Fransa’dan Mağrip ülkelerine vatandaşlarınızın geri dönüşünü kabul edin baskısı

Fransa'nın dün Fas vatandaşlarına yönelik vizeleri azaltacağı açıklaması ardından elinde Schengen vize ile Faslı bir kadın (AFP)
Fransa'nın dün Fas vatandaşlarına yönelik vizeleri azaltacağı açıklaması ardından elinde Schengen vize ile Faslı bir kadın (AFP)
TT

Fransa’dan Mağrip ülkelerine vatandaşlarınızın geri dönüşünü kabul edin baskısı

Fransa'nın dün Fas vatandaşlarına yönelik vizeleri azaltacağı açıklaması ardından elinde Schengen vize ile Faslı bir kadın (AFP)
Fransa'nın dün Fas vatandaşlarına yönelik vizeleri azaltacağı açıklaması ardından elinde Schengen vize ile Faslı bir kadın (AFP)

Fransa, Cezayirli ve Faslıların alabilecekleri vize sayılarını yarıya, Tunuslularınkini ise üçte bir adedine düşürdü. Fransa Hükümet Sözcüsü Gabriel Attal, dün bir radyo röportajında ​​yaptığı açıklamada “İlgili başkentlerle diyalog kuruldu. Ardından tehditler edildi. Bugün bu tehdidi uygulamaya koyduk” ifadelerine başvurdu.
Fransa’nın bu adımı, her iki taraf için de son derece hassas bir dosyada Fransa ile ilişkilerini gözden geçirmeleri yönünde Mağrip ülkeleri yetkililerine bir baskı kurma süreci gibi gözüküyor. Bu da, Fransız yargısının aleyhlerinde ülkeden sınır dışı edilmeleri kararı verdiği, çoğu yasadışı yollardan Fransa'ya gelen Mağrip vatandaşlarının sınır dışı edilmesi dosyası. Herhangi bir yabancının sınır dışı edilmesi, Paris'in ‘konsolosluk izni’ almasını gerektiriyor; yetkililerin elinde bu kişileri uçağa bindirip geldikleri yere geri götürme yetkisi bulunuyor.
İçişleri Bakanlığı'ndan alınan rakamlar, Mağrip vatandaşlarının sınır dışı edilme oranının asgari düzeyde olduğunu gösteriyor (Cezayirliler için yüzde 0,2, Faslılar için yüzde 2,4, Tunuslular için yüzde 4). Yedi ay sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde göçmenlik dosyası önemli bir konu olacağı için Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Fransız hükümeti, bu durumun kendilerine zarar verdiğini düşünüyor.
Dün yaptığı açıklamada, göçmen meselesinin yaklaşan seçimlerde ‘merkezde’ yer alacağını söyleyen Radikal sağcı aday Marine Le Pen, eer seçimleri kazandığı taktirde anayasaya göçü kontrol etmeyi ‘zorunlu’ kılacak bir madde ekleme yönünde bir referandum düzenlemek istediğini belirtti. Diğer yandan teorileriyle Le Pen'in yanında yer alan gazeteci ve aydın Eric Zemmour’un bir teorisi de Fransızları çoğunluğu Müslüman olan, Fransız değer ve ilkeleriyle bağdaşmayan bir kültürü benimseyen göçmenlerle değiştirmek anlamına gelen ‘tebdil’ teorisi. Bu yöndeki spekülasyonlara rağmen henüz adaylığını açıklamayan Zemmour, birbirleriyle bağlantılı göç, İslam ve güvenlik hususlarına odaklanıyor. Resmi tamamlamak gerekirse, klasik sağdaki Cumhuriyetçi Parti’den bugüne kadar birçok aday, bu konuda radikal sağın yanında durarak çoğu yaklaşımını benimsiyor. Nitekim bu konudaki netliğini yansıtan kararlar alması gereken Cumhurbaşkanı Macron, aslında 2017'den bu yana tüm sınır dışı kararlarının uygulanmasını istiyor.
Söz konusu gelişme, Fransa-Mağrip ilişkilerinde bir bozulma bağlamında geliyor. Şüphesiz Fransız hükümetinin bu kararı olumsuz sonuçlar doğurabilir. Tunus'ta olanlara endişeyle baktığı kesin olan Paris, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in adımlarını açıkça eleştirmemiş olsa da, Kartaca Sarayı'na ilettiği mesajda, demokratik kurumların geri dönüşü ve anayasa hükümlerinin yeniden uygulanması gerektiğini defalarca kez vurgulamıştı. Ancak Tunuslu İslami çevrelerin Said’in Fransız tavsiyesi üzerine çalışacağı söylentileri asılsız.
Fas açısından ise daha ciddi bir sorun mevcut: Fransız iddialarına göre Fransız bakanlar, yetkililer, gazeteciler ve diğerlerininkiler dahil olmak üzere cep telefonlarını dinlemek için İsrail'in Pegasus programının kullanılması meselesi. Paris’in Rabat ile ilişkilerinin kötüleşeceği korkusuyla örtbas etmeye çalıştığı bu dava nedeniyle Fransa'da Fas'a karşı birçok şikayette bulunuldu. Gözlemciler, Fas ve Cezayir'in, geçmişte sömürgeci veya mandacılık yapmış Paris ile ilgili her şeye çok duyarlı olduklarını öne sürüyor.
Yetkililerinin Macron’un söz konusu kararını sindiremediği Cezayir tarafında ise, Bağımsızlık Savaşı'nda Fransız kuvvetlerinin yanında savaşan on binlerce Cezayirli olan Harkilerin affedilmesi konusu mevcut. Cezayir’in bağımsızlığını kazanması ardından bazıları Fransız topraklarına taşınan, Macron'un kahraman olarak onurlandırdığı Harkiler, kendi vatandaşlarına karşı sömürgecilerle savaştıkları için Cezayir makamları tarafından ‘hainler’ olarak kabul ediliyor.
Dolayısıyla Akdeniz’in iki yakasındaki iki taraf arasında gergin ilişkiler mevcut. Schengen bölgesinde harekete imkan sağlayan Fransız vizesi halkın hayal kırıklıklarını tamir edecek bir yol olarak görüldüğü için, bu vizelerin iptal edilmesi veya adedinin yarıya indirilmesi de çeşitli derecelerde sosyal ve siyasi protestolarla karşı karşıya kalan Mağripli yetkililer üzerindeki baskıyı artırabilir. Bu nedenle tepkilerin tansiyonu yükseltip yükseltmeyeceğini, Rabat, Cezayir ve Tunus'un politikalarını değiştirip kendisinden kaçan vatandaşları en nihayetinde kabul mü edeceğini önceden kestirmek gerekiyor.



Rusya, üst düzey bir subay ve bir askeri blog yazarının öldürülmesine yönelik “Ukrayna komplosunun” engellendiğini duyurdu

Rusya, suikastların yasadışı "terörist eylemler" anlamına geldiğini söylüyor ve Kiev'i sivillere suikast düzenlemekle suçluyor (Reuters)
Rusya, suikastların yasadışı "terörist eylemler" anlamına geldiğini söylüyor ve Kiev'i sivillere suikast düzenlemekle suçluyor (Reuters)
TT

Rusya, üst düzey bir subay ve bir askeri blog yazarının öldürülmesine yönelik “Ukrayna komplosunun” engellendiğini duyurdu

Rusya, suikastların yasadışı "terörist eylemler" anlamına geldiğini söylüyor ve Kiev'i sivillere suikast düzenlemekle suçluyor (Reuters)
Rusya, suikastların yasadışı "terörist eylemler" anlamına geldiğini söylüyor ve Kiev'i sivillere suikast düzenlemekle suçluyor (Reuters)

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) bugün yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın üst düzey bir Rus subayı ve Rusya yanlısı bir askeri blog yazarını cep telefonuna gizlenmiş bir bombayla öldürme planını engellediğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığı habere göre KGB'nin öncüsü olan Federal Güvenlik Servisi (FSB), bir Rus vatandaşının Telegram uygulaması aracılığıyla Ukrayna'nın askeri istihbarat teşkilatından (GUR) bir subayla iletişim kurduğunu söyledi.

Ukraynalı istihbarat görevlisinin talimatı üzerine Rus vatandaşının Moskova'daki bir zuladan bomba temin ettiği belirtildi.

Rusya güvenlik servisi, 1,5 kilogram TNT'ye eşdeğer olan ve metal bilyelerle doldurulan bombanın taşınabilir bir müzik çaların içine gizlendiğini belirtti.

FSB, komplonun hedefi olan subayın ya da blog yazarının adını vermedi. Ukrayna'nın askeri istihbarat teşkilatına ise yorum için ulaşılamadı.

Ukrayna, Rusya'nın kendisine karşı yürüttüğü savaşın devlet için varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu söylüyor ve Kiev'in savaş suçu işlediğini düşündüğü kişilerin moralini bozmayı ve cezalandırmayı amaçlayan “hedefli cinayetleri” meşru gördüğünü açıkça belirtiyor.

Rusya suikastların yasadışı “terör eylemleri” anlamına geldiğini söylüyor ve Kiev'i 2022'de milliyetçi bir aktivistin kızı olan Daria Dugina gibi sivilleri öldürmekle suçluyor.

Ukrayna istihbaratı 17 Aralık'ta, Rusya'nın Moskova'daki Radyolojik, Kimyasal ve Biyolojik Savunma Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Igor Kirillov'u elektrikli bir scooter'a bağladığı bombayla apartmanının önünde öldürdü.

Kiev, Kirillov'u yasaklanmış kimyasal silahların kullanımını teşvik etmekle suçladı ancak Moskova bunu reddediyor.

ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın Ukrayna'ya atadığı elçi emekli Korgeneral Keith Kellogg, 18 Aralık'ta Fox News'e verdiği demeçte, öldürmelerin “gerçekten akıllıca olmadığını” ve “çok ileri” gittiğini söyledi.

Rusya, Kirillov'un öldürülmesine misilleme yapacağını açıkladı.