CIA Direktörü, Moskova'ya Havana Sendromu’nun sorumluluğunun sonuçları olacağı tehdidinde bulundu

Moskova ziyareti sırasında Burns (sağda- EPA)
Moskova ziyareti sırasında Burns (sağda- EPA)
TT

CIA Direktörü, Moskova'ya Havana Sendromu’nun sorumluluğunun sonuçları olacağı tehdidinde bulundu

Moskova ziyareti sırasında Burns (sağda- EPA)
Moskova ziyareti sırasında Burns (sağda- EPA)

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William J. Burns, ABD diplomatları ve ajanlarının yaklaşık beş yıldır maruz kaldığı gizemli Havana Sendromu vakalarının ardında Rus istihbarat teşkilatlarının olduğu kanıtlandığı taktirde bunun sonuçları olacağı uyarısında bulundu.
Washington Post’un dünkü haberine göre, Rusya-Ukrayna sınırındaki gerilimi görüşmek üzere bu ayın başlarında Moskova'ya gelen Burns, söz konusu meseleyi Rusya Federasyonu Federal Güvenlik Teşkilatı (FSB) ve Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) liderliğine taşıdı. Gazeteye konuşan yetkililerin bildirdiğine göre Burns, ABD personeli ve aile üyelerini ciddi beyin hasarı ve diğer rahatsızlıklara maruz bırakmanın bir ‘profesyonel istihbarat servisinin’ kabul edilebilir davranış sınırlarının ötesine geçeceğini söyledi.
Söz konusu habere cevaben Rusya ise Burns'ün bu saldırıları Rus siyasi yetkililerle görüştüğü, Rusya’nın bu saldırılarla ilgisi olduğu iddialarını reddetti. Konunun Burns'ün ziyareti sırasında veya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan siyasi toplantılarda tartışılmadığını bildiren Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov, Rus güvenlik servisleriyle yapılan özel görüşmeler hakkında yorum yapamayacağını belirtti. Aynı zamanda, “Burada, Rus tarafının bu davalara dahil olduğu iddiasıyla ilgili ipuçlarını, önerileri veya açıklamaları yalnızca şiddetle reddedebiliriz. Bu konuyla hiçbir ilgimiz yok” ifadelerine başvurdu. CIA ise gazetenin haberi ve Kremlin'in yanıtına dair herhangi bir yorumda bulunmadı. Burns'ün konuyu Ruslarla gündeme getirmesi, CIA’nın önemli şüphelere sahip olduğu şeklinde yorumlandı.  
ABD'li yetkililerin belirttiğine göre Burns'ün Moskova ziyareti, Washington'un Ukrayna sınırında asker birikmesini izlediğini, ülkeye askeri bir saldırıya müsamaha göstermeyeceğini Kremlin'e bildirme amacı taşıyor. Havana Sendromu konusunun gündeme getirilmesi ise ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Putin'e baskı yapma ve ciddi uyarılarda bulunma girişimleri kapsamında geliyor. Nitekim diplomatlar arasındaki vakalara dair ciddiyetini göstermek isteyen Biden yönetimi, personeli karşılaşabilecekleri olası sağlık sorunlarını bildirmeye teşvik ediyor. Son aylarda, bu gizemli olayları ciddiye almamakla suçlanan ABD’li iki üst düzey yetkili görevden alınmıştı: ABD’li onlarca ajan ve diplomatın semptom gösterdiği Viyana'daki CIA istasyonu şefi ve Dışişleri Bakanlığının Havana Sendromu vakalarını denetleyen üst düzey yetkilisi Büyükelçi Pamela Spratlen. Diplomat Jonathan Moore'u Sağlık Olaylarına Müdahale Görev Gücü'nün başına atayan Dışişleri Bakanı Antony Blinken, hastalıktan etkilenenlerin tıbbi bakım almasını sağlamak için ise Margaret Uyehara'yı göreve getirdi. Temmuz ayında Burns, Usame bin Ladin'in yakalanmasında öncü rol oynayan üst düzey bir CIA yetkilisini hastalıkların nedenini araştıran görev gücünden sorumlu tutmuştu.
Burns, kamuoyunda olayları ‘saldırı’ olarak nitelendirirken ABD'li bazı yetkililer de bunların Rus ajanlarının işi olduğundan şüpheleniyor. Diğer yetkililer ise vakaları yüksek stresli ortamda çalışan bireylerin yaşadığı psikojenik hastalığa bağlıyor. Rusya'yı suçlayanlar, Rusya'nın ABD personelini hastalığa yakalandırmak için enerji silahları kullanabileceğini düşünüyor. Ancak enerji silahlarının kullanımını bildirilen semptomlarla ilişkilendiren çok az kanıt var.
Adını 2016 yılında ABD'li diplomatlar arasında ilk vakaların kaydedildiği Küba başkentinden alan Havana Sendromu, migren, baş dönmesi ve hafıza karışıklığı gibi semptomlara neden oluyor. ABD'li yaklaşık 200 diplomat, eski yetkililer ve yurtdışındaki aile üyelerinin bu hastalığa yakalandığına inanılıyor. Yetkililerin bu olaylara dair nedenleri belirleyememesi, Kongre'yi, bu semptomlardan mustarip olduklarını söyleyen diplomatları ve istihbarat yetkililerini kızdırıyor. Nitekim Biden'ın geçen ay imzaladığı, Havana Sendromu ile bağlantılı travmatik beyin vakaları yaşayan ABD'li diplomatları, istihbarat görevlilerini ve diğer yetkilileri tazmin etme yönünde federal bir program oluşturan Havana Yasası tasarısına hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler destek veriyor.
Ağustos ayında, Hanoi'deki iki ABD çalışanının Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in resmi bir ziyaret kapsamında Vietnam’ın başkentine gelmeden hemen önce semptom kaydettiklerini bildirmeleri, söz konusu ziyareti birkaç saat geciktirmişti. Mevcut ve eski yetkililerin bildirdiğine göre Eylül ayında Burns ile Hindistan'da seyahat eden bir istihbarat görevlisi Havana Sendromu semptomu geçirdiğini ve tıbbi müdahale gerektirdiğini söylemişti. Bazıları, bunu CIA liderlerine kendilerinin de herhangi bir yerde hedef alınabileceklerine dair bir mesaj sayıyor.



