Tunus'ta yeni hükümetin oluşumunu hızlandırma çağrısı

Tunus’taki sendikalar ve partiler, Cumhurbaşkanı Said’den ülkeyi içinde bulunduğu krizden çıkarmasını talep ettiler.

Tunus Cumhurbaşkanı dün Hammamet kentindeki Ulusal Muhafızlar’a bağlı özel bir birimi teftiş etti. (Tunus Cumhurbaşkanlığı)
Tunus Cumhurbaşkanı dün Hammamet kentindeki Ulusal Muhafızlar’a bağlı özel bir birimi teftiş etti. (Tunus Cumhurbaşkanlığı)
TT

Tunus'ta yeni hükümetin oluşumunu hızlandırma çağrısı

Tunus Cumhurbaşkanı dün Hammamet kentindeki Ulusal Muhafızlar’a bağlı özel bir birimi teftiş etti. (Tunus Cumhurbaşkanlığı)
Tunus Cumhurbaşkanı dün Hammamet kentindeki Ulusal Muhafızlar’a bağlı özel bir birimi teftiş etti. (Tunus Cumhurbaşkanlığı)

Tunus'ta siyasi parti, sendika ve sivil toplum liderleri, Cumhurbaşkanı Kays Said'i yeni başbakanı ilan etmeye ve ülkenin olağanüstü tedbirler aşamasından çıkışını hızlandırmaya çağırdı. Bunun için devlet işlerini denetleyen yeni bir hükümetin oluşturulmasını talep eden söz konusu kesimler, özellikle ekonomi uzmanlarının ülkenin finansal ve ekonomik göstergeleri üzerindeki ciddi komplikasyonlar konusunda uyarılarda bulundu. Hişam el-Meşişi hükümetini görevden alma kararının ardından oluşan boşluğun doldurulması çağrısı yapıldı.
Tunus Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) tarafından toplantılarının ardından yapılan açıklamada, sendikaların ülkenin krizden çıkmasını, artan sorunlarla ve ülkeyi bekleyen büyük dosyalarla mücadele etmesini sağlamak için istisnai dönemin sona ermesini hızlandırma taleplerini yineledikleri belirtildi.
Açıklamada ayrıca Cumhurbaşkanı Said’den istihdam yaratma, yoksulluk ve marjinalleşmeyle mücadele, iş kayıplarının tazmin edilmesi, sağlık, eğitim ve diğer alanlarda kalkınmanın sağlanması gibi sosyal faydaları karşılayan adımlar atılması istendi. Aynı zamanda devletin özellikle kamu kurumlarının ve halkın zenginliğinin korunmasına yönelik taahhütlerin yerine getirilmesi ve pandemi (Kovid-19) ile mücadele edilmesinin sağlanması gibi sınırlı, acil ve istisnai görevlerin verileceği uyumlu bir kurtarma hükümetinin başbakanının atanmasını hızlandırması çağrısında bulunuldu. Bunun geciktirilmesinin ise boşluğu derinleştireceği ve sosyal ve ekonomik krizden çıkmayı zorlaştıracağı vurgulandı.
Eski UGTT Genel Sekreteri ve 2013 diyaloglarından sonra Nobel Barış Ödülü'nü kazanan Hüseyin el-Abbasi, istisnai tedbirlerin genişletilmesinin ve yeni hükümet kurma tarihini ertelenmesinin ekonomik, sosyal ve politik riskleri konusunda uyardı. Abbası ayrıca yeni hükümetin, Tunus Cumhurbaşkanı’nın 25 Temmuz'da parlamentonun çalışmalarının askıya alınması ve Hişam el-Meşişi hükümetinin devrilmesi de dahil olmak üzere kararlarını açıklarken Tunus halkına ve tüm dünyaya verdiği büyük sözleri yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
Abbasi, yeni hükümetin önceliklerinin sosyo-ekonomik alanda olması gerektiğini belirtti. Ayrıca kaçakçılık ve yolsuzlukla mücadele etmesi ve kara, hava ve deniz yoluyla kaçakçılık yapan büyük şebekeler ve gümrük aygıtındaki yolsuzluklarla ilgili dosyaları açmasını istedi.
Bir süre öncesine kadar Kartaca Sarayı'na yakın isimlerden olan eski bakan ve Demokratik Akım Partisi Genel Sekreteri Gazi eş-Şevaşi, Facebook hesabı üzerinden Cumhurbaşkanı Said'e hitaben şu açıklamayı yaptı:
“Sayın Cumhurbaşkanı; yeni bir hükümet kurmadaki bu gecikmeyi ve tereddütü ulusal bir kurtarma projesine bağlamak mantıklı mı? Ülkemiz şu an vatandaşlarımızı etkileyen bir sağlık krizi yaşıyor. Ayrıca ağırlaşan ekonomik kayıplara ek olarak boğucu bir sosyal, ekonomik ve mali krizle karşı karşıya. Bazı sızan bilgilere göre bu durum ülkemizi yakında borç verenlerin kollarına atabilir.”
Raşid Gannuşi başkanlığındaki Nahda Partisi’nin yürütme ofisi üyelerinden milletvekili Muhammed el-Kumani, istisnai tedbirler aşamasının hızlandırılması, yeni başbakanın ve ekibinin adının açıklanması ve devlet kurumlarının normal şartlarda göreve dönmesinin sağlanması çağrısında bulundu.
Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musa da Tunus Cumhurbaşkanı’na, UGTT ve Hişam el-Meşişi hükümetini ve muhaliflerini destekleyen partilere hitaben yaptığı konuşmada, istisnai tedbirleri sona erdirmedeki sessizlik ve ertelemeyi eleştirerek anayasanın yargıçlar ve yürütme organının benzer bir karar vermesini açıkça yasaklayan 86’ıncı maddesine göre tüm milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik kararları hukuka ve anayasaya aykırı olarak nitelendirdi.
Cumhurbaşkanı ve yargının, aralarında Nahda ve Tunus’un Kalbi partilerinin ve önceki hükümetlerin kadrolarının da yer aldığı bazı mali ve idari yolsuzluk dosyalarını açmaya devam ettiği bir dönemde gözlerdün akşam düzenlenen bir toplantıya çevrildi. 150 önde gelen üyenin ve Nahda Partisi'nin Şura Konseyi'nin liderlerinin katılımıyla dün akşam düzenlenen toplantı “tehlikeli ve belirleyici” olarak nitelendirildi.
Toplantının gündeminde Tunus Meclis Başkanı, Nahda Hareketi lideri Gannuşi ve kendisine yakın isimlerin, 25 Temmuz’dan bu yana çok sayıda ABD’li, Avrupalı, Arap ve İslami siyasi ve parlamenterlerle yaptıkları istişarelerin sonuçlarına ilişkin sunumları yer aldı. Aynı zamanda, 25 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Said tarafından kararlaştırılan ve anayasanın 80’inci maddesinde belirtildiği üzere bir ay içinde kaldırılacağını teyit eden olağanüstü tedbirleri sona erdirme çabaları bağlamında Tunus sendikası ve siyasi liderleriyle görüşmelere ilişkin sunumlar da yapıldı.
Ancak Nahda Hareketi’nin toplantısının bir fırtınaya yol açması bekleniyor. Toplantıda hareketin kadrosundan geniş bir kitle, mevcut liderliği ‘bazı yolsuzlar ve eski rejimin bazı sembol isimleriyle ittifak’ da dahil olmak üzere son 10 yıldaki hatalarını halka açık olarak kabul etmeye çağıran listeler ve açıklamalar hazırladılar.
Tunus’taki muhalif kesim ve gençlerin çoğu ise mevcut liderliğe, üyelerinin çoğu gençlerden ve Hareketin parlamentodaki bloğu ve Tunus’un Kalbi liderliği ile büyük yolsuzluk davalarına karışmakla suçlanan lideri Nabil el-Karavi arasındaki ‘Kays Said'i kızdıran yanlış fikir birliği’ politikasına muhalif olanlardan oluşan bir "kriz hücresi" veya "acil durum liderliği" lehine geri çekilme çağrısında bulunuyor. 
Cumhurbaşkanı Said ise fiyatlar üzerinde baskı oluşturmak ve reform projesi için halktan daha fazla destek sağlamak amacıyla ekonomik ve ticari kurumlara yaptığı ziyaretlere ve Ticaret Bakanlığı, Merkez Bankası üst düzey yetkilileri ve iş insanları ile görüşmelere devam ediyor.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.