Bilim insanlarını şaşkına döndüren "çift galaksi"nin sırrı yıllar sonra çözüldü

"Çift galaksi" olayı bilim insanlarını şaşkına uğratmıştı (David (Deddy) Dayag)
"Çift galaksi" olayı bilim insanlarını şaşkına uğratmıştı (David (Deddy) Dayag)
TT

Bilim insanlarını şaşkına döndüren "çift galaksi"nin sırrı yıllar sonra çözüldü

"Çift galaksi" olayı bilim insanlarını şaşkına uğratmıştı (David (Deddy) Dayag)
"Çift galaksi" olayı bilim insanlarını şaşkına uğratmıştı (David (Deddy) Dayag)

Gökbilimciler ilk keşfedildiğinde kendilerini "afallatan" gizemli bir "çift" galaksi hakkındaki gerçeği ortaya çıkardı.
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, yakınlarda başka bir tuhaf cisimle birlikte birbirinin ayna görüntüsü olan iki galaksi şişkinliği (Gökbilimde, büyük bir oluşum içindeki sıkışık yıldızların meydana getirdiği bölgeye verilen isim -ed.n.) keşfetmişti.
Ohio eyaletindeki Portsmouth bölgesinde yer alan Shawnee Eyalet Üniversitesi'nden gökbilimci Timothy Hamilton, "Gerçekten afallamıştık" diye konuştu.
Doğrusal cisimlerin nihayet 11 milyar ışık yılı mesafedeki uzak bir galaksinin esnetilmiş görüntüleri olduğu bulundu.
Görüntüler, daha önce keşfedilmemiş bir galaksi kümesinin muazzam kütlesi ve buna bağlı şekilde uzay-zaman üzerinde yarattığı etki nedeniyle arkasındaki galaksinin görüntüsünü büyütmesi, aydınlatması ve esnetmesi (bu olay yerçekimi merceklenmesi olarak da bilinir) sebebiyle bükülmüştü.

(NASA)​​​​
Bu özel ve ender karşılaşılan durumda, arka plan ve ön plandaki galaksi arasındaki ince hizalanma, aynı görüntünün ikiz ve büyütülmüş kopyalarını, bir tarafta da başka bir üçüncü görüntüyü üretmişti.
Hawaii Üniversitesi'nden Richard Griffiths, "Güneşli bir günde bir yüzme havuzunun dalgalı yüzeyini düşünün, havuzun dibinde parlak ışık desenleri gösterir" diye açıkladı.
"Alt kısımdaki bu parlak desenler, yerçekimi merceklenmesine benzer bir etkiden kaynaklanıyor. Yüzeydeki dalgalanmalar kısmi mercekler gibi davranıp, Güneş ışığını alt kısımdaki parlak dalgalı desenlere odaklar."
Hamilton, 2013'te ilk keşfettiğinde bu cisimlerin ne olduğu belli değildi. Hamilton, "İlk düşüncem, belki de bunların gelgitler nedeniyle kolları gerilmiş iki galaksi olduğuydu. Duruma pek uymuyordu ama başka ne düşüneceğimi bilmiyordum" dedi.
Nihayetinde bilim insanları büyütme etkisine neden olan tuhaf galaksi kümesini keşfedip, Gemini Gözlemevi ve W. M. Keck Gözlemevi'nden alınan spektroskopik ölçümleri kullanarak, sonunda aynı galaksi olduğu keşfedilen tuhaf cisimlerin mesafesini belirledi.
Bilim insanları, özel bir bilgisayar yazılımı kullanarak esnemiş görüntülerin etrafındaki karanlık maddenin, küçük ölçeklerde uzayda "düzgün şekilde" dağıtılmış olması gerektiğini belirledi. Almanya'daki Heidelberg Üniversitesi'nde çalışan ve yerçekimi merceklenme teorisi uzmanı Jenny Wagner, "Karanlık maddenin bu konumlarda ne kadar topaklandığının veya topaklanmadığının ölçeğini elde etmek için yalnızca iki ayna görüntüsüne ihtiyacımız olması harika" ifadelerini kullandı.
"Burada herhangi bir lens modeli kullanmıyoruz. Biz sadece çoklu görüntülerin gözlemlenebilir taraflarını ve bunların birbirlerine dönüşebileceği gerçeğini ele alıyoruz. Bizim yöntemimizle birbirlerinin içine doğru katlanabilirler. Bu bize şimdiden karanlık maddenin bu iki konumda ne kadar pürüzsüz olması gerektiğine dair bir fikir veriyor."
Gökbilimciler, keşfinden bu yana neredeyse 100 yıl geçmesine rağmen hâlâ karanlık maddenin ne olduğunu bilmiyor. Öte yandan Griffiths, “boyut sınırlarının kümelenme veya pürüzsüzlük açısından önemi, bize parçacığın (karanlık maddenin bileşenini oluşturan parçacık) ne olduğuna dair bazı ipuçları vermesi" dedi. Gökbilimci, "Karanlık madde kümeleri ne kadar küçükse, parçacıkların da o kadar büyük olması gerekiyor" diye de ekledi.
Independent Türkçe



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news