Lübnan Cumhurbaşkanı, hükümeti kurmakla görevlendirilecek isim için meclis istişarelerine başladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn (solda), eski Başbakan Necib Mikati ile bir araya geldi (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn (solda), eski Başbakan Necib Mikati ile bir araya geldi (EPA)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanı, hükümeti kurmakla görevlendirilecek isim için meclis istişarelerine başladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn (solda), eski Başbakan Necib Mikati ile bir araya geldi (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn (solda), eski Başbakan Necib Mikati ile bir araya geldi (EPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, bu sabah ülkeyi hızlanan ekonomik çöküş sarmalından kurtarmak amacıyla iki hükümet kurma girişiminin başarısız olduğu bir yılın ardından yeni başbakan adayını belirlemek için meclis istişarelerine yeniden başladı.
İstişarelerin, eski başbakan ve milyarder Necib Mikati’nin görevlendirilmesiyle sona ermesi muhtemel. Mikati, göreve başlamasından 9 ay sonra hükümeti kurma görevini tamamlayamayarak yaklaşık 10 gün önce istifa eden eski Başbakan Saad Hariri de dahil, büyük parlamento bloklarının desteğini alması bekleniyor.
Avn’ın en önde gelen müttefiki olan Hizbullah, eski başbakanların destek verdiği Mikati’nin ismini önerdi. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) göre Özgür Yurtsever Hareket Mikati’ye destek vermiyor.
Parlamento bloklarıyla yaptığı görüşmelerin sona ermesinin ardından Avn, Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ile bir görüşme yapacak.
Mikati, 4 Ağustos 2020’de Beyrut limanında meydana gelen korkunç patlamanın ardından Hassan Diyab hükümetinin istifa etmesiyle Avn tarafından hükümeti kurmak üzere atanan üçüncü isim olacak. Patlamada 200’den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 6 bin 500’den fazla kişi de yaralanmıştı.
Özellikle Fransa’nın siyasi sınıf üzerinde uyguladığı uluslararası baskılar, henüz başarıya ulaşamadı.
Bu ayın ortalarında Hariri, göreve başlamasından 9 ay sonra yeni bir hükümet kuramadığı için istifa etti. Cumhurbaşkanı ile ‘kotalar ve hükümet şekli’ üzerine yaşadığı sert siyasi anlaşmazlıklar, görevini tamamlamasını engelledi.
Hariri öncesinde ise Ağustos sonunda hükümeti kurmakla görevlendirilen Mustafa Edib, siyasi güçler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle istifa etmişti.
Lübnan’ı ‘Dünya Bankası’nın geçen yüzyılın ortalarından bu yana dünyada en kötüleri arasında gösterdiği’ ekonomik krizden çıkarmak için ilk adım olarak gelecek hükümet, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile bir anlaşmaya varma sorumluluğunu üstlenecek.
Lübnan’da başbakanlık görevi Sünni Müslümanlara ait. Lübnan’da hükümetin kurulması, siyasi bölünmeler dolayısıyla genellikler aylar alıyor. Ancak limandaki patlama ve koronavirüsün patlak vermesiyle daha da şiddetlenen ekonomik çöküş, hükümetin kurulmasını acil bir mesele haline getiriyor.
Mikati’nin hükümeti kurmakla görevlendirilmesi konusunda ufukta olumlu bir atmosfer mevcut.
Siyasi krizin devam etmesi, yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşayan Lübnanlıların acılarını her geçen gün derinleştiriyor. Ülke haftalardır yakıt krizine, ilaç sıkıntısına ve 22 saatlik elektrik kesintisine tanık oluyor. Kamu ve özel sektör, hizmetlerini güçlendirmek için destek talebiyle seslerini yükseltmeye başladı.



Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)

Juba'daki haberler, Güney Kordofan eyaletinin Heglig petrol bölgesinde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile Güney Sudan Savunma Kuvvetleri arasında gerginlik olduğunu doğrularken, HDK iki taraf arasında herhangi bir silahlı çatışma yaşandığını reddetti.

Juba Post gazetesi, cumartesi gecesi ile pazar sabahı arasında, Juba, Port Sudan ve Nyala arasında yapılan üçlü bir anlaşma uyarınca Heglig petrol sahalarını korumakla görevli Güney Sudan güçleri ile Sudan ordusunun komşu ülkeye çekilmesinin ardından bölgenin kontrolünü ele geçiren HDK arasında keskin bir gerginliğin arttığını bildirdi.

Ancak HDK komutanının danışmanı Paşa Tabik, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, Sudan yanlısı gazete ve medya kuruluşlarında Heglig'deki çatışmalarla ilgili çıkan haberlerin asılsız olduğunu belirtti. Bu arada, Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre HDK’nin müttefiki Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) fraksiyonuyla birlikte kuşattığı Güney Kordofan eyaletinin başkenti Kadugli'den insani yardım ve BM çalışanlarının tahliyesi devam etti.


ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
TT

ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA

Lübnan hükümetinin ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeyi tamamen silahsızlandırma planını uygulamaya yakın olduğunu açıklamasından bir gün sonra, Cumhuriyetçi ABD Senatörü Lindsey Graham dün Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı.

İsrail ziyaretinde, "Hizbullah'ın daha fazla silah üretmeye çalıştığını görüyorum... ve bu kabul edilemez" dedi. Bu arada, savaş ve İsrail'in ateşkes anlaşmasını sürekli ihlal etmesi nedeniyle yerlerinden edilen yaklaşık 90 bin kişi, Lübnan'ın güneyindeki sınır köylerinden iki yıl sonra yeni evlerine yerleşti ve iş yerlerini oraya taşıdı.

Yerlerinden edilenlerden bazıları güneydeki şehir ve köylerde, diğer bir grup ise Beyrut'un güney banliyölerine ve bölgelerine taşınmış, bir kısmı da başkente yakın Lübnan Dağı banliyölerinde yaşamayı tercih etmiştir.


Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
TT

Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)

İsrail hükümeti, uluslararası medyanın Gazze Şeridi'ne özgür ve bağımsız erişimine izin verilmesi için Yabancı Basın Birliği tarafından verilen dilekçeye yanıt verme süresinin uzatılması talebini dün Batı Kudüs'teki Yüksek Mahkemeye üst üste onuncu kez resmi olarak iletti.

Gazze savaşının başlangıcından bu yana, İsrail'deki Yabancı Muhabirler Birliği'ni ve yüzlerce uluslararası medya kuruluşunu temsil eden Tel Aviv'deki Yabancı Basın Birliği, saha gazetecilerini Gazze Şeridi'ne ve savaştan etkilenen diğer Filistin ve hatta İsrail bölgelerine getirmeye çalıştı; ancak İsrail yetkilileri, yabancı gazetecilerin yanı sıra İsrailli gazetecilerin de girişinin ordu tarafından düzenlenen ve sıkı askeri refakat ve yayınlanmadan önce gazetecilik materyallerinin askeri sansüre tabi tutulması zorunluluğunu içeren koşullar altında gerçekleştirilen sınırlı turlarla sınırlandırıldığı istisnai durumlar dışında, sürekli olarak reddetti.

Savaşın başlamasından birkaç ay sonra, dernek İsrail mahkemelerine başvurmak zorunda kaldı ve hükümetten gazetecilerin askeri refakat olmadan Gazze'ye bağımsız olarak girmelerine izin vermesini talep etti. Ancak mahkeme, askeri operasyonları gerekçe göstererek bu talebi reddetti.

Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)

Eylül 2024'te yeni bir dilekçe sunuldu ve bunun üzerine mahkeme hükümete gazetecilerin erişimine izin verecek bir plan sunması kararını verdi. Ancak hükümet, konuyu atlatmanın başka bir yolunu buldu ve mahkemeden kararın ertelenmesini ve daha fazla süre verilmesini defalarca talep etti.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bunu şimdiye kadar 10 kez yaptı.

Mahkeme, ertelemeyi kabul ederek İsrail'i yatıştırmaya çalışıyor gibi görünüyordu. Bu yaklaşım, İsrail politikasını bağımsız haberciliği engellemeye yönelik sistematik bir girişim olarak gören uluslararası medya çevrelerinde geniş çaplı öfkeye yol açtı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğuyla sağlanan ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinin ardından eleştiriler yoğunlaştı ve yabancı basının erişim talebi daha da acil hale geldi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, konuyu yakın zamanda iki kez ele aldı. Fox News'e verdiği bir röportajda, orduya bu konuya "hazırlıklı olması" talimatı vereceğini söyledi.

İsrail Yabancı Basın Birliği, özellikle mahkemenin görünüşte "hoşgörülü" tavrından dolayı bu politikadan "derin hayal kırıklığı" duyduğunu ifade etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası bu yasağı "İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki suçları hakkındaki gerçeği gizleme politikasının ayrılmaz bir parçası" olarak görüyor.

Sendika başkanı Nasır Ebu Bekir'e göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de İsrail'in eliyle yaşananlar "tarihteki en büyük gazeteci katliamı"dır.

Açıklamasında, yaklaşık bin 500 Filistinli gazetecinin şu anda bombalamalar altında çalışmaya devam ettiğini, yüzlercesinin yaralandığını ve yaklaşık 200'ünün İsrail tarafından tutuklandığını, ayrıca birçok medya kuruluşunun da İsrail tarafından tahrip edildiğini belirtti.