İsrail belediyelerinden Filistinlilere engel

AFP
AFP
TT

İsrail belediyelerinden Filistinlilere engel

AFP
AFP

Başta Akka, Hudeyra ve Netanya kentleri olmak üzere birçok belediye, Batı Şeria'da yaşayan Filistinlilerin şehirlere girmesini ve sahillerinde tatil yapmasını engellemek için kontrol noktaları kurdu. Her ne kadar yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı olunmaması bahane olarak gösterilse de İsrail'deki Arap Azınlık Hakları Hukuk Merkezi (Adalah) bunun gayrimeşru bir ırkçı uygulamadan başka bir şey olmadığı görüşünde.
İsrail makamları, Batı Şeria'daki Filistinlilerin yaşam zorluklarını hafifletmek amacıyla Kurban Bayramı'ndan bu yana on binlerce Filistinlinin ülkeye girmesine izin vermişti. Tahminlere göre 100 binin üzerinde Filistinli söz konusu izinden yararlanarak 1948 Arapları olarak bilinen İsrailli Arap akrabalarını ziyaret etti ve tatil yapmak üzere sahillere ve alışveriş merkezlerine akın etti. Ancak İsrail’deki aşırı sağcılar bu durumdan rahatsız oldular. Bunun üzerine sosyal paylaşım siteleri, bu uygulamanın arkasında yatan güvenlik tehlikesine karşı uyarıda bulunan paylaşımlarla doldu. Akka, Hudeyra, Netanya ve diğer belediye başkanları şehirlerin ve sahillerin girişine kontrol noktaları kurdurmaya başladılar. Böylece Kovid-19 aşısı yaptırılmamasını bahane olarak kullanarak Filistinlilerin şehirlere ve sahillere girmesini engellediler. Bazı bölgelerde bu bahaneye de gerek duymadan ellerinde aşı olduklarına dair belgeleri olanların da şehirlere girmesine izin vermediler.
Adalah, hükümetin hukuk danışmanlarının her birine ve söz konusu belediyelerdeki hukuk danışmanlarına mektuplar gönderdi. Adalah belediyelerin bu uygulamalarının yasal olmadığını vurguladığı mektubunda belediyelerin böyle bir şeye yetkisi olmadığını ve yapılanın kanunlara aykırı olduğunu kaydetti. Derhal kararlarından vazgeçmeye çağırdı.
Akka Belediye Başkanı Şimon Lancry belediye meclisi toplantısında yaptığı açıklamada, Filistinlilerin girişlerinin yasaklanmasının sebebinin sadece sağlıkla ilgili olduğunu iddia etti. Lancry “Geçen ay Nablus, Cenin ve Halil’den gelen otobüsler yüzünden sağlık açısından eşi görülmemiş ciddi bir başarısızlık yaşadık” dedi. Ancak Arap gazeteci Rıfat Aker, Akka Belediyesi görevlilerinin iki gün önce bir grup Filistinliyi Argaman sahilinden kovduğunu gösteren bir video yayınladı. Videoda görevlilerin sahilin etrafına çit çektiği, Filistinlileri Kovid-19 aşısı olduklarını teyit etmelerine ve İsrail’e girmek için yasal olarak izinleri olduğunu söylemelerine rağmen otobüslere bindirdikleri ve Akka’dan çıkıncaya dek başlarında durdukları görülüyor.
Adalah konuya dair dün yayınladığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Belediyelerin, Kovid-19 vakalarının artmasından sonra şehir dışından gelen ziyaretçilerin sahile girmesini engelleme konusunda yasal olarak yetkileri olmadığı gibi ayrımcılık yaparak halka açık alanlara kimlerin girip kimlerin çıkarılacağını seçme yetkileri de yoktur. Sağlık uzmanları tarafından bile verilmiş böyle bir talimat bulunmuyor. Bu tür talimatların yayınlanması kanunlara aykırıdır.”
Adalah’ın avukatlarından Rabii İgbariyye bu uygulamaları “ırk ayrımcılığı ve ülkeyi Yahudileştirme çabaları” olarak değerlendirdi.
Akka Belediyesi’nin Akka Koalisyonu listesindeki Arap üyelerden Bulis Nuhas ve Hüseyin Esedi söz konusu uygulamaların yansımalarına karşı uyarıda bulundu. İki üye, Belediye Başkanı Lancry’e gönderdikleri mektupta şu ifadelere yer verdiler:
“Belediye’nin izlediği söz konusu politika, şehirdeki Arap-Yahudi ilişkilerini kötü şekilde etkileyecek ve Akka’daki tüccarlar, restoranlar ve turistik tesisler için ekonomik sıkıntılara yol açacak.”



Trump, İran'ı vurmak ya da anlaşmadan sonra ziyaret etmek arasında

ABD Başkanı Donald Trump ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (AP)
TT

Trump, İran'ı vurmak ya da anlaşmadan sonra ziyaret etmek arasında

ABD Başkanı Donald Trump ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (AP)

ABD'li uzmanlar bugün Umman Sultanlığı'nda yapılacak İran-ABD müzakerelerinin sonucu için anlaşma ve savaş arasında eşit şans tahmininde bulundu.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlardan biri, Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff başkanlığındaki Amerikalı ve Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi başkanlığındaki İranlı heyetler arasındaki görüşmelerde başarı ve başarısızlık arasında yüzde elliye elli bir oran olduğunu söyledi.

Müzakerelerin gidişatına bağlı olarak Başkan Donald Trump, İran'ın nükleer ve füze programları ile Tahran'ın Ortadoğu'daki rolüne ilişkin endişelerini gidermek için diplomasi mi yoksa askeri güç mü kullanacağına karar verebilir.

Bu önemli diplomatik hamleye ABD'nin Ortadoğu ve çevre denizlerdeki askeri yığınağının yoğunlaşması eşlik etti. Beyaz Saray'ın İran'a yönelik bir saldırı için nükleer tesisler, balistik füze üretim merkezleri, insansız hava araçları (İHA) ve muhtemelen daha fazlasını içeren potansiyel hedefleri gözden geçirmeye başladığı bildirildi.

Washington'daki Ortadoğu Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Brian Katulis, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Trump'ın İsrail'le birlikte Tahran'ı bombalama emri vermesi ya da Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'la görüştüğü gibi bir anlaşma imzalamak üzere ‘Tahran'a gitmesi’ ihtimalinin yüzde elliye elli olduğunu söyledi.

Katulis, Ortadoğu için ‘en büyük riskin’ Trump'ın ‘Tahran'daki liderlerle bir anlaşma imzalaması ama bu anlaşmanın İran'ın bölgede nükleer silah elde etmesini engelleyecek güçlü bir mekanizma içermemesi’ olduğunu ifade etti.

Olası hedefler

Trump çarşamba günü Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Çok fazla zamanımız yok. Ama çok az da değil. Müzakereler başladığında, iyi gidip gitmediğini kısa sürede anlarız. Dolayısıyla nihai kararı, işlerin iyi gitmediğini hissettiğimde vereceğim” ifadelerini kullandı.

Trump sözlerini şöyle sürdürdü: “Nihai hedefim İran'ın hiçbir zaman nükleer silaha sahip olmamasıdır. Ancak askeri güç kullanmamız gerekirse kullanırız. İsrail bu sürece kesinlikle katılacak, hatta belki de liderlik edecek. Ama kararı biz veririz. Kimse bize bir şey dikte edemez.”

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)ABD Başkanı Donald Trump (EPA)

Free Press internet sitesinin mevcut ve eski ABD'li yetkililerden aktardığına göre Beyaz Saray, İran'a yönelik bir saldırı için aralarında büyük nükleer tesisler ile balistik füze ve İHA üretim merkezlerinin de bulunduğu potansiyel hedefleri incelemeye başladı.

Yetkililer, potansiyel hedeflerden birinin, Arap Körfezi'ndeki Hark Adası'nda bulunan petrol ihracat terminali de dahil olmak üzere İran'ın petrol üretim altyapısı olabileceğini söyledi. Yetkililerden biri, “Saldırının amacı İran rejimini istikrarsızlaştırmaksa, bir diğer hedef Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) ofisleri ve komuta merkezleri olabilir” dedi.

Tahran'ın bin 200 kilometre güneyindeki Buşehr Nükleer Santrali (Arşiv - Reuters)Tahran'ın bin 200 kilometre güneyindeki Buşehr Nükleer Santrali (Arşiv - Reuters)

Niyet testi

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, gazetecilerin İran'la görüşmeler hakkındaki sorularına yanıt olarak, “Bu konuda ya da ne olacağı konusunda spekülasyon yapmayacağım” cevabını verdi. Bruce, Witkoff da dahil olmak üzere ‘bu işe dahil olan çok yetkin ve önemli diplomatlar olduğunu’ açıkladı ve toplantıyı ‘İranlıların ne kadar ciddi olduğunu görmek için iyi bir ilk adım’ olarak nitelendirdi.

İran tarafıyla ‘başka toplantılar yapılıp yapılmayacağını’ yaşanacakların belirleyeceğini söyleyen Bruce, Maskat'taki toplantının ‘daha geniş bir planın ya da çerçevenin parçası olmadığını’ vurguladı. Bruce, “Bu, İranlıların ne kadar ciddi olduklarını belirlemek için yapılan bir toplantı” dedi.

Ali Şemhani'nin askeri tehditlerin devam etmesi halinde İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerini sınır dışı edeceği ve zenginleştirilmiş materyallerini saklayacağı yönündeki açıklamasıyla ilgili olarak Bruce şunları söyledi: “Bu tür bir eylem tehdidi İran'ın barışçıl nükleer program iddialarıyla çelişmektedir. UAEA müfettişlerinin İran'dan sınır dışı edilmesi İran açısından bir yanlış hesaplama olacaktır. ABD, İran'ın barışçıl bir amaca hizmet etmeyen yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum stokunu arttırmasından derin endişe duymaya devam etmektedir.”

Bruce, “Barışçıl amaçlar içinse İran neden uranyum stokunu gizli yerlere taşımakla tehdit etsin?” diye sorarak, “Şayet böyle bir şey yaparsa bu İran açısından yanlış hesaplama olur” ifadesini kullandı.

Geçici anlaşma

Axios'un Avrupalı bir diplomat ve görüşmelerin ayrıntılarına aşina bir kaynaktan aktardığına göre İran, ABD ile müzakereleri sırasında ‘nihai ve eksiksiz bir anlaşma için daha kapsamlı müzakerelerin önünü açan geçici bir nükleer anlaşmaya’ varmak amacıyla bir iş birliği teklifi sunmayı planlıyor.

Başkan Trump'ın İran'la yeni bir nükleer anlaşmaya varmak için belirlediği son tarihe atıfta bulunan kaynak, “Tahran iki ay içinde kapsamlı ve karmaşık bir nükleer anlaşmaya varmanın gerçekçi olmadığına inanıyor” dedi. Geçici anlaşmanın bazı uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin kısmen askıya alınmasını, zenginleştirilmiş uranyum stoklarının konsantrasyonunun yüzde 60'a düşürülmesini ve UAEA müfettişlerinin İran'ın nükleer tesislerine erişiminin arttırılmasını içerebileceğini söyledi.