Suudi Arabistan-İran görüşmeleri devam ediyor: ‘Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arınması gerektiğine inanıyoruz’

Bakan Faysal bin Ferhan, “Yemen çatışmasını sona erdirmenin en hızlı yolu, Husilerin ateşkesi kabul etmesidir” dedi.

Prens Faysal bin Ferhan, önceki gün Washington'da ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile görüşmesi sırasında (AP)
Prens Faysal bin Ferhan, önceki gün Washington'da ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile görüşmesi sırasında (AP)
TT

Suudi Arabistan-İran görüşmeleri devam ediyor: ‘Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arınması gerektiğine inanıyoruz’

Prens Faysal bin Ferhan, önceki gün Washington'da ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile görüşmesi sırasında (AP)
Prens Faysal bin Ferhan, önceki gün Washington'da ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile görüşmesi sırasında (AP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin İran ile görüşmeler konusunda ‘ciddi’ olduğunu söyleyerek, “Bu bizim için büyük bir değişim değil. Zira biz her zaman bölgede istikrarı sağlamanın bir yolunu bulmak istediğimizi söylüyoruz” dedi.
Financial Times'a verdiği röportajda Suudi bakan, İran'la yapılan görüşmelerin ‘dostça ve keşif amaçlı’ olduğunu söyledi.
Dün Washington'da gazetecilere açıklamalarda bulunan Prens Faysal, “Bölge için vizyonumuz refah ve istikrarın sağlanmasını hedeflediği için bu görüşmeleri sürdürmeye ve ilerlemesi için bir yol bulmaya kararlıyız. İran'ın bizimle bu vizyonu paylaşacağını umuyoruz” dedi. İran'la yapılan görüşmelerin, Viyana'daki dolaylı görüşmeleri yeniden başlatma niyetleri ilgili olup olmadığına dair Prens Faysal, “Tüm endişeleri gidermek için İran’ı uluslararası toplum ve bölgedeki komşularıyla olumlu ilişkiler kurmaya teşvik ediyoruz" dedi.

İran'ın nükleer programı
Suudi Bakan dün, İran’ın nükleer programının hızlanması ile ilgili olarak, nükleer silahların yayılmasını önlemek ve bölgesel gerilimlerin üstesinden gelmek için gerçek, somut ve etkili bir anlaşmaya varılması gerektiğini vurguladı.
Prens Faysal bin Ferhan, nükleer anlaşmada yaşanan sorunların İran’ın nükleer faaliyetlerini hızlandırmasını sağladığını ve bu durumun bölgeyi tehlikeli bir aşamaya soktuğu konusunda uyarıda bulundu. ABD yönetimiyle devamlı koordinasyonun sağlanması ile ilgili olarak Suudi Bakan, “İstikrar ve refah adına ikili koordinasyon, bölge için olduğu kadar bizim için de önemli. Bakan Blinken ile yaptığımız görüşmelerde çok çeşitli konuları ele aldık. Blinken’e nükleer müzakere hususunda tutumumuzu aktardım. İran'ın Kapsamlı Ortalık Eylem Planı Anlaşması ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması kapsamındaki taahhütlerinin dışına çıkarak nükleer faaliyetlerini hızlandırmasından endişe duyuyoruz” açıklamasında bulundu.
Suudi Dışişleri Bakanı, B Planı ve ABD yönetiminin sunduğu diğer seçenekler hakkında şunları söyledi:
“Tüm seçeneklerin masada olması önemli. İran'ı, bölgesel meseleleri tartışmanın yanı sıra nükleer dosyayı da görüşmek üzere müzakere masasına gelmeye teşvik edecek tüm araçlar önümüzde olmalı. Bölgenin, İran’ın ve İran halkının refah ve kalkınması, ayrıca İran’ın, geleceğine yatırım yapmaya teşvik edilmesi ancak bu şekilde gerçekleştirilebilir. Bu sorunlarla başa çıkmanın bir yolunu bulabilirsek başarılı ve müreffeh bir bölgeye sahip olabileceğimize inanıyoruz.”
Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin tutumunun, Viyana'da müzakerelerin mümkün olan en kısa sürede yeniden başlamasını teşvik etmek olduğunu ifade ederek, “İran’ın nükleer silah üretmesini engelleyen uzun vadeli ve faydalı bir yol bulunmalı. Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arınması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

