Libya'nın Terhune kenti sakinlerinden Hafter ve Seyfülislam'ın adaylığına tepkihttps://turkish.aawsat.com/home/article/3315966/libyan%C4%B1n-terhune-kenti-sakinlerinden-hafter-ve-seyf%C3%BClislam%C4%B1n-adayl%C4%B1%C4%9F%C4%B1na-tepki
Libya'nın Terhune kenti sakinlerinden Hafter ve Seyfülislam'ın adaylığına tepki
Fotoğraf: AA
Terhune/AA
TT
TT
Libya'nın Terhune kenti sakinlerinden Hafter ve Seyfülislam'ın adaylığına tepki
Fotoğraf: AA
Libya'nın başkenti Trablus'un güneyindeki Terhune kentinde yüzlerce kişi, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter ile Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi'nin başkanlık seçiminde aday olmasına tepki gösterdi.
Hafter'e bağlı milislerden 5 Haziran 2020'de kurtarılan ve yeni toplu mezarların ortaya çıkarılmaya devam ettiği Terhune'de, Hafter ve Seyfülislam'ın devlet başkanlığı adaylığını protesto için "Seçim Sürecini Düzeltme Ulusal Forumu" düzenlendi. Foruma, yetkililer ve belediye başkanlarının yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.
Protestolarla geçen forumda, "Utanç verici bu yolla seçimlere hayır", "Seçimlerden önce anayasal altyapı oluşturulsun", "Seyfülislam'ın adaylığına hayır" ve "Toplu mezarlar insanlık suçudur" yazılı dövizler taşındı.
Zintan Belediye Başkanı Mustafa el-Baruni, AA muhabirine yaptığı açıklamada, etkinliği felaketlerin yaşandığı Terhune kentinde gerçekleştirdiklerini söyledi.
"Seçimler için taraflı ve dışlayıcı kanunlar çıkardılar, bunları yalanla ve hile ile yaptılar. Bunu kabul etmiyoruz. Yıllarca diktatörlükle yönetilen Libya'ya demokrasiyi getirenler 17 Şubat devrimcileridir" diyen Baruni, fedakarlıkla ve vatanperverlikle alakası olmayan bazı kişilerin bir yerlere geldiğini, sonra da Libya halkını kandırmaya çalıştığını, bunu kabul etmediklerini belirtti.
Trablus Derneği Başkanı Abdulhafiz el-Belazi ise başta Hafter olmak üzere Terhune'de toplu mezarlar açılmasına sebep olan hiçbir savaş suçlusunun devlet başkanlığı adaylığını istemediklerini dile getirdi.
Seçimleri desteklediklerini ancak bunun doğru bir zemin üzerinde olması gerektiğini kaydeden Belazi, önce genel seçimler, sonra anayasa referandumu ardından da başkanlık seçimlerinin yapılması gerektiğini ifade etti.
Hafter milislerinin Terhune'yi kontrol altında tuttuğu dönemde kaçırılan oğlunun cesedine halen ulaşamayan baba Muhammed Ali Misbah el-Mukri ise "Tüm vatandaşların hakkını garanti altına alan anayasal bir zemin olmadan seçime gidildiğine ilk defa tanık oluyorum" diyerek seçim sürecine tepki gösterdi.
Libya'da başkanlık seçimleri
Libya Yüksek Seçim Komisyonu, dün yaptığı yazılı açıklamada, başkanlık seçimi için başvuran aday sayısının 23'e ulaştığını bildirmişti.
24 Aralık'ta düzenlenecek seçimler için Hafter ile Seyfülislam Kaddafi'nin yanı sıra eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa adaylık başvurusunda bulunmuş, Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih de aday olacağını açıklamıştı.
Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'nin ilerleyen günlerde adaylığını açıklamasının beklendiği seçim için başvuru süresi 22 Kasım'da sona erecek.
Gazze ateşkesi: Arabulucular garanti krizini nasıl aşacak?
Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların ardından güneş batarken (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki hafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da bir araya gelerek Gazze Şeridi'nde olası bir ateşkesle ilgili gelişmeleri ele alması bekleniyor.
Ancak Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanların tahminlerine göre, Netanyahu'nun siyasi geleceğinin parçalanmasından korkarak Gazze'deki savaşı kalıcı olarak durdurmayı reddetmesi ışığında, Hamas'ın ısrar ettiği savaşı durdurma garantisi krizi bir ‘ikilem’ olmaya devam ediyor. Arabulucuların savaşı sona erdirecek tüm fikir ve önerilerin tartışıldığı kısmi bir ateşkese gitmekten başka çareleri olmadığına dikkat çeken uzmanlar, Trump'ın İsrail Başbakanı’yla görüşmesi sırasında bu konuyu çözmek için yapacağı baskıya güveniyor.
Hamas dün bu garantilerin önemini vurguladı.
Hamas Siyasi Büro Başkanı’nın Medya Danışmanı Tahir en-Nunu CNN'e verdiği demeçte, “Ciddiyiz ve bir anlaşmaya varmaya hazırız; savaşı sona erdirmek için gerekli şartlar açık olduğu takdirde her türlü teklifi kabul etmeye hazırız” dedi.
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne düzenlediği bombardıman sırasında yükselen dumanlar (AFP)
Hamas liderlerinden Mahmud Merdavi dün yaptığı açıklamada, herhangi bir anlaşmanın ‘saldırganlığın tamamen durdurulması, işgal güçlerinin geri çekilmesi, insani protokole uyulması ve varılacak herhangi bir anlaşmanın fiilen uygulanmasını sağlayacak açık garantilere’ bağlı olması gerektiğini söyledi.
Garanti ikilemi
Geçtiğimiz ay İsrail ile İran arasındaki çatışmaların durmasının ardından yeniden gündeme gelen garanti talebi, müzakerelerin ivme kazandığı bir dönemde güçlü bir şekilde ortaya çıktı.
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati pazar akşamı televizyonda yayınlanan bir röportajda şunları söyledi: “Şu anda masada olan ve üzerinde çalıştığımız şey, bir dizi esirin serbest bırakılması ve ateşkesin sürdürülmesi için gereken ivmeyi yaratacağı umuduyla insani ve tıbbi yardımın mümkün olan en kısa sürede girmesi karşılığında İsrail saldırganlığının 60 günlük bir ateşkesle durdurulmasıdır.”
Abdulati, “İsrail ve İran arasında ateşkes sağlandıktan sonra Gazze Şeridi'ne odaklanmak isteyen bir Amerikan vizyonu var. Gelecekteki herhangi bir anlaşmanın ateşkesin sürdürülebilirliğini sağlamak ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığının yeniden başlamasını önlemek için yeterli miktarda garanti içermesi gerektiğine dair bir Amerikan anlayışı var” ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinliler (Reuters)
Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, son ateşkes çabaları hakkında bilgi sahibi olan Filistinli ve Mısırlı kaynaklar, arabulucu rolü oynayan Katar ve Mısır'ın savaşın her iki tarafıyla temaslarını yoğunlaştırdığını, ancak yeni bir görüşme turu için henüz bir tarih belirlenmediğini belirtti.
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile dün bir telefon görüşmesi yapan Mısır Dışişleri Bakanı, Gazze Şeridi'ndeki son gelişmeleri ve iki ülkenin ‘ateşkesi yeniden başlatmak, Filistin halkını bu zulümden kurtarmak, esir ve mahkûmları serbest bırakmak ve Gazze Şeridi'ne acil ve engelsiz insani yardım akışını sağlamak’ için ABD ile ortak çabalarını ele aldı.
Hamas, savaşı sona erdirecek bir anlaşmanın parçası olması halinde kalan tüm esirleri serbest bırakmaya hazır olduğunu ifade ederken, İsrail esirlerin serbest bırakılması gerektiğini ve savaşın sona ermesinin Hamas'ın silahsızlanmasına ve Gazze Şeridi'ni yönetmekten uzaklaşmasına bağlı olduğunu savunuyor.
‘Dikenli konular’
Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Tümgeneral Muhammed İbrahim ed-Duveyri, Hamas'ın talep ettiği garanti krizinin çözümünün kolay olmadığını düşünüyor. Ed-Duveyri, “İsrail'in reddetme ısrarı var. Zira savaşın sona ermesi şu anda Netanyahu hükümetinin yıkılması anlamına geliyor (...) Bu, Filistin hareketinin silahsızlandırılması ve liderlerinin sürgüne gönderilmesi konusundaki ısrarına ek olarak gerçekleşiyor” şeklinde konuştu.
