Ali Yahi
Avrupalı yetkililerin Cezayir ziyaretleri, Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum’un İspanya temesları ve son haftalarda bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin gündemlerinde yasa dışı göç başlığı ön plana çıktı. Bu durumun oluşturduğu baskı, Cezayir’i koruyucu rol üstlenmeye karşı çıkmaya yöneltti.
“Bırakın geçsinler”
Cezayir Dışişleri Bakanı, İspanya’nın başkenti Madrid’e gerçekleştirdiği ziyarette şu açıklamada bulundu:
“Akdeniz havzasının kuzeyindeki ülkeler, yasa dışı göç baskısından şikayetçiler. Ancak Cezayir transit ülkeye dönüştükten sonra toprakları ile bu kafileleri kucaklayan ilk ülke oldu. Bazen ülkeye göç edenlerin günlük sayısı bini buluyor. Cezayir, Avrupa'nın koruyucusu rolü oynamamalı. Cezayir ya ‘Bırakın geçsinler’ şeklinde bir tavır takınmaya karar verirse ne olur? AB ülkeleri, güvenlik çözümü peşinde koşmak yerine kalkınmayı sağlayarak Afrika Kıtası’ndaki göçün nedenlerini ortadan kaldırmaya çalışmalılar.”
Ziyaretler ve sınır dışı etme kararları
Bukadum’un Madrid ziyaretinden önce İsviçre Federal Adalet Bakanı Karin Keller-Sutter de Cezayir’de temaslarda bulundu. Keller-Sutter ziyareti sırasında İçişleri Bakanı Kemal Belcud ve Adalet Bakanı Belkasım Zağmati ile ikamet belgeleri olmayan Cezayirlilerin ülkelerine geri iade edilmesi konusunu görüştü. Topraklarında saklanan 600 Cezayirli göçmen olduğunu açıkladı.
Alman yetkililer, 107 Cezayirli yasadışı göçmeni sınır dışı etmeye karar verdi.
Fransa da topraklarında yanlarında refakatçisi olmayan çocuk göçmenleri ülkelerine sınır dışı etmeye hazırlandıklarını duyurdu. Bu ülkelerin başında da Cezayir geliyor. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin söz konusu kararın rotadan sapma ve kaza olgusunda büyük bir artış kaydedilmesinin ardından alındığını belirtti. Bu dosyanın Fransa Başbakanı Jean Castex’in önümüzdeki mayıs ayında Cezayir’e yapacağı ziyarette ele alacağı konuların başında gelmesi bekleniyor.
Baskı yok projeler var
İspanya'daki Cezayirli Göçmenler Gençlik Derneği Başkanı Muhammed el-Emin Sunduk, Avrupa’dan Cezayir’e yapılan “baskı” hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
“AB tarafından gelen herhangi bir baskı yok. Sadece yasa dışı göç ile mücadele etmeye yönelik projeler ve planlar var. AB’nin baskı yaptığını düşünenler, Cezayir’in jeopolitik konumunun daha iyiye doğru evrildiğinin ve uluslararası arenada daha çok güç ve tanınırlık kazandığının farkında değiller. Yasa dışı göçle mücadele etmek hükümetin hakkı ve görevidir. Hükümet gerekli tüm önlemleri almalı ve elindeki tüm imkanları seferber etmeli. Gençleri bilinçlendirmek ve gemi şebekelerinin arkasında sürüklenmemeye teşvik etmek amacıyla programlar başlatarak yasa dışı göçle derinlemesine mücadele edilmesi gerekiyor. Çünkü bu sorun yüzünden ilk başta sıkıntı çeken Cezayir, Avrupa tarafı değil. Cezayir, bölgedeki politikasını kendi şartlarına göre yaymak istiyor ve bu koşullar genellikle bölgedeki jeopolitik durumla çakışıyor. Bu da bu koşulların Avrupa tarafının önerdiklerinden farklı olmasına sebep oluyor. Bu fenomenle mücadele etme konusunda Avrupa’nın politikası, Cezayir’in yapacaklarını tamamlayıcı nitelikte olmalı. Bu adımların içerisinde Cezayir’in deniz sınırlarını korumak için en modern izleme ekipmanları ile donatılmasının yanı sıra Cezayirli gençleri ülkelerinde küçük kurumlar inşa etmeleri konusunda desteklemek üzere bir Avrupa fonu oluşturulması yer alıyor.”
“Düzenli ve sistemli bir göç”
Bukadum, Madrid’e gerçekleştirdiği ziyaret esnasında İspanyol mevkidaşı Arancha Gonzalez Laya ile yasa dışı göçün engellenmesi için bir anlaşma imzaladı. Bu olguyu, güney kıyısından kuzeye, özellikle de Sahel bölgesinden itibaren, düzenli ve sistemli bir göçe dönüştürecek adımlar konusunda uzlaşma sağlandı. Bukadum ülkesinin düzensiz göçmenlerin çıkış ülkesi olmadığını, aksine Afrika’nın diğer bölgelerinden gelen binlerce göçmenin Cebelitarık Boğazı’nı geçmeden önce kullandığı bir transit ülke olduğunu söyledi. Diğer taraftan İspanyol Bakan, iki ülke arasında yasa dışı göçü engellemek, insan kaçakçılığı yapan şebekeleri çökertmek ve başkalarının sıkıntılarını suistimal eden suç şebekelerini önlemek için iş birliği yapılması gerektiğini vurguladı.
Ekonomik sıkıntı ve ciddi güvenlik tehdidi
Londra merkezli Nebras Araştırmalar ve Stratejik Çalışmalar Kurumu Direktörü Sadık Emin konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Sahra Altı Afrika ülkelerinden gelen yasa dışı göçler, ekonomik bir sıkıntı ve Avrupa ülkelerinden ziyade Kuzey Afrika ülkelerinin güvenliği ve istikrarı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Kuzey Afrika ülkeleri, özellikle de Cezayir, transit bölge olduktan sonra göçmenlerin ikamet rotasına dönüştü. Bazı Avrupa ülkeleri genel olarak Afrika Kıtası’ndaki sömürgelerinin halklarına karşı tarihsel ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeyip bir de üstüne onların beyinleri de dahil olmak üzere kaynaklarını tüketmeye devam ediyor. Bazı Avrupa ülkelerinin Afrika’daki başarısız yozlaşmış rejimleri destekleme konusundaki ısrarı, milyonlarca Afrikalıyı yasal olsun ya da olmasın göçü düşünmeye iten en önemli sebeplerden biri. Siyasi ve ekonomik reformlar için Avrupa’dan gelecek gerçek bir destek ve Afrika ülkelerinde demokrasinin teşvik edilmesi, göç sorununu bitirebilecek uygulamalardır.”