Yeni İsrail hükümeti, 12 yıllık Netanyahu dönemini sona erdirdi

Bennett, İran’la nükleer anlaşmaya karşı çıkıyor, Hamas’ı tehdit ediyor ancak sükuneti destekliyor.

Netanyahu konuşmasını yaptıktan sonra Knesset’te… Solda ise yeni hükümetin iki ortağı Lapid ve Bennett (EPA)
Netanyahu konuşmasını yaptıktan sonra Knesset’te… Solda ise yeni hükümetin iki ortağı Lapid ve Bennett (EPA)
TT

Yeni İsrail hükümeti, 12 yıllık Netanyahu dönemini sona erdirdi

Netanyahu konuşmasını yaptıktan sonra Knesset’te… Solda ise yeni hükümetin iki ortağı Lapid ve Bennett (EPA)
Netanyahu konuşmasını yaptıktan sonra Knesset’te… Solda ise yeni hükümetin iki ortağı Lapid ve Bennett (EPA)

Knesset (İsrail parlamentosu) dün (Pazar), bağırışlar, boykotlar ve yoğun kargaşayla geçen hararetli bir oturumla Binyamin Netanyahu dönemine son verdi. Netanyahu’nun yerine aşırı sağcı Yemina partisinin lideri Naftali Bennett tarafından yönetilen bir hükümet, sağ ve sol cenahtan sekiz partiyi, hatta Milletvekili Mansur Abbas liderliğindeki İslami Hareket bloğunu da içeren geniş bir bakanlar kurulu seçti. Yeni hükümet 60 milletvekilinin desteğini aldı. Hükümetin onaylanmasıyla Binyamin Netanyahu dönemi resmen sonra ermiş oldu. Ancak Netanyahu, siyaset meydanını terk etmeyeceğini belirtti.
Başbakan, iki yıl sonra Başbakanlığı devralacak Gelecek Var Partisi lideri Lapid, diğer bakanlar, İsrail Devleti’ne ve yasalarına bağlılıklarını sürdüreceklerine, hükümetteki rollerini sadakatle yerine getireceklerine ve Knesset’in kararlarına saygı göstereceklerine dair bağlılık yemini ettiler. Yeni hükümet dün akşam ilk resmi toplantısını yaptı.
Yeni hükümet 28 bakan ve 6 bakan yardımcısından olışuyor. Bakanlar arasında ilk kez 2 Arap bakan da bulunuyor. Bunlar, sol görüşlü Meretz partisinden, Bölgesel İşbirliği Bakanlığı görevini yürütecek İsavi Feric ve Lieberman ile birlikte Maliye Bakanlığı görevini yürütecek, Avigdor Lieberman’ın başkanlığındaki Yisrael Bientu partisinden Hamd Ammar. Mansur Abbas ise Başbakanlık Ofisi’nde Başbakan yardımcılığı görevini üstlenecek ve Araplarla ilgili durumlarla özel olarak ilgilenecek.
Bu hükümet, iki bloktan oluşuyor. Başkanlığını Naftali Bennet’in yaptığı ilk blok, Yemina Partisi ve Yeni Umut Partisi’nden (Başkanlığını Gideon Sa’ar’ın yaptığı) oluşuyor. Başkanlığını Yair Lapid’in yaptığı ikinci blok ise, Lieberman başkanlığındaki Yisrael Bientu Partisi, Lapid Başkanlığındaki Yesh Atid Partisi, Benny Gantz başkanlığındaki Kahol Lavan (Mavi-Beyaz) Partisi, Mansur Abbas başkanlığındaki Birleşik Arap Listesi-İslami Hareket, Merav Michaeli başkanlığındaki İşçi Partisi ve Nitzan Horowitz başkanlığındaki Meretz Partisinden oluşuyor. İki blok gücü, eşit ve dönüşümlü olarak paylaşıyor. Bennet, 27 Ağustos 2023’e kadar başbakan olacak. Lapid ise bu dönemde dışişleri bakanı ve alternatif başbakan olarak görev yapacak. Sonrasında Lapid başbakan olacak ve Bennet onun yerine dışişleri bakanlığına geçecek. Yeni hükümette Gantz, başbakan yardımcısı ve savunma bakanı, Sa’ar, ikinci başbakan yardımcısı ve adalet bakanı, Lieberman, maliye bakanı, Yemina partisinden Ayelet Şaked, içişleri bakanı, İşçi Partisi Başkanı Merav  Michaeli, ulaştırma bakanı, aynı partiden Omer Bar-Lev, iç güvenlik bakanı, Meretz partisi başkanı Nitzan Horowitz, sağlık bakanı, aynı partiden Tamar Zandberg ise çevre bakanı olarak görev alacak.
Bennett, hükümet programını açıkladığı sırada şiddetli bir boykotla karşılaştı. Likud partisinden bazı milletvekilleri “İki yüzlü Bennett” ve “Oy hırsızı” yazan pankartlar açtılar. Knesset Başkanı, birçok milletvekilini oturumdan ihraç etmek zorunda kaldı. Bennett konuşmasına bu zamana kadar yaptıklarından dolayı Netanyahu’ya teşekkür ederek başladı. Ardından hükümetinin Rahad kentinden (güneydeki Arap bedevilerinin kenti) Metulla’ya (kuzeydeki Yahudi kenti) kadar tüm İsraillilerin hükümeti olacağını söyledi. İsrail’in Arap vatandaşları ile yeni bir sayfa açma sözü verdi. Bennett, ABD Başkanı Joe Biden’a, geçen ay Gazze’de vuku bulan son savaşta ve önceki yıllarda verdiği desteklerden dolayı teşekkür etti. Bennett, ABD’nin İran’la nükleer anlaşmaya dönmesine kesinlikle karşı olduğunu ifade etti. Son savaşın herkese Filistin meselesinin hala çözülmemiş olduğunu hatırlattığını, ancak bunu bir kara savaşı olarak görmeyi reddettiğini söyledi. Bölgede “İsrail” adında bir devletin bulunmasını istemeyenler olduğunu aktardı. Bennett, barışa ulaşma çabalarını desteklediğini ancak Hamas’ın barışın gereklerini yerine getirmemesi durumunda büyük darbelerle karşılık vereceklerini söyleyerek Hamas’a tehditte bulundu. Hamas ile mahkûm değişimi konusuna da değinen Bennett, Gazze’de gözaltına alınan iki İsrail askerinin cesetlerini ve İsrailli vatandaşları geri alma taahhüdünü dile getirdi. Konuşmasında “Hadar ve Oron’u, “Koruyucu Kenar Operasyonu”nda bizim için savaşmaya gönderen oylama sırasında el kaldırıp oy verdim. Onların geri getirilmesini sorumluluğumuz olan kutsal bir vazife olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.
Mansur Abbas yaptığı konuşmada, bu hükümetin Filistin halkının tüm istek ve umutlarını yerine getirmeyeceğini, ancak herkese umut yolu açacağını vurguladı. Arap vatandaşlara hizmet sağlamak adına gerekli kalkınma projelerini uygulamak için bu bloğun elde ettiği kazanımların, diğer partilerin yaklaşık 10 milyar dolarlık tüm kazanımlarından daha fazla olduğunu söyledi. Lapid ise Netanyahu hükümetinin yerine yeni bir hükümet kurmayı başarabilen başbakan adayı sıfatıyla bir konuşma yapacaktı ancak konuşma yapmaktan vazgeçti ve artık arzusunun, yurttaşların gurur duyacağı bir şekilde iktidarın devredilmesi olduğunu söylemekle yetindi.

