Unutulan gelenek canlandı: Tunceli'de 50 yıl sonra ilk koç başlı mezarlar yapıldı

Tunceli'de 1960'lardan sonra ilk koç başlı mezarlar Pülümür ilçesinde Musa Çelik tarafından babası ve ağabeyi için yaptırıldı / Fotoğraf: Caner Canerik
Tunceli'de 1960'lardan sonra ilk koç başlı mezarlar Pülümür ilçesinde Musa Çelik tarafından babası ve ağabeyi için yaptırıldı / Fotoğraf: Caner Canerik
TT

Unutulan gelenek canlandı: Tunceli'de 50 yıl sonra ilk koç başlı mezarlar yapıldı

Tunceli'de 1960'lardan sonra ilk koç başlı mezarlar Pülümür ilçesinde Musa Çelik tarafından babası ve ağabeyi için yaptırıldı / Fotoğraf: Caner Canerik
Tunceli'de 1960'lardan sonra ilk koç başlı mezarlar Pülümür ilçesinde Musa Çelik tarafından babası ve ağabeyi için yaptırıldı / Fotoğraf: Caner Canerik

Eski adı Dersim olan Tunceli, koç ve koyun biçimli mezar taşlarının bir dönem yaygın olduğu bir bölgeydi.
Çevre illerdeki kimi köylerde de benzer mezar taşları bulunsa bile bunlar genelde Dersim kökenli kişilerce yaptırılıyordu.
Üzerlerinde kimi zaman silah, kılıç (Zülfikar: Hz. Ali'nin kılıcı), hançer, kuş, yıldız, bayrak veya bağlama çalan insan gibi figürlerin de olduğu koç başlı mezarlar üzerine pek çok araştırmalar yapıldı ve çıkış kaynağı olarak farklı uygarlıklarla ilişkilendirildi.
Çoğunlukla da isim benzerliğinin verdiği etkileşim nedeniyle 14'üncü ve 15'inci yüzyıllarda Doğu Anadolu'ya belli aralıklarla hükmeden Karakoyunlu veya Akkoyunlu Türkmen Devletleri'nden kalan bir gelenek olduğu öne sürüldü.
Ancak bu görüşe itiraz edenler, her iki devletin hakimiyet alanında olan diğer illerde koç başlı mezar geleneğinin devam etmediğini iddia etti. Bu geleneğin daha çok Tunceli civarına özgü olduğu belirtti bu görüşün sahipleri.
Sonuç olarak koç başlı veya yerel halk arasında "koç mezarlığı" denilen kabirlerin yapımı en yaygın görüldüğü Tunceli'de de unutulmuş, uzun yıllardır yenileri yapılmıyordu.
Taa ki günümüze kadar.

Geleneği yaşatmak için hem babası hem ağabeyi için koç başlı mezar yaptırdı
Tunceli'nin Pülümür ilçesinde eski adı "Pardi" olan Uzunevler köyünden Musa Çelik, geçen sene kaybettiği ağabeyi ile 2019'da kaybettiği babası için koç başlı mezarlardan yaptırdı.
Tunceli'de yaşayan ve yöreye dair yaptığı araştırmalarla tanınan yazar ve fotoğrafçı Caner Canerik'e konuşan Çelik, mezarları yaptırma nedenini anlattı. 
Çelik, "Bulunduğumuz mezarlıkta, 1917 yılında Rus savaşında şehit olan Dersimli üç milise, dedem ve kardeşlerine ait koç mezarlar da bulunmaktadır. Çeçen sene kaybettiğimiz ağabeyim ve babam için koç mezar yaptırdık. İki amacımız vardı. Birincisi -elbette ki bize göre- koç gibi insanlardı ve öyle bilinmelerini istedik. Bir diğer sebepse bir geleneğin devamını sağlamaktı ve bu nedenle yaptırdık" ifadelerini kullandı.
Canerik, Dersim kültürü ve günümüz Tunceli'sine dair araştırmaları sırasında koç başlı mezarların hikayeleri hakkında da bilgi edindi. Canerik günümüzde bile tarihçilerin ilgisini çeken mezarlara dair sorularımıza yanıtladı.

1960'lara kadar koç başlı mezar geleneği sürdü
Koç başlı mezarları, Akkoyunlu ve Karakoyunlu dönemleriyle ilişkilendiren çevreler var. Bu doğru mudur?

