İkinci el online oto pazarında satışlar azaldı, fiyatlar yükseldi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İkinci el online oto pazarında satışlar azaldı, fiyatlar yükseldi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında satışlar, eylülde bir önceki aya göre yüzde 19 azalarak 113 bin 964 olurken, araç fiyatları yaklaşık yüzde 1,6 yükseldi.
AA muhabirinin Indicata'nın ikinci el online pazar raporundan derlediği verilere göre, Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında eylül ayı satışları, ağustosa kıyasla yüzde 19 azalarak 113 bin 964 (ilandan tamamen kaldırılan araçlar satılmış kabul edildiğinde) oldu. Ağustos ayında 140 bin 608 satış gerçekleşmişti.
Eylülde ikinci el online satışlar içinde binek araçların payı yüzde 83, hafif ticari araçların payı yüzde 17 oldu.
Geçen yılın eylül ayı ile kıyaslandığında satışlarda yüzde 40, Ocak-Eylül 2020'ye göre de yüzde 25 azalış kaydedildi.

İlana çıkan araç sayısı yüzde 17 geriledi
Geçen ay ikinci el online binek ve hafif ticari pazarında ilana çıkan araç adedi 270 bin 911 ile ağustosa göre yüzde 17 azaldı. İlana çıkan araçların yüzde 42'si satıldı.
Bu yılın 9 ayında ikinci el online pazarında 2 milyon 731 bin 443 adet tekil ilan yayınlanırken, ilanı yayınlanan araçların yüzde 44'ü satıldı.

Dizel otomobil satışları ilk sırada
Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari pazarı motor tipine göre değerlendirildiğinde, eylülde en yüksek payı 70 bin 164 satış ve yüzde 61,57 payla dizel otomobiller aldı.
Dizel otomobilleri, 40 bin 436 satış ve yüzde 35,48 payla benzinli, 1.265 satış ve yüzde 1,11 payla oto gazlı otomobiller takip etti.
Hibrit otomobillerin payı 1.795 satışla yüzde 1,58 ve elektrikli otomobillerin payı da 304 satışla yüzde 0,27 olarak belirlendi.
Eylül ayında 36 bin 549 adetle en çok C segment araç satıldı. C segmentinden sonra en çok satış 20 bin 912 adetle B segmentinde gerçekleşti.

Araç fiyatları yaklaşık yüzde 1,6 arttı
İkinci el pazarında en çok satışı gerçekleşen ilk 28 markanın 200 modeline ait 1.200 varyantın 15 farklı model yılındaki 39 bin 565 ilanının fiyat değişimleri incelenerek yapılan analize göre, eylülde ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında bir önceki aya göre ortalama yüzde 1,6'lık fiyat artışı gözlendi.
Bu yılın 9 ayında ortalamada yüzde 8,4'lük fiyat artışı belirlenirken, en çok fiyat artışı 10,9 puanla hafif ticari araç grubunda gerçekleşti. Bunu, 9,8 puanla A ve 9,1 puanla B segmentleri izledi.

"Tedarik zinciri sıkıntıları otomotiv sektöründeki üreticileri zorlamaya devam ediyor"
Eylül ayı raporunda otomotiv sektörüne ilişkin değerlendirmelerine yer verilen Indicata Türkiye Satış Drektörü Aslı Göker, salgının yol açtığı tedarik zinciri sıkıntılarının otomotiv sektöründeki üreticileri zorlamaya devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Asya'da tekrar gündeme gelen kapanmalar, ABD yaptırımlarıyla diğer üreticilerde görülen olağan dışı talep ve kapasite artırımlarının beklenenden daha yavaş ilerliyor olması krizin temel nedenleri olarak karşımıza çıkıyor. AlixPartners tarafından yapılan araştırma sonucunda bu yıl küresel çapta otomotiv üretiminin 7,7 milyon azalacağı öngörülüyor. Krizin toplam otomotiv sektörüne verdiği bu yılki zararın yaklaşık 50 milyon dolar seviyesinde olması beklenmekte. Otomotiv şirketlerinin üst yöneticileri (CEO), çip krizinin 2022 yılında da devam edeceğini, krizin 2023'te çözülmesini beklediklerini belirtiyor. Çip krizine bağlı yeni araç tedarikinde yaşanan sıkıntı kısa ve orta vadede ikinci el pazarında talebin artacağını ve buna bağlı olarak fiyatların yukarı yönlü seyredeceğini gösterse de uzun vadede ikinci el araç pazarında da bulunurluk sorunu yaşanma ihtimali bulunuyor."

İnternetten kaldırıldığında "satış" olarak sınıflandırılıyor
Öte yandan, makine öğrenmesi, yapay zeka ve büyük verinin birleşmesinden oluşan iş zekası seti Indicata, Türkiye'deki ikinci el online araç pazarını tarayarak günlük 450 binden fazla ikinci el araç datasını analiz ediyor.
Rapordaki satış verileri, ikinci el ticareti yapan kurum ve kuruluşların online pazarda verdikleri ilan verilerine dayanırken, bu verilerin içinde bireysel araç ilanlarına ait veriler bulunmuyor.
Online platformda ikinci el ticareti yapan kurumlar, iki sebeple satışa sundukları araçların ilanlarını geri çekiyor. Birincisi, değişen pazar koşullarına göre ilandaki araçların fiyatını revize ederek yeniden ilanı yayınlıyorlar.
Bu ilanların yeniden ne zaman yayınlandığı da Indicata tarafından takip ediliyor.
İkinci olarak, ticaret yapan kurum, aracını sattığı için ilandan çekiyor ve yeniden satışa sunacağı bir aracının ilanını yayınlıyor. Bu ikinci grup araç ilanları, yani ilandan tamamen kaldırılan araçlar "satış" olarak kabul ediliyor.



Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

ABD Masters Turnuvası'nda golf izleme, bu oyunu bizzat oynama, masaları gezme ve Mar-a-Lago'da yemek yiyenleri selamlama arasında Donald Trump'ın Bertrand Russell'ı incelemek için çok az zaman bulduğunu tahmin etmek makul olur.

Bu üzücü çünkü Britanyalı filozofun 1922'de yayımlanan Çin Sorunu kitabını özümsemek, sadece bu pasajla bile ona ve Amerika'ya fayda sağlayabilir:

Çin ulusu dünyadaki en sabırlı ulus, yüzyılları diğer ulusların on yılları gördüğü gibi görüyor. Temelde yok edilemez ve beklemeye gücü yeter.

Mandarin dilinde Donald Trump'ın bile dikkatini çekebilecek bir başka kısa ifade de var: Birebir çevrildiğinde "Acı yemek" anlamına gelen "chi ku", şikayet etmeden acı çekmek manasında kullanılıyor.

Russell'ın gözlemlediği gibi, Çin'in kültürünü ve yaklaşımını böyle özdeyişler tanımlar. Bugün Pekin'in, ABD'nin dünyanın en kalabalık ülkesiyle ekonomik rekabetini çarpıcı bir şekilde tırmandırmasına karşı kullandığı stratejinin ardında onlar yatıyor.

ABD Başkanı halihazırda göz kırptı ya da göz kırpıyormuş gibi göründü. Cuma günü Çin, ABD'den ithal edilen mallara uygulanan vergiyi yüzde 84'ten yüzde 125'e çıkararak Trump'ın tarifelerine karşılık verdi. Hafta sonu ABD'nin akıllı telefonları, bilgisayarları ve diğer tüketici elektroniği ürünlerini kendi vergi artışlarından muaf tuttuğu açıklandı. Bu bir geri adım gibi görünüyordu.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise "Hayır" dedi. Bu ürünler belirli ülkelere uygulananların haricindeki vergilerle yakında karşılaşacaktı. Daha sonra Trump, bir sosyal medya paylaşımında bu ürünlere muafiyet tanınmadığını iddia ederek kararlı bir tavır sergiledi. Büyük harfler ortaya çıktı:

Tarifelere yönelik yürüteceğimiz ulusal güvenlik soruşturmalarında Yarı İletkenlere ve TÜM ELEKTRONİK TEDARİK ZİNCİRİNE bakıyoruz.

Yine de mevcut muafiyet, bir geri adım gibi görünüyordu.

