Uluslararası Koalisyon Erbil Havalimanı’nın güvenliğini arttırıyor

Uluslararası koalisyondan SİHA saldırılarına karşı Erbil Havalimanı’nın korunmasını güçlendirme kararı. Irak’taki Hizbullah Tugayları hükümetin silahlı gruplarla ateşkes anlaşmasına katılmadı.

Uluslararası koalisyon güçlerinin defalarca insansız hava araçlarıyla hedef aldığı Erbil Havalimanı (Getty Images)
Uluslararası koalisyon güçlerinin defalarca insansız hava araçlarıyla hedef aldığı Erbil Havalimanı (Getty Images)
TT

Uluslararası Koalisyon Erbil Havalimanı’nın güvenliğini arttırıyor

Uluslararası koalisyon güçlerinin defalarca insansız hava araçlarıyla hedef aldığı Erbil Havalimanı (Getty Images)
Uluslararası koalisyon güçlerinin defalarca insansız hava araçlarıyla hedef aldığı Erbil Havalimanı (Getty Images)

ABD liderliğindeki terörle mücadele uluslararası koalisyonu dün (Salı) yaptığı açıklamada, insansız hava aracı ile düzenlenen ve herhangi bir mal ve can kaybının yaşanmadığı iki saldırıdan günler sonra Kürdistan bölgesindeki Erbil Havalimanı’nı korumak amacıyla bir savunma sistemi kurulacağını açıkladı. 
Erbil Havalimanı’ndaki Uluslararası Koalisyon Komutanı Scott Desormeaux, Eylül ayı sonunda Erbil Havalimanı’ndaki ABD üssünü korumak için bir savunma sistemi kurulacağını ve ardından ABD özel güçlerinin geri çekileceğini ifade etti. Al-Arabiya’da yer alan habere göre Desormeaux, "Uluslararası koalisyon, saldırsa da saldırmasa da, Erbil Havalimanı semalarında uçan her insansız hava aracını düşürecek" dedi.
ABD’nin söz konusu kararı, Irak'ta İran'a bağlı silahlı grupların Katyuşa füzelerine alternatif yeni bir silah türü olarak patlayıcı yüklü insansız hava araçlarını elde ettiklerini açıkladıktan sonra türünün en önemli taahhüdü oldu. Irak'taki uluslararası koalisyon güçlerinin ve Anbar’daki Ayn el-Esed üssü ve başkentin batısındaki Bağdat Havaalanı’nın hedeflenmesinin ardından saldırı sayısında aslan payına sahip olan Bağdat’taki Yeşil Bölge'de yer alan ABD Büyükelçiliği gibi ABD’ye ait bölgelerin hedef alınmasının ardından katyuşa füzelerinin başarısızlığı kanıtlanmıştı.
Erbil Havalimanı'nın insansız hava araçlarıyla hedef alınması, Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Arci’nin, Irak hükümetinin silahlı gruplarla iki aşamalı bir ateşkes anlaşması imzaladığını açıklamasının ardından geldi. Araci’nin açıklamasına göre ateşkesin birinci aşaması, güven ve saygı ortamı yaratmak amacıyla önümüzdeki ayın 10’unda yapılacak parlamento seçimlerine kadar sürecek. İkinci aşama ise bu yılın sonunda sona erecek. Bu da geçen Temmuz ayında Başbakan Mustafa el-Kazimi'nin Washington'da Başkan Joe Biden ile imzaladığı anlaşmaya göre ABD güçlerinin geri çekilmesinin planlanmasıyla aynı zamana denk geliyor. Erbil Havalimanı’nın bombalanması da Başbakan Kazimi'nin Tahran ziyaretinin ardından gerçekleşti. Gözlemcilere göre silahlı gruplar Bağdat'ın merkezindeki ABD Büyükelçiliği gibi stratejik öneme sahip bölgelerden kısmen uzakta bulunan Erbil’in hedef alınmasıyla İran müttefikine Kazimi’nin İranlılarla sakin ilişkiler kurmuş olmasına rağmen ikinci bir dönem için tercih olmayacağı mesajı göndermek istedi.
Öte yandan ABD, Irak güvenlik güçlerine lojistik destekle veya koalisyon uçakları aracılığıyla DEAŞ’ın bölgelerine yönelik saldırılar düzenleyerek terör örgütünü kovuşturmada yardımcı olma çabalarını sürdürürken, Hizbullah Tugayları temsilcisinin açıklamasına göre Hizbullah Tugayları’na bağlı silahlı gruplar Araci tarafından açıklanan ateşkese katılmıyor. Bu da ABD ile anlaşma konusunda gruplar arasında bir bölünme olduğu anlamına geliyor.
Irak Savunma Bakanlığı'nın eski danışmanlarından Maan el-Cuburi, "Irak'ta DEAŞ’ın artan tehdidi bağlamında Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, "terör örgütlerinin (DEAŞ) uğradığı askeri yenilgilere rağmen, özellikle yaklaşık üç yıldır bu örgütün ateşi altında kalan Musul'un kurtarılmasından sonra zaten askeri olarak yenilmesine rağmen bu tehdidin arttığını” ifade etti. Cuburi açıklamasında, Bu örgüt operasyonel ve ideolojik seviyelerde ve takip ettiği önceki taktiklerde kaldı. Örgütün şehirleri işgal etmek değil, vur-kaç operasyonları, farklı bölgeleri hedef alma gibi asıl yöntemine döndüğünü biliyoruz. Örgüt, yalnız kurtların yöntemini uyguluyor, uyuyan hücreler ve karanlıkta hareket eden küçük gruplar olarak faaliyet gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Cuburi açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
 "Bu çerçevede DEAŞ halen şehirlerde faaliyet gösteriyor. Bazen şehirlere giriyor ve kayıplar veriyor. Silahlı gruplar ve güvenlik birimleri tarafından yürütülen önleyici operasyonlar meyvelerini veriyor ve iyi sonuçlar elde ediliyor.  Ancak  örgütü ortadan kaldıracak seviyeye ulaşamıyorlar. Bu grup küresel bir terör örgütü olmasının yanı sıra ideolojik bir örgüt. Özellikle Taliban'ın Afganistan'a dönüşünden sonra sahip olduğu manevi ivmenin yanı sıra, Suriye-Irak sınırları halen bir sorun teşkil ettiğinden bölgedeki hareketleri Irak'taki duruma, özellikle Suriye'de olanlara gölge düşürüyor. Ayrıca İran ve Türkiye ile istihbarat çabalarını zedeliyor. Bu durum uluslararası desteğe olan gerçek ihtiyacı doğruluyor.”
Son olarak Cuburi şunları kaydetti:
“DEAŞ halen büyük bir tehdit oluşturuyor ve zamansal ve mekansal koşullardan yararlanabiliyor. Irak'ta ve birçok ülkede faaliyetleri devam ediyor. Ayrıca uluslararası ve bölgesel koşullara yatırım yapabilir.”



Lübnan, İsrail'in ateşkes ihlallerine karşı BM Güvenlik Konseyi'ne şikâyette bulundu

 Lübnan sınırındaki İsrail askeri araçları (AFP)
Lübnan sınırındaki İsrail askeri araçları (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'in ateşkes ihlallerine karşı BM Güvenlik Konseyi'ne şikâyette bulundu

 Lübnan sınırındaki İsrail askeri araçları (AFP)
Lübnan sınırındaki İsrail askeri araçları (AFP)

Lübnan Dışişleri Bakanlığı, Lübnan'ın New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilciliği aracılığıyla, İsrail'in 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararını ve ateşkesi ihlal ettiği gerekçesiyle BM Güvenlik Konseyi'ne bir şikâyette bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre şikâyette, İsrail'in Kasım 2024 sonunda yürürlüğe giren ateşkesi ihlal etmeye devam etmesi, kara ve hava saldırılarını sürdürmesi, evleri ve yerleşim bölgelerini tahrip etmesi konularına değinildi.

Şikâyette İsrail, Lübnan ordusundaki askerler de dahil olmak üzere Lübnan vatandaşlarının kaçırılması ve sınır köylerine dönen sivillere yönelik saldırıları içeren ve yaklaşık 24 sivilin ölümü ve 124'ten fazla sivilin yaralanmasıyla sonuçlanan ihlallerle suçlandı.

Söz konusu şikâyette İsrail'in Lübnan ordusu devriyelerini ve muhabirleri hedef aldığı, ayrıca 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararını ve Lübnan’ın egemenliğini açık bir şekilde ihlal ederek geri çekilme hattındaki (Mavi Hat) beş özel işareti kaldırdığı kaydedildi.

Lübnan, BM Güvenlik Konseyi'ni, özellikle de çatışmaların durdurulması düzenlemelerine destek veren ülkeleri, ‘tekrarlanan bu ihlaller karşısında kesin ve net bir duruş sergilemeye ve İsrail'i taahhütlerini yerine getirmeye zorlamak için çalışmaya’ çağırdı. Ayrıca ‘Lübnan egemenliğinin korunması ve Lübnan vatandaşlarının güvenliğinin sağlanması için Lübnan ordusu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’ne (UNIFIL) desteğin güçlendirilmesi’ çağrısında bulundu.