Blinken ile görüşmeler
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesi ile ABD yönetimi arasındaki ilişkilerin güçlü olduğunu vurgulayarak, bölgesel meseleler ve istikrarın sağlanması ile ilgili tartışmalarda aktif olarak yer aldıklarını belirtti. Washington’a yaptığı ziyaret sırasında ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile yaptığı görüşmelerde İran dosyasının gündemin üst sıralarında yer aldığına dikkati çekti.
İki bakan önceki gün Washington'da yaptıkları görüşmede iki ülke arasındaki stratejik ve tarihi ilişkileri ve bu ilişkileri güçlendirmenin yollarını tartışmıştı.
Suudi Dışişleri Bakanı Twitter'dan, "ABD Dışişleri Bakanı ile verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Tüm alanlarda stratejik işbirliğimizin güçlendirilmesi ve iki dost ülkeyi ilgilendiren birçok bölgesel ve uluslararası konuda ortak koordinasyonun artırılması da dahil olmak üzere pek çok konuyu ele aldık” paylaşımında bulundu.
İki bakan, başta Ortadoğu'da güvenlik ve istikrarın sağlanması ve hem bölgede hem de tüm dünyada barışın tesis edilmesi için iki dost ülkenin yaptığı girişimler başta olmak üzere birçok bölgesel ve uluslararası meseleyi görüştü.
Görüşmede, Yemen'deki siyasi çözüm ve kalkınmayı engelleyen Husi milislerinin Yemen halkına yönelik ihlallerini durdurmaya yönelik ortak çabaların yanı sıra terörizm ve aşırılıkçılıkla mücadelede işbirliği tartışıldı. İki taraf, Husi milislerinin sivil ve ekonomik tesislere yönelik devam eden saldırılarına, uluslararası deniz güvenliğine yönelik tehditlerine ve Yemen halkının acılarını bir pazarlık kozu olarak kullanmalarına son vermek için ortak çabaları güçlendirmenin önemini ele aldı.
İki taraf, İran nükleer programı ve bu kapsamda yürütülen uluslararası müzakereler hakkında da görüş alışverişinde bulundu. İki bakan, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ve bu konuda yapılan çabalar hakkındaki istişarelerin yanı sıra Afganistan'da güvenlik ve istikrarı garanti eden her adımın desteklenmesinin önemine değindi.
Suudi Bakan, ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley ile de bir araya geldi. Görüşmede, iki ülke arasında, İran'ın uluslararası anlaşmaları ihlal etmesine engel olmak için ortak çabaların yoğunlaştırılmasının yanı sıra İran nükleer dosyası ve bu husustaki uluslararası müzakereler konusunda işbirliğini geliştirmenin yolları tartışıldı. Ayrıca iki taraf, Ortadoğu'da ve başka bölgelerde İran’ın güvenliği ve istikrarı bozan terörist milislere verdiği desteği durdurmak için işbirliğini güçlendirmenin önemini tartıştı.
Prens Faysal bin Ferhan ayrıca, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Ortadoğu ve Kuzey Afrika İşleri Koordinatörü Brett McGurk, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Ortadoğu ve Kuzey Afrika İşleri Direktörü Büyükelçi Barbara Leaf ve ABD Dışişleri Bakanlığının Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Yale Lambert ile bir araya geldi.
Görüşmede Suudi Arabistan-ABD ilişkilerini ve bu ilişkileri geliştirme fırsatları gözden geçirilirken, Suudi Arabistan ve ABD'nin Ortadoğu'da ve dünyada barış, güvenlik ve istikrarı destekleme çabaları ele alındı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’nın bildirdiğine göre, toplantıda İran nükleer dosyasına ilişkin gelişmeler, bu konuda devam eden müzakereler ve İran’ın uluslararası barışı ve güvenliği tehdit eden teröristlere verdiği desteğin yanı sıra Suudi Arabistan’ın, Yemen halkının kalkınmasını ve istikrarını sağlayacak şekilde Yemen’de bir siyasi çözüme ulaşılması için gösterdiği çabalar ele alındı.

Yemen sahnesi
Suudi Dışişleri Bakanı, yaptığı görüşmelerde Yemen meselesine değinmeyi de ihmal etmedi. Suudi Bakan, ülkesinin siyasi diyalog yolunu ve Yemen çatışmasını sona erdirmeyi içeren bir öneri sunduğunu ancak Husilerin şu ana kadar görüşmeyi reddettiğini ve Suudi Arabistan'a saldırmaya devam ettiğini belirtti. Bakan, "ABD ve tüm uluslararası toplumun, çatışmayı sona erdirmeleri yönünde kendilerine sunulan önerileri kabul etmesi için Husilere daha fazla baskı yapması gerektiğine inanıyoruz.  Çatışmayı sona erdirmenin en hızlı yolu, Husilerin masadaki kapsamlı ateşkes önerisini kabul etmesi ve ciddi bir şekilde siyasi görüşmelere katılmasıdır” dedi.
Bakan, limanlar konusunda ise, “Havaalanları ve limanlar açıldı ve buralardaki ticaret trafiğinin yeniden başlamasıyla ilgili görüşmeler sürüyor. Yemen hükümeti ile Husiler arasında gelir dağılımı konusunda anlaşmazlıklar var. Bu bazen gemilerin limana gelmesine engel oluyor. Bu işi çözüme kavuşturmak için ABD ve diğer ortaklarımızla çalışıyoruz” dedi.

Tartışma oturumu
Suudi Bakan, Ortadoğu Enstitüsü, Atlantik Konseyi, Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü, Washington'daki Arap Körfez Devletleri Enstitüsü, Amerikan Dış İlişkiler Konseyi ve Wilson Merkezi gibi bir dizi Amerikan düşünce kuruluşunun üyelerinin katılımıyla bir tartışma oturumu düzenledi.
Tartışma oturumunda, stratejik Suudi-ABD ilişkileri, Ortadoğu'da güvenlik ve istikrarın temellerinin atılmasındaki işbirliği ve ortak endişe alanlarına değinildi. Ayrıca Yemen'de tüm Yemenli tarafları bir araya getiren bir siyasi bir çözüme ulaşmak ve Yemen ve halkının güvenliğini, istikrarını ve refahını desteklemek için gösterilecek olan Suudi-Amerikan çabaları ele alındı.
Suudi Dışişleri Bakanı, Amerikan düşünce kuruluşlarının üyeleriyle ayrıca, İran nükleer dosyası ve bunun uluslararası barış ve güvenlik ile uluslararası seyrüsefere karşı oluşturduğu tehdit hakkında görüşmeler yaptı. Bakan Ferhan, bölge ve dünya halkları için gerçek bir tehdit oluşturan İran destekli terörist milislerle yüzleşmeleri için uluslararası topluma çağrıda bulundu.
Tartışma oturumunda ayrıca, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz tarafından geçtiğimiz Mart ayının sonunda açıklanan ve büyük bir küresel etkileşim alan Yeşil Suudi Arabistan ve Yeşil Ortadoğu girişimleri de dahil olmak üzere Suudi Arabistan’ın dünyayı ve çevreyi koruma çabaları görüşüldü.
Düşünce kuruluşlarının üyeleri, iklim değişikliği olgusuyla yüzleşmeye, toprağı ve doğayı korumaya ve küresel hedeflere ulaşmaya güçlü ve etkili bir şekilde katkıda bulunacak iki öneri sundular. Bu önerilerin, iklim değişikliğiyle mücadelede bölgesel ve uluslararası düzeyde koordineli bir sistem oluşturacağını belirttiler.

Tutumlar ve yükümlülükler
Suudi Dışişleri Bakanı, Lübnan'daki durumla ilgili olarak, geçtiğimiz günlerde yaşananların ciddi ve gerçek bir değişim ve gerçek reformlara odaklanma gereğini gösterdiğini belirtti. Bakan ayrıca, ülkeyi kurtarmak, yapısal ekonomik ve politik sorunları çözmek için sorumluluğun Lübnan yönetimine ait olduğunu belirtti. Suudi Arabistan'ın Lübnan halkına destek sağlamaya devam edeceğini ifade etti.
Diğer taraftan Irak'taki seçim sürecinin başarısına övgüde bulunan Suudi Bakan, "Irak'ın istikrarının bölgesel istikrarı sağlamanın ve bölgeyi doğru bir geleceğe götürmenin bir ayağı olduğuna inanıyoruz" dedi.
Afgan meselesiyle ilgili olarak Prens Faysal, ülkesinin 2001 yılından bu yana Taliban hareketiyle hiçbir temasının olmadığını belirtti. Hareketin Afganistan'da istikrarı sağlamak için Afgan toplumunun tüm unsurlarını bir araya getirmesi gerektiğine inandığını belirterek, “Afgan halkının isteklerini karşılayan bir ülke inşa etme yolunu seçmek Taliban’a düşüyor” dedi.
Suudi Dışişleri Bakanı, petrol fiyatları ve üretimi artırma talepleri hakkında ise şunları söyledi: "Petrol piyasalarının karşılaştığı zorluklar aşacak, istikrarı sağlayacak ve üreticilerin ve tüketicilerin çıkarlarına hizmet edecek şekilde dengeli bir enerji politikası yürütmeye çalışıyoruz. Sadece kısa vadede değil, orta ve uzun vadede de durumu çok ciddiye alıyoruz. Piyasayı, küresel ekonomiyi koruyacak şekilde yönetmeye kararlıyız."



Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok
TT

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, son zamanlarda izlenen salgının son beş gününde yeni bir botulizm gıda zehirlenmesi vakası kaydedilmediğini belirterek, izlenen vaka sayısının 69'u vatandaş, 6'sı bölge sakini olmak üzere 75 vakaya ulaştığını bildirdi.

Enfekte olan kişilerden 50'sine botulizm gıda zehirlenmesi teşhisi konulduğunu açıklayan Bakanlık, 43 vakanın iyileşerek hastaneden taburcu edildiğini, 11 hastanın servislerde, 20 hastanın ise yoğun bakımda yattığını açıkladı. Bakanlık bir ölüm vakası olduğunu belirtti.

Suudi Arabistan'daki devlet kurumlarının doğru bilgi vererek ve söylentileri yalanlayarak izlediği şeffaflık doğrultusunda yapılan açıklamada, ‘tüm bu vakaların tek bir kaynaktan çıkan gıda zehirlenmesi salgınıyla ilişkili olduğuna’ dikkat çekildi. İlgili devlet kurumlarının ortak çabaları sonucunda salgının kontrol altına alındığını ifade eden Sağlık Bakanlığı, vakaları takip etmeye ve sağlık hizmeti sunmaya devam ettiklerini vurgulayarak, hastalara acil şifalar diledi.

Sağlık Bakanlığı, kamuoyunu, bilgileri resmi kaynaklardan almaya ve özellikle ilgili kurumların olayın tekrarlanmasını önlemek için derhal ve doğrudan önlemler alması nedeniyle söylentileri ve yanlış bilgileri yaymamaya çağırdı.

Devlet kurumları tarafından alınan tedbirler, vatandaşların, bölge sakinlerinin ve ziyaretçilerin güvenliğini sağlayacak her şeyin sürekli ve yoğun bir şekilde takip edildiğini ortaya koyarken, hastaların en üst düzeyde tıbbi müdahaleye ve hızlı bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olmak için özenli takibe alınmaları dikkat çekiyor.


BAE'nin yasağı ABD'yi harekete geçirdi: Ortadoğu'daki birliklerin yeri değiştirildi

Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)
Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)
TT

BAE'nin yasağı ABD'yi harekete geçirdi: Ortadoğu'daki birliklerin yeri değiştirildi

Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)
Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), ABD'nin Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) bazı savaş jetleri ve drone'larını Katar'a taşıdığını yazdı. 

Kimliğinin paylaşılmasını istemeyen ABD'li yetkililer, Amerika ordusunun Abu Dabi'deki El Dafra üssünde yer alan jet ve drone'larını, Katar'daki El Udedi üssüne naklettiğini belirtti.

BAE, ABD'nin ülkedeki üssü kullanarak Irak ve Yemen'deki İran destekli gruplara saldırı düzenlemesine izin verilmeyeceğini şubatta açıklamıştı. 

WSJ, ABD'nin bunun üzerine savaş jetleri, keşif uçakları ve drone'ları Katar'ın başkenti Doha'ya 40 kilometre mesafedeki üsse taşıdığını aktardı. 

Haberde, Abu Dabi yönetiminin "ABD'nin askeri operasyonlarına destek verdiği için, İran'ın fonladığı gruplardan gelebilecek misillemelerden çekindiği" savunuldu.

Adının açıklanmasını istemeyen BAE'li bir yetkili, "Irak ve Yemen'deki hedeflere yönelik saldırı görevlerine kısıtlamalar getirildi. Bu kısıtlamalar kendimizi koruma ihtiyacımızdan kaynaklanıyor" dedi. 

Yemen'deki Husiler, Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonunun ardından patlak veren Gazze savaşında İsrail'e karşı Hamas'ı destekliyor. Bu doğrultuda grup Batılı ülkelerin yanı sıra İsrail'e ait gemilere 31 Ekim'den beri saldırılar düzenliyor. 

