Suudi Arabistan, Kral Selman'ın tahta geçişinin yedinci yıldönümünü kutluyor

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz 60 yıldır ülkenin kalkınma aşamalarına eşlik ediyor

Suudi Arabistan, Kral Selman'ın tahta geçişinin yedinci yıldönümünü kutluyor
TT

Suudi Arabistan, Kral Selman'ın tahta geçişinin yedinci yıldönümünü kutluyor

Suudi Arabistan, Kral Selman'ın tahta geçişinin yedinci yıldönümünü kutluyor

Suudi Arabistan halkı bugün Kral Selman bin Abdulaziz’in hicri takvime göre 3 Rebiulahir 1436 tarihinde tahta geçişinin yedinci yıldönümünü kutluyor. Ülkede gelinen yeni aşamanın öncüsü Kral Selman bin Abdulaziz, 1932’de birleşerek kurulan Suudi Arabistan Krallığının yedinci kralı.
Mevcut kalkınma ve refah seviyesine gelişinde ülke tarihindeki dönüm noktalarına eşlik eden Kral Selman bin Abdülaziz, 1954’te Riyad Valisi olarak atandı. Ardından ülke liderliğine gelerek siyasi, ekonomik, toplumsal ve örgütsel, aynı zamanda kalkınma ve gelişme düzeylerindeki yeni reforma öncülük etti. Nitekim Suudi Arabistan, çeşitli sektörlerde uluslararası bir rakip haline geldi.
Söz konusu yedinci yıldönümü, ülkede 2030 Vizyonu’nun getirdiği yenilikçi ruh, aynı zamanda şeffaflık, iş yönetimi, başarı azmi, sorun çözümünün benimsendiği liderlik tarzı ile çeşitli alanlarda ilerleme ve refah sağlandığı sırada geliyor. Nitekim kurucu Kral’ın toplumun tüm renkleri ve çeşitliliğini kapsayan sağlam bir devlet projesinin yapı taşlarını ortaya koyduğu, bugün Kral Selman bin Abdulaziz’in de dönüm noktalarına liderlik ettiği Suudi Arabistan, geleceğe doğru yürüyor.

Siyasi canlılık
Ülkenin stratejik konumu, siyasi ve sembolik ağırlığı, siyasi canlılığını, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası denklemler üzerindeki etkisini sürdürmesini gerekli kılıyor. Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) Riyad liderliğindeki Körfez politikasında yeni bir aşamanın başlangıcına işaret eden zirvesinin 41. oturumu arifesinde gelen el-Ula Bildirisi’nde, tehdit ve müdahaleler karşısında safların sıklaştırılması ve Körfez devletlerinin dayanışması üzerine duruldu. Bildiride aynı zamanda herhangi bir ülkenin egemenliği ve güvenliğine el değmemesi, KİK’in oynadığı rolü geliştirme yönünde siyasi tutumların koordine edilmesi, Körfez ülkeleri güvenliğini tehdit edenlerle mücadelenin yanı sıra terör örgütleriyle mücadelede işbirliğinin güçlendirilmesi kararlaştırıldı.
Başkent Riyad ve gelecek vaat eden Neom şehirlerinde, son aylarda diplomasi ve politik açıdan devam eden yüksek hareketlilik kaydedildi. Suudi Arabistan, ikili ve uluslararası meseleleri görüşmek üzere dünyanın dört bir yanından birçok ülke liderini ağırladı. Nura bint Mezid el-Amr Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Danışma Kurulu üyeliğini kazandığı gibi Suudi ekipler de uluslararası kuruluşlardaki diplomatik faaliyetlerini sürdürdü.

Vizyonun beşinci yılı
Suudi Arabistan’ın gelecek haritasını teşkil eden Vizyon 2030’un Nisan ayında beşinci yıldönümünü kutladığı bu yıl, NEOM kapsamındaki çevre dostu sıfır karbonlu The Line şehri projesi, turistik bölgelerin gelişimi yönünde insani ve kurumsal kapasiteyi geliştirme programına şahitlik etti. Aynı zamanda ülkedeki dijital yeteneklerin geliştirilmesi ve dijital ekonomi fırsatlarının kollanması yönünde bölgedeki en büyük teknik lansmanı temsil eden 4 milyar riyal değerinde bir girişim ve program paketi açıklandı.
Diğer yandan Suudi Arabistan, yolsuzluğa karşı açık bir savaş yürütüyor. Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, yolsuzluğun kamu kurum ve projelerindeki etkilerinin azaltılıp takip edilmesi yönündeki rakam ve gerçekleri içeren açıklamaları her ay yapmaya, yolsuzluğa karışmaları dolayısıyla bazı isimleri görevden alarak soruşturmaya devam etti.

