirtildi.
Bunlar son derece hassas konular ve aynı zamanda barış için koşullar gibi görünüyor.
Avrupa Konseyi Ankara'yı birçok alanda eleştirdi, ancak barış müzakerelerini Kürt sorununu barışçıl ve sürdürülebilir bir şekilde çözmeyi amaçlayan “önemli bir fırsat” olarak nitelendirdi.
PKK, Öcalan'ın serbest bırakılmasını talep etti ve birçok gözlemci kendisine af çıkarılacağına inanıyor. Ancak Öcalan'ın Türk makamlarına, esas olarak suikast ve provokasyon korkusuyla adayı terk etmek istemediğini ve bunun yerine yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve koruma talebini ilettiği bildirildi.
PKK'ya karşı yıllardır süregelen düşmanlığa rağmen, Türk kamuoyunda bu gelişmelere karşı yaygın bir öfkeye tanık olunmadı. Hükümetin propaganda makinesi hakim olan anlatıyı kontrol etmeyi başardı. Muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) hep DEM Partisi aracılığıyla PKK ile iş birliği yapmakla suçlayan iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ise şimdi aynı taraflarla müzakereler yürütüyor. Türk milliyetçilerinin potansiyel muhalefeti kontrol altında tutuluyor, hatta doğrudan bastırılıyor.
Zafer Partisi lideri ve AKP-MHP ittifakının açıkça muhalifi olan Ümit Özdağ, Ocak ayında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Suriyeli mültecilere karşı nefrete tahrik ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret etmekle suçlandı. Ancak birçok kişi tutuklanmasının kamuoyunu Öcalan'ın serbest bırakılmasına karşı kışkırtma ve barış sürecini sarsma potansiyeline sahip olmasından kaynaklandığına inanıyor.
12 Mayıs'ta Diyarbakır’daki bir kahvehanede PKK’nın fesih açıklamasını televizyondan takip eden erkekler (AFP)
Özdağ da yargılanması sırasında kendisini Öcalan'ın serbest bırakılmasını kolaylaştırmak için hapse atılan bir “siyasi rehine” olarak tanımladı. Uluslararası alanda süreç ihtiyatlı bir onayla karşılandı. AB ve ABD hâlâ PKK'yı terör örgütü olarak listelese de, varlığını Türkiye'de Kürtlerin özgürlükler konusunda uzun süredir yaşadığı mahrumiyetin bir yansıması olarak görüyorlar ve bu tutum Ankara ile aralarında uzun süredir gerginlik yaratıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil olmak üzere Türk yetkililer, AB'yi Avrupa'daki PKK faaliyetlerine göz yummakla ve böylece terörizmi desteklemekle suçluyorlar.
Önemli bir fırsat
Her şeye rağmen, Avrupalı liderler Türkiye'de devam eden sürece desteklerini ifade ettiler. Avrupa Konseyi, birkaç gün önce yayınladığı son raporunda Ankara'yı birçok alanda eleştirdi ancak barış müzakerelerini Kürt sorununu siyasi, sosyal, demokratik ve güvenlik düzeylerinde barışçıl ve sürdürülebilir bir şekilde çözmeyi amaçlayan “önemli bir fırsat” olarak nitelendirdi.
Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın karşı karşıya olduğu en önemli meydan okumalardan biri, ülkedeki Kürtler ve özellikle de Halk Koruma Birlikleri (YPG) ile başa çıkma meselesidir
Türkiye içinde, CHP, hükümete karşı yürüttüğü açık savaşa ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hapse atılmasının ardından gösteri ve protestolar düzenlemesine rağmen, bu sürece karşı çıkmadı. Partisinin Van'da düzenlediği gösteride, CHP lideri Özgür Özel, örgütün yakında silah bıraktığını açıklaması yönündeki umudunu dile getirdi. AK Parti’nin Doğu Anadolu bölgesinde DEM Partisi'nin seçilmiş belediye başkanlarını görevden alma ve yerlerine kayyum atama kararlarını kınadı.
Örgütün kendisini feshettiğini ve silah bırakacağını duyurması ile birlikte, ülke için yeni bir anayasa taslağının hazırlanması da dahil olmak üzere sürecin yeni bir aşaması başlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanlarından biri olan Mehmet Uçum da temel aşamanın tamamlandığını ve şimdi demokrasi ve hukuk alanlarında kapsamlı reformların uygulanmasına geçileceğini söyleyerek buna işaret etti.
PKK’nın kendisini feshettiğini duyurmasının ardından Diyarbakır'daki tarihi Sur ilçesi 12 Mayıs (AFP)
Bu sürecin hükümete fayda mı zarar mı sağlayacağı ise belirsizliğini koruyor. Ancak kamuoyu yoklamaları, eğer şimdi seçimler yapılırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin neredeyse imkansız göründüğüne işaret ediyor. Çoğu Türk, felç edici ekonomik krizden ve otoriterliğe doğru hızlı kayıştan ciddi şekilde etkilendi. Örgütün kendisini feshetmesi ve Türkiye'de terörün sona erdirilmesi belki Erdoğan'ın popülaritesini yeniden kazanmasının önünü açabilir, ama ekonomik ve politik sorunların devam etmesi onu her zamankinden daha savunmasız bırakabilir.
Suriye boyutu
Suriye boyutu bu denklemde önemli bir unsur. Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın karşı karşıya olduğu en önemli meydan okumalardan biri, ülkedeki Kürtler ve özellikle de YPG ile nasıl başa çıkacağı meselesi.
Bu birlikler PKK ile yakın bağlarını sürdürüyorlar ve safları içinde bazı kadroları bulunuyor. Şam'ın şiddetle reddettiği bir talep olan merkezi olmayan bir idari sistem kurulması da dahil olmak üzere çeşitli taleplerde bulundular.
Türkiye'deki devam eden gelişmeler büyük olasılıkla Suriye arenasına yansıyacak ve Suriye'deki durum da Türkiye'deki gelişmeleri etkileyebilir.