İsrail ve Hizbullah, tansiyonu düşürmeye karar verdi

Dün Lübnan'ı bombalayan topçuların yakınlarında İsrail askerleri (Reuters)
Dün Lübnan'ı bombalayan topçuların yakınlarında İsrail askerleri (Reuters)
TT

İsrail ve Hizbullah, tansiyonu düşürmeye karar verdi

Dün Lübnan'ı bombalayan topçuların yakınlarında İsrail askerleri (Reuters)
Dün Lübnan'ı bombalayan topçuların yakınlarında İsrail askerleri (Reuters)

Roket ve topçu atışlarının ardından dün İsrail ordusu ve Hizbullah, savaş gerilimini artırmaktan kaçınma ve çatışma sayfasını çevirme yönündeki isteklerini doğruladı. Ancak uzmanlar, herhangi bir hata veya iki tarafta da kaydedilebilecek yaralanmanın savaş başlatarak bölgedeki ateşi tutuşturacağını vurguluyor.
Çatışma, Filistinli grupların geçtiğimiz Çarşamba günü Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine attığı 3 adet roketle başlamış, bunlardan 1’i Lübnan topraklarına, 2’si ise açık alana düşmüştü. Sonrasında İsrail’in üç parti şeklinde top atışları ve hava saldırısıyla karşılık vermesi üzerine güney Lübnan'daki çeşitli yerlerde altyapı zarar görmüştü. Tel Aviv'deki askeri kaynaklar, İsrail'in eşi benzeri görülmemiş bu ciddi tepkisinin, denklemi değişen oyunun yeni kurallarını belirlediğini ortaya koymuştu. Hizbullah dün 19 füze ateşleyerek İsrail'i şaşırtmış, bunlardan 3’ü Lübnan topraklarına, 6'sı ise İsrail'deki açık alanlara düşmüş; kalan 10 füze ise İsrail’in Demir Kubbe hava savunma sistemi tarafından engellenmişti. Ardından İsrail, bu roketlere sınırlı top ateşi ile karşılık vermişti.
Askeri uzmanlar, iki taraftan da gerçekleştirilen bombalamanın insan yaralanmalarına sebep olmayacak şekilde kasıtlı olarak açık alanları hedeflediğini doğruladı. Bu da iki tarafın da gerilimi artırmama yönündeki isteklerini doğruluyor.
İsrail sınırındaki durumun tehlikeli olduğu uyarısına bulunan Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL), İsrail ve Lübnan ordularından generallere sakinlik için uğraşmaları, daha fazla gerilimi önlemek için azami itidal göstermeleri talebinde bulundu.  
Nitekim İsrail ordusu, ‘İsrail topraklarına yapılan ve Lübnan merkezli Hizbullah'ın üstlendiği roket saldırıları ardından gerilimi artırmak istemediğini’ açıkladı. İsrail Başbakanı Naftali Bennett’in Savunma Bakanı Benny Gantz, İsrail Genelkurmay Başkanı Başkanı Aviv Kochavi ve diğer güvenlik yetkilileriyle yaptığı acil toplantıda, ‘İsrail'in topçu ateşi ve savaş uçaklarıyla bulunduğu ilk müdahalesinin ardından daha fazla yanıt vermeye niyeti olmadığı’ sonucuna varıldı. Kochavi, “İsrail'in çatışma gerilimini artırmaktan ya da savaş çıkarmaktan çıkarı yok ancak sınır bölgesinin aktif bir cephe olmasına izin vermeyeceğiz. Roket saldırıları, Çarşamba günü Filistinli gruplara atfedilen roket atışı ardından Hizbullah'ın güney Lübnan üzerindeki kontrolünü gösterme girişimiydi. Hizbullah kasıtlı olarak nüfus merkezlerini değil açık alanları hedef almayı seçti” açıklamalarında bulundu.
Hizbullah ise açık alanları hedef aldığını vurguladığı bombalamasının İsrail’in bombalamasına tepki olarak geldiğini belirten bir açıklamada bulundu. Hizbullah Genel Başkan Yardımcısı Naim Kasım, roket atışlarını partinin değil de bir Filistin örgütünün başlattığını, verilen cevaba karşılık ise güçlerinin İsrail'i bombalayarak cevap verdiğini söyledi. Lübnan ordusu ise İsrail'e yönelik roket saldırılarını gerçekleştirdiğinden şüphelenilen dört Filistinlinin tutuklandığını, gerektiği şekilde yargılanacaklarını duyurdu.
Uzmanlar iki tarafın gerilim istemediği konusunda hemfikir olsa da durumun aniden bozulabileceği uyarısında bulundu. Maariv gazetesinin dünkü haberine göre İsrail ordusu, bu roketlerin ateşlenmesi sonucunda Hizbullah ile aralarındaki gerilimin artması ihtimalinin çok yüksek olmadığını tahmin ediyor. Gazete, İsrail güvenlik yetkililerinin en son ateşlenen roketlerle Hizbullah arasında herhangi bir bağlantı görmediği, bu nedenle dün İsrail Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği hava saldırılarının Hizbullah noktalarını hedef almadığı bilgisine yer verdi. Aynı zamanda İsrail ordusunun tahminlerine göre, İsrail istihbaratı diğer roketlerin fırlatılması öncesi veya sonrasında Filistinli grupları tespit edip onları hedef alabilseydi, Hizbullah karşılık vererek İsrail ile bir çatışmaya girmek için acele etmeyecekti. İsrail ordusu, bu kişilerin Hizbullah emrinde olmadığı düşüncesinde.
Tel Aviv'deki güvenlik kaynaklarının bildirdiğine göre İsrail istihbaratı, İsrail'i ilk olarak bombalayan Filistinli saha komutanlarını sorumlu tutmak için haklarında bilgi toplamaya başladı.



Halkını bombalamayı reddettiği için 43 yıl hapis yatan Suriyeli pilot Hama’da onurlandırıldı

Suriyeli pilot Rağid et-Tatari'yi Hama'da altın bir kılıç tutarken gösteren ve sosyal medyada dolaşan videodan alınan ekran görüntüsü (X)
Suriyeli pilot Rağid et-Tatari'yi Hama'da altın bir kılıç tutarken gösteren ve sosyal medyada dolaşan videodan alınan ekran görüntüsü (X)
TT

Halkını bombalamayı reddettiği için 43 yıl hapis yatan Suriyeli pilot Hama’da onurlandırıldı

Suriyeli pilot Rağid et-Tatari'yi Hama'da altın bir kılıç tutarken gösteren ve sosyal medyada dolaşan videodan alınan ekran görüntüsü (X)
Suriyeli pilot Rağid et-Tatari'yi Hama'da altın bir kılıç tutarken gösteren ve sosyal medyada dolaşan videodan alınan ekran görüntüsü (X)

Suriye'nin Hama kenti dün 43 yılını demir parmaklıklar ardında geçiren ve Esed rejiminin devrilmesiyle özgürlüğüne kavuşan Suriyeli pilot Rağid et-Tatari'yi onurlandırdı.

Sosyal medyada paylaşılan videolarda et-Tatari'nin, hapishanelerde yaptığı fedakarlıklar ve çektiği acılar onuruna, kitlesel sloganlar eşliğinde altın bir kılıç aldığı görüldü.

1981 yılında henüz 27 yaşındayken tutuklanan pilot Rağid et-Tatari, Beşşar Esed rejiminin devrilmesi ve Suriyeli muhaliflerin on binlerce mahkûmu serbest bırakmasının ardından ilk kez hapishane dışında gün ışığı gördü.

Raporlara göre Hama vilayetinde halkı bombalamayı ve ordudan ayrılan meslektaşlarını ihbar etmeyi reddetmesi üzerine Suriye hükümeti onu subaylık ve savaş pilotluğu görevinden azletti. 1980'de Ürdün'e, ardından Mısır'a gitmek zorunda kaldı ve 1981'de Birleşmiş Milletler'e (BM) sığınma başvurusunda bulunmaya çalıştı, ancak reddedildi.

Bunun üzerine Kasım 1981'in sonlarında ülkesine dönmek zorunda kaldı ve Hafız Esed rejimi tarafından Şam Uluslararası Havaalanı'nda gözaltına alındı.

Şarku'l Avsat'ın elde ettiği bilgiye göre et-Tatari, insan hakları örgütleri tarafından ‘Suriye'de en uzun süre tutuklu kalan siyasi mahkûm’ olarak kabul ediliyor.

Et-Tatari, 1982 yılında Şam'daki İkinci Saha Mahkemesi adlı istisnai askeri mahkemeye çıkarılmadan önce Genel İstihbarat Hapishanesi'nde, ardından Mezze Askeri Hapishanesi'nde acımasızca işkence gördü ve herhangi bir suçla itham edilmeden baskı altında ifadeleri alındı. Karar, kamuoyuna duyurulmadan, yayınlanmadan veya ilgili taraflara tebliğ edilmeden 433-2 sayılı muhtıra ile verildi.

Bunun ardından et-Tatari, zor insani koşullar altında yaşadığı, akrabaları ve arkadaşlarıyla görüşmesinin engellendiği çeşitli cezaevleri arasında nakledildi.