Akile Salih: Libya’nın üç bölgesini temsil edecek küçültülmüş teknokrat hükümet istiyoruz

Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, perşembe akşamı Trablus’ta düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, perşembe akşamı Trablus’ta düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
TT

Akile Salih: Libya’nın üç bölgesini temsil edecek küçültülmüş teknokrat hükümet istiyoruz

Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, perşembe akşamı Trablus’ta düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, perşembe akşamı Trablus’ta düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (Reuters)

Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, yaptığı açıklamada, “Libya Temsilciler Meclisi tarafından görevlendirilmek için hazırlık yapan hükümete bir ön muhalefet olmadığını” belirterek, Sirte veya Tobruk’ta hükümete güvenoyunun verileceği oturumun düzenlenmesi ve toplantı yeter sayısının sağlanacağını söyledi.
Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita ile Rabat’ta düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Salih, “Libya’nın üç bölgesini temsil edecek küçültülmüş teknokrat hükümetin kurulmasını istiyoruz” dedi. Hükümete güvenoyunun verileceği oturumun yapılması için toplantı yeter sayısının sağlanacağını vurgulayan Salih, ikna edici bir hükümet listesinin Temsilciler Meclisi’ne sunulması halinde Meclis’in de sorumluluğunu üstleneceğini belirtti.
Salih, dün ulaştığı Rabat’ta Fas Dışişleri Bakanı Burita ile görüşmeler gerçekleştirdi. Burita, açıklamasında, Libya Temsilciler Meclisi’nin Libya krizindeki önemli rolü göz önüne alındığında Salih’in Rabat ziyaretinin önem taşıdığını ifade etti. Burita, Salih ile görüşmesinin, Fas Kralı 6. Muhammed’in Libya halkını temsil eden meşru kurum olan Libya Temsilciler Meclisi’ne ve aynı şekilde Libya’daki tüm meşru kurumlarına olan desteğini yineleme ve diyalog için fırsat oluşturduğunu söyledi.
Libya’da geçiş sürecini yönetmenin ve siyasi sürece açık bir vizyon sunmanın temel unsuru olması dolayısıyla Libya hükümetinin hızlı bir şekilde kurulmasının önemine işaret eden Burita, Fas’ın bu sürecin Libyalılar arasındaki uzlaşı ve uyumun ışığında tamamlanması gerektiğini düşündüğünü, bu sürecin ayrılıkları ve gerilimleri haklı gösterme aşaması olması gerekmediğini belirtti.

