Irak’ın Nasıriye kentindeki gösterilerin 5 günlük bilançosu: 7 ölü ve yüzlerce yaralı

Irak’ın Nasıriye kentindeki gösterilerden geçtiğimiz günlere ait bir fotoğraf (AFP)
Irak’ın Nasıriye kentindeki gösterilerden geçtiğimiz günlere ait bir fotoğraf (AFP)
TT

Irak’ın Nasıriye kentindeki gösterilerin 5 günlük bilançosu: 7 ölü ve yüzlerce yaralı

Irak’ın Nasıriye kentindeki gösterilerden geçtiğimiz günlere ait bir fotoğraf (AFP)
Irak’ın Nasıriye kentindeki gösterilerden geçtiğimiz günlere ait bir fotoğraf (AFP)

Irak’ın güneyindeki Zikar vilayetinin kent merkezi Nasıriye’de dün göstericiler ile güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandığı bildirildi. Nasıriye’deki sağlık kaynaklarına göre, dünkü çatışmalarda en az 3 kişi hayatını kaybederken, güvenlik güçleri ve göstericilerden 100’den fazla kişi yaralandı. Bu tehlikeli gelişme, İçişleri Bakanı Osman el-Ganimi’nin başkanlığındaki hükümet heyetinin aylardır öfkenin hâkim olduğu kentte durumu sakinleştirmek için düzenlediği ziyaretten bir gün sonra geldi.
Milletvekillerinin yanı sıra göstericiler yaklaşık 5 gündür devam eden protestolarda Başbakan Mustafa el-Kazimi’den Zikar Valisi Nazım el-Vaili’yi görevden almasını talep ediyor.
İnsan Hakları Komiserliği Üyesi Ali el-Beyati, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Nasıriye’de durum kontrol dışı. Kanlar akıyor ve hükümet seyirci kalıyor. Vilayette 5 gündür süren protestoların sonucunda 5 kişi öldü, aralarında 147 güvenlik görevlisinin bulunduğu 271 kişi yaralandı” diye yazdı. Kentte dün yaşanan arbede sonrasında ölü sayısı 7’ye yükseldi.
Nasıriye’de yaşanan bu son gerginlik, Papa Francis’in Mart ayı başında planlanan Nasıriye ziyaretine günler kala geldi. Gözlemcilere göre, bu gerginlik ziyaretin ertelenmesine veya iptal edilmesine sebep olabilir. Ancak Nasıriye’deki gösterici gruplar ziyareti engellemek istemediklerini ve kentte barış ve özgürlüğün hâkim olması için Papa’dan dua isteyeceklerini ifade ediyorlar.
Kent, dün sabahın ilk saatlerinden itibaren El-Behv kavşağı, Ez-Zeytun Köprüsü ve kentin batısındaki Valilik binasının çevresinde göstericiler ile güvenlik güçleri arasında çatışmalara sahne oldu. Göstericiler Valilik binasının dışındaki güvenlik noktasını ateşe vererek binaya girebildi. Aktivistler, güvenlik ve emniyet güçlerinin göstericileri dağıtmak için gerçek mermi ve göz yaşartıcı gaz kullanması sonucu ölen ve yaralananların olduğunu belirtti.
Göstericiler ise milis gruplarını, güvenlik güçleri kılıfı altında göstericileri öldürmek ve protesto hareketini sindirmeye çalışmakla suçluyor. Göstericiler, Vali Nazım el-Vaili’nin görevden alınması talebini yineleyerek önümüzdeki günlerde gerginliği tırmandırmakla tehdit etti.
Nasıriye, Kasım 2019’da onlarca kişinin öldüğü ve yaralandığı benzer olaylara tanık oldu. Söz konusu olaylar, gösterici grupların yetkililere ve partilerine karşı gerilimi tırmandırdığı zirve noktasıydı. Kentteki sağlık kaynakları, “El Habubi Hastanesi’nin, odaların dolması nedeniyle yeni gelen yaralıları kabul edemediğini” aktardı. Hastane yönetiminin yeni gelen yaralıların kentteki devlet hastanesine sevk edilmesini talep ettiğini kaydeden kaynaklar, bazı yaralıların da Özel El Emel Hastanesi’ne sevk edildiğini bildirdi.
Nasıriye Kan Bankası, halka yaptığı çağrıda, kan bağışında bulunmalarını talep etti. Nasıriye Kan Bankası Müdür Yardımcısı Raci es-Sad, yaptığı yazılı açıklamada, “Zikar vilayetindeki kardeşlerimize, Kan Bankası’nın tüm kan gruplarına olan ihtiyacı için yaralı göstericilere kan bağışında bulunmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. Kent sakinlerinden onlarca kişi kan bağışında bulunmak için Kan Bankası önünde uzun kuyruklar oluşturdu.



DEAŞ’ın yönetimi Abdulkadir Mumin ile Afrika'ya mı geçiyor?

DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)
DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)
TT

DEAŞ’ın yönetimi Abdulkadir Mumin ile Afrika'ya mı geçiyor?

DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)
DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)

Analistler, terör örgütü DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin’in kınayla boyanmış turuncu sakalıyla, resmi olarak bu unvana sahip olmasa da muhtemelen örgütün en güçlü adamı haline geldiğini düşünüyorlar.

DEAŞ, örgütün liderinin Ebu Hafs el-Haşimi el-Kureyşi olduğunu iddia etse de gözlemciler bu takma ismi taşıyan gerçek biri olup olmadığını sorgularken muhtemelen örgütü Somali'den yönetmekle sorumlu olan Abdulkadir Mumin dikkati çekiyor.

Uluslararası Radikalleşme ve Siyasi Şiddet Araştırmaları Merkezi’nden (International Centre for the Study of Radicalisation and Political Violence/ICSR) Tore Hamming, Mumin’in DEAŞ’ın küresel ağındaki en önemli, en güçlü ve en fazla kontrole sahip ismi olduğunu söyledi.

Hamming, liderlerin teker teker öldürüldüğü bu karanlık örgütte Mumin’in şimdiye kadar hayatta kalmayı başaran birkaç üst düzey isimden biri olduğunu ve bunun da ona örgüt içinde bir tür statü kazandırdığını belirtti.

Somali'nin örgüt için önemi

Mumin’in ABD tarafından birkaç ay önce düzenlenen saldırıda öldürüldüğü sanılıyordu, ancak öldüğüne dair herhangi bir kanıt elde edilemediği için hayatta olduğu ve faaliyetlerine devam ettiği düşünülüyor. Somali'nin mali nedenlerden ötürü örgüt için önemli olduğunu belirten Hamming, buradan Kongo, Mozambik, Güney Afrika, Yemen ve Afganistan'a para gönderdiklerini, dolayısıyla iyi bir mali modele sahip olduklarını vurguladı.

h67u8ı
DEAŞ liderlerinin her zaman Arap kökenli oldukları biliniyor (Reuters)

Bu mali faaliyetlere ilişkin hiçbir bilgi yok, çünkü bu miktarları tahmin etmek bile imkansız. Paranın bir yerden başka bir yere giderken izlediği güzergahları tam olarak belirlemek de öyle.

Mumin’in DEAŞ liderliğine uzanan yolculuğu

Yarı özerk Puntland bölgesinde doğan Mumin, bir süre İsveç'te yaşadıktan sonra İngiltere'ye yerleşti. 2000'li yılların başında Londra ve Leicester'da camilerde ve internette dolaşan videolarda radikal bir vaiz olarak tanınan Mumin, Somali'ye döndüğünde İngiliz pasaportunu yaktı ve El Kaide ile bağlantılı eş-Şebab örgütü lehine propaganda yapmaya başladı. Ardından 2015 yılında DEAŞ saflarına geçti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan Avrupalı bir istihbarat yetkilisi, DEAŞ'ın küçük bir bölgeyi kontrol etmesine karşın geniş bir kitleye hitap ettiğini ve para dağıttığını söyledi. Aynı yetkili, geçtiğimiz mayıs ayında Mozambik'te DEAŞ’ın Faslı ve Afrikalı üyelerinin bir terör saldırısı gerçekleştirdiğini aktardı.

Yetkiliye göre Mumin ayrıca Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde (KDC) faaliyet gösteren DEAŞ bağlantılı Ugandalı örgüt Müttefik Demokratik Güçler’i (ADF) finanse etti. Şu an ADF’nin bin ile bin 500 arasında üyesi olduğunun tahmin edildiğini belirten yetkili, ADF üyelerinin Mumin'in yardımıyla radikalleşme, silah ve finansman arayışını sonlandırıp silahlı saldırılara başladıklarını kaydetti.

İdeolojide değişim

Bazı gözlemcilere göre Mumin, DEAŞ’ın lider kadrosunda halife olarak görülüyor, ancak resmi olarak biat etmesi, kökleri Ortadoğu'ya dayanan, Suriye ve Irak'ta 2014 yılından 2019 yılına kadar süren bir halifelik kuran DEAŞ içinde ideolojik bir değişim anlamına gelecek.

Aşırıcılıkla Mücadele Projesi (The Counter Extremism Project/CEP) adlı düşünce kuruluşunun direktörü Hans-Jakob Schindler, Mumin’in DEAŞ’ın başına geçmesinin DEAŞ destekçileri ve sempatizanları arasında bir kargaşaya neden olacağını değerlendirdi.

Fakat Horasan Vilayeti ve Batı Afrika Vilayeti gibi DEAŞ'a bağlı grupların liderlerinin operasyonel faaliyetleri örgütün liderliğini istemelerine neden olabilir. Somalili olan Mumin, DEAŞ’ın geleneksel liderlik kriterlerini karşılamasa da coğrafi konumu ona bazı avantajlar sağlıyor.

Afrika Boynuzu

ABD’nin West Point Askeri Akademisi’ne bağlı CTC Sentinel - Combating Terrorism Center’a göre Afrika Boynuzu örgüte Arap Maşrık (Levant) bölgesindeki istikrarsızlıktan koruma ve daha fazla hareket özgürlüğü sağlamış olabilir. Merkez, bu liderlik özelliklerinin, mali kaynakları savaşı kazanmanın anahtarı olarak gören terör örgütü El Kaide’nin eski lideri Usame bin Ladin'inkilerle örtüştüğünü vurguladı.

Mumin'in emrindeki militan sayısı az olmasına rağmen liderlik piramidinin tepesine yükselmesi, DEAŞ içindeki değişimleri de yansıtıyor. Hamming’e göre bu değişimlerden ilki halifenin artık DEAŞ'deki en önemli figür olmaması, ikincisinin ise örgütün aslında Afrika'ya doğru kademeli bir stratejik kayma arayışında olması. Kimliğinin gizli tutulmasını isteyen Avrupalı istihbarat kaynağı ise Avrupa'ya ulaşan şiddet görüntülerinin yüzde 90'ının Afrika'dan geldiğini söyledi. Ancak CTC Sentinel'e göre örgütün liderliği Ortadoğu'da kalmaya devam ettiğinden ‘her şey aynı kalıyor’.