Koronavirüs salgınına karşı
Suudi Arabistan’ın koronavirüs ile mücadeleye yönelik çabaları, salgının gerilemesi, kritik vaka sayısının azalması, önleyici strateji sayesinde kısıtlamaların kaldırılması ve ardından normal hayata tam dönüşle sonuçlandı. Salgının ilk anı itibariyle alınan önlemlerle birlikte, ülkede yaşayan herkese onaylı ve ücretsiz aşı sağlanması yönündeki organize ve sistemli kampanya, toplumun yüzde 70'inin aşıya ulaşımını sağladı.
Böylece, geçen yıl salgın dolayısıyla ertelenen Riyad Uluslararası Kitap Fuarı dahil olmak üzere Suudi Arabistan'daki yeni yaşam tarzına yönelik etkinlikler daha geniş alanlarda daha fazla kişinin katılımıyla yeniden düzenlenmeye başladı. Yaklaşık 1 milyon ziyaretçinin katıldığı, sanat, şiir ve entelektüel açıdan zengin ruhlu Riyad Uluslararası Kitap Fuarı’nda serginin onur konuğu Irak oldu.

Ulusal ekonominin itici gücü
Koronavirüs salgının patlak vermesi ardından ülkedeki ulusal ekonomide kaydedilen geniş teşvik hareketi, çeşitli mali politikalarla sonuçlandı. Salgından etkilenenlere yönelik Kral Selman bin Abdulaziz’in yayınladığı kararname sayesinde işveren, çalışanların sözleşmesini feshetmek yerine, üç ay süreyle sosyal sigortaya kayıtlı ücretin yüzde 60'ından çalışanlarına aylık tazminat ödemesi talebiyle sosyal sigortaya başvurma hakkına sahip oldu.
Paket servis hizmetinde çalışanların aylık 3 bin riyal destek gibi uygulamalar aracılığıyla desteklenmesi yönünde yeni bir girişimin başlatıldığı duyurulurken Zekât ve Gelir Vergisi Genel Otoritesi ise yerel pazarda faaliyet gösteren şirket ve kurumlar üzerindeki mali yüklerin azaltılması yoluyla ekonominin canlandırılmasını amaçlayan çeşitli girişimler başlattığını açıkladı.
Diğer yandan Suudi Merkez Bankası; küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansmanı için destek, satış noktası işlemleri ve e-ticaret vergileri dahil olmak üzere bir önlem paketi aracılığıyla özel sektörü desteklemeyi, ekonomik büyümeyi teşvik etmedeki rolünü oynamasını sağlamayı amaçlayan yaklaşık 50 milyar riyal değerinde bir program hazırladı.
Koronavirüs salgını yankılarıyla beraber süregelirken Suudi Arabistan ise kapsamlı girişim ve stratejileri içeren dev projeler aracılığıyla salgının etkilerinden kurtulma yolunda ilerliyor. Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF), varlıklarını 2025 yılına kadar 4 trilyon riyale (1,7 trilyon dolar) çıkarmayı ve 1,8 milyon iş sağlamayı planladığını açıkladı.
Suudi Arabistan’ın bölgesel ana merkezi Krallık dahilinde olmayan yabancı şirketlerle hükümet sözleşmelerini durdurma kararı aldığını duyurmasıyla uluslararası şirketler Riyad'ı bölgesel işletmelerine merkezi almada yarıştı. Sayıları geçtiğimiz Ekim ayı itibariyle 44’e ulaştı.

Ulusal Yetenekler
Veliaht Prens ayrıca, Asir bölgesini yıl boyu küresel turizm noktası haline getirme yönünde geliştirme stratejisini başlattı. Bu strateji, çeşitli yatırımlarla 50 milyar riyal sağlayarak bölge için kapsamlı bir kalkınma reformu sağlamayı hedefliyor.
Ekonomik İşler ve Kalkınma Konseyi Başkanı Muhammed bin Selman, geçtiğimiz ay, Baha, Cevf ve Cizan’ın kalkınması yönünde stratejik ofislerin açılarak faaliyete geçtiğini duyurdu. Bu ofislerin üç bölgeden her birinin sunduğu rekabet avantajlarından maksimum fayda sağlama amacı ile kalkınma ajansları kurulmasının çekirdeğini oluşturacağı, özel sektör katılımını çeken güçlü bir yatırım ortamının gelişmesini sağlayacağı biliniyor.
Geçtiğimiz ay aynı zamanda özel sektörün ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 65’e çıkarılmasına, doğrudan yabancı yatırımın artırılmasına ve petrol dışı ihracat oranının GSYİH’nın yüzde 50’sine yükselmesine olanak sağlayacak Ulusal Yatırım Stratejisi de başlatılmıştı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.