Netanyahu’nun konuşması
Netanyahu, gözlemciler tarafından “seçim konuşması” olarak değerlendirilen, bu hükümetin İran’da neşe uyandırdığını söylediği kapsamlı ve saldırgan bir konuşma yaptı. Netanyahu, Tahran’ın Naftali Bennett gibi kırılgan ve istikrarsız bir figürün başkanlığında zayıf bir hükümet kurulduğunu bildiğini, kendi liderliğindeki İsrail’in, dünyanın en zengin, en güçlü ve en saygın ülkesi olduğunu, “barış için barış” ilkesi temelinde birçok Arap ülkesiyle barışın sağlanması gibi muazzam başarılar elde ettiğini söyledi.
Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden’ın kendisinden İran nükleer anlaşması konusunda aralarındaki ihtilafları gizli tutmasını istediğini açıkladı. “Ben de bunu kesinlikle reddettim. Anlaşmaya muhalefetimizle İsrail’in varlığını ve geleceğini savunuyoruz. Bugün de, ABD’nin 1944’te Nazi kamplarını bombalamayı ve Yahudilerin Avrupa’yı terk etmesine yardım etmeyi reddettiğini unutmamamız gerekiyor. Bunları yapsalardı 6 milyon Yahudi öldürülmezdi” dedi.
Netanyahu, garip bir bileşime sahip bu hükümetin iktidarda kalamayacağını, hiçbir işte başarılı olamayacağını, İsrail’e ekonomi, güvenlik ve siyaset alanlarında büyük zararlar vereceğini vurguladı. Kendisinin muhalefette siyasi çalışmalarına devam edeceğini belirtti. Ancak Netanyahu, Knesset’te kürsüden iner inmez sözlerindeki gizem perdesi aralandı. Bir taraftan Likud içinde onu başarısızlıkla suçlayan ve siyasi arenayı terk edip yeni nesillere yol açması gerektiğini söyleyen muhalifleri karşısında, diğer taraftan da yolsuzluk suçu ile yargılandığı mahkemede başka bir hayatta kalma savaşı verecek.



Filistin Eylem Hareketi’nin İngiliz hükümetinin yasaklama kararını askıya alma talebi reddedildi

Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
TT

Filistin Eylem Hareketi’nin İngiliz hükümetinin yasaklama kararını askıya alma talebi reddedildi

Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)

Filistinlileri destekleyen “Filistin Eylem” hareketinin kurucularından biri olan Hader, dün, hareketin terörle mücadele yasaları uyarınca yasaklanmasına ilişkin İngiliz hükümetinin kararını, hareketin yaptığı yasal itirazın incelenmesine kadar askıya alma girişiminde başarısız oldu.

2020 yılında hareketin kuruluşuna katılan Huda Amuri, Londra Yüksek Mahkemesi'nden, hareketin terör örgütü olarak yasaklanmasının, bu ayın sonlarında yasaklamanın yasadışı olduğu iddiasıyla yapılacak duruşma öncesinde askıya alınmasını talep etti. 

İngiliz milletvekilleri, hareketin üyelerinin Kraliyet Hava Kuvvetleri üssüne girerek iki uçağa zarar vermesini protesto etmek için hareketin yasaklanmasına karar verdi.

Doğrudan hareketler

Yasak, Filistin Eylem Hareketi'ne üyeliği, en fazla 14 yıl hapis cezası ile cezalandırılacak bir suç haline getirecek.  Şarku’l Avsat’ın Reuters’ten aktardığına göre, İngiliz yasası uyarınca yasaklanan gruplar arasında DEAŞ ve El Kaide örgütleri de bulunuyor.

Filistin Eylem Hareketi, İngiltere'de İsrail ile bağlantılı şirketleri doğrudan eylemlerle hedef almaktadır. Bu eylemler genellikle şirketlerin binalarının önlerine kırmızı boya dökülmesi, girişlerinin kapatılması veya ekipmanların tahrip edilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Hareket, İngiliz hükümetini İsrail'in Gazze'ye yönelik sürekli bombardımanını savaş suçu olarak nitelendirerek, bu suçlara iştirak etmekle suçlamakta.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Filistin Hamas örgütünün İsrail'e düzenlediği saldırının ardından başlayan Gazze savaşında ihlallerde bulunduğunu defalarca reddetti.

Amuri'nin avukatı Rıza Hüseyin davanın, İngiltere'nin doğrudan eylemler gerçekleştiren bir hareketi yasaklamaya çalıştığı ilk vaka olduğunu belirterek, bunu “düşüncesiz, ayrımcı ve otoriter bir yasal yetkinin kötüye kullanımı” olarak nitelendirdi.

Hükümetin kararını eleştirenler, aralarında BM uzmanları ve sivil özgürlükler savunucuları da olmak üzere, mülke zarar vermenin terör düzeyine ulaşmadığını söylüyor.

Savunma şirketlerinin hedef alınması

Hareket özellikle İsrail'in Elbit Savunma Sistemleri şirketine odaklandı. İngiliz hükümeti, hareketi yasaklama kararını alırken, geçen yıl şirketin bir binasına yapılan baskını gerekçe gösterdi.

Hareketin yasaklanması kararı, dört üyesinin İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait “Brize Norton” hava üssünde askeri uçaklara kırmızı boya püskürtülmesi olayının ardından geldi.

Hüseyin, bu olayın aktivistlerin bir hükümet veya askeri tesisi hedef aldığı tek olay olduğunu ve önceki tüm olayların özel şirketlere yönelik olduğunu belirterek, hareketin terör örgütü olarak sınıflandırılmasına itiraz etti.

İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper bu hafta yaptığı açıklamada, meşru protestolarda şiddet ve suç teşkil eden eylemlere yer olmadığını ve Filistin Eylem Hareketi'nin faaliyetlerinin yasaklanmış örgüt olarak sınıflandırılması için gerekli eşiği aştığını söyledi.

Yargıç Martin Chamberlain, Amuri'nin açtığı davayı reddetti, bu da “Filistin Eylem” hareketinin yasağının gece yarısı yürürlüğe gireceği anlamına geliyor.

Hüseyin, pazartesi günü temyiz süreci tamamlanana kadar geçici bir erteleme talebinde bulundu, ancak Chamberlain, "Bu gece Temyiz Mahkemesi'ne gitmek zorunda kalacaksınız." diyerek bu talebi reddetti.

Amuri yaptığı açıklamada, “Hükümetin yarattığı bu korkunç kabusu önlemek için acil temyiz başvurusunda bulunacağız” ifadelerini kullandı.