Dersim'de bulunan koç mezarların Akkoyunlu ya da Karakoyunlu devletleri ile herhangi bir ilgisi yok. Bölgede yer alan mezarların önemli bir bölümü 100-150 yıllık zaman dilimini kapsamaktadır. 1960'lı yıllara kadar ağırlıklı olarak rastlıyoruz. Ancak daha sonrasında Almanya'ya yönelik işçi göçüyle birlikte yoğun bir kültürel dönüşüm yaşanıyor ve mezarların yönü, mezar üstleri de değişiyor. Beyaz mermer kullanımı artıyor. Alevilik ve İslami etkiyle birlikte ölü gömme ritüelleri ve mezarlıklarda da değişim yaşanıyor.

Türkiye'nin ve dünyanın farklı yerlerinde de koç mezarları var
Koç başlı mezarlar sadece Tunceli'ye özgü mü?

Mezar taşlarının sadece Dersim'e özgü olduğunu iddia edemeyiz. Yoğunluklu olarak bulunabilir ama Türkiye ve dünyanın pek çok bölgesinde, farklı zamanlara ait koç mezarlara rastlandığını biliyoruz. Dersim'de yakın tarihe kadar kullanılmış olması sebebiyle özgün bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim en son 2021 yılında iki mezara yerleştirilmesi de kültürel olarak varlığını devam ettirdiğini gösteriyor.

Eski koç başlı mezarların üzerinde farklı figürler de oluyor / Fotoğraf: Caner Canerik
Daha çok savaşçı, mücadeleci kişilere koç başlı mezar yapılıyordu
Herkes için mi koç başlı mezarlar yapılıyordu yoksa belli kişilere mi?

Büyük oranda savaşçı, kahraman, mücadele etmiş kişi mezarlarında rastlıyoruz. Uzunevler (Pardi) köyünde var olan 1917 tarihli üç koç mezarın, 1917 yılında Rus işgaline karşı direnen Dersimli milisler olduğunu biliyoruz. Nitekim mezar taşları üzerine işlenen figürlerden de kişilerin yaşamlarına dair kesitler bulabiliyoruz. Koç mezarların özellikle gövde kısımlarında, silah, at, ok, kama - kılıç, saz gibi mesleğine, yaptığı işe ya da kendini onunla tanımladığı herhangi bir alete ilişkin figürlere rastlıyoruz. Bununla birlikte yaşam döngüsü hemen her mezarda rastladığımız bir figür. Farklı şekilde var olabiliyor.

Kimi mezarlarda haç ve haçı andıran semboller de var
Eski koç başlı mezarlar da başka hangi figürler de görülüyordu?

Koç mezarlar üzerinde haç-haçvari sembollere de sık rastlanıyor. Dersim gibi "beleke - alacalı" bir coğrafyada kişilerin etnik kimliği pek sorulmaz ama herhangi bir sebeple korku, yaşam kaygısı ile etnik/dinsel kimliğini bastıran kişiler olduğunu da biliyoruz. Çok net olarak bu ayrımı yapamayız ama iki iddiayı aktarabiliriz.

Eski mezarları çoğunlukla Ermeni ustalar yapıyordu
Nedir bu iddialar?

Bir dönem koç mezarları yapan ustalar ağırlıklı olarak Erzincan ve Elazığ'da yaşayan Ermeni etnik kimliğine mensup insanlar ve kendi kültürlerinden izleri mezar taşlarına işliyorlar. 1960'lı yıllara ait iddialar olduğu için bunları teyit ettirme şansımız maalesef yok. İnanç olarak kendini Müslüman / Alevi olarak tanımlamış, etnik olarak Kırmanç kimliğinden "şüphe edilmeyen" kişi mezarlarında da haç/haçvari sembollere rastlıyoruz. Mezar sahipleri, bunun sebebini de ustaların tercihi olarak aktarıyorlar.

Yeni yaptırılan iki mezarın arkasındaki iki eski koç başlı mezar da Çelik ailesinin 1917 yılında Rus işgaline karşı savaşırken ölen akrabalarına ait / Fotoğraf: Caner Canerik
Koç başlı mezar için 30 bin lira ayırmak gerekiyor
Koç başlı mezarların günümüzdeki maliyeti nedir?

Koç mezarların bugün yeniden kullanılması çok istisna bir örnek. Geneli yansıttığı ve yaygın kullanılacağına dair bir şey söylemek zor. Bunun birinci sebebi ekonomik. Bugün yapılan iki mezarın toplam 60 bin Türk Lirası'na yakın bir maliyeti söz konusu. İnsanların bir mezar için 30 bin lira ayırabilmeleri zor.

"Dersim'de mezarlar 50-60 yıl öncesinin ritüellerine göre kaldırılmıyor"
Koç başlı mezarlar yeniden yaygınlaşabilir mi?

Dersim'de bugün cenazeler 50-60 yıl öncesinin ritüellerine göre kaldırılmıyor. Ağırlıklı olarak İslami kurallara uygun olarak kaldırılıyor. Farklı, yerel ve geçmişten izler taşıyan bir yaklaşım kendine yer bulabilir mi? Zor biraz ama imkansız da değil. Farklılık arayışları bu bağlamda da etkili olabilir ve yaygınlaşabilir.

Musa Çelik, koç başlı mezar yaptırmasında babası ve ağabeyinin Dersim geleneklerine olan bağlılıklarının da etkili olduğunu söyledi / Fotoğraf: Caner Canerik
"'Koç gibi' gördükleri yakınlarının öldükten sonra da öyle anılmasını istiyorlar"
İnsanlar, günümüzde neden koç başlı mezar yaptırmak isteyebilir?

Koç heykellerin anımsanmasının nedenlerinden bana göre en önemlisi insanların geçmişleriyle bağ kurma istemleridir. Özel olarak da aile içinde değerli görülen ve kaybedilmiş bir kişiye duyulan saygı, sevginin yansıması olduğunu, kendi gözlerinde "koç gibi" gördükleri insanların öldükten sonra da öyle anılmalarını isteme arzusu.

Avrupa'da olan görkemli mezarlar, orada yaşayanları da etkiledi
Batı illerinde veya Avrupa'da yaşayan Tunceliler arasında geleneği yaşatma isteği daha mı belirgin?

Belirttiğim gibi koç başlı mezar için ciddi rakamlar ayırmak gerekiyor. Dersim'de eski yoksulluk en azından bir bölüm insan için ortadan kalktı. Özellikle batıda zenginleşme ve yaşamın daha fazla estetize edilme isteminin yansımaları da sözkonusu. Sıradan mermer bir mezar yerine koç mezar yaptırmak, farklılığın,  özel kılınma-görülme arzusunun ve  zenginliğin de somutlanmış hali oluyor. Sanırım bir de Avrupa etkisini eklemek gerekiyor. İslami etkiyle birlikte mezarlar sadeleşirken, Avrupa'da var olan görkemli anıt mezarlar, orada yaşayan insanları da etkiledi ve burada da koç başı mezar olarak karşılık buldu diyebiliriz.

Eski koç başlı mezarlara yenilerine oranla daha fazla figür çiziliyordu / Fotoğraf: Caner Canerik
Yeni koç başlı mezarların üzerinde daha az figür var
Peki son yapılan koç başlı mezarlar ile eskiden yapılanlar arasında far var mı?
50-100 yıl öncesine ait mezar taşlarında sembol ve figür sayısı oldukça fazla. Bugün yapılan mezara bakarsak oldukça sıradan ve yaşantıdan izler yerine inanca, Aleviliğe ilişkin iki figür ve biri Latin harfleriyle yazılmış Arapça cümle olmak üzere iki de özlü söz mevcut.
Independent Türkçe



Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
TT

Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)

Tom Cruise'un geliştirme aşamasındaki uzay temalı yeni filminden kötü haber geldi.

Oyuncunun, Yarının Sınırında'nın (Edge of Tomorrow) yönetmeni Doug Liman'la birlikte hayata geçirmeyi planladığı projenin rafa kaldırıldığı öne sürülüyor. Merakla beklenen filmin sinema tarihinde bir ilke imza atması bekleniyordu.

Page Six'in haberine göre filmin çıkmaza girmesinin temel nedeni, Cruise'un NASA'yla çalışabilmek için ABD Başkanı Donald Trump'tan izin istemeye yanaşmaması. 

"Siyasi nedenlerle Trump'tan yardım istemedi"

Yayına konuşan bir kaynak, "Anladığım kadarıyla bu film için NASA'yla koordinasyon şarttı ve Tom Cruise, Donald Trump'tan yardımını rica etmek istemedi" dedi. Kaynak sözlerini, "Federal hükümetten izin alınması gerekiyor. Tom bunu siyasi nedenlerle yapmak istemedi" diye sürdürdü.

2020'de yapılan açıklamalarda Cruise'un, uzayda çekilen ilk kurmaca film üzerinde çalıştığı duyurulmuş, bir NASA yetkilisi de oyuncunun Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekim yapacağını doğrulamıştı.

Ancak 2022'ye kadar projeyle ilgili neredeyse hiç gelişme paylaşılmadı. O yıl Universal Pictures'ın patronu Donna Langley, "Tom Cruise bizi uzaya götürüyor. Dünyayı uzaya taşıyor" diyerek projeyi doğrulamıştı.

Langley, o dönemde yaptığı açıklamada, "Tom'la geliştirme aşamasında harika bir projemiz var" demiş ve şöyle devam etmişti:

Bu proje, gerçekten bunu yapmasını öngörüyor. Bir roketle uzay istasyonuna gitmesi, çekim yapması ve umarız uzay istasyonunun dışında yürüyüş yapan ilk sivil olması hedefleniyor.

İsmi henüz açıklanmayan filmde Cruise'un, "şansı yaver gitmeyen ve bir şekilde Dünya'yı kurtarabilecek tek kişi haline gelen" bir karakteri canlandırması planlanıyordu. 

Oscarlı yönetmenin yeni filminde

Görevimiz Tehlike (Mission: Impossible) yıldızının sıradaki projesi ise Diriliş'in (The Revenant) 4 Oscarlı yönetmeni Alejandro G. Iñárritu'nun imzasını taşıyan ve adı henüz açıklanmayan bir film. 

Yapım hakkında fazla detay bilinmese de 63 yaşındaki Cruise'un, Jesse Plemons, Emma D'Arcy, John Goodman, Sandra Hüller, Riz Ahmed ve Sophie Wilde'ın da yer aldığı güçlü bir oyuncu kadrosuna liderlik edeceği belirtiliyor.

Cruise ve Iñárritu'nun yeni filmi, 2 Ekim 2026'da vizyona girecek.

Independent Türkçe, Page Six, GamesRadar


Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
TT

Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)

Jim Carrey, Ron Howard'ın 2000 yapımı filmi Grinç'in (How the Grinch Stole Christmas) 25. yılı vesilesiyle, filmin yönetmeni ve makyajcısıyla Vulture'a verdiği röportajda, rolün perde arkasına dair çarpıcı ayrıntılar paylaştı. 

Dr. Seuss'un 1957 tarihli çocuk kitabından uyarlanan film, dünya genelinde 346 milyon dolar hasılat elde ederek büyük bir gişe başarısına imza atmış ve ABD'de 2000'in en çok kazanan yapımı olmuştu. 

Ancak Carrey için bu başarı, son derece zorlu bir dönüşüm sürecini de beraberinde getirmişti.

"Sadece yeşile boyayın"

Oyuncu, daha önceki röportajlarında Grinç'i ağır makyaj ve protezlerle canlandırmanın "işkence gibi" olduğunu açıkça dile getirmişti. Vulture'a verdiği yeni röportajda ise bu sürece dair daha önce paylaşmadığı ayrıntıları anlattı.

Carrey'nin yaşadığı zorlu sürece rağmen film, makyaj sanatçısı Rick Baker'a Oscar kazandırmıştı. Baker, stüdyonun başlangıçta Carrey'nin yalnızca yeşile boyanmasını istediğini hatırlattı. Baker, "Stüdyo bize, 'Jim'e 20 milyon dolar ödüyoruz ve onu görmek istiyoruz. Sadece yeşile boyayın' dedi" diye konuştu.

Carrey ise kostümü giymeyi kendisinin istediğini ancak bundan nefret ettiğini anlattı. Oyuncu, Grinç'i canlandırırken ağır makyaj ve maske nedeniyle burnundan nefes alamadığını söyledi. Maske üzerinde nefes almasına izin verecek delikler açmakta zorlandıklarını belirten Carrey, "Sonunda tüm film boyunca ağzımdan nefes almak zorunda kaldım" dedi.

Carrey, kostümün "dayanılmaz derecede kaşındırıcı" olduğunu ve gün boyu onu "çıldırttığını" da sözlerine ekledi. Yüzüne dokunamadığını ya da kaşınamadığını anlatan oyuncu, günde 8 saat makyaj koltuğunda oturduktan sonra projeden ayrılmayı ciddi ciddi düşündüğünü söyledi.

"20 milyon dolarını geri vermeye hazırdı"

Yönetmen Ron Howard da Carrey'nin o dönemde rolü bırakmaya çok yaklaştığını doğruladı. Howard, "20 milyon dolarını geri vermeye bile hazırdı. Bunu ciddi ciddi söylüyordu" dedi.

Ekip, çözümü eski bir özel harekat eğitmeni olan Richard Marcinko'yu projeye dahil etmekte buldu. Carrey, Marcinko'yu "CIA ajanlarına ve özel kuvvetlere işkenceye dayanmayı öğreten biri" diye tanımladı. Oyuncu, Marcinko'nun kendisine stresle başa çıkabilmek için çeşitli yöntemler öğrettiğini anlattı.

Bee Gees'e minnettar

Carrey, makyaj sürecini asıl katlanılır kılan şeyin ise Bee Gees'in müzikleri olduğunu söyledi. Oyuncu, makyaj süresince Bee Gees albümleri dinlediğini anlattı: 

Müzikleri inanılmaz derecede neşeli. Barry Gibb'le hiç tanışmadım ama ona teşekkür etmek istiyorum.

Independent Türkçe, Variety, Vulture, CBR.com


James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
TT

James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)

James Cameron, Godzilla Minus One'ın devam filmi için heyecanını gizlemekte zorlanıyor. Ünlü yönetmen o kadar hevesli ki gerekirse sette yardımcı olmayı bile teklif etti.

Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash) Japonya'daki tanıtımı sırasında, sahneyi Godzilla Minus One'ın yönetmeni Takashi Yamazaki'yle paylaştı ve esprili bir dille, "Minus Zero'yu görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum" dedi. 

"Benim için büyük bir onur"

Cameron sözlerini şöyle sürdürdü: 

Yamazaki sırf burada olmak için setten erken ayrılıp geldi, bu benim için büyük bir onur. Ben de kendisine yardımcı olabileceğimi söyledim.

Yamazaki ise bu teklife gülerek, "Bu durumda işimi elimden alırsınız" diye karşılık verdi. Cameron da "Bence her şey kontrolünüz altında" yanıtını verdi.

II. Dünya Savaşı sonrası Japonya'da geçen Godzilla Minus One, Kamiki Ryunosuke'nin canlandırdığı eski kamikaze pilotu Shikishima Koichi'yi merkezine alıyordu. 

Godzilla'yla ölümcül bir karşılaşmadan sağ kurtulan Koichi, yıllar sonra canavarın yeniden ortaya çıkmasıyla Japonya'yı kurtarmaya çalışan bir askeri ekibe katılıyordu.

Akademi Ödülleri'nde En İyi Görsel Efekt dalında Oscar kazanan Godzilla Minus One, bu başarıya ulaşan ilk Godzilla filmi olmuştu. Yapım, aynı zamanda bu kategoride ödül alan ilk Japon filmi olarak tarihe geçmişti.

Kasım 2023'te Japonya'da gösterime giren yapım, 7,65 milyar yenin (yaklaşık 50 milyon dolar) üzerindeki hasılatıyla ülkede en çok kazanan Godzilla filmi unvanını elde etmişti. 

Film, Kuzey Amerika'da da 56 milyon dolar hasılat elde ederek, tüm zamanların en yüksek gişe gelirine ulaşan Japonca canlı çekim yapımı olmuştu.

2026 sonunda izleyiciyle buluşacak

Devam projesinin 2026'nın sonlarına doğru vizyona girmesi planlanıyor. Kamiki'nin Kōichi rolüyle geri dönmesi, Minami Hamabe'nin ise karakterin sevgilisi Noriko'yu yeniden canlandırması bekleniyor. Ancak filmin konusuna dair henüz hiçbir detay paylaşılmadı ve proje gizemini koruyor.

71 yaşındaki Cameron cephesinde ise sıradaki proje, Avatar: Ateş ve Kül. Jake ve Neytiri bu kez, yeni bir Na'vi kabilesiyle karşı karşıya gelecek.

Merakla beklenen film, 19 Aralık'ta sinemalarda gösterime girecek.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant