Suriye rejimi binlerce sivilin kaçtığı Dera el-Beled’i kuşatmaya hız verdihttps://turkish.aawsat.com/home/article/3119546/suriye-rejimi-binlerce-sivilin-ka%C3%A7t%C4%B1%C4%9F%C4%B1-dera-el-beled%E2%80%99i-ku%C5%9Fatmaya-h%C4%B1z-verdi
Suriye rejimi binlerce sivilin kaçtığı Dera el-Beled’i kuşatmaya hız verdi
Dera el-Beled'de yıkılan evler (arşiv - AFP)
Şam rejimi, Suriye'nin güneyindeki Dera el-Beled'den binlerce sivilin kaçmasının ardından bölgeye yönelik kuşatma hamlelerini hızlandırdı.
Diğer yandan yeni bir müzakere turu beklentisin hakim olduğu bölgede temkinli bir sakinlik var.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi dün yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Şimdiye kadar bir çözüm bulunamadı. Bölgedeki aşiretlerin dün yaptıkları açıklamalarla ortaya çıkan gergin atmosfer ile Dera’da şu an temkinli bir sakinlik hüküm sürüyor. Ayrıca Saraya yolu halen kapalı durumda ve Dera bölgesi rejimin taleplerine boyun eğdirmek için kuşatılıyor.”
Gözlemevi dün rejim güçleri ve Dördüncü Tümen'in Dera el-Beled'deki yerleşim bölgelerine ağır makineli tüfekler ve topçu mermileriyle düzenlediği saldırı sonucu çok sayıda sivilin yaralandığını aktardı. Önceki gün de kenti çevreleyen kontrol noktalarından onlarca top atışı yapıldı. Dera kırsalındaki Nahite kasabasına yaklaşık 20 top mermisi isabet etti.
Rejim güçleri, bölgede toprak bariyerler inşa ederek askeri müdahalelerin artması sebebiyle Dera'nın çeşitli mahallelerinden kaçmaya çalışan vatandaşların kullanabileceği tek yolu da kapattı.
Dera halkı ile rejim güçleri arasında Rus himayesinde devam eden müzakerelerde çözüme ulaşılamaması bölgede tansiyonun yükselmesine sebep oluyor. Horan aşiretleri önceki gün şu açıklamada bulundu:
"Çeşitli bahanelerle Horan topraklarında artan askeri yığınağı kınıyoruz. Dera'nın kuzeybatı kırsalındaki el-Beled ve Casim'i kentlerinin halkına uygulanan haksız kuşatmaya karşıyız. Sürekli ölüm, yıkım, fırtına ve yerinden etme tehdidini var. Bunları herhangi bir ülkenin kendi vatandaşlarına uygulamaması gereken saldırganlık eylemleri olarak görüyoruz."
Açıklamada, Dera el-Beled ve kuşatma altındaki tüm şehir ve köylerden kuşatmanın kaldırılması, Horan topraklarındaki tüm askeri eylemlerin durdurulması, güneyde İranlı milislerin ve Hizbullah'ın her ne isim altında olursa olsun tehdidine son verilmesi, insani yardımın derhal girişinin sağlanması ve 2018 yerleşim anlaşmasının garantörü olan Rusya’nın taahhütlerine bağlılık gösterilmesi çağrısında bulunuldu.”
Birleşmiş Milletler'in yaptığı açıklamaya göre rejim güçleriyle birkaç gündür yaşanan askeri gerginlik sonucu Suriye'nin güneyindeki Dera kentinden, yerel savaşçıların kontrolündeki bölgelerden 18 bin sivil kaçtı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği perşembe günü yaptığı açıklamada, düşmanca eylemlerin artmasının 28 Temmuz'dan bu yana en az 18 bin sivili Dara el-Beled'den kaçmaya zorlandığı aktarıldı. Rejim güçleriyle anlaşma yapmış olan muhalif savaşçılar ise Dera’nın güney mahallerindeki varlıklarını sürdürüyorlar.
Açıklamada, şehirde rejim güçlerinin kontrolü altındaki bölgelere atıfta bulunularak “Birçok sivil Dera merkezine ve çevredeki bölgelere kaçtı. Dera el-Mahatta'daki okullara sığınan yüzlerce kişi var" ifadelerine yer verildi.
Dera şehri, rejim güçlerinin Temmuz 2018'de kontrolü yeniden ele geçirmesinden sonra muhalif grupların savaşçılarının ayrılmadığı tek bölge. Zira Moskova'nın garantörlüğünde yapılan uzlaşma anlaşması ile askeri operasyonlara son verildi. Böylece rejim güçleri şehrin belirli bölgelerine konuşlanırken hafif silahlı muhalif savaşçılar ise Dera şehrinin güney mahallerindeki birkaç alanda varlıklarını sürdürdüler. Bazı eski muhalif savaşçılar, Suriye ordusunda Rusya tarafından desteklenen bir grup olan Beşinci Kolordu'ya katıldılar.
Dera şehri 2018'den bu yana rejim güçleri ile ülkenin kuzeybatısına göçmüş olan muhalif savaşçı gruplar arasında yaşanan çatışmalara tanık oluyor.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet perşembe günü yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Dera el-Beled ve diğer mahallelerde görmüş olduğumuz iç karartıcı tablo, bu bölgelerdeki sivillere yönelik ciddi tehlikeler olduğunu teyit ediyor. Bölgedeki siviller, tekrar tekrar çatışmalara ve şiddet olaylarına maruz kalıyorlar. Gerçekten de kuşatma altına alınmış durumdalar. Dera'daki sivillerin acısını dindirmek için bir an önce ateşkes uygulanmalıdır. Ayrıca çatışmanın taraflarını hızlı ve engelsiz insani yardım erişimine izin vermeye ve kolaylık sağlamaya davet ediyorum.”
Rejim güçleri geçtiğimiz haftalarda Dera el-Beled üzerindeki kısıtlamaları kademeli olarak artırdı. Birleşmiş Milletler'e göre, bölge sakinlerinin şehre giriş ve çıkışları için kullandıkları tek yolu "sıkı güvenlik kontrolleri" altında ve yaya olarak kullanmalarına izin veriliyor.
Kral’ın konuşması sonrası Fas’ı ne bekliyor?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5196801-kral%E2%80%99%C4%B1n-konu%C5%9Fmas%C4%B1-sonras%C4%B1-fas%E2%80%99%C4%B1-ne-bekliyor
Fas Kralı beşinci yasama yılının ilk oturumunun açılışına başkanlık etmeye hazırlanırken, Rabat'taki Fas Meclisi binası önünde kalabalıklar toplandı, 10 Ekim 2025 (AFP)
Fas Kralı beşinci yasama yılının ilk oturumunun açılışına başkanlık etmeye hazırlanırken, Rabat'taki Fas Meclisi binası önünde kalabalıklar toplandı, 10 Ekim 2025 (AFP)
Abdurrahim et-Turani
Kral 6. Muhammed'in beşinci dönem meclis açılışında yaptığı konuşma (10 Ekim 2025 Cuma), Fas'ın son günlerde yaşadığı ‘uzun bekleyişe’ bir son verdi. Bu alışılmadık derecedeki uzun bekleyiş, ‘Z’ kuşağı gençlerin ve toplumun diğer kesimlerinin radikal değişim umutları ile siyasi sürecin gerçekliği arasındaki tabana tabana olan zıtlığı yansıtıyordu.
Konuşma, bekleme dönemini sona erdirirken hükümetin, meclisin ve diğer resmi kurumların kraliyet direktiflerine nasıl tepki vereceklerine dair yeni bir beklenti döneminin başlangıcı oldu.
Tüm sosyal sınıfların, özellikle sağlık, eğitim ve istihdam gibi temel hizmetlerin kötüye gitmesine karşı radikal bir çözüm beklendiği ve bu yüzden beklentilerin eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye ulaştığına şüphe yok.
Bu yüzden Z kuşağı, hiç şüphesiz bu konuşmayı en heyecanla bekleyen kesimdi. Z kuşağı siyasi partiler, sendikalar, örgütlü kurumlar ve resmi medya gibi tüm geleneksel kanalları atlayarak taleplerini doğrudan kraliyet makamına iletti.
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Kral, hükümete mutlak güveni geri kazandırmasa da ona ölümcül bir darbe de indirmedi. Daha çok, hükümeti sıkı bir nihai denetim altına almayı amaçlıyor gibiydi.
Beklentileri, hükümetin istifası ve yolsuzluk ve kötü yönetimle ilgisi olanların yargılanması gibi radikal taleplerini karşılayacak alışılmadık bir tepki üzerine odaklanmıştı. Bu talepler, geleneksel siyasi bağlamda gerçekleştirilmesi imkânsız olarak nitelendiriliyordu.
Kraliyet Sarayı tarafından 10 Ekim 2025’te yayınlanan tarihsiz bir fotoğrafta Kral 6. Muhammed’in Rabat'ta Fas Meclisi’nin açılışından önce kalabalığı selamladığı görülüyor (Reuters)
Öte yandan siyasi elitler Kral’ın konuşmasını büyük bir endişeyle bekliyorlardı. Temel soruları iki olasılığa indirgeniyordu. Kral hükümete olan güveni yeniden tesis edecek mi, yoksa siyasi manzarayı yeniden şekillendirecek kararlı bir darbe vuracak mı? Yani başka bir deyişle, halkın öfkesi ve Z kuşağının taleplerine yanıt olarak Başbakan Aziz Ahnuş hükümetini feshedip bakanlarını görevden almak gibi alışılmışın dışında bir karar alarak siyasi bir deprem yaratacak mı?
Bu beklenti, elit kesimin konuşmanın sadece rutin bir olay değil, mevcut hükümetin ve kalan bir yıl boyunca tüm siyasi manzaranın kaderini belirleyebilecek bir dönüm noktası olduğunun farkında olduğunu yansıtıyordu. Koşullu istikrar ya da radikal değişim konusunda net bir sinyal bekliyorlardı.
Ahnuş’un önündeki son şans
Kral 6. Muhammed’in konuşmasının ardından, başkent Rabat'a komşu Salé şehrinden bir ortaokul müfettişi, ‘Kral hükümete mutlak güveni geri kazandırmasa da ona ölümcül bir darbe de indirmedi” yorumunda bulundu. Kral’ın konuşması daha çok, hükümeti sıkı bir nihai denetim altına almak, yani hükümetin yapısını korurken çok katı yürütme ve etik koşullar dayatmayı amaçlıyor gibiydi.
Fas Kadınları Demokratik Derneği'nden genç aktivist Fatimat’uz-Zehra Fetuh, konuşmanın her zamanki gibi parlamentonun anayasal açılışında yapıldığını ve Z kuşağının talep ettiği hükümetin feshedilmesi veya görevden alınması gibi bir karar içermediğini göz ardı etmemek gerektiğini belirtti. Fetuh’a göre hükümetin yasama döneminin sonuna kadar görevde kalması, Eylül 2026'da yapılacak seçimler öncesinde kurumsal istikrar ilkesine hizmet ediyor.
Fas halkının büyük bir bölümü, özellikle ‘Z kuşağı ayaklanmasına’ sempati duyanlar, hükümetin feshedilmesi veya yolsuzluk ve ihmal nedeniyle bazı bakanların görevden alınması gibi acil ve güçlü kararlar alınmasını bekliyordu
Al Majalla’ya konuşan Fetuh, şunları söyledi:
“Kral, sorumluluklarını hafifletmek yerine, bu sorumluluğu onların omuzlarında bıraktı. Konuşma, özellikle sağlık, eğitim ve istihdam sektörlerinde temel projelerin derhal hızlandırılması gerektiği konusunda onlara net bir mesaj verdi."
Fas İşçi Sendikası'na bağlı Liman Sendikası'ndan Abdulkadir Karad ise Al Majalla’ya yaptığı açıklamada, “Konuşmanın gücü, Kral’ın onlara sınırsız yetki vermemiş olması, aksine tartışmaya açık olmayan şartların yer aldığı kesin bir uyarıda bulunmuş olması gerçeğinde yatıyor. Kral, Z kuşağı ayaklanmasını tetikleyen alanlarda, yani sağlık, eğitim ve istihdam alanlarında somut ve hızlı sonuçlar gösterilmesi gerektiğine doğrudan odaklandı. Bu da hükümetin toplumsal öfkenin ateşini söndürmeyi başarması gerektiği, aksi takdirde sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağı anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
Kral’ın konuşmasının, Ahnuş hükümeti için son bir şans olarak görülebileceğini belirten Karad, “Sanki bu konuşma, acil sonuçlar ve gerekli dürüstlük şartına bağlı olarak güvenin yenilenmesi gibi” diye ekledi.
Mutlak duyarlılık
Ancak, siyasi elitlerin diğer tepkileri, özellikle hükümetin görevden alınması veya yolsuzluğun kınanması konusunda net ve kararlı kararlar alınmasını bekleyen kesimler arasında, sokaklarda beklenti ile karışık ihtiyatlı bir çekimserlik hali ve hayal kırıklığı şeklindeydi.
Beklendiği gibi, hükümet çoğunluğu ‘koşulsuz yanıtını’ açıklamak ve sağlık, eğitim ve istihdam alanlarında sosyal atölyelerle ilgili kraliyet direktiflerinin uygulanmasının ‘hızlandırılmasına’ yönelik taahhüdünü bir kez daha vurguladı. Bu açıklamaların asıl amacının, yaklaşan seçimler öncesinde zamanla yarışta baskıyı hafifletmek ve verimlilik göstermek olduğu herkes tarafından biliniyor.
Bu arada, parlamentoda temsil edilen çeşitli muhalefet partileri (Sosyalist Birlik Partisi, İlerleme ve Sosyalizm Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi ve Halk Hareketi) Kral’ın hesap verebilirlik ve dürüstlüğü vurgulayan konuşmasına övdüler. Bu talimatların, hükümetin projelerini yerine getirmedeki yetersiz performansına yönelik devam eden eleştirilerinin geçerliliğinin dolaylı bir şekilde kabulü olduğunu iddia ettiler.
Çatışmayı ertelemek mi?
Hükümet veya muhalefetteki elitlerin siyasi hesaplamalarının aksine, krizden en çok etkilenen grupların ilk tepkileri daha ölçülüydü. Fas halkının büyük bir bölümü, özellikle ‘Z kuşağı ayaklanmasına’ sempati duyanlar, hükümetin feshedilmesi veya yolsuzluk ve ihmal nedeniyle bazı bakanların görevden alınması gibi acil ve güçlü kararlar alınmasını bekliyordu.
Z kuşağı hareketi, kısmi çözümleri veya bürokratik vaatleri tolere edemez. Talepleri radikal ve acildir. Agadir'de 8 kadının bir devlet hastanesinde doğum yaparken ölmesi gibi trajik olayların da gösterdiği üzere esasen ‘hayat memat’ meselesidir.
Sokaktaki yorumlar, “sözlerin yeterli olmadığı” ve birkaç ay içinde istihdam yaratılması ve hastanelerde iyileştirmeler yapılması şeklinde somut başarılar görülmesi gerektiği, aksi takdirde konuşmanın herhangi bir değişiklik getirmediğinin kabul edileceği yönündeydi.
Sokaktaki yorumlar çoğu zaman ‘verilen sözlerin yeterli olmadığı’ ve birkaç ay içinde istihdam yaratılması ve hastanelerde iyileştirmeler yapılması şeklinde somut başarılar görülmesi gerektiği, aksi takdirde konuşmanın herhangi bir değişiklik getirmediğinin kabul edileceği yönündeydi.
Bu soğukluk, halkın beklentileri ile siyasi söylemlerin gerçekliği arasındaki büyük uçurumu yansıttı. Gençler ve vatandaşlar protesto için sokaklara döküldükten sonra, halk artık sadece ‘hızlanma’ veya ‘hükümetin vaatlerine’ güvenmeyi değil, reformların ciddiyetinin kanıtı olarak acil siyasi fedakarlıklar bekler oldu. Bu fedakarlıkların başında Milli Bağımsızlar Birliği (RNI) ve Özgünlük ve Modernite Partisi (PAM) liderliğindeki mevcut hükümetin görevden alınması geliyordu.
Tüm geleneksel medyayı atlayarak doğrudan Kral’a seslenen Z kuşağının hükümetin feshedilmesi ve yolsuzluk yapanların yargılanması şeklindeki taleplerine yanıt verilmemesi, hareketlerinin özünün kısmen göz ardı edildiği şeklinde bir algı yarattı. Zira bu durum, Kral’ın, değiştirilmesi talebinde bulundukları düzenin mekanizmalarını koruduğu anlamına geliyor.
Kazablanka'daki 5. Muhammed Meydanı'nda sağlık ve eğitim alanlarında reform talep eden gençlik protestosu sırasında ellerinde pankartlar tutan protestocular, 6 Ekim 2025 (AFP)
Öte yandan halk, yolsuzluk yapan ve başarısız olan yetkilileri görevlerinde tutarak onlara bir yıl içinde yetkinliklerini kanıtlama fırsatı verdiği için bu konuşmanın çatışmayı ertelediğine inanıyor. Sosyal medya sayfalarında açıkça ifade edilen ‘soğuk’ tepkinin kaynağı da bu ihtiyatlı beklenti.
Kendisini Fas Marksist-Leninist Hareketi’nin (MMLM) devamı olarak gören Fas Demokratik Yol Partisinden A.S. bu ihtiyatlı beklentinin Z kuşağı tarafından geçici ve hesaplı bir duraklama olarak yorumlanabileceğini ve bu duraklamanın muhtemelen yenilenmiş ve şiddetli bir öfke dalgasının habercisi olacağını söyledi.
Eğer önümüzdeki haftalarda sağlık ve eğitim alanlarında doğrudan etki edecek somut sonuçlar görülmezse, böyle bir öfke patlaması yaşanabilir. Çünkü gençler acil eylem taleplerinde referans olarak Kral’ın konuşmasının baskısına güvenecekler. Bu durum, konuşma, hükümeti en üst düzeyde denetime tabi tuttuğu ve çabalarını hızlandırmaya zorladığı için özellikle geçerli. Bu önlem, Z kuşağına hızlı sonuç talep etmek için meşru bir gerekçe sunuyor. Hükümet Kral’ın direktiflerine yanıt veremezse, başarısızlığı iki katına çıkacak ve geriye kalan desteği de kaybedecek.
Z kuşağı hareketi, kısmi çözümleri veya bürokratik vaatleri tolere edemez. Talepleri radikal ve acildir. Agadir'de 8 kadının bir devlet hastanesinde doğum yaparken ölmesi gibi trajik olayların da gösterdiği üzere esasen ‘hayat memat’ meselesidir.
Sağlık ve eğitim alanlarında yapısal reformlar uzun zaman gerektirse de, gençler hızlı ve somut sonuçlar bekliyor. Gelecekte herhangi bir eylemsizlik, doğrudan kraliyet direktifine karşı bir meydan okuma ve yolsuzluğun devamı olarak yorumlanacak. İlaç sıkıntısının giderilmesi, uzak bölgelere sağlık personeli sağlanması veya eğitim tesislerinde hızlı reformların tamamlanması konusunda herhangi bir gecikme, doğruca büyük bir başarısızlık olarak görülecek.
Kral’ın konuşmasının ardından, Fas'taki sosyal durum ve gelecekteki beklentiler tüm olasılıklara açık kalırken, durumun şiddete dönüşebileceğine dair ciddi endişeler var.
Gençlerin protesto gösterileri sırasında gözaltına alınması, Kral’ın konuşması beklenirken alınan şartlı bir karardı. Konuşma sona erdiğine göre artık Z kuşağı gençleri herhangi bir gecikme veya ertelemeyi kabul etmeyecek gibi görünüyor. Kazablanka'dan bir aktivist, gençlerin ‘sadece protestocular olarak değil, hükümetin ihmalkarlığını ve sorumluluktan kaçışını gösteren bir başka kanıt olarak, acil hızlanma ve hesap verebilirliği vurgulayan Kral’ın konuşmasındaki mesajın uygulayıcıları olarak da sokaklara dönmelerini’ beklediğini belirtti.
Bu da gençlerin yeni protesto hareketinin sadece hükümetin başarısızlığına karşı bir protesto değil, aynı zamanda hükümetin kraliyet direktiflerine uymamasına karşı bir protesto olacağı anlamına gelirken protestolara eskisinden daha güçlü bir ivme ve meşruiyet kazandırıyor.
Sosyal medya platformlarında Z kuşağı ayaklanmasının yol açtığı yaygın ve karmaşık tartışmaları görmezden gelmek imkansız. Bu platformlarda harekete destek verenler çoğunlukta. Buna karşın hareketin ve onun arkasındaki kişilerin dürüstlüğünü sorgulayacak kadar ileri giden birkaç şüpheci görüş de ortaya çıktı. Bu görüşler, Fas'ın bu hareket aracılığıyla hedef alınabileceğini öne sürüyor.
Sonuç olarak, Kral’ın konuşmasının ardından Fas'taki sosyal durum ve gelecekteki beklentiler tüm olasılıklara açık kalırken, durumun şiddete dönüşebileceğine dair ciddi endişeler söz konusu. Durum özellikle Faslı gençlerin, kısa sürede somut sonuçlar elde eden diğer ülkelerdeki benzer Z kuşağı hareketlerinin başarılarını yakından takip etmeleri nedeniyle daha da karmaşık hale gelebilir.
Şarm el-Şeyh zirvesinde arabulucu ülkeler Gazze'ye ilişkin bir garanti belgesi imzalıyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5196763-%C5%9Farm-el-%C5%9Feyh-zirvesinde-arabulucu-%C3%BClkeler-gazzeye-ili%C5%9Fkin-bir-garanti-belgesi
Şarm el-Şeyh zirvesinde arabulucu ülkeler Gazze'ye ilişkin bir garanti belgesi imzalıyor
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, dün Şarm el-Şeyh havaalanında (Reuters)
Gazze'deki ateşkesi arabuluculuk eden ülkeler, bugün Mısır'ın Şarm el-Şeyh tatil beldesinde düzenlenecek zirvede, anlaşmayı garanti altına alan bir belge imzalayacaklar.
İsminin açıklanmaması kaydıyla Fransız Haner Ajansı AFP’ye konuşan diplomatik kaynak yaptığı açıklamada, "İmzacıların garantör taraflar, yani ABD, Mısır, Katar ve muhtemelen Türkiye olacağını" söyledi. Mısır Dışişleri Bakanlığı daha önce, ABD ve Mısır'ın eş başkanlığında düzenlenecek zirvede Gazze'deki savaşı sona erdirecek bir belgenin imzalanacağını belirtmişti.
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze'nin geleceğine ilişkin nihai ve kapsamlı çözümün Filistin devletinin kurulması olduğunu belirterek, Filistin sorunu çözülmeden bölgede barış ve istikrarın olmayacağını vurguladı.
Abdülati, Mısır'ın, ABD Başkanı Donald Trump'ın barış planının ilk aşamasının uygulanmasına güvendiğini belirterek, bu aşamanın İsrail ve Filistin Hamas hareketi tarafından tam bir samimiyetle tamamlanmasını umduğunu ifade etti.
Mısır Dışişleri Bakanı, "Filistinlilerle, Hamas'la tam temas halindeyiz çünkü İsrail için mevcut mesele tutukluların serbest bırakılmasıyla ilgili ve Filistinliler de İsrail hapishanelerindeki bazı tutukluların serbest bırakılmasını istiyor" dedi.
İsrail, rehinelerin iadesine hazırlanıyor. Hamas, ABD Başkanı Donald Trump ve Mısırlı mevkidaşı Abdülfettah es-Sisi'nin başkanlık ettiği, Mısır'daki Filistin Şeridi'nin geleceğine ilişkin uluslararası zirve öncesinde bu sabah rehineleri serbest bırakmaya başlayacağını duyurdu.
Bu gelişme, Gazze'de ateşkes anlaşmasının cuma günü yürürlüğe girmesinin ardından geldi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre anlaşma, ABD başkanının, Hamas'ın güney İsrail'e düzenlediği saldırının ardından 7 Ekim 2023'te patlak veren savaşı sona erdirmeyi amaçlayan 20 maddelik planına dayanıyor.
Trump savaşın sona erdiğini açıklarken Netanyahu: Barışa bağlıyımhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5196752-trump-sava%C5%9F%C4%B1n-sona-erdi%C4%9Fini-a%C3%A7%C4%B1klarken-netanyahu-bar%C4%B1%C5%9Fa-ba%C4%9Fl%C4%B1y%C4%B1m
Trump savaşın sona erdiğini açıklarken Netanyahu: Barışa bağlıyım
İsrail, Gazze Şeridi'ndeki tüm canlı rehineleri teslim aldı ve İsrail hapishanelerinden yüzlerce Filistinli mahkûmu serbest bırakmaya başladı. ABD Başkanı Donald Trump, Tel Aviv'deki İsrail parlamentosuna (Knesset) gelerek bir konuşma yaptı. Trump, Hamas'ın silahsızlanma planına bağlı kalacağını söyledi ve “Savaş bitti” ifadesini yineledi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Knesset'te yaptığı konuşmada, “Barışa bağlıyım” ifadesini kullandı.
ABD Başkanı daha sonra Mısır'a gidecek ve Şarm eş-Şeyh kentindeki ‘barış zirvesine’ başkanlık edecek.
Şarm eş-Şeyh'te arabuluculuk yapan ülkeler barış zirvesi sırasında anlaşmayı garanti altına alan bir belge imzalayacak. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın daha önce, ABD ve Mısır'ın başkanlık edeceği zirve sırasında Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirecek bir belgenin imzalanacağını belirtmesinin ardından AFP'ye konuşan diplomatik bir kaynak “İmzacılar, yani ABD, Mısır, Katar ve Türkiye, anlaşmanın garantörleri olacak” dedi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة