Kuveyt Başbakanı Hamed es-Sabah üçüncü hükümetini kurdu

Kuveyt Emiri yeni kabine listesini onayladı
Kuveyt Emiri yeni kabine listesini onayladı
TT

Kuveyt Başbakanı Hamed es-Sabah üçüncü hükümetini kurdu

Kuveyt Emiri yeni kabine listesini onayladı
Kuveyt Emiri yeni kabine listesini onayladı

Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Başbakan Şeyh Sabah Halid el-Hamed es-Sabah tarafından dün kendisine sunulan yeni kabine listesini onaylayan kararnameye imza attı.
Başbakan Sabah Halid aleyhinde Meclis’e gensoru önergesi vermesi üzerine 13 Ocak’da ikinci hükümet istifa etmişti. Bunun üzerine Kuveyt Emiri, 24 Ocak’ta Başbakan Şeyh Sabah’ı bir kez daha yeni hükümeti kurmakla görevlendirmişti.
Emir’in onayladığı yeni hükümet listesinde 4 yeni isme yer verilirken, eski kabinede bulunan 11 bakan ise yerlerini korudu.
Söz konusu 4 yeni isim, Ticaret ve Sanayi Bakanı olarak Abdullah es-Selman, Belediye İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve Konut İşleri ve Kentsel Gelişmeden Sorumlu Devlet Bakanı olarak atanan Şaya Abdurrahman eş-Şaya, Elektrik, Su ve Yenilenebilir Enerji Bakanı Maşan el-Utaybi ve Adalet Bakanı olarak atanan Abdullah er-Rumi oldu.
Yeni hükümet bugün Kuveyt Emiri’nin huzurunda yemin edecek.
Şeyh Sabah Halid, dün yeni kabine listesine Emir Şeyh Nevvaf’a sunmasının ardından yaptığı açıklamada, hükümette iki yeni bakanlık oluşturulduğu bilgisini vererek, bunların İletişim ve Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Dürüstlüğü Güçlendirme İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı olduğunu söyledi.
Başbakan, hükümet içinde veya dışında olsun, idari ve mali yolsuzlukla mücadeleye odaklanmak için uyumlu ve birleşik çabalar gerektiğini dile getirerek, Dürüstlüğü Güçlendirme İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın buna odaklanacağını vurguladı.
Şeyh Sabah, İletişim ve Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın da elektronik altyapı geliştireceğini, siber güvenliği artıracağını, elektronik ve akıllı devlet hizmetlerini iyileştireceğini ve telekomünikasyon sektörünü geliştireceğini belirtti.

 


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Gazze'deki gelişmeleri görüşmek için temaslarda bulunuyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarkul’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarkul’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Gazze'deki gelişmeleri görüşmek için temaslarda bulunuyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarkul’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarkul’l Avsat)

Suudi Atabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, Fransız mevkidaşı Jean-Noel Barrot, Mısırlı mevkidaşı Badr Abdulati, Alman mevkidaşı Johann Wadephul ve Türk mevkidaşı Hakan Fidan ile görüştü. Ayrıca Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Kaja Kallas ile Gazze'deki gelişmeler ve bunların güvenlik ve insani boyutlarını ele aldı.

Bu gelişme, Prens Faysal bin Ferhan'ın dün Bakanlar Barrot, Abdülati, Wadephul, Fidan ve Avrupa Temsilcisi Callas ile gerçekleştirdiği telefon görüşmeleri sırasında yaşandı. Görüşmelerde, İsrail'in saldırı ve ihlallerinin durdurulması ve işgalcilerin acımasız uygulamaları sonucu Gazze Şeridi sakinlerinin yaşadığı insani felaketin sonlandırılmasının önemi ele alındı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze'yi işgal etme kararını sert bir dille kınanırken, İsrail'in Filistin halkına karşı sürdürdüğü açlık, vahşi uygulamalar ve etnik temizlik eylemleri şiddetle kınandı.

Bakanlık, "İsrail işgal makamlarının caydırıcılık gözetmeden benimsediği insanlık dışı fikir ve kararlar, Filistin halkının bu topraklarla olan duygusal, tarihi ve hukuki bağını anlamadıklarını, Filistin halkının uluslararası hukuk ve insani ilkelere dayalı olarak bu topraklara sahip olma hakkının bulunduğunu bir kez daha teyit etmektedir" ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan, uluslararası toplumun ve Güvenlik Konseyi'nin İsrail'in saldırılarını ve ihlallerini derhal durdurmaktaki yetersizliğinin devam etmesinin uluslararası düzenin temellerini ve uluslararası meşruiyeti zedelediğini, bölgesel ve küresel barış ve güvenliği tehdit ettiğini ve soykırım ve zorla yerinden edilme uygulamalarını teşvik eden ciddi sonuçlara yol açabileceği konusunda uyardı.