Cezayir’de tutuklanan iş insanlarının şirketlerinde çalışan binlerce kişi işsizlikle karşı karşıya

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
TT

Cezayir’de tutuklanan iş insanlarının şirketlerinde çalışan binlerce kişi işsizlikle karşı karşıya

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)

Yolsuzluk suçlaması sebebiyle iki yıldır cezaevinde olan Cezayirli iş insanlarının şirketlerine mahkeme kararı ile atanan yöneticilerin şirket mülklerini tasfiye etmesi ve sermayelerini, yolsuzlukla suçlanan yatırımcılara on milyarlarca dolar kredi sağlayan bankaların kullanımına vermesi bir başka krizin kapısını araladı. Şirketlerin kapanmasıyla binlerce kişi işsizlikle karşı karşıya kaldı.
Önceden iş insanı Ali Haddad’ın sahibi olduğu ve yönettiği bir bayındırlık kurumunun çalışanları çarşamba günü başkentin doğusunda, Kazablanka’da bulunan kurumun genel merkezinin önünde protesto düzenleneceğini duyurdu. Söz konusu protestoda, atanan tasfiye memuruna talepler iletilecek. Talepler arasında 10 aydır verilmeyen maaşların ödenmesi, çalışmaya devam edenlerin işlerinin korunması ve alanının en büyüğü olan söz konusu kurumun kurtarılmasına yönelik bir planın uygulamaya konulması yer alıyor. Ayrıca Haddad’ın 2019’da hapse girmesinin ardından işten çıkarılan onlarca çalışanın da işlerine geri dönüşü de isteniyor.
Hükümet, 10 bin işçi ve çalışanın görev yaptığı Haddad ailesine ait kurumun ve yan kuruluşlarının kamulaştırıldığını duyurdu. Bu kararın ardından söz konusu kurumun akıbetinin de Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın 2 Nisan 2019’da kamuoyunun tepkisi üzerine istifa etmesinin ardından hapis cezasına çarptırılan diğer birçok yatırımcıya ait kurumlar ile aynı olmasından endişe ediliyordu. Bir diğer endişe konusu da maaşların nasıl ödeneceğiydi.
Başkent Temyiz Mahkemesi 2020’nin kasım ayında, yolsuzluk davalarında adları geçen eski başbakanlar Ahmed Uyahya ve Abdulmelik Sellal’a 8 yıl, Ali Haddad’a da 12 yıl hapis cezası verdi. Asliye Mahkemesi, 2020’nin temmuz ayında Ali Haddad hakkında ‘yasalara saygı duymaksızın hükümet ile büyük anlaşmalar imzalama’ suçlamasının yanı sıra kamu fonunu boşa harcama, görevi kötüye kullanmak, çıkar sağlama ve kamu anlaşmaları için rüşvet alma suçlamaları ile 18 yıl hapis cezası verdi. Haddad 2020’nin mart ayı sonunda, Cumhurbaşkanı Buteflika’nın seçim kampanyalarının finansmanında yolsuzluğa karıştığına yönelik yargılandığı ilk davada 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Daha öncesinde de yasalara aykırı bir şekilde iki pasaporta sahip olması sebebiyle 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Haddad daha sonra kaçmaya çalışırken Tunus sınırında tutuklandı.
Diğer yandan İş insanı Muhyiddin Tahkut’un şirketlerinde çalışan 6 bin kişi şu an işsizlikle yüz yüze. Tahkut’un aldığı kredilerin geri ödenmesi için şirketin ekipman, araç ve üretim araçlarına haciz konuldu. Tahkut, geçen yıl verilen bir karar ile 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tahkut’un oğlu ve erkek kardeşi (her ikisi de şu an cezaevinde), eski cumhurbaşkanına ve çeşitli hükümet projelerinde kendisine öncelik veren bakanlara yakınlıkları ile tanınıyorlardı.
Tahkut’a ait olan, ithal otomobil satan bir şirket de feshedildi. Bu nedenle yüzlerce çalışan işini kaybetti. Çalışanlar, Sanayi Bakanlığı genel merkezinin önünde şirketin kurtarılmasını talep eden protestolar düzenledi ancak bunun bir faydası olmadı. Yine Tahkut’a ait olan ve üniversite öğrencilerini taşıyan bir kuruluşun yüzlerce aracına da el koyuldu. Söz konusu servisler daha sonra hizmet vermeye devam etti. Bu durum da birçok işçinin kurtulmasını sağladı. İş insanı Ahmed Mazuz’a ait gıda endüstrisi grubu ve Ulemi ailesine ait bir Alman otomobil markasının satış şirketinin çalışanları da söz konusu kurumların kapatılmasını önlemek amacıyla kamu yetkilileriyle iletişime geçti. Ancak çağrılarına kulak verilmedi. Çalışanlardan bazıları ülke dışına gitmek zorunda kaldı. Diğerleri de işsiz kaldı.
Koninav kardeşler Rıza, Nuh ve Kerim’in yargılandıkları davalarda ağır cezalar almalarının ardından aileye ait bayındırlık grubu ekonomik sıkıntılara girdi. Bu nedenle yüzlerce kişi işini kaybetti. Grubun şirketlerine ait şubelerinde çalışan işçiler, Koninav kardeşlerin, baraj inşaatı ve sulama konusunda büyük projeler başlatmalarını sağlayan yüksek meblağda banka kredilerinden yararlanmaları sebebiyle Buteflika’nın 20 yıllık iktidarı boyunca son derece rahat koşullarda yaşamışlardı.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.