Ed-Duveyri, arabulucuların, fikirlerin ortaya atılacağı, garantiler hakkında tartışmaların yapılacağı ve şartlarının anlaşmada açıkça belirtileceği geçici bir ateşkese gitmekten başka çaresi olmadığına inanıyor. Ed-Duveyri, “Garantiye ihtiyaç duyan tek şey savaşın durması değil; İsrail'in nihai çekilmesi de bir kriz ve Hamas'ın silahları gibi çetrefilli bir konu. Bu ve benzeri konular nihai statü müzakerelerine ertelenmeli” dedi.
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'a düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden Filistinlilerin cenaze töreninde gözyaşı döken bir çocuk (Reuters)
Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, mevcut krizin garantiler ve Washington'un gelecekte savaşı durdurma garantisi konusundaki tutumuna karar vermemiş olmasıyla ilgili olduğuna inanıyor. Er-Rakab, Gazze Şeridi'ndeki zor koşullar ışığında Hamas'ın kabul edeceği geçici bir ateşkesin sonuçlanmasının ardından garantiler krizinin arabulucular tarafından yapılacak sonraki görüşmelerin bir parçası olmasını bekliyor.
Hamas'ın garantiler konusundaki ısrarı, Trump'ın dün yaptığı açıklamada pazartesi günü Beyaz Saray'da Netanyahu ile yapacağı görüşmede Gazze ve İran'daki durumu ele alacağını duyurmasıyla birlikte geldi. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Trump, “Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını ve esirlerin geri dönmesini umuyoruz ve bunun önümüzdeki hafta içinde gerçekleşmesini bekliyoruz” dedi.
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail tarafından bombalanan bir bölgeyi inceleyen Filistinliler (Reuters)
Netanyahu dün yaptığı açıklamada, geçen ay İran ile 12 gün süren savaşta elde ettiğini söylediği ‘büyük zaferin’ ardından Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki hafta ABD'ye gideceğini söyledi.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in Gazze savaşının sona erdirilmesi konusunu görüşmek üzere Beyaz Saray yetkilileriyle bir araya gelmek üzere bu hafta Washington'da olacağını belirtti.
Bilgi sahibi Mısırlı kaynaklar dün yerel medyaya, ‘İsrail ve Hamas'ın sadece geçici bir ateşkes değil, kapsamlı bir takas anlaşması yapmaları için son saatlerde Mısır'ın artan baskısı’ hakkında konuştu.
Kaynaklar, çeşitli taraflardan heyetlerin önümüzdeki 72 saat içinde Kahire'ye gelmesinin beklendiğini, her iki tarafı temsil eden şahsiyetlerin ise anlaşmazlık noktalarını çözmek üzere halihazırda Kahire'de bulunduğunu söyledi.
İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
Kaynaklara göre Netanyahu, ‘kapsamlı bir anlaşmaya varma ihtimali olan müzakereleri engellerken, Amerikalı arabulucu tam bir ateşkesi içeren anlaşmayı onaylaması karşılığında Netanyahu'nun siyasi kariyerini hapishanede sonlandırmayacak şekilde İsrail içinde tam bir beraat üzerinde çalışmayı teklif ediyor.’
Trump ile Netanyahu arasında Gazze konusunda yeni bir geçici anlaşmaya varılması için daha fazla görüşme yapılmasını bekleyen ed-Duveyri, ‘Washington'un bu krizi sona erdirmek için oynayacağı büyük bir rol olduğunu, önyargılı olmaması ve krizi mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek için Mısır ve Katar ile birlikte çalışması gerektiğini’ belirtti.
Netanyahu'nun Washington ziyaretinin Gazze Şeridi için yeni bir anlaşmaya varılmasında ‘belirleyici’ olacağına inanan er-Rakab, Trump'ın Netanyahu’ya baskı yaparak Washington'dan ateşkes ilan edebileceğini ve bunun gerçekleşmesi halinde Hamas'ın ateşkesi kabul edeceğini ve ABD’nin anlaşmanın uygulanması sırasında garantilerin görüşüleceği sözünü vereceğini düşünüyor.