Oxford Üniversitesi'nin Linacre Koleji, Vietnamlı iş kadınından aldığı yüklü bağış üzerine adını değiştiriyor

Gelen bağış üzerine, Rönesans dönemi tıp bilimcisi ve klasik edebiyat uzmanı hümanist Thomas Linacre'ın pabucu dama atıldı

Nguyen Thi Phuong Thao, Vietnam'da devlete ait petrol şirketi Petrolimex'in ana finansörlerinden HDBank'ın da yardımcı başkanı (Reuters)
Nguyen Thi Phuong Thao, Vietnam'da devlete ait petrol şirketi Petrolimex'in ana finansörlerinden HDBank'ın da yardımcı başkanı (Reuters)
TT

Oxford Üniversitesi'nin Linacre Koleji, Vietnamlı iş kadınından aldığı yüklü bağış üzerine adını değiştiriyor

Nguyen Thi Phuong Thao, Vietnam'da devlete ait petrol şirketi Petrolimex'in ana finansörlerinden HDBank'ın da yardımcı başkanı (Reuters)
Nguyen Thi Phuong Thao, Vietnam'da devlete ait petrol şirketi Petrolimex'in ana finansörlerinden HDBank'ın da yardımcı başkanı (Reuters)

Birleşik Krallık'taki Oxford Üniversitesi'ne bağlı Linacre Koleji, Vietnam'ın en zengin iş kadını Ngyuen Thi Phuong Thao'dan bağış aldıktan sonra adını Thao Koleji olarak değiştirecek.
Sovico Group Başkanı Nguyen Thi Phuong Thao ve Linacre Koleji Müdürü Nick Brown, 31 Ekim'de 155 milyon sterlinlik (yaklaşık 2 milyar TL) bir bağış sözleşmesi imzalamıştı.
Kolejin açıklamasına göre bağışla yeni bir lisansüstü merkezi kurulması ve burs fırsatlarının artırılması planlanıyor.
Açıklamada, bağışın 50 milyon sterlinlik (yaklaşık 660 milyon TL) ilk kısmı alındığında, kolejin adının Thao Koleji olarak değiştirilmesi için konseye başvuruda bulunulacağı bildirildi.
1962'de kurulan ve lisansüstü eğitim veren okul, adını Rönesans döneminde yaşayan tıp bilimcisi ve klasik edebiyat uzmanı, hümanist Thomas Linacre'dan alıyor.
Öte yandan Oxford Üniversitesi'nde isim değişikliği planına sıcak bakmayanlar da bulunuyor.
Özellikle kendini "Oxford'un en çevreci koleji" olarak tanımlayan Linacre Koleji'nin denizde petrol ve doğalgaz arama çalışmaları yürüten ve Vietnam'daki VietJet Air gibi havayolu şirketlerini bünyesinde barındıran bir holdingden bağış alması eleştirildi.
Öğrenciler, mezunlar ve akademisyenlerden oluşan, daha önceden fosil yakıt şirketlerinin isimlerinin okul binası ve enstitülerinden kaldırılmasını da talep eden Oxford Üniversitesi İklim Adaleti Kampanyası adlı grup, bağışın sıfır karbon standartlarını tehlikeye attığını söyledi.
Grubun açıklamasında "Linacre Koleji'nin fosil yakıt çıkarma işlemleriyle gezegenimizin hayatta kalmasını tehdit eden Sovico'dan gelen bağışı kabul etmesi bizi hayal kırıklığına uğrattı" ifadelerine yer verildi.

Independent Türkçe, Guardian, BBC 



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology