Netanyahu’nun İslami Hareket’e yaklaşımı yeni bir kanun tasarısı ile sınanıyor

İsrail, kanun tasarı ile ileri karakollara meşruiyet vermek istiyor.

Cuma günü Nablus’un Beit Dajan bölgesindeki topraklarının yerleşimciler tarafından ele geçirilmesini protesto eden Filistinliler ile İsrail güvenlik güçleri arasında çatışmalar çıktı. (AFP)
Cuma günü Nablus’un Beit Dajan bölgesindeki topraklarının yerleşimciler tarafından ele geçirilmesini protesto eden Filistinliler ile İsrail güvenlik güçleri arasında çatışmalar çıktı. (AFP)
TT

Netanyahu’nun İslami Hareket’e yaklaşımı yeni bir kanun tasarısı ile sınanıyor

Cuma günü Nablus’un Beit Dajan bölgesindeki topraklarının yerleşimciler tarafından ele geçirilmesini protesto eden Filistinliler ile İsrail güvenlik güçleri arasında çatışmalar çıktı. (AFP)
Cuma günü Nablus’un Beit Dajan bölgesindeki topraklarının yerleşimciler tarafından ele geçirilmesini protesto eden Filistinliler ile İsrail güvenlik güçleri arasında çatışmalar çıktı. (AFP)

İsrail’de aşırı sağcı Dini Siyonizm Listesi dün, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu zor durumda bırakmak ve İslami Hareket’e yaklaşımını sınamak amacıyla yeni bir kanun tasarısı sundu. Söz konusu kanun tasarısı ile Batı Şeria’nın işgal altındaki bölgelerindeki ileri karakollara meşruiyet verilmesi planlanıyor. 
Milletvekili Orit Struck, kanun tasarısı girişiminin Knesset (İsrail Parlamentosu) feshedilmeden önceki oturumda, yasalara eklenmesi için onaylanan kanun tasarısı teklifinin aynısı olduğunu söyledi.
İleri karakollar, işgal altındaki Filistin bölgelerinde bulunuyor. Bu alanlar kalıcı yerleşim bölgelerine dönüştürülmek amacıyla aşırılık yanlısı kişilerden oluşan Tepelerin Gençliği hareketi tarafından kontrol ediliyorlar. Bugün Batı Şeria’da yaklaşık 25 bin yerleşimcinin yaşadığı 130 kadar ileri karakol bulunuyor. Tepelerin Gençliği, Filistin topraklarını Yahudileştirilmenin ve Filistin devletinin kurulmasının ‘devrimci öncüsü’ olarak görülüyor. Hareket üyeleri tepeler üzerinde, yerleşimleri için stratejik bölgeler seçiyor. Söz konusu kişiler, Filistinlilerin topraklarına ve mülklerine saldırıyor, mahsullerini yakıyor, ağaçlarını söküyor ve kendilerini engellemeye çalışan Filistinlilere saldırıyorlar. Ayrıca bazı durumlarda kendilerine koruma sağlayan işgal askerlerine dahi saldırmaktan çekinmiyorlar. Aralarından biri tutuklandığında veya güvenlik güçleri ile çatışma çıktığında, “bedelini ödetme’ söylemiyle Filistinlilere kanlı intikam saldırılar düzenliyorlar.
Batı Şeria’nın Duma köyünde ikamet eden Devabişe ailesinin evini uyudukları sırada ateşe veren ve ölümlere neden olan şahıslar da bu hareketin mensuplarıydı.  
Tepelerin Gençliği ileri karakolları, Filistin bölgelerindeki Yahudi yerleşiminin güçlenmesini sağlamakla övünüyorlar. İsrail’de görev alan hükümetler işgal kanunu gereğince, yasa dışı olmasına rağmen söz konusu hareketin baskılarına boyun eğerek ileri karakollara elektrik, su ve askeri koruma gibi temel hizmetler sunulmasını onaylamışlardı.
Söz konusu hareket, planlarının desteklenmesi için Knesset içindeki Yahudi milletvekillerinin çoğunu bir araya getirerek bir “İsrail Toprağı Lobisi” olarak adlandırılan ve Knesset üyesi, Dini Siyonizm Listesi lideri Betzalel Smotrich liderliğinde bir baskı grubu oluşturdu.
Netanyahu buugün Dini Siyonizm Listesi’ni, kurmaya çalıştığı koalisyon hükümetine dahil etmek için görüşmeler yürütüyor. Söz konusu lobiye Likud Partisi’nin önde gelenler isimleri de katıldı ve yeni tasarıyı destekleyen 44 milletvekilinden imza toplandı.
Kanun tasarısı, ileri karakolların uygulamalarının yasal olarak çözülmesini ve hükümetin bakanlıklarından buralarda altyapı projelerinin gerçekleştirilmesi için bütçe tahsis edilmesini öngörüyor. Söz konusu yasanın hükümleri gereğince, tüm ileri karakol alanları resmi yerleşim bölgeleri haline hale gelinceye kadar işlemlerin tamamlanması için iki yıl verilecek. Bu süre zarfında ileri karakol bölgelerinde ikamet edenler elektrik, su, internet ve yerleşim gibi hizmetleri yerleşim meclislerinden alacak. Ayrıca ileri karakollardaki yerleşimciler, altyapı ve eğitim hizmetleri için çeşitli bakanlıklardan yardım alabilecekler ve konut kredileri de kolaylaştırılacak.
Milletvekili Orit Struck, kanun tasarısı ile ilgili şu açıklamada bulundu:
“Knesset’ta büyük bir görüş birliği oluştu. Bu nedenle İsrail’de kurulacak hükümetin kimliğine bakılmaksızın, kısa sürede içinde öneri yapılacak ve yasama prosedürleri sunulacak. Artık sürecin yavaşlatılması için bir gerekçe yok. Gelecek kışa kadar, ileri karakolların sakinlerinin asgari yaşam şartlarından faydalanacaklarından emin olmalıyız.”
Netanyahu, yerleşim yerlerinin genişletilmesine karşı olan ABD politikaların ile yüzleştiği ve İslami Hareket’in desteğiyle dahi olsa kendi yönetiminin hayatta kalmasını güvence altına aldığı bir koalisyon kurmaya çalışırken gündeme gelen bu tasarıyı geçirme konusunda istekli değil. Dolayısı ile bu kanun tasarısı, Netanyahu için halen yerleşimcilik anlayışına bağlı olup olmadığını, Washington ile çatışmayı önlemek için yerleşim projelerini durdurup durdurmayacağını ve İslami Hareket’e karşı yönelimini gösterecek bir sınav niteliğinde olacak. Smotrich’in liderliğini yaptığı Dini Siyonizm Listesi’nin, İslami Hareket ile ittifak halinde olması durumunda Netanyahu hükümetine katılmaya karşı olduğu biliniyor.



Paris, İran'da kaybolan genç Fransız turistin izini kaybetmesinden endişeli

Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
TT

Paris, İran'da kaybolan genç Fransız turistin izini kaybetmesinden endişeli

Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)

Fransız bir diplomatik kaynak dün, İran'da bisikletle turistik gezi yapan bir Fransız gencin 16 Haziran'dan beri ailesiyle iletişime geçmediğini ve bu durumun “endişe verici” olduğunu söyledi.

Sosyal medyada yayınlanan bir kayıp ihbarıyla ilgili soruya yanıt veren kaynak, “Bu kayıp endişe verici. Aileyle bu konuda temas halindeyiz” dedi. Dışişleri Bakanlığı'nın Fransız vatandaşlarına İran'a seyahat etmemeleri konusunda tavsiyede bulunduğunu, çünkü Tahran'ın "Batılıları rehin tutma konusunda kasıtlı bir politika" izlediğini belirtti.

Instagram'da yayınlanan bildiride, 18 yaşındaki Linart Monterlos'un Alman vatandaşı da olduğu belirtildi.

Kaynak, Fransız gencin İran'da İsrail adına casusluk yaptığı iddiasıyla son zamanlarda gözaltına alınan Avrupalılar arasında olup olmadığını açıklamadı.

Diplomatik kaynak, İran'ın “Fransız vatandaşlarını geçiş sırasında hedef aldığını, casuslukla suçlayarak korkunç koşullarda gözaltında tuttuğunu, bazılarının uluslararası hukukta işkence olarak tanımlanan muameleye maruz kaldığını” vurguladı.

Kaynak, “Fransız vatandaşlarına İran'a seyahat etmemeleri tavsiye ediliyor” ve “İran'da bulunanların, tutuklanma ve keyfi gözaltı tehlikesi nedeniyle İran topraklarını derhal terk etmeleri tavsiye ediliyor” dedi.

Paris perşembe günü, üç yıldır tutuklu bulunan ve idam cezasıyla karşı karşıya olan Fransız vatandaşlarının serbest bırakılmaması halinde, İran'a uluslararası yaptırımları yeniden uygulayacağı tehdidinde bulundu.

İranlı yetkililer, Mayıs 2022'de bir turistik gezi sırasında Cecile Koller ve Jacques Barry'i gözaltına aldı ve onları “Mossad için casusluk yapmak”, “rejimi devirmek için komplo kurmak” ve “ülkeyi yozlaştırmak” ile suçladı. Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre bu üç suçun cezası idamdır. İran'ın resmi basın organlarında bu konuyla ilgili herhangi bir haber yer almadı.

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron perşembe günü yaptığı açıklamada, İran'ın Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bu konuyu görüşeceğini ve karşı önlemler almayı da göz ardı etmediğini belirtti.

Macron, gazetecilere verdiği demeçte, bunun “Fransa'ya yönelik bir provokasyon, saldırganlık” ve “Fransa için kabul edilemez” olduğunu ifade etti.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, perşembe günü Paris'te gazetecilere yaptığı açıklamada, "Derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Bu bizim en büyük önceliğimizdir" dedi.

AFP’nin haberine atıfta bulunarak, bakan, "Eğer bu suçlamalarla karşı karşıya oldukları doğrulanırsa, bu suçlamaları haksız ve temelsiz olarak değerlendiriyoruz." dedi.

İran Devrim Muhafızları, son birkaç yılda çoğu casuslukla ilgili suçlamalarla onlarca yabancı uyruklu ve çifte vatandaşı gözaltına aldı.

İnsan hakları grupları ve Batılı ülkeler, Tahran'ı yabancı tutukluları pazarlık kozu olarak kullanmakla suçluyor, İran ise bu suçlamayı reddediyor.

Fransa, son aylarda İran'a yönelik söylemini sertleştirdi; özellikle de İran'ın nükleer programı, Rusya'ya verdiği destek ve Avrupa vatandaşlarını gözaltına alması konusunda.