Muhalifler ile SDG arasında çatışmalar sürerken Rusya ve Türkiye ‘insani geçiş noktaları’ konusunda anlaştı

İdlib kırsalında rejim güçleri ile muhalif gruplar arasında çatışmalar meydana geldi

Suriye Demokratik Güçleri savaşçıları önceki gün Fırat Nehri’nin doğusundaki Ömer petrol sahasında askeri tören düzenledi (AFP)
Suriye Demokratik Güçleri savaşçıları önceki gün Fırat Nehri’nin doğusundaki Ömer petrol sahasında askeri tören düzenledi (AFP)
TT

Muhalifler ile SDG arasında çatışmalar sürerken Rusya ve Türkiye ‘insani geçiş noktaları’ konusunda anlaştı

Suriye Demokratik Güçleri savaşçıları önceki gün Fırat Nehri’nin doğusundaki Ömer petrol sahasında askeri tören düzenledi (AFP)
Suriye Demokratik Güçleri savaşçıları önceki gün Fırat Nehri’nin doğusundaki Ömer petrol sahasında askeri tören düzenledi (AFP)

Rusya İdlib’de Türkiye ile insani geçiş noktaları çerçevesinde anlaşmaya varıldığını açıkladı.
Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Türkiye’nin (Suriye’de) kontrol ettiği topraklarda yaşanan zor insani koşulları hafifletmek amacıyla” Suriye’nin kuzeyindeki İdlib ve Halep bölgelerinde bulunan 3 geçiş noktasının yeniden açılması hususunda Türkiye ile anlaşmaya varıldığı bildirildi.
Rusya, Gerilimi Azaltma Bölgesi’nde gerginliğin sürdüğü ve Ankara ile Moskova’nın bölgedeki düzenlemelerle ilgili görüş ayrılığına düştüğü bir ortamda hamlesini yaptı.
Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Aleksandr Karpov, dün basına yaptığı açıklamada, “İki taraf (Rusya ve Türkiye) sivillerin mustarip olduğu izolasyonu ve iç ablukayı kaldırmak amacıyla geçiş noktalarının yeniden açılmasında anlaştı. Anlaşma uyarınca İdlib Gerilimi Azaltma Bölgesi’ndeki Serakib, Miznaz ve Halep’teki Ebu Zeydin geçiş noktalarının açıldı” ifadesini kullandı.
Karpov, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Bu uygulamanın, Türkiye’deki ortaklarımızla birlikte Suriye krizinin barışçıl çözümüne olan bağlılığımızı dünyaya ve bölgeye doğrudan göstereceğine inanıyoruz. Bu adım, sosyal durumun iyileştirilmesine, aile bağlarının kopmasından ve gündelik yaşamın zorluklarından kaynaklanan toplumdaki gerginliği azaltmaya katkı sağlayacak.”
Anlaşmaya konu olan bölgeler, insani durumların kötüleşmesi nedeniyle son haftalarda sık sık protestolara sahne olmuş ve bu protestolar Türkiye destekli askeri teşkilatlar eliyle dağıtılmıştı.
Moskova, salı günü Türkiye’ye geçiş noktalarını açma önerisinde bulundu. Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi’nin öneriye ilişkin açıklamasında, “Öneri, 25 Mart’tan itibaren insani yardım tırlarının bölgeye ulaştırılması ve yerinden edilenlerin koridorlar aracılığıyla çıkmasını kapsıyor” denildi.
Bu gelişme, Gerilimi Azaltma Bölgesi’nde homurdanmaların artması ve protestoların tırmanması sebebiyle Türkiye ve Rusya’nın yaşadığı endişeden izler taşımasının yanı sıra son zamanlarda Moskova ve Ankara’nın İdlib’deki Gerilimi Azaltma Bölgesi ile ilgili artan görüş ayrılıklarını azaltma yolunda yapılan ilk ortak girişim olması yönüyle dikkat çekicidir. Karpov’un yorumunun aksine, Moskova anlaşmaya varıldığını ilan etmeden önce Türkiye’nin Rusya’nın önerisine olumlu yanıt vereceğinden emin değildi. Zira Rus bir askeri yetkili gazetecilere verdiği demeçte, “Maalesef Türkiye’nin alınan tedbirlerle ilgili yanı hakkında elimde herhangi bir bilgi bulunmuyor. Fakat şahsi kanaatimden ve sivillerin durumunun iyileştirilmesi ihtiyacını görmemden hareketle Türk tarafının bu duruma katılmasını dört gözle bekliyorum” ifadelerini kullandı.
Moskova ve Ankara her ne kadar aralarındaki ihtilafları kamuoyu önünde belli etmeme yolunda çaba gösterse de Rus medya organları son günlerde iki taraf arasındaki ihtilaf noktalarına odaklanmış durumda. İki taraf arasındaki ihtilafların boyutları hakkında bilgi sahibi olan Rus kaynaklar, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye konusunda vardığı anlaşmaların iptal tehdidiyle karşı karşıya olduğuna” işaret ediyorlar.
Rus Kommersant gazetesinde çıkan bir haberde, “Suriye muhalefeti, Rus güçlerini İdlib’i bombalamakla suçluyor. Aynı zamanda Ankara, Moskova’dan, Suriye hükümet yanlısı güçlerin Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde kontrol ettiği bölgelere yönelik saldırılarını durdurmasını talep ediyor. Moskova’nın da Türkiye’den anlaşmalara bağlı kalmasını talep etmesi için sebepleri var. Türk hava gücü pazar gecesi 17 aydan bu yana ilk kez Rakka’yı bombaladı. Rus güçler de Türkiye destekli oluşumların eylemlerinden memnun değil” ifadelerine yer verildi.
Kommersant ayrıca “Moskova ve Ankara’nın, devlet başkanları düzeyinde imzalanan anlaşmaların uygulanışıyla ilgili şikayetlerinin olduğunu” yazdı.
Haberin devamında şunlar kaydedildi:
“Moskova, mevcut zorluklara rağmen Ankara ile ilişkilerde her şeyin halen istikrarlı olduğu görüntüsü vermek için en üst düzeyde çaba gösteriyor. Savunma Bakanı Sergey Şoygu basına verdiği son röportajda, Rusya ve Türkiye’nin imkansız görünen bazı yerlerde bile orta yollu çözümler bulmakta başarılı olduğunu söyledi.”
Türkiye ve Rusya’nın geçiş noktalarının açılmasıyla ilgili vardığı anlaşma, Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de rejimin düzenli ordusu ile muhalifler arasındaki çatışmaların sürdüğü bir dönemde geldi. Hükümet güçleri İdlib’in güneyine yönelik füze bombardımanını sürdürdü ve Hama’nın kuzeybatısındaki Sehl El-Gab bölgesine bağlı Kalidin ve El-Ankavi’nin yanı sıra İdlib’in güneyindeki Safuhan, El-Bare, Kenasfara, Fuleyfel, Beynen ve Ravhiye’yi hedef aldı. Sehl El-Gab bölgesindeki temas noktalarında bulunan mevziler, rejim ve muhalif gruplar arasında ağır silahlarla gerçekleşen çatışmalara sahne oldu. Çatışmalar sırasında can kaybı olup olmadığına dair bilgi bulunmuyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) rejime bağlı Ulusal Savunma Güçleri mensubu bir unsurun, Halep kırsalındaki Basratun köyünde bulunan mevzide beraberindeki grubu hedef alan termal füzeyle yapılan saldırıda aldığı ağır yaralar sonucu öldüğünü bildirdi. Lazkiye kırsalında da çatışma mevzilerinin yakınında kara mayınına basmasının ardından ağır yaralanan rejim güçlerine bağlı bir unsur aldığı ağır yaralar sonucu öldü.
Gözlemevi, rejim güçlerine bağlı iki unsurun daha Lazkiye kırsalındaki çatışma cephelerindeki mayınlara basması sonucu öldüğünü bildirdi.

Muhalif gruplar ile SDG arasında çatışma
Öte yandan dün (çarşamba) sabahın ilk saatlerinde Halep’in kuzeyinde yer alan Azez kırsalındaki Kefer Kelbin cephesinde Türkiye destekli muhalif gruplar ile bölgede konuşlu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında çatışma meydana geldi.
Suriye’nin kuzeyinde stratejik öneme sahip Ayn İsa beldesinin kuzey kırsalında salı ve çarşamba akşamları Türk ordusu ve desteklediği Suriyeli gruplar ile SDG arasındaki çatışmalar yeniden başladı.
SDG’ye bağlı Tel Abyad Askeri Konseyi’nin Komutanı Riyad el-Halef, Türk güçleri ve destekli grupların düzenlediği operasyonlarda top ve havan atışlarına savaş uçaklarından atılan füzelerin eşlik ettiğine işaret ederek, birliklerin “ihlallere karşılık verdiğini ve sızma girişimlerini boşa çıkardığını ancak Ayn İsa çevresindeki durumun halen gergin olduğunu” söyledi.
Özerk Yönetim’in Tel Abyad İlçe Başkanı Leyla Maşu, Rusya’nın tutumunu eleştirdi. Maşu, açıklamasında, “Sayda ve Muallak köylerindeki mülklerine dönen sivilleri koruma sözü veren Rus ordusu, her seferinde olduğu gibi Türklerle çıkarlarını gözetmek için sivillerin hayatlarını tehlikeye attı ve doğrudan hedef alındılar” dedi.



İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
TT

İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)

Yerel medya bugün, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeybatısında açtığı ateş sonucu bir Filistinlinin öldüğünü, üç kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin haber ajansı (WAFA), İsrail güçlerinin bölge yakınlarında bir grup sivili hedef aldığını, bunun sonucunda çok sayıda ölenler ve yaralananların olduğunu bildirdi.


Mısır-Rusya görüşmelerinde Sudan, Suriye, Lübnan ve Gazze'deki gelişmeler ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay video konferans yoluyla ed-Dabaa Nükleer Santrali’nde ilk reaktör basınç kabının kurulum törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay video konferans yoluyla ed-Dabaa Nükleer Santrali’nde ilk reaktör basınç kabının kurulum törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Rusya görüşmelerinde Sudan, Suriye, Lübnan ve Gazze'deki gelişmeler ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay video konferans yoluyla ed-Dabaa Nükleer Santrali’nde ilk reaktör basınç kabının kurulum törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay video konferans yoluyla ed-Dabaa Nükleer Santrali’nde ilk reaktör basınç kabının kurulum törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Rusya arasında dün gerçekleşen görüşmelerde Sudan, Suriye, Lübnan ve Gazze’deki son durum ele alındı. Görüşme, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov arasında yapılan telefon konuşması kapsamında gerçekleşti. İki ülke arasındaki ikili ilişkiler ile ortak ilgi alanlarındaki bölgesel ve uluslararası konular üzerine süregelen koordinasyon ve istişarelerin bir parçası olarak yürütüldü.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre görüşmede, ‘Mısır ile Rusya arasındaki yakın ilişkiler ve özellikle ekonomik ve ticari alanlarda artan iş birliği’ ele alındı. Abdulati, iki ülkeyi birbirine bağlayan ‘stratejik ortaklıktan’ duyulan memnuniyeti dile getirerek bunun çeşitli sektörlerde ikili iş birliğinin temel çerçevesini oluşturduğunu vurguladı. Ayrıca, devam eden ortak projeleri ilerletmenin önemine dikkat çekti ve bunların başında gelen ed-Dabaa Nükleer Santrali’nin, Rus yatırımlarının güçlendirilmesine ve iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesine katkı sağlayacağını ifade etti.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay video konferans yöntemiyle ed-Dabaa Nükleer Santrali’nin birinci ünitesine ait basınç kabının yerleştirilmesi törenini takip etmiş ve santral için gerekli nükleer yakıtın satın alınmasına ilişkin belgeyi imzalamıştı. Uzmanlar bu adımı ‘nükleer enerji üretimine giden yolda ilk aşama’ olarak değerlendirdi.

Ed-Dabaa Nükleer Santrali, Mısır’ın ilk nükleer enerji santrali olma özelliğini taşıyor. Santral, Akdeniz kıyısındaki Matruh vilayetine bağlı ed-Dabaa kentinde bulunuyor. Rusya ile Mısır, Kasım 2015’te santralin kurulmasına yönelik iş birliği anlaşması imzalamış, projeye ilişkin sözleşmeler ise Aralık 2017’de yürürlüğe girmişti.

Ed-Dabaa Nükleer Santrali’nin görünümü, Kasım 2025 (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)Ed-Dabaa Nükleer Santrali’nin görünümü, Kasım 2025 (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)

Abdulati dün yapılan telefon görüşmesinde, ‘Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararının uygulanmasının ve ABD Başkanı’nın Gazze için hazırladığı barış planının ikinci aşamasına geçilmesinin önemine’ vurgu yaptı. Ayrıca ‘uluslararası istikrar gücünün ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için görevlerini yerine getirebilmesi gerektiğini’ belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’na göre Abdulati, görüşmede, ‘Mısır’ın Dörtlü Mekanizma çerçevesinde Sudan’daki çatışmayı durdurmak ve ülkenin birliğini ve bütünlüğünü korumak için yürüttüğü çabaları’ aktardı. Ayrıca Mısır’ın ‘Lübnan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarına verdiği destek’ doğrultusunda benimsediği tutumları hatırlattı. Suriye konusunda ise Mısır’ın ‘ülkenin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiği’ yönündeki net tutumunu yineleyerek, ‘ülkenin istikrarını zayıflatacak her türlü adım ve müdahaleye karşı olduklarını’ ifade etti ve ‘Suriye halkının beklentilerini karşılayacak kapsayıcı bir siyasi sürecin’ hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Mısır, geçtiğimiz kasım ayı sonunda yaptığı açıklamada, ‘Sudan’da dışlayıcı olmayan bir siyasi sürecin başlatılması’ yönündeki umutlarını dile getirmiş ve ‘Sudan’ın egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini’ vurgulamıştı.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Dörtlü Mekanizma, Sudan’da ateşkes sağlanması için çalışıyor. Mekanizma, geçtiğimiz eylül ayında Washington’da bakanlar düzeyinde bir toplantı yapmış ve ‘Sudan’daki silahlı çatışmanın çözümü için tüm çabaların gösterilmesi gerektiğini’ vurgulamıştı. Ağustos ayında ise üç aylık bir ‘insani ateşkes’ sağlanmasını, bunu kalıcı bir ateşkesin izlemesini ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümet kurulmasına yönelik siyasi sürecin başlatılmasını içeren bir ‘yol haritası’ sunmuştu.

Kanlı çatışmalar nedeniyle aileleriyle birlikte yaşadıkları yerden kaçmak zorunda kalan Sudanlı çocuklar, el-Faşir yakınlarındaki bir kampta oturuyor. (Reuters)Kanlı çatışmalar nedeniyle aileleriyle birlikte yaşadıkları yerden kaçmak zorunda kalan Sudanlı çocuklar, el-Faşir yakınlarındaki bir kampta oturuyor. (Reuters)

Telefon görüşmesinde İran’ın nükleer programına ilişkin son gelişmeler de ele alındı. Abdulati, ‘gerilimin azaltılmasına, güven inşasına ve uygun koşulların oluşturulmasına yönelik çabaların sürdürülmesinin önemine’ dikkat çekti. Bu yaklaşımın, tüm tarafların çıkarlarını gözeten kapsamlı bir anlaşmaya ulaşılması için gerçek bir diplomatik fırsat yaratabileceğini ve bunun bölgesel güvenlik ile istikrara katkı sağlayacağını ifade etti.

Öte yandan Abdulati ve Lavrov, Ukrayna krizindeki son durumu da değerlendirdi. Mısır Dışişleri Bakanı, Kahire’nin ‘diyalog ve diplomatik yollarla barışçıl çözümlere ulaşılması gerektiğini savunan tutumunu’ yineleyerek, bu yaklaşımın uluslararası güvenlik ve istikrarın korunması açısından gerekli olduğunu vurguladı.


Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı hakkında 5 önemli nokta

Gıda maddeleri yüklü bir tır, sınırın Mısır tarafında, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriş izni vermesini bekliyor, 27 Temmuz 2025. (AFP)
Gıda maddeleri yüklü bir tır, sınırın Mısır tarafında, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriş izni vermesini bekliyor, 27 Temmuz 2025. (AFP)
TT

Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı hakkında 5 önemli nokta

Gıda maddeleri yüklü bir tır, sınırın Mısır tarafında, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriş izni vermesini bekliyor, 27 Temmuz 2025. (AFP)
Gıda maddeleri yüklü bir tır, sınırın Mısır tarafında, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriş izni vermesini bekliyor, 27 Temmuz 2025. (AFP)

Mısır, Katar ve altı ülke daha dün yaptıkları açıklamada, İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nı yalnızca tek yönlü olarak açma ve Gazze sakinlerinin sadece Mısır’a geçişine izin verme niyetiyle ilgili endişelerini dile getirdi.

Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi (COGAT) çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah Sınır Kapısı’nın ‘önümüzdeki günlerde’ yalnızca Gazze sakinlerinin Mısır’a çıkışına izin verecek şekilde açılacağını duyurmuştu. Ancak Kahire, tek yönlü geçişi öngören bir anlaşmanın bulunduğunu yalanladı.

Aşağıda Refah Sınır Kapısı hakkında bilinmesi gereken beş temel nokta yer alıyor:

1 - Hayati bir geçiş noktası:

Refah Sınır Kapısı, abluka altındaki Gazze Şeridi’ne insani yardım girişinin sağlandığı kritik bir hat konumunda. Özellikle gıda ve yakıt tedariki açısından, elektrikten yoksun bırakılan bölgeye enerji akışının sağlanmasında önemli rol oynuyor.

Uzun yıllar boyunca burası, Gazze’den çıkışına izin verilen Filistinlilerin bölgeden ayrılabildiği başlıca kapı oldu. İsrail’in 2007’den bu yana uyguladığı abluka nedeniyle küçük ve kapalı bölgeden çıkış için en önemli güzergâh niteliğini taşıdı.

2005 ile 2007 yılları arasında Refah, Filistin Yönetimi tarafından işletilen ilk sınır kapısıydı. Ancak 2006’daki Filistin yasama seçimlerinde Hamas’ın kazanmasının ardından (Fetih Hareketi ile yaşanan çatışmalar sonrasında yönetimi tamamen devralmasıyla birlikte) kapı Hamas’ın Gazze üzerindeki kontrolünün sembollerinden biri haline geldi.

2 - İsrail kontrolü:

7 Mayıs 2024’te İsrail ordusu, silah kaçakçılığı şüpheleri ve ‘terör amaçlı kullanıldığı’ iddiaları gerekçesiyle Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını ele geçirdi.

Bu tarihten sonra Birleşmiş Milletler’in (BM) kullandığı geçişler de dahil olmak üzere Gazze’ye açılan kapıların büyük bölümü kapatıldı.

19 Ocak’ta İsrail ile Hamas arasında kısa süreli bir ateşkes sırasında kapı geçici olarak yeniden açıldı. Bu süre zarfında bazı yetkili kişilerin ve yardım tırlarının geçişine izin verildi.

3 - Yeniden açılacak mı?

10 Ekim 2025’te, ABD, Mısır ve Katar arabuluculuğunda Gazze’de yeni bir ateşkes anlaşması yürürlüğe girdi.

 Refah Sınır Kapısı’nı kullanarak Gazze Şeridi'nden Mısır'a geçen yabancı pasaport sahibi Filistinliler, 19 Kasım 2023 (DPA)Refah Sınır Kapısı’nı kullanarak Gazze Şeridi'nden Mısır'a geçen yabancı pasaport sahibi Filistinliler, 19 Kasım 2023 (DPA)

O dönemde İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, sınır kapısının yeniden açılmasına yönelik planlardan söz etmişti. Ancak Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisi, kapının ‘ikinci bir duyuruya kadar’ kapalı kalacağını açıkladı.

Aralık ayının başında İsrail hükümeti, Refah Sınır Kapısı’nın ‘önümüzdeki günlerde’ yalnızca Gazze sakinlerinin Mısır’a çıkışına izin vermek amacıyla açılacağını duyurdu. Mısır ise tek yönlü geçişe izin veren bir anlaşmanın bulunmadığını belirterek iddiayı reddetti.

COGAT, ‘ateşkes anlaşması ve siyasi direktif doğrultusunda Refah Sınır Kapısı’nın önümüzdeki günlerde sadece Gazze halkının Mısır’a çıkışı için açılacağını’ bildirdi.

Buna karşılık Mısır, ‘yetkili bir kaynak’ üzerinden yaptığı açıklamada, “Eğer kapının açılması konusunda mutabakat sağlanırsa, geçiş hem giriş hem çıkış yönünde olur; bu, ABD Başkanı Donald Trump’ın planında yer alan şekildir” ifadelerini kullandı.

COGAT, kapının Avrupa Birliği Sınır Yardım Misyonu gözetiminde çalışacağını, bunun da ‘Aralık 2025’te uygulanan mekanizmaya benzer’ olacağını açıkladı.

Trump’ın planı, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının temelini oluşturuyor ve Refah Sınır Kapısı’nın insani yardım girişini sağlamak üzere yeniden açılmasını öngörüyor.

Ancak ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail makamları, kapının açılmasını geciktiriyor. İsrail, bu gecikmeden Hamas’ı sorumlu tutarak, örgütün hâlâ bölgede bulunan rehinelerin tümünün cesetlerini teslim etmediğini iddia ediyor.

4 - Kerem Şalom Sınır Kapısı:

Uluslararası yardımlar genellikle Akdeniz kıyısındaki Port Said ve Ariş limanlarına ulaşıyor, buradan da Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafına gönderiliyor.

Yardım tırı şoförlerinin aktardıklarına göre, araçlar Refah kontrol noktasını geçtikten sonra birkaç kilometre uzaklıktaki Kerem Şalom Kapısı’na yönlendiriliyor.

Bu noktada sürücüler araçlardan iniyor ve tırlar kapsamlı bir aramadan geçiriliyor. İsrail tarafından onaylanan yükler boşaltılıyor, ardından Gazze’ye giriş izni bulunan başka araçlara yeniden yükleniyor.

5 - Diğer geçiş noktaları:

Trump’ın arabuluculuğunda sağlanan ateşkes anlaşması, Gazze Şeridi’ne günlük 600 yardım tırının girişini öngörüyor.

Ancak BM’ye göre İsrail hâlâ anlaşmada belirtilenden daha az sayıda tırın girişine izin veriyor. Bu tırların çoğu Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan, kalan kısmı ise Kisufim Sınır Kapısı’ndan geçiş yapabiliyor.

Gazze ile İsrail’in güneyi arasında yer alan Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısı sırasında tahrip olmuştu.

Kapı 2025 yılının başında kısa bir süre için yeniden açıldı, ancak daha sonra tekrar kapatıldı ve ne zaman faaliyete geçeceği belirsizliğini koruyor.

Savaş başlamadan önce faaliyet gösteren başka geçiş noktaları da vardı; ancak İsrail makamları bu kapıların yeniden açılıp açılmayacağı konusunda henüz bir açıklama yapmış değil.