Suriye’nin güneyinde yerinden edilme endişesi artıyor

Suriyelilerin ülkenin güneyinden kuzeyine doğru gerçekleştirdiği göçü denetleyen Rus polisi. (Twitter)
Suriyelilerin ülkenin güneyinden kuzeyine doğru gerçekleştirdiği göçü denetleyen Rus polisi. (Twitter)
TT

Suriye’nin güneyinde yerinden edilme endişesi artıyor

Suriyelilerin ülkenin güneyinden kuzeyine doğru gerçekleştirdiği göçü denetleyen Rus polisi. (Twitter)
Suriyelilerin ülkenin güneyinden kuzeyine doğru gerçekleştirdiği göçü denetleyen Rus polisi. (Twitter)

Suriye’nin güneyindeki muhalif aktivistler, rejim ve muhalefet güçleri arasında, Rusya’nın himayesinde yapılan anlaşmanın ardından kuzeye doğru yeni bir "yer değiştirme senaryosu" ile ilgili endişeler arttı. Yerlerinden edilenlerin muhaliflerce kontrol edilen bölgelere girişinin engellendiği öne sürülüyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) muhalif gurupların, Suriye’nin Kuneytra kırsalındaki Umm Batnah köyünde yerlerinden edilen 30 ailenin perşembe akşamından itibaren el Bab şehrine girişinin engellemeye devam ettiğini bildirdi. Aralarında tedaviye ihtiyaç duyan çocukların ve kadınların da bulunduğu aileler el Bab şehrine girmelerine izin verilmemesi nedeniyle rejim ve Milli Ordu arasında bulunan Ebu Zendin Sınır Kapısında mahsur kaldı.
Halep’in doğu kırsalındaki el- Bab şehir merkezindeki kavşakta yapılan gösteride ailelerin alınmaması protesto edildi.
Aktivistler, Suriye’nin Kuneytra kırsalındaki Umm Batnah köyüne rejim tarafından aranan 30 kişinin aileleriyle birlikte Suriye’nin kuzeyine götürülmesi için üç otobüsün girdiğini bildirdiler. Bu adım, bir yandan askeri güvenlik şubesi ve Rus tarafı, diğer yandan da Havran’daki Merkezi Komite ve bölgenin bazı ileri gelenleri arasında varılan anlaşmadan sonra atıldı.
Geçtiğimiz cumartesi günü Kuneytra vilayetinin orta kırsalındaki Umm Batnah kasabasından yaklaşık 30 kişiyi aileleriyle birlikte Suriye’nin kuzeyine gidebileceği yönde anlaşma yapılması, üç yılı aşkın bir süredir Suriye rejimi tarafından kontrol edilen bölgelerde ‘rejimin yeniden yerlerinden edilme senaryosuna hazırlandığı görüşünü kuvvetlendirdi.
Söz konusu gelişmeler bölgede Suriye rejimiyle yaşanan anlaşmazlıklar sonrasında rejim subaylarının Kuneytra’daki kasaba ve merkez bölgeye yönelik tehditlerin ardından yaşandı.
Merkezi Müzakere Komitesi’nden bir üye Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Kuneytra ve Dera’daki komite ile bölgenin ileri gelenlerinin, Rus tarafını Umm Batnah kasabası ve Kuneytra kırsalındaki durumu düzeltmek için Suriye rejimi görevlileri tarafından dayatılan yer değiştirme zorunluluğunu kaldırmaya ikna edemediklerini belirtti. Rejim güçlerinin geçmişte Umm Batnah kasabasından Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) mensubu olmakla suçlanan on kişinin sınır dışı edilmesine bağlı kaldıklarını söyledi.
Kaynak açıklamasında, son günlerde Dera el Mahatta ve Sasa’da Suriye rejim güçleri ve Rus subaylarıyla Umm Batnah kasabasına yönelik artan askeri hareketlenmeyi durdurmak ve ailelerin Suriye’nin kuzeyine tahliye edilmesinden geri adım atılmasını sağlamak için toplantılar yapıldığını aktardı. Kaynak ayrıca toplantılarda, aranan ailelerin ve aşiretlerin Suriye rejim güçlerine yönelik herhangi bir eylemde bulunmayacaklarına dair verilen sözler karşılığında söz konusu kişilerin yerlerinden edilmesi veya teslim edilmesi ısrarını giderecek çözüme ulaşılması adına müzakereler yapıldığını bildirdi.
Müzakere komitesi üyesi özellikle rejim güçlerinin son yıllarda Suriye'nin güneyindeki yerleşim bölgelerinde askeri seferberlik yoluyla tek bir politika benimsemesinden dolayı insanların yeniden yerinden edilebileceğine ilişkin endişelerinin arttığını dile getirdi. Suriye rejimi heyetinin ilk talebinin aranan kişileri sınır dışı etmek veya teslim etmek olduğunu, böylece müzakere komitelerinin yerinden edilme seçeneğini ortadan kaldırmaya çalıştığını belirten kaynak, komitenin çeşitli durumlarda Rus tarafıyla koordineli olarak gerçekleştirdiği müzakerelere dikkat çekti. Buna Dera kırsalında yer alan Tafaş ve el Karak’ta yaşanılanları örnek verdi. Ancak bazı durumlarda müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı. Kaynak bu duruma geçtiğimiz mart ayında el Sanemeyn ilçesinde yaşanan ve 24 savaşçının Suriye’nin kuzeyine gitmeleri talimatı verildiği durumu örnek verdi.
Kuneytra vilayetinin orta kırsalındaki Umm Batnah kasabası bu ayın başında havan mermileriyle bombalandıktan sonra halkın büyük bir kısmının yerlerinden edilmesi ile yaşanan gerginliğe sahne oldu.
Gözlemciler, 2018 yılından bu yana Suriye'nin güneyinde imzalanan eşitlik anlaşmasının bölgede yeni bir durumu empoze etmek olduğu görüşündeler. Suriye’nin güneyinde ise herhangi bir sakinlik ya da istikrar göstergesi mevcut değil. Suriye rejim güçlerinin operasyonlarına sahne olan bölgede muhalifler ve rejim destekçileri saflarında faili meçhul cinayetler de sürüyor.



Husiler Aden Körfezi'ndeki tanker yangınında parmağı olduğu iddialarını reddetti

Husiler geçtiğimiz eylül ayı sonlarında Aden Körfezi'nde Hollanda bandralı bir gemiye saldırdı (AP)
Husiler geçtiğimiz eylül ayı sonlarında Aden Körfezi'nde Hollanda bandralı bir gemiye saldırdı (AP)
TT

Husiler Aden Körfezi'ndeki tanker yangınında parmağı olduğu iddialarını reddetti

Husiler geçtiğimiz eylül ayı sonlarında Aden Körfezi'nde Hollanda bandralı bir gemiye saldırdı (AP)
Husiler geçtiğimiz eylül ayı sonlarında Aden Körfezi'nde Hollanda bandralı bir gemiye saldırdı (AP)

İngiliz denizcilik güvenliği firması Ambrey ve Kızıldeniz'deki gemi taşımacılığını korumakla görevli Avrupa Birliği (AB) misyonu Aspides tarafından yapılan açıklamada, dün Aden Körfezi'nde MV Falcon adlı tanker gemisinde bir patlamanın meydana geldiği bildirildi. Açıklamaya göre patlama, gemide yangına neden olurken 26 kişilik mürettebattan 24 kişinin kurtarılarak Cibuti’ye tahliye edildi, 2 kişiden halen haber alınamıyor.

Husilere ait Al Masirah televizyon kanalı, Savunma Bakanlığı'ndaki bir kaynaktan bazı medya kuruluşlarının Aden Körfezi'nde bir geminin hedef alındığına dair haberlerini yalanladığını aktardı. Al Masirah televizyonuna göre kaynak, Husilerin bu olayla hiçbir ilgisi olmadığını da ekledi.

Uluslararası gemi takip sistemi Tanker Trackers, İran’dan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) yüklü Kamerun bandralı tanker gemisinin, Husilere tedarik sağlamak için Yemen'in batısındaki Hudeyde'deki Ras İsa Limanı’na doğru yol aldığını bildirdi. İngiliz denizcilik güvenliği firması Ambrey ise tanker gemisinin Ahvar'ın (Abyan eyaletinde bir bölge) yaklaşık 60 deniz mili güneyinde meydana gelen bir patlamanın ardından acil yardım çağrısı yaptığını bildirdi.

Husiler liderleri Abdulmelik el-Husi'nin bir konuşmasında ‘siz geri dönerseniz, biz de geri döneriz’ ifadesini tekrarlayarak Gazze'deki durumun sakinleşmesinden sonra saldırıların durdurulacağına dair dolaylı bir gönderme yapmasından iki gün sonra, Husilerin deniz saldırılarını durduracaklarına dair ikinci bir mesaj olarak haklarındaki iddiaları reddettiler.