ABD Kongresi'ne bağlı araştırma komitesinin 1 Mayıs'ta paylaştığı bilgilere göre İran destekli Husiler, toplamda en az 100 gemiye saldırdı. Amerikan ordusuysa Ortadoğu'daki üslerden kaldırdığı drone'larla misilleme yapmıştı. Husiler, bu saldırılarda en az 34 kayıp verdiklerini bildirmişti.

Diğer yandan haberde, ABD'nin misillemelerinin Husileri durdurmaya yetmediğine dikkat çekildi. 

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, perşembe günkü açıklamasında Husiler'in "çok sayıda drone ve farklı silah sistemleri üretmeyi sürdürdüğünü, bu konuda özellikle İran'dan destek aldıklarını" söylemişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Stars and Stripes


Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi
TT

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

İki Kutsal Caminin Sorumlusu Kral Salman bin Abdulaziz, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan'ın ölümü üzerine Birleşik Arap Emirlikleri Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan'a başsağlığı ve taziye mesajı gönderdi.

Kral Selman mesajında, "Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan'ın ölüm haberini öğrendik- Allah ona merhamet etsin- Majestelerine ve merhumun ailesine en derin ve samimi dileklerimizi gönderiyoruz. Allah'tan onu engin rahmet ve mağfiretiyle kuşatmasını, geniş bahçelerinde barındırmasını ve sizi her türlü kötülükten korumasını niyaz ederiz. Biz Allah'tan geldik ve O'na döneceğiz."

Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Salman da Şeyh Muhammed bin Zayed'e başsağlığı ve taziye telgrafı gönderdi. Veliaht Prens mesajında:

 "Şeyh Tahnun bin Muhammed El Nahyan'ın ölüm haberini aldım- Allah ona rahmet etsin- Majesteleri ve merhumun ailesine başsağlığı dileklerimi ve en içten taziyelerimi gönderiyorum. Yüce Allah onu geniş rahmet ve mağfiretiyle kuşatsın, geniş bahçelerinde barındırsın ve sizi her türlü zarardan korusun. O, işiten ve cevap verendir.


Faysal bin Ferhan, Al-Burhan ve Hamideti ile Sudan'daki gelişmeleri görüştü

 Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
TT

Faysal bin Ferhan, Al-Burhan ve Hamideti ile Sudan'daki gelişmeleri görüştü

 Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, dün (Çarşamba), Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Mohamed Hamdan Daklu (Hamideti) ile Sudan’da mevcut durumdaki son gelişmeleri ve bunların halk üzerindeki yansımalarını ele aldı.

Suudi Dışişleri Bakanı, Al-Burhan ve Hamideti ile yaptığı iki telefon görüşmesinde, Sudan ve halkını daha fazla yıkımdan ve zor insani koşulların daha da kötüleşmesinden korumak için çalışmanın önemini vurguladı. Halkın çıkarlarını ön planda tutmak, devlet kurumlarını, ülkeyi korumak ve güvenliği sağlamak için çatışmanın durdurulmasının önemini vurguladı.

 


Suudi Arabistan ve Meksika dışişleri bakanları Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan ve Meksika dışişleri bakanları Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün (Salı) Meksika Dışişleri Bakanı Alicia Barcena Ibarra ile Gazze Şeridi ve çevresindeki son gelişmeleri görüştü.

Prens Faysal bin Ferhan'ın Bakan Ibarra ile yaptığı telefon görüşmesinde iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ve ortak işbirliğinin çeşitli yönlerini ele aldı.


Suudi Dışişleri Bakanı Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
TT

Suudi Dışişleri Bakanı Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, dün (Pazartesi) Türk mevkidaşı Hakan Fidan ve Fransız Stephane Sejourne ile Gazze Şeridi ve çevresinde yaşanan gelişmeler ile bu konuda yapılan çalışmalar başta olmak üzere ortak çıkarları ilgilendiren konuları ele aldı.

Prens Faysal bin Ferhan ve Bakan Fidan, iki devletli çözümün uygulanmasına ve Filistin devletinin tanınmasına yönelik çabaları desteklemek amacıyla düzenlenen koordinasyon toplantısının oturum aralarında Riyad'da yaptıkları görüşmede, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile ikili ilişkileri çeşitli alanlarda güçlendirmenin ve geliştirmenin yollarını değerlendirdi.


Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, dün (Pazartesi) Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısı çerçevesinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti.

Görüşmede iki taraf Gazze ve çevresinde artan askeri gerilimi, sivillerin hayatını ve bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden kötüleşen durumu ele aldı. Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın devam eden gerilimi durdurmak ve bölgede yayılmasını önlemek için tüm uluslararası ve bölgesel taraflarla iletişim kurma çabalarını ve Filistin halkının zorla yerinden edilmesine yönelik çağrıları kategorik olarak reddettiğini vurguladı.

Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın Filistin halkının onurlu bir yaşam için meşru haklarını elde etmesi, umut ve özlemlerini gerçekleştirmesi ve adil ve kalıcı bir barışa ulaşması için sürekli desteğini yineledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre Abbas görüşme sırasında Suudi Arabistan'a ‘Filistin halkının haklarına, özellikle de başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurulmasına verdiği destek ve tüm uluslararası forumlarda Filistin davasını destekleme çabaları ile ister Gazze Şeridi'nden ister Batı Şeria'dan olsun, herhangi bir Filistin vatandaşının yerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğini’ vurgulayan kararlı tutumundan dolayı büyük takdir duyduğunu ifade etti.

Abbas, İsrail'in Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'daki tehlikeli hamlelerine değinerek, “İsrail'in Refah'ı işgal etme tehlikesinin Filistin halkı için bir felakete yol açacağı” uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın WAFA'dan aktardığı habere göre Abbas, iki milyonu Gazze'de olmak üzere yaklaşık 6,4 milyon mülteciye yardım ve destek sağlayan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) desteklemeye devam etmenin önemini vurguladı.

Muhammed bin Selman ayrıca Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Malezya Başbakanı Enver İbrahim, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron'ı ayrı ayrı kabul etti.

Görüşmelerde ikili ilişkilerin boyutları, Suudi Arabistan ile dört ülke arasındaki iş birliği alanları ve bunları geliştirmek için umut verici fırsatlar gözden geçirildi. Ayrıca ortak çıkarları ilgilendiren son bölgesel ve uluslararası durumlar ele alındı.

Muhammed bin Selman, Blinken ve Cameron ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeleri ve askeri operasyonları durdurma ve bunların güvenlik ve insani yansımalarıyla başa çıkma çabalarını ele aldı.


Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir
TT

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu'nun Altın Jübile töreni çerçevesinde düzenlenen Enerji Güvenliği, Geleceği ve Sürdürülebilir Kalkınma başlıklı diyalog oturumunda yaptığı konuşmada, iklim değişikliğiyle ilgili sorumlulukların paylaştırılması konusundaki söylemlerde bazı ikiyüzlülükler olduğunu söyledi.

Asıl meselenin Paris Anlaşması'nın yorumlanmasında ve iklim değişikliğiyle ülkeler arasında adil ve eşit bir şekilde nasıl başa çıkılacağında yattığını ifade eden Abdulaziz bin Selman, iklim değişikliği tartışmasının COP27'de daha gerçekçi bir hal aldığını belirtti.

Petrol üreticisi ülkelerin iklim etkilerini ulusal haklarıyla dengelediklerini ifade eden Abdulaziz bin Selman, “Hükümetlerin gelecek nesillerin büyümesini sağlamak gibi ahlaki bir sorumluluğu var” ifadesini kullandı.


Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
TT

Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)

Başta Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesi ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelmesi olmak üzere, Gazze'deki durum ve Filistin meselesinin güçlü bir şekilde gündeme geldiği Riyad'da dün (Pazartesi) Suudi Arabistan ve ABD'nin güvenlik anlaşmasına ‘son rötuşları’ yapmaya yakın oldukları bildirildi.

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) katılan Blinken ve Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ve ABD'nin bir güvenlik anlaşmasına varmaya yakın olduğunu açıkladı.

Bin Ferhan, ABD ile güvenlik anlaşması müzakerelerine ilişkin olarak “ABD ile ikili anlaşmaları tamamlamaya çok yakınız. Çalışmaların çoğu zaten yapıldı. Filistin cephesinde olması gerektiğini düşündüğümüz şeylerin ana hatlarına sahibiz” ifadelerini kullandı.

Blinken ise aynı konuda, “Geçtiğimiz aylarda, hatta 7 Ekim'den önce bile kapsamlı çalışmalar yaptık. Herhangi bir anlaşmanın Filistin kısmına odaklanmak istiyoruz. Sanırım neredeyse tamamlandı” şeklinde konuştu.

Bin Ferhan, Filistin konusunda, Gazze Şeridi'nde acil ve kalıcı bir ateşkes ve bir Filistin devletinin kurulması için ‘güvenilir ve geri dönülmez bir yol’ çağrısında bulunan Suudi pozisyonunu vurgularken, Blinken Hamas'a ‘masadaki cömert İsrail teklifini’ kabul etmesi çağrısında bulundu. Blinken, “İsrail ve bölge ülkeleri arasında normalleşme yolunda ilerleyebilmek için Gazze Şeridi'ndeki krizi sona erdirmeli ve Filistin devletinin kurulması için bir yol belirlemeliyiz” dedi.

Bu arada Riyad üç önemli toplantıya sahne oldu: Bir Arap-Amerikan toplantısı, bir Arap-İslam-Avrupa toplantısı ve bir Körfez-Amerikan toplantısı. İlk iki toplantıda Gazze'deki durum, ateşkes ihtiyacı ve Refah'ta bir İsrail operasyonu uyarısı ele alınırken, üçüncü toplantıda Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğü tartışıldı.

Blinken, ‘Kızıldeniz'de seyrüsefer konusunun ele alınması ve Husi saldırılarının üzerine gidilmesi’ gerektiğini vurgulayarak “Kızıldeniz'de kargo gemilerinin hedef alınması küresel ekonomiyi etkiliyor” dedi.


Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
TT

Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, ülkesinin enerji sistemlerini ekonomik olarak yönetmeye ve iklim değişikliği kavramları doğrultusunda bunları parasal değere ve çevreye faydalı hale dönüştürmeye odaklandığını vurguladı. Bakan bin Selman, Suudi Arabistan’ın 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramını benimsediğini ve 2020 yılında G20'ye ev sahipliği yaptığı sırada bu kavrama uygun hareket ettiğini söyledi.

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısının oturum aralarında düzenlenen ‘Uluslararası Ortaklıklarla Karbon Yakalama, Depolama ve Kullanma Alanındaki Yeniliklerin Teşvik Edilmesi’ başlıklı panelde konuşan Prens bin Selman, Suudi Arabistan’da elektriğin en düşük maliyetle üretildiğini ve rekabetçi fiyatlarla sunulduğunu açıkladı.

Suudi Arabistan hükümetinin bu alanda çeşitli programları ve projeleri olduğunu belirten Enerji Bakanı, ülkeye yatırımları çekecek bir hamleyle elektrik üretiminin maliyetini düşürme ve rekabet gücünü koruma yönünde adımlar atıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan hükümetinin enerji güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlama konusunda kararlı olduğunun altını çizen Prens bin Selman, ülkesinin bu yolda ilerleme kaydettiğini ve enerjinin DNA’sı haline gelen bir sistem kurmayı başardığını söyledi.

Enerji Bakanlığının bu sistemi kurma hedeflerine ulaşmak için Ekonomi ve Planlama Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla birlikte çalıştığını ifade eden Enerji Bakanı, bu alanda katma değer sağlayan tüm kurumlarla iş birliği yapabileceklerini belirtti.

Suudi Arabistan hükümeti tarafından 2011 yılında başlatılan enerji verimliliği programına değinen Prens bin Selman, söz konusu sistemin ülkenin hedeflerine ulaşmak için benzersiz hale geldiğini belirterek, ülkesinin döngüsel karbon ekonomisine doğru daha ileri adımlar atmak için herkesin iş birliğine açık olduğunu vurguladı.

Karbondioksitin atılmasının daha fazla karbondioksit üreteceğini ve geri dönüşüm konseptinde bunun daha faydalı başka kullanımlarla değerlendirilebileceğini açıklayan Bakan bin Selman, Suudi Arabistan Yeşil Ortadoğu Girişimi'nin hedeflerinin de bununla uyumlu olduğunu belirtti. Enerji Bakanı, tüm bu hedeflerin ise iklim değişikliğine yardımcı olduğunun altını çizdi.

Rekabetçi fiyatların korunmasının ülkede elektrik ve enerji üretimine daha fazla yatırım yapılmasını sağlayacağını söyleyen Prens bin Selman, Suudi Arabistan'ın enerji sektörünün, gelecekte yenilenebilir enerji kaynaklarıyla beslenen bir sisteme geçişte öncü olmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.