(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Almanya: Noel pazarına saldırı planlamak şüphesiyle beş kişi gözaltına alındı

Alman polisi (EPA)
Alman polisi (EPA)
TT

Almanya: Noel pazarına saldırı planlamak şüphesiyle beş kişi gözaltına alındı

Alman polisi (EPA)
Alman polisi (EPA)

Münih savcılığı, Almanya'nın güneyindeki bir Noel pazarına saldırı planlamakla suçlanan beş kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Alman Haber Ajansı'na (DPA) göre savcılık, bu kişilerden dördü hakkında resmi tutuklama emri çıkarıldığını, beşinci kişinin ise Bavyera'nın güneyindeki Dingolfing'deki bir Noel pazarına saldırı planlamak şüphesiyle önleyici gözaltına alındığını belirtti.

Savcılar, saldırının arkasında İslamcı bir motif olduğundan şüpheleniyor.

Geniş çapta tanınan Bild gazetesi daha önce olayla ilgili haber yapmıştı.

Gözaltıların cuma günü gerçekleştiği ve zanlıların dün soruşturma hakimi önüne çıkarıldığı düşünülüyor.


Trump: DEAŞ bize tekrar saldırırsa Suriye'de onlara karşılık vereceğiz

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump: DEAŞ bize tekrar saldırırsa Suriye'de onlara karşılık vereceğiz

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'de bir silahlı saldırgan tarafından üç ABD askerinin öldürülmesiyle ilgili olarak, tekrar saldırılması halinde ABD'nin DEAŞ güçlerine karşılık vereceğini söyledi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Trump, Beyaz Saray dışında gazetecilere yaptığı açıklamada, üç Amerikalının bir pusu sonucu öldürüldüğünü belirtti.

Trump ayrıca Truth Social platformunda "Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara bu saldırıdan dolayı çok öfkeli ve üzgün" ifadelerini kullandı.

ABD ordusu, dün bir DEAŞ militanının ABD ve Suriye güçlerinden oluşan bir konvoya düzenlediği saldırıda üç personelinin (iki asker ve bir sivil tercüman) öldüğünü açıkladı.

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), üç ABD askeri personelinin de yaralandığını bildirdi.

Açıklamada, tek başına hareket eden bir silahlı saldırgan tarafından gerçekleştirilen saldırının, Suriye'nin merkezindeki Palmira şehrinde "askerlerin önemli bir komutanla çatışma halinde olduğu sırada" meydana geldiği belirtildi.

ABD Savunma Bakanı Pete Higseth ise "müttefik güçlerin" saldırganı öldürdüğünü ifade etti.