Sinvar'ın yakın dostu ve Gazze'de onun yerine aday olan Tevfik Ebu Naim hakkında neler biliyoruz?

İsmail Heniyye ve Tevfik Ebu Naim (Arşiv – AFP)
İsmail Heniyye ve Tevfik Ebu Naim (Arşiv – AFP)
TT

Sinvar'ın yakın dostu ve Gazze'de onun yerine aday olan Tevfik Ebu Naim hakkında neler biliyoruz?

İsmail Heniyye ve Tevfik Ebu Naim (Arşiv – AFP)
İsmail Heniyye ve Tevfik Ebu Naim (Arşiv – AFP)

Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona ermesinden sonra Hamas'ın geleceği hakkında konuşmalar sürerken, İbranice yayın yapan Israel Hayom gazetesi, Tevfik Ebu Naim'in önümüzdeki dönemde hareketin Gazze Şeridi'ndeki ayağını yönetmede önemli bir rol üstlenmesinin beklendiğini yazdı. Gazete, Naim'i ‘siyasi deneyime sahip güçlü bir adam, Yahya Sinvar'ın en yakın arkadaşlarından biri ve Hamas'ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin'in müridi’ olarak tanımladı.

Gazete, İbrahim Hamid, Hasan Selame, Abdullah Bergusi ve Abbas es-Seyyid adlı dört üst düzey Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasının sağlanamaması nedeniyle Hamas liderlerinin önemli bir fırsatı kaçırdıklarını düşündüklerini yazdı. Bu dört kişi, görünüşte Sinvar'ın yerini kolaylıkla alabilecek nitelikteydiler, ancak bunu yapabilecek nitelikteki tek kişi onlar değildi.

Tevfik Ebu Naim kimdir?

63 yaşındaki Tevfik Ebu Naim, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’ndan geliyor. Ailesi Gazze Şeridi'ne göç etmeden önce Beerşeba (Birüssebi) şehrinde ikamet ediyormuş.

Şarku’l Avsat’ın Israel Hayom gazetesinden aktardığına göre Ebu Naim, Gazze şehrindeki İslam Üniversitesi'nde okudu; burada İslam hukuku alanında yüksek lisans derecesi ve daha sonra da doktora derecesi aldı.

2015 yılında, Tümgeneral Selahaddin Ebu Şerh'in yerine Gazze İç Güvenlik Güçleri Genel Müdürü olarak atandı ve bu görev, Hamas'ın güvenlik yönetim yapısı içindeki varlığını güçlendirdi.

Serbest bırakılan mahkûm

Ebu Naim, 2011 yılında, İsrailli asker Gilad Şalit karşılığında binden fazla Filistinli mahkûmun serbest bırakıldığı Vefa el-Ahrar anlaşması kapsamında serbest bırakıldı. O zamandan beri Hamas'ın güvenlik ve idari yapısında üst düzey görevlerde bulunarak hızla karar alma pozisyonuna yükseldi.

Yahya Sinvar ile ilişkisi

Gazeteye göre Ebu Naim, hareketin merhum lideri Yahya Sinvar ile 1980'lerin başında Müslüman Kardeşler'in yerel hücresine katıldıkları ve Şeyh Ahmed Yasin'den ders aldıkları dönemden beri yakın bir ilişki içinde. İkili daha sonra, İsrail ile iş birliği yapanları takip etmekten sorumlu el-Mecd biriminin kurulmasına katıldı. Bu birim daha sonra hareketin güvenlik aygıtının çekirdeğini oluşturdu.

İsrail, Yahya Sinvar'ı 7 Ekim Aksa Tufanı saldırılarının mimarı olarak görüyor (AFP) İsrail, Yahya Sinvar'ı 7 Ekim Aksa Tufanı saldırılarının mimarı olarak görüyor (AFP)

Gazete, 1998 yılında Ebu Naim'in el-Mecd içindeki güvenlik faaliyetleri nedeniyle ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığını yazdı. Hapishanelerde önemli rol oynayan Ebu Naim, İbraniceyi akıcı bir şekilde öğrendi ve Sinvar ile birlikte hapishaneden kaçmaya teşebbüs etti.

Israel Hayom, bu deneyimin, hareketin tutuklu en önde gelen liderlerinden biri olarak konumunu güçlendirdiğini belirtti.

Hassas güvenlik görevleri

Ebu Naim Gazze Şeridi'ne döndükten sonra, Gazze'de içişleri bakan yardımcısı olarak atanmadan önce, tutuklular ve şehit aileleriyle ilgili güvenlik ve idari görevlerde bulundu.

Gazeteye göre, görevleri arasında polis gücünü güçlendirmek, istihbarat ihlallerini önlemek, siyasi protestoları bastırmak ve DEAŞ'ın etkisindeki grupları kontrol altına almak vardı.

Ebu Naim, 7 Ekim saldırısından önce bu saldırıyı ima etmişti

İbranice yayınlanan gazete, Ebu Naim'in 7 Ekim'den birkaç gün önce hareketin büyük çaplı bir saldırı düzenleme niyetine dolaylı olarak işaret ettiğini ve bu durumun Hamas liderliği içindeki stratejik planlamaya ne ölçüde dahil olduğu konusunda spekülasyonlara yol açtığını belirtti.

Gazete, bir dizi önde gelen liderin suikastıyla Ebu Naim'in Gazze'nin bir sonraki lideri olmak için ideal konumda olduğunu ve şu anda sahada ilk sınavını verdiğini yazdı.

Suikast girişiminden kurtuldu ve ortadan kayboldu

Ebu Naim Ekim 2017'de, ez-Zehra şehrinde Cuma namazından çıkarken arabasının yakınında patlayan bir bombadan kurtuldu ve hafif yaralandı.

7 Ekim 2023'te savaşın patlak vermesinden bu yana, Hamas'taki diğer birçok saha komutanı gibi medya spotlarından uzak durdu ve Israel Hayom’a göre hiçbir röportajda veya kamuoyuna dönük açıklamada görünmedi.

Liderlik krizi ve eski yüzlerin geri dönüşü

Gazete, üst düzey liderlere yönelik suikastlar ve önde gelen siyasi liderlerin yokluğunun, hareketin liderlik hiyerarşisinde önemli bir boşluğa yol açtığını belirtti. Mahmud ez-Zahar gibi sadece birkaç isim kaldığı için Ebu Naim gibi deneyimli kadroların göreve çağrılması acil bir ihtiyaç haline geldi.

Gazeteye göre Ebu Naim, özellikle Gazze Şeridi’nin işlerini yönetmek için teknokratların oluşturduğu bir komite kurulursa, önde gelen askeri liderlerin katılımıyla bir sonraki aşamayı perde arkasından yönetebilir.


FKÖ Yürütme Komitesi Üyesi: Gazze anlaşması tehdit altında... Kahire'de guruplar arasında yapılacak toplantıyı bekliyoruz

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat yakınlarındaki Netzarim Koridoru’ndan geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat yakınlarındaki Netzarim Koridoru’ndan geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
TT

FKÖ Yürütme Komitesi Üyesi: Gazze anlaşması tehdit altında... Kahire'de guruplar arasında yapılacak toplantıyı bekliyoruz

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat yakınlarındaki Netzarim Koridoru’ndan geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat yakınlarındaki Netzarim Koridoru’ndan geçen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Üyesi Vasıl Ebu Yusuf, ulusal uzlaşmanın önündeki engelleri aşmak ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasını sürdürmek amacıyla Kahire'de guruplar arasında yapılacak olan toplantıyı beklentilerini dile getirdi. Ebu Yusuf, Gazze anlaşmasının her an çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulundu.

Ebu Yusuf, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, “Önümüzdeki dönemde Kahire'de Filistinliler arasında bir diyalog gerçekleştirilmesi planlanıyor ve bunun çok yakında gerçekleşmesini bekliyoruz. Anlaşmanın çökmesine yol açabilecek endişeler arasında, bu diyalogun başarıya ulaşmasını umut ediyoruz” ifadelerini kullandı. ‘Filistinlilerin Mısır'ın rolüne güvendiğini’ ifade eden Ebu Yusuf, ‘15 bağımsız, yetkin ve teknokratik kişiden oluşan bir komite kurulması konusunda anlaşmaya varıldığını ve komitenin, fraksiyonların toplantısında bir dizi konuda anlaşmaya varıldıktan sonra açıklanacağını’ belirtti.

“Komiteyle ilgili anlaşma, komitenin Filistin Yönetimi’nin denetimi altında olacağı ve komite üzerinde herhangi bir yabancı vesayetin reddedileceği yönündedir” diyen Ebu Yusuf, ‘Gazze Şeridi'ndeki güvenlik sorumluluğunun FKÖ'nün sorumluluğu altındaki meşru güvenlik güçleri tarafından üstlenilmesi gerektiğini’ vurguladı.

Ebu Yusuf sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze Şeridi'nde güvenliği devralmakla yükümlü olan Filistin hükümetidir ve bence bu mesele, hükümetin Gazze Şeridi'nin sorumluluğunu üstlenmesi yönünde yapılacak düzenlemelerle yakın aşamalarda gerçekleşecektir. Bu kapsamda, Refah Sınır Kapısı’nın durumu ve 2005 yılında yapılan Filistin-Avrupa anlaşmasının yeniden hayata geçirilmesi gündeme gelebilir. Ayrıca, Filistin halkının toparlanması, direncinin güçlendirilmesi, insani yardımların bölgeye ulaştırılması ve yeniden inşa süreci de bu çerçevede ele alınmalıdır.”

Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan evler (AFP)Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan evler (AFP)

Bu arada bilgi sahibi bir Filistinli kaynak Şarku'l Avsat'a şunları söyledi: “Kahire'de Hamas, İslami Cihat Hareketi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ve Muhammed Dahlan liderliğindeki Reform Akımı dahil olmak üzere bir dizi Filistinli grup bulunuyor. Kahire, birkaç gün içinde grupların genişletilmiş bir toplantısını talep edecek. Hazırlıklar ve düzenlemeler şu anda devam ediyor.”

Mısır Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan perşembe günü Facebook sayfasında yaptığı paylaşımda, “Mısır hükümetinin koordinasyonunda Kahire'de Filistin-Filistin diyalog oturumları yeniden başlayacak” dedi. Raşvan, Hamas ve Filistinli gruplara FKÖ'ye katılma ve bu oturumları ön duyuru yapmak için değerlendirme ve ayrıntılara daha sonra girme çağrısında bulundu.

10 Ekim'de Hamas, İslami Cihat Hareketi ve FHKC tarafından yayınlanan ortak açıklamada, ‘üç hareketin Mısır ile iş birliği içinde Filistin'in tutumunu birleştirmek ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin ardından bir sonraki adıma geçmek için kapsamlı bir ulusal toplantı düzenlemek üzere çalıştığı’ doğrulandı.

Bu toplantı, ABD Başkanı Donald Trump'ın planına dayanan Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının başlaması ışığında gerçekleştiriliyor. Planın ilk aşamasında rehinelerin ve cesetlerin teslim edilmesi ve Filistinli mahkûmların serbest bırakılması; ikinci aşamasında ise Hamas'ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi yönetiminin kurulması yer alıyor.

Nuseyrat'tan Gazze şehrine giden Netzarim Koridoru'nda yürüyen Filistinliler (AFP)Nuseyrat'tan Gazze şehrine giden Netzarim Koridoru'nda yürüyen Filistinliler (AFP)

Gazze anlaşmasının sürdürülebilirliğiyle ilgili olarak ise Ebu Yusuf şunları vurguladı: “İşgalcilerin savaşı yeniden başlatma niyetinde olduğunu biliyoruz; özellikle yeniden yıkım yapma ve kontrol dayatma olasılığına işaret eden göstergeler var. Önümüzdeki aşamalarda engeller olduğunu biliyoruz; bu anlaşmaya yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırmak için uluslararası arenada ve fraksiyonlar toplantısında söz konusu engelleri aşmak istiyoruz.”

Filistin medyası bugün İsrail ordusunun Gazze şehrinin doğusunda ‘yoğun’ ateş açtığını bildirdi. Tıbbi kaynaklar ve görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre, dün akşam Gazze şehrinin doğusunda sivil bir aracı hedef alan İsrail saldırısında, yedisi çocuk olmak üzere aynı aileden 11 Filistinli hayatını kaybetti. Bu, ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana meydana gelen en ölümcül olay.

İsrail, Hamas'ın elinde bulunan tüm İsrailli cesetlerin iadesinde ısrar ederken, Hamas ise bunun zor olduğunu ve enkaz arasında cesetleri aramak için özel ekipman gerektiğini savunuyor. Rehineler ve Kayıp Aileleri Forumu perşembe günü, İsrail hükümetine, Hamas'ın kalan rehinelerin cesetlerini teslim etmemesi halinde, Hamas ile yapılan anlaşmanın sonraki aşamalarının uygulanmasını ertelemesi çağrısında bulundu.