Başkan Şi her zamanki gibi hiçbir şey söylemedi. Gelecek günlerde ve haftalarda daha fazlasını bekleyebiliriz: Bir tarafta kas gösterme ve bağırma, karşı cephede sakin metanet.

Bu, Çin'in sarsılmayacağı anlamına gelmiyor. Trump ve çevresinin hesaplarına göre Çin'in ABD'ye ihtiyacı var. Trump'ın sürekli atıfta bulunduğu bu devasa ticaret dengesizliği olmadan, Çin'in ihracatı için buna denk bir pazar yok. Şi ve çalışma arkadaşlarının, ülkelerinin hızla artan refahı, nüfusunu beslemesi ve aynı zamanda şişen orta sınıfın servetindeki artışı körüklemesi için ABD'ye bel bağladığını düşünüyorlar.

Ticaret söz konusu olduğunda, ABD-Çin mücadelesi yeni bir mesele değil. Hatta Trump ilk döneminde ikisi arasındaki eşitsizliğin üstesinden gelmeye çalıştı. Çin, dış ticareti teşvik etmeyi sürdürürken iç tüketimi ve kendi kendine yetmeyi artırma anlamına gelen "ikili dolaşım" veya "yeni kalkınma modeliyle" yanıt verdi.

Trump ikinci kez şansını deniyor. Ancak daha az odaklanmış bir şekilde, üç hedefi tek bir saldırıya dönüştürüyor: Federal geliri artırmak, Kanada ve Meksika gibi ülkeleri uyuşturucu tedariki gibi finansal olmayan nedenlerle cezalandırmak ve daha eşit bir ticaret dengesi sağlamak. Bu, üç danışman grubunu içeriyordu ve bir karmaşa reçetesi oluşturdu.

Aynı zamanda ekonomiyi siyasetle harmanlamaya çalıştı ve tarifeler söz konusu olduğunda ikisi birbiriyle kaynaşmıyor. Ekonomistlere her zaman tarifelerin kötü bir fikir olduğu, dayatılmaması ve bunlara cevap verilmemesi gerektiği öğretilir. Ancak Trump, Amerika'nın siyasi onayını aldığına ve çoğu Amerikalının kendisini destekleyeceğine inanıyor.

Trump bu hamlenin yaklaştığının sinyalini defalarca verdi. Çinliler hazırlık yapabilmiştir. Trump ilk salvoyu yaptığına göre, Amerika'nın üç hedefi vurmak için bir füze ateşlemeye çalışmasını izleyebilirler.

Trump, Çin'in ticaret fazlasına odaklanırken, ABD yönetiminin kendilerine önemli miktarda borçlu olmasından kaynaklanan kilit bir karta sahip olduklarının bilincindeki Çin, öncesinde Trump'ı ikinci bir devlet ziyaretine davet ederek muhtemelen eldeki tek kartını oynayan Birleşik Krallık'ın aksine, metanetini koruyup güvende kalabilir.

Çin, Amerikan dolarlarını doğrudan elden çıkarmasa da sertliğini başka yollarla ifade edebilir: ABD yatırımlarını yavaşlatarak, daha az yatırım yaparak ve sermayeyi başka yerlere yönlendirerek. Çin'in elindeki bir diğer güvence de üretimdeki küresel hakimiyetinin Amerika'nın finansal hizmetler ve yapay zekadaki hegemonyasıyla eşleşmesi. Dağınık ABD yaklaşımının artırdığı bölünmeden de faydalanabilirler. Avrupa, Pekin'e yaklaşmaya hazırlanma işaretlerini halihazırda gösteriyor.

Her iki süpergücün de canı yanacaktır, bunu yapmayacak kadar birbirlerine bağımlılar. Ancak ABD'nin yüksekten atmasını da bir zafer olasılığı gibi yorumlamak da bir hata olabilir. Bir uzlaşma sağlamak zorundalar. Bunun her iki lidere de itibar kaybettirmeden başarılması kritik önemde.

Trump ne söylerse söylesin ve Şi de ne söylemezse söylemesin, rekabetlerinin nereye varacağı neredeyse kesin.

Independent Türkçe