Dibeybe’nin Rabat ziyareti ertelendi
Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin programında dün Rabat ziyareti görünüyordu ancak ziyaret bilinmeyen bir tarihe ertelendi. Libyalı kaynaklar, Dibeybe’nin Fas ziyaretinin ertelenmesinin, içerideki işlerle uğraşmasından kaynaklandığını belirterek, Fas’ın davetine en yakın fırsatta icabet etmeyi umduğunu aktardılar.
Akile Salih, Libya’nın doğusundaki Kubbe şehrinde yer alan ofisinde önceki akşam Libya’ya sürpriz ziyaret gerçekleştiren Mısır heyetiyle bir araya geldi. Salih’in ofisinden yapılan açıklamada, görüşmede “Ulusal Birlik Hükümeti’nin kuruluşu için yapılan hazırlıkların” ele alındığı bilgisi paylaşıldı.
Kaynaklar, hükümeti kurmakla görevlendirilen Abdulhamid Dibeybe’nin hükümet kabinesinde görev verdiği isimleri veya sayılarını açıklamamasının, kabinedeki otorite bakanlıklarıyla ilgili yaşanan ve halen çözülmeyen ihtilaflardan kaynaklandığını belirterek, söz konusu ihtilafın kabine listesinin ilan edilmesinin gecikmesine neden olduğunu dile getirdiler.
Ulusal Mutabakat Hükümeti’nde (UMH) İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Fethi Başağa’nın Dibeybe hükümetinde de yerini koruyacağı ifade edilirken, Savunma Bakanlığı’na Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) Libya’nın güneyinden desteklediği bir ismin getirileceği yönünde tahminler yürütülüyor.
Bununla birlikte yerel medya organları ve gözlemciler, güney bölgesinin Meclis Başkanı’nın koltuğunu korumasına yanıt olarak, Maliye ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı kalacağından söz ediyor. Zira güney bölgesinin temsilciler, Başkanlık Konseyi Başkanı ve hükümet yetkililerinin batı ve doğu bölgelerinden seçilmesine karşılık olarak söz konusu iki bakanlığı istiyorlar.
Dibeybe önceki akşam Trablus’ta düzenlediği basın toplantısında, bakanlıklar konusunda ülkenin doğu, güney ve batı bölgeleri arasında “adil bir dağılım” gözettiğine işaret ederek, bakanların seçimi için kendilerine 3 binin üzerinde özgeçmiş ulaştığını, bunlardan 2 bin 300’ünü incelediklerini kaydetti.
Dibeybe, eski rejim yanlıları da dahil olmak üzere “kimseyi dışlamadan tüm bileşenlerin hükümette temsil edilmesini” sağlama taahhüdünde bulundu.
Merhum Başkan Muammer Kaddafi’nin ikinci oğlu Seyfülislam Kaddafi’nin temsilcileri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ortadoğu Özel Temsilcisi ve Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ile tekrar görüştü.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan önceki gün yapılan yazılı açıklamada, Kaddafi’nin temsilcileri ile Bogdanov arasındaki görüşmede, Libya Başkanlık Konseyi’nin yeni yapılanması için Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğündeki Libya Siyasi Diyalog Forumu’ndan çıkan sonuçların ve aynı şekilde Libya Meclisi’nin geçiş sürecini yönetecek olan Ulusal Birlik Hükümeti’nin kurulmasına onay vermesiyle ilgili sorunların ele alındığı bildirildi. Açıklamaya göre taraflar ayrıca anayasa reformu ve gelecek seçimleri masaya yatırdılar.
Diğer taraftan, hava trafiğini izleme konusunda uzmanlaşan “Flight Radar24” internet sitesi ile yerel medya organları dün Türkiye’ye ait 3 kargo uçağının Libya’nın batısındaki Misrata kentinde UMH güçlerine ait Vatiyye Üssü ile Havacılık Fakültesi’ne indiğini bildirdi. Bu hamle, Dibeybe’nin, Faiz es-Serrac döneminde Türkiye ile imzalanan Deniz Yetki Alanı Sınırlandırma Mutabakatı'nın iptal edilmeyeceğini, önemli olması dolayısıyla mutabakat doğrultusunda çalışmaya devam edeceklerini ve Türkiye ile ilişkilerin iyi niyet çerçevesinde ayrıcalıklı olacağını açıklamasından kısa bir süre sonra geldi.
Söz sevkiyat, Dibeybe başkanlığında yeni yürütme otoritesinin kurulmasının ardından UMH güçlerinin teslim aldığı ilk askeri sevkiyat olma özelliğine sahip. Görünüşe göre, Türkiye’nin UMH güçlerini silahlandırmak için kurduğu hava koridoru yeniden aktifleştirildi.

 


Rusya, Trump’ı kızdıran füzeyle Ukrayna’yı vuruyor

İsrail ateşkese rağmen Lübnan'a saldırıları sürdürüyor ve geri çekilme taahhütlerini yerine getirmiyor (Reuters)
İsrail ateşkese rağmen Lübnan'a saldırıları sürdürüyor ve geri çekilme taahhütlerini yerine getirmiyor (Reuters)
TT

Rusya, Trump’ı kızdıran füzeyle Ukrayna’yı vuruyor

İsrail ateşkese rağmen Lübnan'a saldırıları sürdürüyor ve geri çekilme taahhütlerini yerine getirmiyor (Reuters)
İsrail ateşkese rağmen Lübnan'a saldırıları sürdürüyor ve geri çekilme taahhütlerini yerine getirmiyor (Reuters)

Lübnan'da Hizbullah'ın yeniden silahlanması, İsrail'in ülkeye operasyon düzenleme ihtimalini artırıyor.

İsrail ve Arap ülkelerinin istihbarat birimlerindeki yetkililer, kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla Wall Street Journal'a (WSJ) konuştu. Hizbullah'ın ateşkes anlaşmasını ihlal ederek yeniden silahlandığını öne sürdüler.

Kaynaklar, İran destekli grubun yeniden roket, tanksavar füzesi ve topçu silahları stokladığını savunuyor. Bunların bir kısmının Lübnan limanlarından, diğerlerinin de Suriye üzerinden kaçak olarak alındığı iddia ediliyor. Örgütün bazı silahları kendi ürettiği de belirtiliyor.

Haberde, Hizbullah'ın silahlanma ve savaşçı devşirme faaliyetlerinin, İsrail'in ülkeye askeri operasyon düzenleme ihtimalini artırdığına dikkat çekiliyor. Lübnanlı yetkililerin, Arap ve Amerikan arabulucularla İsrail'le iletişime geçip, Tel Aviv yönetimine "sabırlı olma" çağrısında bulunduğu aktarılıyor. Ayrıca Beyrut yönetiminin, Tel Aviv'le istihbarat paylaşımını artırma taahhüdü verdiği ifade ediliyor.

İsrail'le Lübnan arasında bir yılı aşkın süredir süren çatışmaların ardından 27 Kasım 2024'te yürürlüğe giren ateşkese rağmen İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyine neredeyse her gün saldırılar düzenliyor.

Haberde, ateşkesten bu yana İsrail ordusunun Hizbullah mevzilerine 1500'den fazla saldırı düzenlediği aktarılıyor. Ayrıca kara saldırıları sırasında sınır hattındaki beldelere giren İsrail ordusu, ateşkes anlaşmasındaki geri çekilme maddesine rağmen 5 noktada varlığını sürdürüyor.

Beyrut yönetimi, ABD ve İsrail'in de baskısıyla yıl sonuna kadar Hizbullah'ı silahsızlandırmayı hedefliyor. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, 20 Ekim'de X'ten yaptığı paylaşımda, "Beyrut yönetimi tereddüt etmeyi sürdürürse, İsrail tek taraflı harekete geçebilir ve bunun sonuçları çok ağır olabilir" ifadelerini kullanmıştı.

Öte yandan Hizbullah lideri Naim Kasım, 21 Ekim'deki açıklamasında, "Hizbullah'ın silah bırakmasının sorunu çözeceğini düşünen yanlış yapar" demişti. Kasım, İsrail'le savaş istemediklerini ve saldırılara yanıt vermediklerini de sözlerine eklemişti.

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, mayıstaki açıklamasında ülkenin güneyindeki Hizbullah yapılanmasının yüzde 80'inin imha edildiğini söylemişti. Ancak WSJ'nin aktardığına göre Şii örgüt, güneydeki bazı banliyölerde ve Bekaa Vadisi'nde silahsızlandırma girişimlerine direnmeyi sürdürüyor.

Analizde, Hizbullah'ın Lübnan ordusuna karşı sayıca üstünlüğüne ve örgütün yüzbinlerce vatandaş tarafından desteklendiğine dikkat çekiliyor. Beyrut yönetiminin Hizbullah'ı siyasi olarak izole etmek istemediği, bunun ülkeyi tekrar iç savaşa sürükleyebileceğinden endişelendiği belirtiliyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New Arab


İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki ihlallerine ilişkin gizli ABD raporu

Gazze şehrinin kuzeyindeki es-Saftavi bölgesinde yıkılmış evlerin arasından yürüyen Filistinliler (DPA)
Gazze şehrinin kuzeyindeki es-Saftavi bölgesinde yıkılmış evlerin arasından yürüyen Filistinliler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki ihlallerine ilişkin gizli ABD raporu

Gazze şehrinin kuzeyindeki es-Saftavi bölgesinde yıkılmış evlerin arasından yürüyen Filistinliler (DPA)
Gazze şehrinin kuzeyindeki es-Saftavi bölgesinde yıkılmış evlerin arasından yürüyen Filistinliler (DPA)

ABD Dışişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan gizli bir rapor, İsrail askeri birliklerinin Gazze Şeridi'nde yüzlerce kez ABD insan hakları yasalarını ihlal ettiğini ortaya çıkardı. Bu, Trump yönetiminin Filistinlilerin Gazze Şeridi'nde maruz kaldıkları muameleyi ilk kez kabul ettiği bir gelişme oldu.

Washington Post gazetesi, İsrail'in eylemlerinin Leahy Yasası'nın kapsamına girdiğini bildirdi. Bu yasa, adını eski Demokrat senatör Patrick Leahy’den alan tarihi bir düzenlemedir ve ABD’den finansman alan yabancı askeri birliklerin, yargısız infaz, işkence veya diğer ağır insan hakları ihlalleri gibi eylemler gerçekleştirmeleri durumunda yaptırımlara tabi tutulmasını öngörür.

Gazete, isimlerinin yayımlanmasını istemeyen ABD’li yetkililere dayanarak, genel müfettişin raporunun sonuçlarının, İsrail’in eylemlerinden sorumlu tutulup tutulamayacağı konusunda şüpheler yarattığını aktardı. Bu şüphelerin nedeni, olayların birikmiş olması ve inceleme sürecinin, İsrail ordusunun çıkarlarını gözeten doğası; ayrıca sürecin ‘birkaç yıl’ sürebileceği ihtimali.

Teftiş Kurulu’nun internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada şu ifade yer aldı: “Bu rapor, kamuya açık olmayan gizli bilgiler içermektedir.”

Rapor, İsrail ile Hamas’ın ateşkes ve İsrailli rehinelerin Filistinli mahkûmlar karşılığında serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varmasından birkaç gün önce tamamlandı. Raporda, yaklaşık 70 bin Filistinlinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan iki yıllık savaş ele alınıyor.

Leahy Yasası’nın uygulanabilirliğine ilişkin bir sınama niteliği taşıyan değerlendirmede, Şubat 2024’te yardım kamyonlarının çevresinde toplanan 100’den fazla Filistinlinin öldürülmesi ve Nisan 2024’te İsrail’in düzenlediği bir saldırıda World Central Kitchen (WCK) yardım kuruluşundan yedi çalışanın hayatını kaybetmesi olaylarına dikkat çekildi. Ancak her iki saldırıda da ABD silahlarının kullanılıp kullanılmadığına dair ‘kesin bir sonuca’ varılamadığı açıklandı.

On milyarlarca dolar

ABD, İsrail'e her yıl en az 3,8 milyar dolarlık yardım sağlıyor; son yıllarda on milyarlarca dolar daha fazla yardım sağlayarak, İsrail'i dünyadaki en büyük ABD askeri yardımı alıcısı haline getirdi.

Rapor, Amerikan yardımı alan yabancı ordular tarafından işlenen insan hakları ihlallerinin incelenmesine ilişkin özel protokolün, üst düzey Amerikalı yetkilileri içerdiğini ve diğer ülkeler için yapılan incelemelere kıyasla daha uzun bir süreç öngördüğünü belirtiyor. Ayrıca, ardı ardına gelen Cumhuriyetçi ve Demokrat yönetimler tarafından özel olarak tasarlanan bürokratik bir mekanizmanın, insan hakları ihlalleriyle ilgili benzer iddialarla karşı karşıya kalan diğer ülkelere kıyasla İsrail’e avantaj sağladığına dikkat çekiyor.

Washington Post, eski Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Josh Paul’un şu sözlerini aktardı: “Normal inceleme sürecinde, bir yetkilinin itirazı yardımı durdurmak için yeterliyken, İsrail söz konusu olduğunda bir çalışma grubunun ‘ciddi bir insan hakları ihlali olup olmadığı konusunda fikir birliğine varması’ gerekiyor.”

Çalışma grubu, Kudüs'teki ABD Büyükelçiliği ve Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşleri Bürosu temsilcilerinden oluşuyor. Daha sonra İsrail hükümetine danışılıyor ve herhangi bir önlem alınıp alınmadığı soruluyor. Grup, bir birimin ağır insan hakları ihlali gerçekleştirdiğini tespit ederse, bu birimin ABD yardımlarına ‘uygunsuz’ olarak değerlendirilmesini önerebilir. Dışişleri Bakanı daha sonra uygunsuzluk kararını onaylamalıdır.

Biden yönetimi, 2022'de Batı Şeria'daki bir kontrol noktasında gözaltına alınan 78 yaşındaki ABD vatandaşı Ömer Esad'ın öldürülmesine karışan birim de dahil olmak üzere, ciddi insan hakları ihlalleriyle suçlanan İsrail birimlerine yardımı durdurmayı reddetmesi nedeniyle eleştirildi.

Trump yönetimi de İsrail ordusuna karşı benzer bir müdahale etmeme yaklaşımı benimsemişti, ancak önceki yönetimin ‘insan haklarını ABD dış politikasının merkezine koyma’ şeklindeki klişe ifadelerini tekrarlamamıştı.

Teftiş Kurulu şu anda Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer yardım kuruluşu çalışanlarından, Hamas ve diğer silahlı gruplar tarafından yardımların çalınmasıyla ilgili ihlallerin kanıtlarını topluyor.


İsrail'in gece boyu Gazze'ye düzenlediği saldırılar kırılgan ateşkesi sınıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'tan yükselen dumanlar, 30 Ekim 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'tan yükselen dumanlar, 30 Ekim 2025 (Reuters)
TT

İsrail'in gece boyu Gazze'ye düzenlediği saldırılar kırılgan ateşkesi sınıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'tan yükselen dumanlar, 30 Ekim 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'tan yükselen dumanlar, 30 Ekim 2025 (Reuters)

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail ordusunun dün akşam Gazze Şeridi'ne üst üste üçüncü gün saldırı düzenleyerek iki kişiyi öldürdüğünü ve bu saldırının kırılgan ateşkes anlaşmasını yeni bir sınava tabi tuttuğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre, bir Filistinli İsrail hava saldırıları sonucu yaşamını yitirdi, bir diğeri ise İsrail güçleri tarafından vurularak öldürüldü.

sdfrgt
İsrail saldırısının ardından Gazze'den yükselen dumanlar, 29 Ekim 2025 (Reuters)

WAFA, üçüncü bir Filistinlinin ise önceki bir İsrail saldırısında aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu.

Hamas'ın silahsızlandırılması ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilme takvimi gibi çetrefilli sorunları çözemeyen ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes, üç hafta önce yürürlüğe girmesinden bu yana ara sıra çıkan çatışmalarla sınandı.

cd
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat'taki yerel bir pazardan alışveriş yapan Filistinliler, 28 Ekim 2025 (Reuters)

Geçtiğimiz salı ve çarşamba günü İsrail, askerlerinden birinin öldürülmesine, Gazze Şeridi’ndeki sağlık yetkililerinin 104 kişinin hayatını kaybettiğini söylediği bombardımanlarla yanıt verdi.