Irak’ta elektrik kesintileri ‘seçim savaşı’ başlattı

Kule saldırılarının ardında siyasi şüpheler bulunuyor. İran, Irak’taki enerji sektörünün üçte birini kontrol ediyor ve Irak’ın Körfez ülkeleri ile kaynak çeşitlendirmesini engelliyor.

Bağdat’ın doğusundaki Sadr şehrinde elektrik kabloları arasında bir Iraklı işçi (AFP)
Bağdat’ın doğusundaki Sadr şehrinde elektrik kabloları arasında bir Iraklı işçi (AFP)
TT

Irak’ta elektrik kesintileri ‘seçim savaşı’ başlattı

Bağdat’ın doğusundaki Sadr şehrinde elektrik kabloları arasında bir Iraklı işçi (AFP)
Bağdat’ın doğusundaki Sadr şehrinde elektrik kabloları arasında bir Iraklı işçi (AFP)

Geçen hafta Irak’ın orta ve güney şehirlerinde tanık olunan geniş çaplı elektrik kesintisinin tamamıyla teknik bir arızadan kaynaklanmadığı belirtiliyor. Elektrik kulelerine yönelik saldırıların, İran’ın, Irak’ın istasyonlarına verilen gaz seviyesini düşürmesiyle aynı zamana denk gelmesi elektrik kesintisinde “siyasi şüpheler” bulunduğuna yönelik tartışmalara yol açtı.
Toplamda 46.000 civarında olan Irak enerji nakil kuleleri, günlerdir, patlayıcı cihazlar yerleştirilerek koordineli saldırılara maruz kalıyor ve ülkenin geniş kesimlerinde elektrik kesilmelerine neden oluyor.
Bu saldırılar, nakil kulelerini vurmaktan, ülkedeki Salahaddin ve el-Musayyeb santralleri gibi önemli elektrik santrallerini bombalamaya kadar uzanıyor. Sahadan gelen bilgilere göre, bu iki santralin önemli kısımları füze saldırısına maruz kaldı ve bir yıldan önce tekrar hizmete dönmeleri mümkün görünmüyor.
Eski Elektrik Bakanı Kasım el-Fahdavi, televizyonda yaptığı açıklamada, bu santrallerin önemli kısımlarının hedef alınması için santraller hakkında teknik bilgisi olan kaynaklardan koordinatların alınmış olması gerektiğini belirterek, saldırıların şüpheli olduğunu ifade etti.
Gerçek şu ki, Irak’taki enerji sistemine yönelik koordineli saldırılar, mevcut krizin karmaşıklığından ziyade enerji piyasasındaki aktörlerin sayısını ve bunlar arasındaki şiddetli rekabeti yansıtıyor.
Üst düzey bir saha yetkilisi Şarku’l Avsat’a, “Son saldırılar öncekilerden farklı olarak niteliksel ve koordineli görünüyor. Saldırılar ya DEAŞ unsurları tarafından ya da Elektrik ve Petrol Bakanlıkları ile sözleşmelerini kaybeden küçük çaplı işletmeler tarafından gerçekleştiriliyor” açıklamasında bulundu.
İsmini vermek istemeyen yetkili, açıklamalarında: “Saldırıların şekli, özellikle Bağdat’ın kuzeyindeki kurtarılmış bölgelerde elektrik hatlarının uzandığı alanlarda saha ve güvenlik yetkisi olan bir kesimi işaret ediyor” ifadelerini kullandı.
Irak'taki enerji nakil hatları haritası, güney Musul ile Salahaddin arasında ve Anbar'ın bazı bölümleriyle Bağdat'ın güneyine kadar uzanan ve Irak'ın geri kalan şehirlerine dağıtılacak olan geniş, çoğunlukla ıssız alanları içeriyor.
Saha görevlisine göre, kullanılan bombalar ev yapımı ve güvenlik güçlerinin bomba imha uzmanları bu bombaları tanıyor.
Yakında, bu saldırılar, bir sonraki parlamento yarışındaki aktörleri utandırmak amacıyla seçim rekabeti ile ilgili “politik yorumlarla” ilişkilendirildi. Daha önce en önemlisi 2019’da Basra’da olmak üzere farklı şehirlerde “Elektrik Kartı kullanımı”   öfkeli protestolara yol açmıştı.
“Haşdi Şabi” örgütünün eski bir lideri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, elektrik dosyasının, silahlı grupların Irak hükümetine yapabileceği en kolay saldırılardan biri olduğuna dikkat çekti. “Kazımi yalnız değil. Mukteda es-Sadr da öyle. Sadr hareketinin Kazımi’den intikam alma arzusu göz ardı edilemez. Bu da enerji tesislerine yapılan saldırıların nedenlerinden biri” değerlendirmesinde bulundu.
Ancak Kazımi ve Sadr’a yakın kaynaklar enerji krizini, ortalama sıcaklığın yaklaşık 50 santigrat dereceye ulaştığı mevsimde, elektrik kesintisi sebebiyle meydana gelen kötü hizmetlere karşı öfkeli protestolar oluşturmak ve Irak sokaklarını karıştırmak için yapılmış cesur bir girişim olarak nitelendiriyorlar.
Siyasi aktörler arasındaki hükümet pozisyonlarının dağılım sistemine göre Elektrik Bakanlığı, Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr hareketine verilmiş durumda. Ancak Irak Parlamentosu Enerji Komitesi üyesi Sadık es-Suleyti, “Bakan Macid Hantuş (Kazımi’nin kısa süre önce istifasını kabul ettiği bakan) artık bağımsızdır ve mevcut partiye bağlı değildir” dedikten sonra ülke geneline yayılmış olan elektrik kesintilerinin dış mihraklarla alakalı olduğunu, bunlara bazı iç kusurların da eşlik ettiğine dikkat çekti.
Enerjide eşi benzeri görülmemiş bu çöküş, Bağdat’ın birikmiş olduğu tahmin edilen milyarca dolar borcunu ödeyememesi nedeniyle İran’ın, Irak’a elektrik ve gaz tedarikini durdurmasıyla aynı zamana denk geldi.
Üst düzey hükümet kaynakları, İran’ın doğalgaz sözleşmesine tahsis edilen miktarların bir banka hesabına yatırıldığını ancak ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları nedeniyle Bağdat’ın bunları ödemesinin engellendiğini belirtiyor.
Başbakan Mustafa el-Kazımi, enerji krizini çözmek üzere düzenlenmiş acil bir toplantıda “Irak’a enerji sağlayan tek sözleşme İran ile yapılan sözleşmedir. Ancak Tahran’a uygulanan yaptırımlar Irak’ı istikrarsızlaştırdı ve birçok zorlukla karşı karşıya bıraktı” dedi.
Son enerji krizi, Irak’ın enerji kaynaklarının İran dışındaki ülkelerle çeşitlendirilmesi konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Enerji ve Dış İlişkiler Komitelerinden üç milletvekili Şarku’l Avsat’a verdikleri demeçte, “İran’dan başka bir ülkeyle gaz ve elektrik sözleşmesi yapmak siyasi nedenlerden dolayı neredeyse imkânsız” açıklaması yaptılar.
Eldeki verilere göre İran, Irak’taki enerji sektörünün yaklaşık üçte birini kontrol ediyor. İran gazının Irak istasyonlarına sağladığı enerji de dahil olmak üzere İran’ın Irak’taki elektrik işlem oranı yaklaşık 6 bin megavata ulaşıyor. Irak’ta bulunan özel sektörün yatırımları ise yaklaşık 4 bin megavat enerji sağlıyor. Ancak Iraklı mühendisler bunu da İran şirketlerinin kontrol ettiğini söylüyorlar.
Bu mühendislerden biri Şarku’l Avsat’a, “İran’ın önde gelen şirketlerinden biri, ABD’nin yaptırımlarını delmek için parasını Irak para birimi (dinar) olarak alıyor. Bunu, etkili partilerle çalışan Iraklı ortaklarının yardımıyla gerçekleştiriyor” açıklamasında bulundu.
Eski Elektrik Bakanı, televizyonda yaptığı açıklamada, Irak ile Suudi Arabistan arasında, Irak’ın enerjisini ülkede boşa harcanan yerli gazdan sağlayacak yatırım anlaşmasının başarısızlığa uğraması ile ilgili yeni detaylar açıkladı.
Bakan, “Aramco, boşa harcanan Irak gazını elektrik enerjisine dönüştürmeyi içeren, İran sözleşmesinden daha uygun bir teklifte bulundu. Anlaşma sonuçlanmak üzereydi ancak bir siyasi partinin baskısı her şeyi iptal etti” dedi.
 2013 yılında imzalanan İran sözleşmesinin detaylarında, diğer yabancı ve Arap şirketlerle yapılan sözleşmelerin ötesinde bu sözleşmenin, yaklaşık 5 yıl boyunca Irak hükümetinin ulusal gazı güvence altına alması için yeterli olduğu ifade ediliyor. Irak hükümetinin diğer yabancı ve Arap şirketlerle yapmak istediği sözleşmelerin tamamı idari ve siyasi nedenlerle gerçekleştirilemedi.



Şarku'l Avsat'a konuşan bir kaynak: Hamas, Kahire görüşmelerinde 5 madde öne sürecek

Filistinli çocuklar Salı günü Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında gıda dağıtımı için bekliyorlar (DPA)
Filistinli çocuklar Salı günü Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında gıda dağıtımı için bekliyorlar (DPA)
TT

Şarku'l Avsat'a konuşan bir kaynak: Hamas, Kahire görüşmelerinde 5 madde öne sürecek

Filistinli çocuklar Salı günü Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında gıda dağıtımı için bekliyorlar (DPA)
Filistinli çocuklar Salı günü Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında gıda dağıtımı için bekliyorlar (DPA)

Hamas hareketinden bir kaynak Şarku'l Avsat'a yaptığı özel açıklamada hareketin Kahire'deki toplantıda kapsamlı bir anlaşma ile bölgesel ve uluslararası garantilerin şart koşulduğu beş yıla kadar uzun süreli bir ateşkes de dahil olmak üzere beş maddelik bir öneri sunacağını açıkladı.

Konumunun hassasiyeti nedeniyle ismini açıklamaktan kaçınan kaynak, hareketin sunacağı çerçevenin ilk olarak, iki taraf arasında kapsamlı bir esir takası anlaşmasını içeriyor. Kaynak, üzerinde mutabık kalınan mekanizmalar ve zamanlamaya göre bir paketle İsrail'in tüm mahkumları, mutabık kalınan sayıda Filistinli mahkum karşılığında, kalıcı ateşkes, işgal güçlerinin Gazze Şeridi'nin tamamından çekilmesi, yeniden imar ve kuşatmanın kaldırılması öngörecek anlaşmayı sunacağını belirtti.

Teklifin ikinci maddesine göre   Hamas bölgesel ve uluslararası garantilerle beş yıllık uzun bir ateşkese de hazır.

Üçüncü maddede ise bu çerçeve üzerinde anlaşmaya varıldığında, askeri operasyonların durdurulması, işgal güçlerinin 17/1/2025 anlaşmasına göre geri çekilmesi ve insani protokole göre yardımların girişi de dahil olmak üzere durumun 2 Mart 2025 öncesine döneceği teyidi yer alıyor.

Teklifin dördüncü maddesinde Mısır'ın Toplum Destek Komitesi önerisine uygun olarak Gazze'yi tam yetki ve görevlerle yönetecek bağımsız teknokratlardan oluşan yerel bir komitenin kurulması.

Hamas'ın Kahire toplantısında sunduğu önerinin beşinci ve son maddesi ise “Filistinli gruplar arasında yapılan ve sonuncusu 2024 Pekin Anlaşması olan anlaşmalar çerçevesinde Filistin ulusal mutabakatına hazır olunmasını içeriyordu.

ıopfgthy
Filistinliler Salı günü Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye mülteci kampındaki teçhizatı vuran İsrail saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceliyor (Reuters)

Salı günü erken saatlerde İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerine aşina olan üst düzey bir Filistinli yetkili BBC'ye yaptığı açıklamada Katarlı ve Mısırlı arabulucuların Gazze'deki savaşı sona erdirmek için yeni bir formül önerdiklerini söylerken, bir Hamas lideri de hareketten bir heyetin ateşkes için “yeni fikirleri” görüşmek üzere Doha'dan Kahire'ye gittiğini doğruladı.

Yetkiliye göre plan, beş ila yedi yıl sürecek bir ateşkes, İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında tüm İsrailli tutukluların serbest bırakılması, savaşın resmen sona ermesi ve İsrail'in Gazze'den tamamen çekilmesini içeriyor.

Filistinli yetkili ayrıca Hamas'ın Gazze'nin yönetimini “ulusal ve bölgesel düzeyde” üzerinde anlaşmaya varılacak herhangi bir Filistinli oluşuma devretmeye hazır olduğunu ifade ettiğini kaydetti. Bu oluşumun Batı Şeria'daki Filistin Yönetimi ya da yeni bir idari organ olabileceğini de sözlerine ekledi.

Yeni fikirler

Hamas Kahire'deki görüşmelerde liderlik konseyi başkanı Muhammed Derviş ve baş müzakereci Halil El Haya tarafından temsil edilecek.

AFP'ye konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir Hamas lideri, heyetin Mısırlı yetkililerle ateşkese ulaşmak için yeni fikirler üzerinde görüşmeler yapacağını söyledi. Heyette müzakere heyetinin başkanı Halil El Haya ve bazı liderlerin yer aldığını belirtti.

fyuıo
Sağdan, Hamas liderlik konseyi üyeleri: Muhammed Derviş, Halil El Haya ve Nizar Awadallah geçtiğimiz Şubat ayında Tahran'da (AFP)

İsrail arabulucular tarafından önerilen olası plan hakkında yorum yapmadı. Planın başarı şansını değerlendirmek için henüz çok erken olsa da Filistinli yetkili mevcut arabuluculuk çabalarını ciddi olarak nitelendirdi ve Hamas'ın bu çabalara karşı “eşi görülmemiş bir esneklik” gösterdiğini söyledi.

Son ateşkes anlaşması bir ay önce İsrail'in Gazze'yi yeniden bombalamaya başlamasıyla çökmüştü.

Günler önce Hamas, altı haftalık bir ateşkes karşılığında grubun silahsızlandırılması talebini içeren bir İsrail önerisini reddetti.

Cumartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas ortadan kaldırılmadan ve tüm rehineler teslim edilmeden savaşı sona erdirmeyeceğini söyledi. Hamas ise İsrail'den rehineleri serbest bırakmadan önce savaşı sona erdirmeyi taahhüt etmesini talep etti.